ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan ve o dönem Ankara Jandarma Özel Asayiş Komutanlığında görevli olan eski Yarbay F.E, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadede, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek, itirafçı oldu.
F.E, FETÖ ile 1986'da ortaokul öğrencisiyken tanıştığını anlattı.
Askeri lise eğitimi boyunca kendisinden sorumlu "Salim" kod isimli siville 2 haftada bir esnaf evlerinde görüştüklerini belirten F.E, bu görüşmelerde Risale-i Nur ve Fetullah Gülen kitaplarını okuduklarını belirtti.
Lise ve Kara Harp Okulu eğitimi süresince FETÖ üyeleriyle 2 ve 3'er kişilik gruplar halinde görüştüklerini anlatan eski Yarbay F.E, Temmuz 2015'te Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı'na atandığını belirtti.
Eski Yarbay F.E, "1994'ten itibaren cemaat içerisinde 'Fatih' ve 'Halit' kod ismini kullandım. Görüşmelerde, telefon kullanılmaz. Her görüşmede, bir sonraki görüşmenin tarihi ve saati belirlenirdi" dedi.
"Talimat büyüğümüz Fetullah Gülen hocaefendiden geldi"
Darbe girişimini 12 Temmuz'da öğrendiğini bildiren F.E, şöyle konuştu:
"Benim bu darbe teşebbüsünden 12 Temmuz 2016 salı günü haberim oldu. Aynı gün akşam saat 22.00 sularında bu yapıya mensup olan cemaatin askeriye imamı olan kod ismini Osman olarak bildiğim şahıs ve onun üstü kod ismi Hakan olan şahısla Tandoğan'da bulunan bir tıp merkezinin yakınındaki bir binadaki ofiste görüştüm. Büyük bir ofisti. Başka odaların önünde de ayakkabılar vardı. Burada benim haricimde başka insanların da olduğunu düşünüyorum.
Hakan, 'Yakın zamanda askeriye içerisindeki cemaat mensuplarına yönelik büyük bir operasyon yapılacağını, böyle bir operasyon yapılırsa cemaatin kökten biteceğini, bunu engellemek için de 15 Temmuz 2016 Cuma gününü cumartesiye bağlayan gece saat 03.00 sularında askeriyenin yönetime el koyacağını, talimatın büyüğümüz Fetullah Gülen hoca efendiden geldiğini, bu el koyma işlemine batı illerinden birkaç tane tugayın destek amacı ile Ankara'ya geleceğini' söyledi. Ancak hangi tugaylar olduğunu söylemedi."
"Hakan" kod isimli kişinin, harekatın önce Genelkurmay Karargahı'nın ele geçirilmesi ile başlayacağını, bütün karargahlarının ele geçirileceğini ve akabinde bütün illerde sıkı yönetim komutanlıklarının kurulacağını söylediğini aktaran F.E, şöyle devam etti:
"Hakan kod isimli kişi, darbenin emir komuta zinciri dahilinde olmayacağını, kolordu ve tugay seviyesinde kendilerine destek olunacağını, batı illerinden komandoların uçaklar veya karayolu ile Ankara'ya destek amacıyla geleceklerini söyledi. Benim de bu darbe sürecinde saat 21.30-22.00 civarında Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığına giderek, Subay Temel Kurs Komutanı Binbaşı Tarık Görener ve Kurmay Başkanı Albay Özkan Doğanay ile görüşerek, onların görevlendirdiği 30 kursiyer teğmenle beraber 1 nolu nizamiyenin emniyetini sağlamamı istedi. 12 Temmuz günü saat 00.00 sıralarında ofisten ayrıldım ancak onlar ofiste kaldı."
"Sela okununca faaliyetin başarısız olduğunu anladım"
Darbe girişimini yaşandığı gün saat 21.00-21.30 sularında Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığına gittiğini, Subay Temel Kurs Komutanlığında Binbaşı Tarık ve Albay Özkan'ı gördüğünü anlatan F.E, şunları söyledi:
"Özkan Albay bana faaliyetin erkene alındığını, hemen 30 teğmenle birlikte nizamiyeye gitmemi söyledi. Ancak teğmenler hazır olmadığından dolayı hazır olan 10 teğmen ile birlikte 1 nolu nizamiyeye geçerek tedbir aldık, burada içeri giriş ve çıkışları kapattık. Orada 20-30 kadar teğmen vardı. Hepsi tam teçhizatlı ve silahlıydı. Saat 01.00-02.00'ye kadar teğmenlerle birlikte burada bekledik. Bu arada ben Özkan Albay ile sürekli irtibat halindeydim.
Saat 02.00 sularında camilerden sela okunmaya başlayınca bu faaliyetin başarısız olduğunu düşünmeye başladım. Zaten yanımdaki teğmen ve diğer rütbelilerin de kendi aralarında ve benle konuşmalarında tedirgin olduklarını anlıyordum. Özellikle uçak ve helikopterlerle bombalamalar yapıldıktan sonra bu harekatın anlamsız olduğunu düşünmeye başladım. Hava aydınlanmasıyla birlikte yanımdaki personeli serbest bıraktım."
Orada bulunduğu süre içerisinde herhangi bir çatışma yaşanmadığını, teğmenlere ateş etmemeleri konusunda emir verdiğini ileri süren F.E, "Teğmenlerin dağılması ile ben de saat 07.30 sularında aracıma binerek evime gittim. Daha sonra İstanbul'a giderek ailemle vedalaştım. 19 Temmuz 2016'da kendi birliğime giderek teslim oldum. Böyle bir faaliyete ve harekata katıldığım için çok pişmanım, harekatın bu seviyeye geleceği halkın, Meclisin bombalanacağı, emniyet mensupları ile çatışmaların yaşanacağı hiç aklıma gelmezdi." diye konuştu.
Muhabir: Zafer Fatih Beyaz