Çanakkale
Milli Mücadele'nin kahramanlarından, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yakın silah arkadaşlarından 6. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mehmet Nuri Yamut, ağır hakaretlere maruz kaldığı ve yargılanması bitmeden kanserden yaşamını yitirdiği 27 Mayıs darbe sürecinin en acı kayıplarından biri olarak anılıyor.
Selanik'te 1890'da dünyaya gelen, 1908'de Harp Okulundan teğmen rütbesiyle mezun olan Mehmet Nuri Yamut, Manastır 6. Kolordu 50. Alay 3. Bölük'te iken 1912'de esir düştü. Esaret dönüşü 1913'te Kara Harp Akademisine giren Yamut, bir yıl okuduktan sonra eğitimini bırakarak orduya katıldı, ardından 1919'da yeniden başladığı akademi eğitimini 1920'de bitirerek kurmay subay oldu ve Anadolu'ya geçerek milli orduya katıldı.
Mehmet Nuri Yamut, 1920'den 1935'e kadar çeşitli karargah ve birlikler ile Afganistan'da görev yaptı. 1935'te tuğgeneral, 1936'da tümgeneral, 1939'da korgeneral, 1945'te ise orgeneralliğe yükseltildi.
Kolordu ve ordu komutanlıklarının ardından 1949'da Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Yamut, 1950'de başladığı Genelkurmay Başkanlığı görevini, kendi isteğiyle emekliye ayrıldığı 1954'e kadar sürdürdü.
Balkan, Birinci Dünya ve Kurtuluş savaşlarına katılan, ordudan emekliye ayrıldıktan sonra Demokrat Partiden (DP) milletvekilliği de yapan Yamut, 5 Haziran 1961'de vefat etti.
Çanakkale'de yaptırdığı anıt...
Yamut, Türk halkının en zor dönemlerinde, Milli Mücadele'de kahramanca çarpışmış, ordunun en üst kademesinde görev yapmış bir isim olmasının yanı sıra Çanakkale'de 1915 yılındaki kanlı çarpışmaların geçtiği bölgede yaptırdığı anıtla da tanınıyor.
"Nuri Yamut Anıtı", Gelibolu Yarımadası'nda, Alçıtepe köyünün batı yönünde ve köye yaklaşık iki kilometre uzaklıkta, Sargıyeri Şehitliği'ni geçtikten sonra kara yolunun bitiminde yer alıyor.
Çok şiddetli çarpışmalara sahne olan bu bölgede, şehit askerlerin bedenlerinden kalanlar, 1934-1936 yıllarında Alçıtepe köyünde yerleşimin ve tarımsal faaliyetlerin yapıldığı noktalarda ortaya çıktı.
Zığındere'de haziran sonu ve daha sonraki muharebelerde şehit düşen Türk askerlerine ait kemikler anıt içinde bulunan ve üzerinde "Şehitlik1915" yazılı kaidenin altına gömüldü.
Nuri Yamut, Gelibolu 2. Kolordu Komutanı iken Alçıtepe köyünde Saros Körfezi’ne hakim bir tepede, 26 Haziran-12 Temmuz 1915'te yapılan Zığındere Savaşları'nda şehit edilen 6 bin 395 er ve erbaş adına 1943'te bir anıt inşa ettirdi. Bu anıt, Mehmet Çavuş Abidesi'nden sonraki ilk özel anıt olarak biliniyor.
Paşa'nın bu anıtı yaptırmak için İstanbul'daki evini sattığı ve bölgedeki şehitlerin kemiklerinin toplanıp mermer kaidenin altına gömüldüğü söyleniyor.
Cepheden cepheye koştu...
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orgeneral Yamut'un ülke savunmasındaki rolü kadar Çanakkale Savaşları sırasında da bölgedeki etkin isimlerden biri olduğunu belirtti.
Yamut'un, Çanakkale Savaşları sırasında genç bir subay iken Zığındere bölgesinde, daha sonra ise İkinci Dünya Savaşı yıllarında kolordu komutanı olarak bölgede görevlerde bulunduğunu aktaran Atabay, şöyle devam etti:
"Nuri Yamut, kolordu komutanlığı yaptıktan sonra orgenerallik rütbesine yükselecek, 1950 yılında ise Türkiye Cumhuriyeti'nin 6. Genelkurmay Başkanlığı görevine getirilecektir. Bu görevde 4 yıl kaldıktan sonra 1954 yılında siyasete atılmış, DP'den milletvekili seçilmiş. Aynı görevini 1957 yılındaki seçimlerde de devam ettirecek ve 27 Mayıs'a kadar da bu görevini İstanbul Milletvekili olarak sürdürecektir.
1890 yılında Selanik'te doğan Nuri Yamut, baktığımız zaman hayatında aslında cepheden cepheye koşmuş, Balkan Savaşları'na katılmış orada esir düşmüş, esir düştükten sonra kurtulup tekrar orduya katılmış, Birinci Dünya Savaşı'na katılmış ve bu savaş esnasında Çanakkale Cephesi'nde görev yapmış, daha sonra Kafkas Cephesi'ne gitmiş, bir sonrasında da Irak Cephesi'nde görev yapmıştır. Irak Cephesi'ndeki savaşlar sona erdikten sonra ve mütareke sonrasındaysa Kurtuluş Savaşı'na katılmış başarılı bir asker olarak karşımıza çıkmıştır."
Üç ay yattığı hastanede gözlerini yumdu...
Atabay, Orgeneral Yamut'un, 27 Mayıs darbesi sonrasında özellikle yaşının da ilerlemesiyle ve gelişen olaylara üzülmesi nedeniyle sağlık durumunun hızla bozulduğunu dile getirdi.
Nuri Yamut Paşa'nın, "halkı kin ve nefret duygularıyla birbirine düşürmek ve ülkeyi bölmek" suçlamasıyla yargılandığı dava bitmeden, 1961'in haziran ayında hastanede tedavisi sürerken hayatını kaybettiğini dile getiren Atabay, "Nuri Yamut'u en çok üzen olay cepheden cepheye koşarak vatan için bütün ömrünü harcamış kişi olarak 27 Mayıs'ta özellikle ordunun yaptığı bir müdahale sonrasında onların gözetimi altında bulundurulması ve suçlu muamelesi görmesi olmuştur." dedi.
Mithat Atabay, "27 Mayıs'ın en ağır kaybı" olarak anılan Mehmet Nuri Yamut'un üstün başarılarla dolu hayatının, farklı bir yargılanma süreciyle noktalandığını vurguladı.
Darbecilerin, bir dönem ordunun en tepesinde görev almış Yamut'a yaptıklarına değinen Atabay, şunları kaydetti:
"Uzun yıllar orduya hizmet etmiş, son derece görgülü ve bilgili, aslında neredeyse ilk gençlik yıllarından itibaren hayatını ülke savunmasına vermiş bir kişinin, mensubu bulunduğu bir kurum aracılığıyla yapılan müdahale sonrasında kendisinin bir suçlu gibi gösterilip yargılanmaya başlaması Nuri Yamut Paşa'yı en çok üzen olaylardan biridir.
Aynı zamanda da insanların yaşları ilerlediklerinde daha da duygusal oldukları için sağlık durumunun hızla bozulduğunu görüyoruz. Nuri Yamut Paşa hayatını kaybettiği zaman yayımlanmış bir mesaj var, o mesajda şöyle söyleniyor ki bu çok ilginç bir mesajdır;
'5 Haziran 1961 tarihinde Milli Birlik Komitesi istihbarat bürosundan. 'Yassıada sanıklarından emekli Orgeneral Nuri Yamut, 9 Mart 1961'den itibaren yatmakta olduğu İstanbul Deniz Hastanesinde kanserden 5 Haziran Pazartesi günü saat 18.30'da vefat etmiştir...' Bu mesaj çok kuru, duygusuz bir ifade olarak karşımıza çıkmaktadır."
"Ziyaretçiler onu bu anıtla hatırlıyor..."
Atabay, Orgeneral Mehmet Nuri Yamut'un, Gelibolu Yarımadası'nda yaptırdığı anıtla, ziyaretçilerin bildiği bir kişi olduğunu anlattı.
Anıtın mimari özelliklerinden bahseden Atabay, şöyle konuştu:
"Gelibolu Yarımadası'ndaki diğer anıtlardan farklıdır, 4 köşe şeklinde özellikle bir kesik küp gibi yapılmış, bir kenarında girişi bulunan, üstü açık, ortasında ise sahadan toplanmış ve bulunmuş olan kemiklerin gömüldüğü toplu mezar şeklindedir.
Alçıtepe köyüne iki kilometre uzaklıkta bulunan anıtın çevresi ise ağaçlandırılmış vaziyettedir. Anıtın mimarisi birinci dönem Cumhuriyet mimarisinin önde gelen şahsiyetlerinden olan Asım Kömürcüoğlu tarafından planlanmıştır.
Bu anıtın, Milli Savunma Bakanlığı ödenekleri çerçevesinde yapıldığı görülmektedir ama halk arasında İkinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul'da kendine ait bir evini satarak bu evin satışı ücreti karşılığında anıtı yaptırdığı bilinmektedir ancak yaptığımız incelemeler ve araştırmalarda böyle bir belgeye rastlanmamıştır."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com