Gündem

Darbe sanığından 'teröristler, polis giyimli olabilir' yalanı

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi. - Anadolu Ajansı

Darbe sanığından 'teröristler, polis giyimli olabilir' yalanı
17-08-2017 20:52

ANKARA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları'ndaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada daha önce savunma yapan sanıkların beyanlarında "polis gelirse ateş edin" talimatı verdiği öne sürülen eski Binbaşı Ertuğrul Altun savunma yaptı. Altun, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Kara Havacılık Komutanlığı Hava Ulaştırma Grup Komutanlığında VIP pilotu olarak görev yaptığını bildirdi.

15 Temmuz'da mesaisinin rutin şekilde devam ettiğini anlatan Altun, o gün bazı personele doğum günü kutlaması yapacakları için saat 17.30'a kadar beklediklerini, uçuştaki personel dönünce de kutlamayı gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Altun, biraz sohbet ettikten sonra 18.30 civarı kışladan çıkmak üzereyken tabur komutanı Yarbay Cengiz Zıypak'ın ve akabinde Grup Komutanı Albay Oğuz Yalçın'ın arayıp Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın VIP uçuş gerçekleştireceğini, bu yüzden ekibin ve uçağın hazırlanması emrini verdiğini söyledi.

Dönüp resmi kıyafetlerini giydiğini anlatan Altun, hazırlık yapıp beklemelerine rağmen uçuşun iptal edildiğini ifade etti.

Yüzbaşı Serkan Yıldız ile birlikten çıkmak üzere sivil kıyafetlerini giymek için saat 21.10 civarında odasına doğru yürüdüğünü, bu sırada düğünden gelen Albay Oğuz Yalçın'ı gördüğünü anlatan Altun, Yalçın'ın iptal durumunu teyit etmek için beklemelerini istediğini öne sürdü. Altun, Yalçın'ın iptali teyit ettiğini, ancak Genelkurmay Başkanlığından gelen terör saldırısı olabileceğine yönelik tedbir kapsamında mesainin terk edilmemesi emri geldiğini söylediğini iddia etti.

Yalçın'ın, Yüzbaşı Yıldız ve kendisini nizamiyeyi takviye etmeleri yönünde görevlendirildiklerini ifade ettiğini anlatan Altun, Yarbay Mehmet Şahin'in de benzer emri tekrarladığını söyledi. Altun, bunun üzerine ana nizamiyeye, Yıldız'ın ise Fidanlık nizamiyesine geçtiğini, içeri girdikten sonra nöbetçi personele, emniyeti takviye amaçlı geldiğini söylediğini aktardı.

Nizamiyede giriş çıkışların kapatılacağını söyleyip, düzen alındığını belirten Altun, bu sırada hizmet destek tabur komutanlığından da bir yüzbaşının, ardından da dört teğmenin emniyete takviye için geldiğini anlattı.

Kara Havacılık Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un da bir ara nizamiyeye uğradığını belirten Altun, Coşkun'un Genelkurmay Başkanlığından gelen emri tekrarlayıp olası bir terör saldırısına karşı dikkatli olunması uyarısında bulunduğunu ifade etti.

Sivil halka karşı dikkatli olunmasını istemiş

Altun, Coşkun'un da Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç'ın bilgisi dahilinde kışlayı dolaştığını düşündüğünü öne sürdü. Nizamiyedeki en rütbeli kişinin kendisini olduğunu, bu yüzden oradaki personelle bir terör saldırısına yönelik hazırlıklı olmak için bir araya geldiğini iddia eden Altun, şunları söyledi:

"Nizamiyedeki personelle kışlaya bir saldırı olması durumunda iç hizmet kanununda yer alan askerin silah kullanma yetkileri çerçevesinde kışlayı savunmak üzere silah kullanma yetkilerinin olduğunu, ancak yine de benden talimat gelmedikçe ateş etmemelerini söyledim. Saldırı eyleminde bulunacak teröristlerin sivil kıyafetli olabileceği gibi asker veya polis kıyafetinde de olabileceğini ve uyanık olmalarını belirttim. Bu tip eylemlerde vatandaşların da zarar görme ihtimalini gözeterek, sivil halka karşı dikkatli olunmasını ve asla ateş edilmemesini söyledim."

Nizamiyenin kapılarını kapatıp demir bariyerler çektiklerini ifade eden Altun, terör nedeniyle uçtuklarını düşündükleri helikopter yoğunluğu arttığı sıralarda, bir kısım personelin giriş yapmak için birliğe geldiğini ifade etti. Altun, bunun üzerine önce kurmay başkanını aradığını, onun da gelen personelin birlik komutanlarını aramasını söylemesi üzerine bakım taburu komutanı Yarbay Murat Bolat'ı arayıp bakım için gelen personeli içeri soktuğunu söyledi.

Altun, sabaha kadar burada beklediğini ve 06.00 civarında Oğuz Yalçın ile telefonla görüştüğünü belirterek, Yalçın'ın meydan harekat tabur bölgesinde silah sesleri olduğunu ve bakmalarını istemesi üzerine nizamiyeden ayrıldığını ifade etti.

Silah seslerini duyduğunu ancak kimin ateş ettiğini görmediğini öne süren Altun, jandarma bölgesinden ateş açıldığını öğrenmesi ve Oğuz Yalçın'ın telefonda emniyetsiz olduğunu söylemesi sonrası motoru çalıştırılmış UH1 model helikoptere binip ayrıldığını anlattı.

Altun, iniş sırasında da geldikleri yerin Akıncı Üssü olduğunu öğrendiğini, burada ifade vermek için beklerken gözaltına alınıp tutuklandığını belirtti.

"Akıncı Üssü'nde bulunduğum sürede bir grubun darbe teşebbüsünde bulunduğunu anladım." diyen Altun, Kara Havacılık Komutanlığının darbenin içinde mi yoksa karşısında mı olduğuna dair bir bilgisi bulunmadığını öne sürdü.

"Biz o gün nizamiyede aldığımız emniyet tedbirleriyle başarılı bir iş yaptık. Kimsenin burnu kanamadı, kimse yaralanmadı, kimse ölmedi." diyen Altun'un bu ifadesi üzerine de bir şehit yakını "Oğlumu sen şehit etmedin mi?" diye tepki gösterdi.

FETÖ mensubu olmadığını öne süren Altun, beraatını talep etti.

Muhabir: Ertuğrul Subaşı, Serdar Açıl

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER