İngiltere’nin başkenti Londra’daki Kraliçe Elizabeth Kongre Merkezi’nde düzenlenen Suriye Donörler Konferansı’na katılan Başbakan Davutoğlu, konferansta bir konuşma yaptı. Konferansın başlığı olan ‘Suriye ve Bölgeyi Desteklemek’in çok önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, ayrıca insani ve vicdanı da destekleme toplantısının olduğunu söyledi. Davutoğlu, “Çünkü bugün başarısız olursa bir sonraki nesil bunun Suriye’nin ya da bölgenin başarısızlığı değil, insanlığın başarısızlığı olarak görecektir. Bugün 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en büyük insani trajediyle karşı karşıyayız” dedi.
Dün Ankara’da bir hastaneyi ziyaret ettiğini söyleyen Davutoğlu, bu hastanenin yoğun bakım servisinde ve pediatri bölümünde kalan 1’i kız, 2’si erkek 3 Suriyeli çocukla karşılaştığını ifade etti. Davutoğlu, “Geçtiğimiz hafta Halep’in kuzeyinde ve Lazkiye’nin kuzeyinde düzenlenen bombalı saldırılarda bu çocukların yüzleri ve tüm vücutları yanmıştı. Bu çocuklarla aynı odada ise Türk erkek çocuğu kalıyordu ve bu çocuğun yüzü de Türkiye’de gerçekleştirilen bir terör saldırısında yanmıştı. Bu çocuklar aynı nesilden çocuklar ve bu çocukların gelecekte kaderleri de aynı olacak. 4 yaşındaki küçük kız bana baktı ve yüzünde hiçbir ifade yoktu. Çünkü yüzü tamamıyla yanmıştı. Kendisinin hava saldırısından önceki güzel yüzünü hayal etmeye çalıştım. Bir baba olarak, bir dede olarak, kız babası olarak bununla karşılaşmak benim için acılı bir durumdu” dedi.
Bugünkü konferansta yapılacak görüşmelerin çok önemli olduğunu ifade eden Başbakan Davutoğlu, ancak daha önemlisinin bölgede yapılacaklar olduğunu söyledi. Bugün Türkiye’de 2,5 milyon Suriyeli'nin olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Bu istatistikle birlikte Türkiye dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumundadır. 700 bin civarında okula giden çocuk var. Bunların 300 bini eğitim alıyor ve biz geri kalanlarının da eğitim almasını planlıyoruz. 250 binden fazla Suriyeli kamplarda kalıyor ve bunun on katından fazlası da şehirlerde yaşıyor. Bugün Türkiye’de Suriyeliler'in yaşamadığı hiçbir şehir yok. Suriye’nin komşusu olan Kilis şehrimizde ise nüfusun yüzde 60’ını Suriyeliler oluşturuyor, yalnızca yüzde 40’ını Türk vatandaşları oluşturuyor. Bunun doğurduğu sosyal, ekonomik ve politik sonuçlarla nasıl karşı karşıya olduğumuzu tahayyül edebilirsiniz. Kamplarda kalan sığınmacılara bütün imkanları veriyoruz ancak bu sığınmacılar her yerdeler” diye konuştu.
Bu konferansın son derece zamanında yapıldığını ifade eden Başbakan Davutoğlu, çünkü bütün bu çocuklarla ilgilenilmesi gerektiğini söyledi. Bugüne kadar Suriyeli sığınmacılar için Türkiye’nin 10 milyar dolar harcadığını belirten Davutoğlu, “Sadece kamplarda kalan sığınmacılar için 10 milyar dolar harcadık. Diğer şehirlerde yaşayan Suriyeliler için bazı hesaplamalara göre ek olarak 20 milyar dolar daha harcadık, sosyal ve ekonomik masraf var. 5 yıldır yaşanan bu krizde ülkemde hiçbir mülteci karşıtı, Suriyeli karşıtı veya Arap karşıtı protesto olmadığı için milletimle gurur duyuyorum” dedi.
Türkiye'de Suriyeli kimlik kartı olan bir kişinin üniversiteye gidebildiğini ve her hastaneden sağlık hizmeti alabildiğini ifade eden Davutoğlu, Bakanlar Kurulu'nda alınan kararla Suriyeliler'in Türkiye'de çalışmasının önünün açıldığını söyledi. Davutoğlu, “Onlar bizim vatandaşlarımız olmayabilir ancak kardeşlerimiz, çocuklarımız, torunlarımız. Biz onları yalnız bırakmayacağız” dedi.
