TBMM
FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporunda, örgütün kendisini sürekli mağduriyet alanları üzerinden beslediğinin unutulmaması gerektiği vurgulanarak, "Görevden uzaklaştırma ve işten çıkarmalarda yeni mağduriyet alanları yaratmamak, suçlu ile masum olanları ayırmak için azami özen gösterilmelidir." uyarısında bulunuldu.
Fethullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PYD) 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Gi̇ri̇şi̇mi̇ i̇le Bu Terör Örgütünün Faali̇yetleri̇ni̇n Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemleri̇n Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporunun "çözüm ve yeni̇den yapılanma öneri̇leri̇" bölümünde, 15 Temmuz'da karşı karşıya kalınan olayların, Türkiye'nin kamu hayatında değişiklik yapılması gerektiğini ortaya koyduğu belirtildi.
Bu değişikliğe kamu personel sistemi yeniden ele alınarak başlanılması gerektiği ifade edilen raporda, şöyle denildi:
"Kamu kurumlarına eleman alınması, görevin gerektirdiği ehliyet ve liyakat kuralına bağlanmalı, görevde yükselmeler için de bu kriterler geçerli olmalıdır. Ayrıca liyakat esasına göre yapılan istihdam ve terfi işlemlerinin açık, şeffaf ve denetlenebilir olması da bu süreçlerin FETÖ’nün kamu kurumlarına sızarken yaptığına benzer bir şekilde manipüle edilmemesi amacıyla çok önemlidir. Kamu kurumlarının Türkiye'nin sosyolojik yapısını yansıtmasının kamu güvenliğine destek sağlayacağı, kamu zararına yol açacak zararlı faaliyetleri önleyeceği unutulmamalı, belli bir dini, siyasi, ideolojik kümeleşmesinin ise örgütler için illegal faaliyet sahası yaratacağı dikkate alınmalıdır.
FETÖ’nün kamu kurum ve kuruluşları ile stratejik birimlere sızmasına, buralarda kümeleşmesine imkan sağlayan olgunun merkezi sınav sorularının çalınması olduğu dikkate alınarak bu sınavların güvenliği mutlaka sağlanmalıdır. Askeriye, adliye, MİT, polis teşkilatı, mülki idare, dışişleri bakanlığı gibi kurum ve kuruluşlara alınacak personel için yapılacak güvenlik soruşturmasında sadece adli sicil kaydının varolup olmadığına bakılmakla yetinilmemeli, bu kurumların görev alanlarının gerektirdiği hususlara da bakılmalıdır."
"Kamu kurumlarındaki örgüt militanları tamamen ayıklanmalı"
Raporda, başta emniyet, jandarma, MİT ile TSK olmak üzere, tüm kamu kurumlarındaki örgüt militanlarının tamamen ayıklanması gerektiğine işaret edilerek, "Ancak örgütün kendisini sürekli mağduriyet alanları üzerinden beslediği, işlediği büyük suçları küçük mağduriyetler üzerine bina ederek meşrulaştırdığı unutulmamalı; bu hassasiyetle görevden uzaklaştırma ve işten çıkarmalarda yeni mağduriyet alanları yaratmamak ve suçlu ile masum olanları ayırmak için azami özen gösterilmelidir." değerlendirilmesinde bulunuldu.
"FETÖ ile mücadelede, örgüte toplumsal taban desteğinin kesilmesi bakımından mücadelenin hukuk içinde yapılması, mağduriyetlere sebebiyet verilmemesi mücadelenin uzun soluklu başarısı için elzemdir." ifadesi kullanılan raporda, hukuk içinde ve adil şekilde yapılan mücadelenin, kamuoyuna doğru bir şekilde anlatılmasının önemine değinildi.
Raporda, eğitim alanında FETÖ ile verilen mücadeleye de yer verildi.
Örgüte ait 2 bin 236 eğitim kurumunun kapatıldığı, kapatılan diğer kurumlar arasında; muhtelif kurslar, özel öğretim kursları, öğrenci etüt eğitim merkezleri ve motorlu taşıt sürücü kurslarının da yer aldığına dikkati çekilen raporda, FETÖ'nün yurt dışındaki eğitim faaliyetlerinin sonlandırılmasına yönelik olarak, Türk Maarif Vakfının o ülkelerdeki faaliyetlerinin öneminin altı çizildi.
Raporda, kırsaldaki ve ekonomik açıdan dezavantajlı çocukların devlet himayesinde eğitim hayatlarını tamamlamalarının oldukça önemli olduğu kaydedildi.
"Üstün yetenekli öğrencilere özel yatırım yapılmalı"
FETÖ örgütünün başarılı, üstün yetenekli öğrencileri özellikle hedef haline getirdiği dikkate alındığında, bu çocuklara yönelik özel yatırımların yapılması ve bir tür beyin göçüne engel olunması gerektiği belirtilen raporda, din eğitiminde Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığının ortak projeler geliştirmesi, yaz ve sömestri tatillerinde öğrenciler için isteğe bağlı amaç nitelikli projelerin geliştirilmesinin faydalı olacağı vurgulandı.
Raporda, eğitim personelinin, öğrencilerin sosyolojik ve psikolojik yapılarını iyi bilmeleri ve buna göre hareket etmelerinin, öğrencilerin istismarcı grupların ağına düşme ihtimallerini önemli ölçüde azaltacağı ifade edildi. Doğru din anlayışının öğretilmesi, çocukların sosyal ihtiyaçlarının karşılanması ve üniversiteyi kazanarak başka illere öğrenim görmek üzere giden çocukların barınma ihtiyaçlarının karşılanması için, Milli Eğitim Bakanlığı ile başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurumu ve üniversiteler ile yerel yönetimler arasında sıkı işbirliği oluşturulması gerektiği bildirildi.
Örgütün önemli çalışma alanlarından birisinin de merkezi sınavlarda soruları çalma yönündeki teşebbüsleri olduğu aktarılan raporda, hem sınavları hem de sınavları idare eden birimleri sürekli olarak dışarıdan denetleyen yapıların oluşturulmasının önemine vurgu yapıldı.
Raporda, "FETÖ benzeri örgütlerin yeniden güç kazanamaması için, devlet memuru seçimi ve görevde yükselmede, nitelik ve kariyerin dikkate alınması özel bir önem arz etmektedir. FETÖ örgütünün devlet kurumlarındaki yapılanması çoğunlukla yukarıdan aşağıya doğru işgal hareketi şeklinde geliştiği de dikkate alındığında atama, insan kaynakları ve denetim birimlerinde görev alan üst yöneticilerin titizlikle seçilmesi gerektiği anlaşılmaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Muhabir: Coşkun Ergül
dikGAZETE.com