ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki faaliyetlere ilişkin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı, eski Alay Komutanı Albay Muhsin Kutsi Barış'ın da bulunduğu 534 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile başbakanlık, TRT ve diğer müşteki avukatları katıldı.
Sanık eski Uzman Çavuş Mesut Duman savunmasında, 15 Temmuz 2016'dan üç buçuk ay önce alayın kuruluşu olan 18 Temmuz törenleri için görevlendirildiğini, bunun için sürekli uygun adım yürüyüş eğitimi yatığını söyledi.
O dönem bölük komutanı olan Burak Ercan'ın, tatbikat yapılacağını ve personelin reaksiyonunun ölçüleceğini söylediğini savunan Duman, bunun için bir tarih belirtilmediğini ifade etti. 15 Temmuz'da mesainin saat 16.30'da bittiğini aktaran Duman, mesainin neden erken bittiği hakkında bilgisinin bulunmadığını öne sürdü. Duman, aynı gün saat 21.00'de telefonla arandığını ve tatbikatın başladığının bildirildiğini, şahsi aracıyla bazı mesai arkadaşlarını da yanına alarak alaya gittiğini söyledi.
Alaya saat 22.30 sıralarında girdiğini, tören için zimmetlenen tüfeğini alarak içtima alanına geçtiğini anlatan Duman, haber verilmesi üzerine yanına gittiği bölük komutanı Burak Ercan'ın kendisine 5 şarjör teslim ettiğini anlattı.
İçtima alanında alay komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın telefonların toplanmasını istediğini ve Genelkurmay'a DEAŞ saldırısı olduğunu, güvenliği kendilerinin alacağını söylediğini belirten Duman, tabur komutanı Fedakar Akça'nın emriyle araçlara bindiklerini ve konvoy halinde Genelkurmay'a gittiklerini bildirdi. Duman, Genelkurmaya 23.30 sıralarında ulaştıklarını ve o saatte olağandışı bir durum görmediğini savundu.
Sanık Duman, alçak uçuş yapan uçak ve helikopter seslerini saat 00.30'da duyduğunu bu saatten önce ses işitmediğini ileri sürdü.
Genelkurmay Karargahı önündeyken vatandaşların sloganlarını duyduğunu ve saat 02.00 sıralarında darbe girişimi yapıldığını öğrendiğini belirten Duman, mevziye geçerek, silahını bırakıp oturduğunu iddia etti.
Daha sonra Fedakar Akça'nın, "Çok fena oyuna geldik, kandırıldık. Sizi buradan çıkaracağım ve kışlaya götüreceğim." dediğini aktaran Duman, yanlarına gelen Cengiz isimli bir albayın çıkmalarını istemediğini, nizamiyeyi kapatan bir tank nedeniyle de çıkamadıklarını savundu.
Duman, ertesi gün saat 15.00'e kadar araçların yanında bekledikten sonra çıkış yapabildiklerini söyledi.
Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın, sanığın önceki ifadelerinde Fedakar Akça ve Muhsin Kutsi Barış'tan şikayetçi olduğunu hatırlatarak, "Bu kişilerin bu işi bildiklerini mi düşünüyorsun?" sorusuna Duman, "Evet" yanıtını verdi. Başkan İlhan'ın, "Neye dayanarak?" sorusuna karşılık Duman, "Çünkü personeli kandırarak götürüyorlar." dedi.
"Tatbikat senaryosu olduğunu düşündüm"Sanık eski Uzman Çavuş Türkay Uçar da 15 Temmuz'da rutin faaliyetler yaptıklarını, mesainin erken bittiğini söyledi. Evine gidip istirahat ettiğini belirten Uçar, 18.30 sıralarında üsteğmen Hakan Bıçaksız'ın arayıp daha önce yapılacağı belirtilen tatbikata kendisinin de katılacağını söylediğini bildirdi. Uçar, saat 21.00'de aranarak tatbikatın başladığının söylenmesi üzerine bazı çalışma arkadaşlarını da alarak alaya gittiğini ifade etti.
Alaya saat 21.45 sıralarında girdiğini, hemen silahını alarak içtima alanına gittiğini anlatan Uçar, kalmadığı için kendisine mühimmat verilmediğini söyledi. İçtima alanında henüz düzene geçmemişken alay komutanı Barış'ın DEAŞ militanlarının Genelkurmaya saldırı düzenlediğini, takviye olarak gideceklerini söylediğini ve telefonların toplanmasını istediğini bildiren Uçar, kendisinin de yüzbaşı Burak Ercan'ın önündeki sandığa telefonunu bıraktığını aktardı.
DEAŞ saldırısının tatbikat senaryosu olduğunu düşündüğünü ifade eden Uçar, tabur komutanı Fedakar Akça'nın komutasında araçlara binerek, Genelkurmay'a gittiklerini belirtti.
Uçar, Genelkurmay'a girdiklerinde bir hengame yaşandığını, birilerinin tam dolduruş yaptırdığını, ancak bu kişiyi görmediğini ileri sürdü.
O ana kadar herhangi bir durumdan şüphelenmediğini savunan Uçar, yaşananların tatbikatın bir parçası olduğunu düşünürken saat 02.30 sıralarında vatandaşlardan darbe teşebbüsü olduğunu öğrendiğini bildirdi.
Bunun öncesinde Genelkurmayın ön tarafından silah ve helikopter sesleri geldiğini ancak bulunduğu bölgeden ne olduğu göremediğini ileri süren Uçar, sonrasında alçak uçuş yapan jetleri gördüğüne değindi.
Sanık Uçar, bu sırada safari kıyafetli bir binbaşının yanına gelerek, "Polis, asker ya da halktan herhangi birisi tellere tırmanırsa vurun." emri verdiğini ileri sürdü. Uçar, darbe girişimini öğrendikten sonra yakınındaki erbaş ve erlere silah kullanmamaları gerektiğini söylediğini, daha sonra da askerleri geriye çekerek, silahlarını bıraktırdıklarını iddia etti.
İlerleyen saatlerde araçların yanına gittiklerini, burada Cengiz isimli albayın emir komutanın kendisinde olduğunu belirterek, kendilerini yeniden mevzilere yönlendirdiğini anlatan Uçar, mevzilerde biraz bekledikten sonra geri döndüklerini oradan çıkana kadar araçların yanında beklediklerini ifade etti.
"İnternetiniz açık olsun"Sanık eski Uzman Çavuş Furkan Kaya da o dönemki bölük komutanı Mennan Yeşilbaş tarafından 15 Temmuz'da tatbikat yapılacağının söylendiğini belirtti. Kaya, Yeşilbaş'ın 15 Temmuz'da da "Eve gidince telefonunuz ve internetiniz açık olsun, alarm verildiği anda hemen birliğe katılınacak." talimatı verdiğini aktardı.
Alarm verildiğinde kimin kimi alacağının da bölük astsubayı Mehmet Yıldırım tarafından söylendiğini belirten Kaya, WhatsApp grubundan gelen mesajla bazı arkadaşlarını da alarak alaya gittiğini söyledi.
İçtima alanında alay komutanı Barış'ın Genelkurmaya DEAŞ saldırısı olacağını, çatışma ihtimalinin yüksek olduğunu söylediğini aktaran Kaya, telefonlarının da toplatıldığını, bunları tatbikatın bir parçası olarak düşündüğünü savundu.
Genelkurmaya girdikten sonra belirtilen mevzilere dağıldıklarını anlatan Kaya, binbaşı Halil Çınar'ın gelerek, namluların karşıya yönlendirilmesi, herhangi bir saldırı gelirse ateş edilmesi emri verdiğini bildirdi.
İlerleyen saatlerde vatandaşlardan darbe girişimini öğrendiğini savunan Kaya, "Vatandaşlar 'Siz darbe yapıyorsunuz' deyince neye uğradığımı şaşırdım. Askerleri ağaçların dibine çekerek, 'Hiçbir şekilde ateş edilmeyecek, küfür de etseler dokunmayın.' dedim. Silahlarımızı bıraktık." diye konuştu.
Kaya, daha sonra tabur komutanı Akça'nın emriyle araçlar bölgesine geçtiklerini, silahlarını boşalttıklarını, oradan ayrılmak isterken nizamiyeyi kapatan bir tank nedeniyle çıkamadıklarını ileri sürdü.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Muhabir: Ferdi Türkten,Tanju Özkaya
dikGAZETE.com