Madaya ve Halep’e insani yardımların ulaşmasına mani olanların insanlık suçu işlediğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, “Şu an Madaya’daki kuşatmada insanların içecek suyu, yiyecek yemeği yok. Oradakiler çim bulduklarında çim yiyorlar” dedi.
Türkiye’den Londra’ya gelirken kendisine bir rapor verildiğini söyleyen Davutoğlu, “Halep'teki hava saldırılarından dolayı 10 bin yeni sığınmacı Türkiye sınırında bekliyor. Halep'in kuzeyindeki kamplarda bulunan 60-70 bin kişi Türkiye’ye doğru hareket ediyor. Şu anda benim kalbim ülkemin sınırında. Suriye’den gelecekleri nasıl ve nerelere yerleştirmeliyiz, bunu düşünüyorum” dedi. Davutoğlu, ayrıca Halep’te 300 bin kişinin Türkiye’ye geçmeyi beklediğini söyledi.
"NE ZAMAN AMERİKA-RUSYA GÖRÜŞMESİ OLMUŞSA ERTESİ GÜN DAHA FAZLA SALDIRI OLDU"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Londra’da düzenlediği basın toplantısında, ABD ile Rusya arasındaki her görüşmeden sonra Rusların Suriye'de daha çok saldırdığını belirterek, “Ne zaman Amerika-Rusya görüşmesi olmuşsa ertesi gün daha fazla saldırı oldu. Bunun açıklamasını beklemek bizim hakkımız” dedi.
Bugün İngiltere Başbakanı David Cameron’la ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’le ve BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile görüşmeler yaptığını kaydeden Başbakan Ahmet Davutoğlu, herkesin Halep civarında ve Türkiye sınırındaki gelişmeleri yakından takip ettiğini söyledi. Davutoğlu, “Tabii onlara da durumun vahametini anlattım. Açık söylemek gerekirse bütün bu liderler kapalı kapılar ardında konuştuğumuzda Türkiye’nin görüşlerine ‘yüzde 100 haklısınız’ diyorlar. Sadece bugün konuştuklarım değil. Sayın Joe Biden Türkiye’ye geldiğinde de aynı konuda yüzde 100 mutabık olduğumuz ifade edilmişti. Bu riskleri o zaman da söylemiştik kendisine de. Halep’e dönük ve Azez’e dönük bu riskler ve Rusya’nın uyarılması gerektiği konusunda genel bir mutabakat vardı. Maalesef bütün bu mutabakata rağmen bizden tek talep ettikleri, ‘Muhalefeti ikna edin, Cenevre’ye gelsin’ oldu. Muhalefetle konuştuk ve Cenevre’ye gitti. Sonuç ne oldu? Muhalefetin iki temel talebi yani muhalefetin tek bir bütün olarak gitmesi bunun karşılığında alanda başta Madaya olmak üzere insani trajedinin sürdüğü bölgelerde ateşkes yapılması konusundaki taleplerine göz yumuldu. Doğrusu artık Amerika ile Rusya arasındaki görüşmelerden bir şey beklememe yanında şunu da ifade edeyim, daha çok kaygılandırıyor bizi. Çünkü her görüşme sonrasında Ruslar daha fazla saldırıyorlar. Bu konuda da müttefikimiz ABD’yi çok daha kararlı ve bu insanlık suçları karşısında Rusya’ya karşı çok daha açık bir tavır göstermeye davet ediyoruz. Çünkü ne zaman Amerika-Rusya görüşmesi olmuşsa ertesi gün daha fazla saldırı oldu. Bunun açıklamasını beklemek bizim hakkımız. Milyonlarca Suriyeliyi biz eğer misafir ediyorsak bunu sormak hem hakkımız hem de bütün dünya kamuoyunda bu sorunun cevabını beklemek konusunda Suriye halkı adına tutum almak da bizim görevimiz. Bütün bunlara rağmen Türkiye, Suriye’deki insanlık trajedisi, dramı karşısında elinden gelen yardımı yapmaya devam edecektir. İnsani yardımlarımızı sürdüreceğiz. Mülteciler konusunda yine Sayın Merkel’le, Sayın Cameron’la da görüştük. Onlarla da AB ve Türkiye olarak mültecilere nasıl daha iyi yardım edebileceğimizin detaylarını müzakere ediyoruz. El ele de çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
BURAK ORTAHAMAMCILAR
dikGAZETE