ANKARA (AA) - 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ortaya çıkan bilgi, belge, itiraf ve deliller ile örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in "sır kutusu" olan Adil Öksüz'ün, Akıncı Hava Üssü'nde Kemal Batmaz ile darbeyi yönetmesi, girişimin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirildiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, hazırlanan iddianameler, ortaya çıkan belge ve görüntüler, darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını açık bir şekilde gösteriyor.
Darbe girişiminin, FETÖ mensuplarınca örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla gerçekleştirildiği, hazırlanan iddianamelerdeki delillerde, tespitlerde, itiraflarda ve yargılamalardaki ifadelerde net olarak yer aldı.
Darbe girişiminin ardından, Türkiye genelinde 9 ay içerisinde Cumhuriyet Başsavcılıklarınca çok sayıda soruşturma yapıldı. Tamamlanan soruşturmaların ardından Ağır Ceza Mahkemelerine darbe girişimine ilişkin 100'ün üzerinde dava açıldı.
Görülmeye başlanan davalarda darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını netleştirdi. İddianamelerde ifadeleri ve itirafları bulunan eski askerler, öğrencilik yıllarından itibaren örgütle bağlantılı olduklarını, darbenin de örgütün elebaşı Gülen'in talimatıyla yapıldığını itiraf etti.
FETÖ'nün "hava kuvvetleri imamı" ve darbe girişiminin kritik ismi Öksüz, 16 Temmuz sabahında Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında yakalandıktan sonra "bölgeye tarla bakmaya" gittiğini iddia ederken, serbest bırakılmasının ardından ise kayıplara karıştı.
Yurt çapında güvenlik güçlerince oluşturulan özel ekipler tarafından aranan Adil Öksüz hala bulunamadı. Gülen'in sağ kolu ve örgütte "ikinci adam" olması ile dikkati çeken Öksüz'ün, darbe girişiminden iki gün önce yurt dışından döndüğü belirlendi. Öksüz'ün ayrıca 2002'den bu yana 109 kez yurt dışı seyahati yapması da dikkat çekti.
FETÖ'nün darbe girişimi gecesi Öksüz'ün, FETÖ mensubu teröristlere Pensilvanya'nın talimatlarını ilettiği ve "darbe fetvası" verdiği de güvenlik güçlerinin elindeki bilgiler arasında yer aldı.
- Batmaz, Öksüz'le aynı uçakta
Adil Öksüz'ün, 11 Temmuz 2016'da Kemal Batmaz ile aynı uçakla ABD'ye gittiği, 13 Temmuz 2016'da ise Batmaz ile aynı uçakla ABD'den döndüğü tespit edildi. Öksüz ile aynı tarihlerde ABD'ye giden FETÖ'nün "sivil imamlarından" Batmaz'ın, ABD'de değerlendirme toplantılarına katıldığı da belirlendi.
15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde kaydedilen görüntülerde, tişört ve kanvas pantolonla askeri üsde rahatça dolaşan Batmaz'a, rütbeli askerlerin baş selamı verdiği yer aldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, halen tutuklu bulunan Batmaz'ın kurduğu emlak şirketinin hiçbir alım-satım ve kiralama işlemi yapmadığını da tespit etti.
Darbenin ilk hazırlık hareketlerini başlatma olasılığı yüksek olan Batmaz'ın, FETÖ içerisinde "Adil Öksüz'ün üstü veya eşiti olduğu, bu değilse ancak bir altında bulunabileceği" değerlendirmesi iddianamenin önemli maddeleri arasına girdi.
Öksüz ve Batmaz ile Akıncılar Üssü 143. Filo Komutanlığından darbeyi yönettiği öne sürülen sivillerden Harun Biniş de darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi FETÖ üyeleri arasında iletişim ağını sağlaması ile ön plana çıktı. Biniş'in, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın kabul etmesi durumunda Gülen ile iletişimini sağlayacak kişi olduğu ifadelere geçti.
- "Hizmet hareketinden olmayan var mı?"
Darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişiminde bulunan ekipte yer alan ve FETÖ darbesinin delilleri arasına giren "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?" sorusunun sahibi İsmail Yiğit, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına ifade verdi.
Yiğit, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele gidenler arasında yer aldığını belirterek, beraberindekilere "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?" sorusunu yönelttiğini ve geri kalanların da sessiz kalarak onay verdiklerine dikkati çekti. Yiğit'in ifadesi, darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığının delili olarak iddianamede de aynen yer aldı.
- Gizli tanıkların anlatımları
Gizli tanıklar da verdikleri ifadeler ile darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını ortaya koydu.
Gizli tanık "Kuzgun", FETÖ'nün asker üyelerinden oluşan ve "Yurtta Sulh Konseyi" üyeleri arasında ismi geçen ve darbe girişimi sırasında tuğamiral olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Ömer Faruk Harmancık'ı, Ankara Çayyolu'ndaki villada, firari Adil Öksüz liderliğinde yapılan darbe planı ile ilgili organizasyonun toplantılarında gördüğünü anlattı.
"Kuzgun" isimli kişi, bu evde Ömer Faruk Harmancık'ın kendisine, "Bir darbe planı üzerinde çalışıyoruz. Darbe planını bitirdik, ufak tefek ayrıntılar kaldı. 15 Temmuz veya 22 Temmuz'da darbe planını uygulamaya koyacağız." dediğini aktardı.
Bir başka gizli tanık "Şapka" da 10 gün öncesinden darbe hazırlıklarına başlandığını, Çayyolu'nda 3 katlı villada buluşulduğunu, salonda şüphelilerden eski kurmay albay Bilal Akyüz, eski kurmay albay Barış Avıalan, eski tuğgeneral Mehmet Partigöç, eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve eski koramiral Ömer Faruk Harmancık ile 4-5 kişinin bulunduğunu ifadesinde ayrıntılı olarak anlattı.
Evde toplantı devam ederken, Adil Öksüz'ün namaz kıldırdığını, namaz sonrası dini konuşmalar yaptığını ve 15 Temmuz akşamını kastederek, "15 Temmuz akşamında yapılacak ilk işlerden biri, görevlendirme verilecek kuvvetlerle cezaevlerinde tutuklu bulunan cemaat mensubu kişileri vakit kaybetmeksizin cezaevlerinden çıkarmak" dediğini aktaran gizli tanık "Şapka", Öksüz'ün ayrıca "Arkadaşlar biraz önce içerideki odada büyüğümüzle (Gülen) görüştüm, sizlere selamı var. Arkadaşlar ben cumartesi veya pazar İstanbul'da olacağım, oradan yurt dışına uçacağım, bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim." dediğini belirtti.
İddianamelere de giren gizli tanık ifadelerinde, ayrıca darbenin 15 Temmuz 2016 gece saat 03.00'e planlandığı ancak aynı gün akşam saat 20.00'de çekilen bir mesajla saatin öne alındığının haber verildiği ve "harekata başlayın" mesajının verilmesinin ardından "Yurtta Sulh" adı altında kurulan WhatsApp grubu ile direktiflerin geldiği anlatıldı. Ele geçirilen WhatsApp görüşmelerinde ise darbecilerin kendi aralarında "Abiler herkes işini gücünü bıraksın, askerin müdahalesine yardımcı olmalarını temin etsin. Askere direnenlerin direncini kırsınlar." mesajlarını attıkları tespit edildi.
- Orgeneral Akar'ın yaveri itiraf etti
Terör örgütü ile bağlantısını itiraf edenlerden biri de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın eski yaveri yarbay Levent Türkkan oldu. Karargaha atandıktan sonra FETÖ adına verilen görevleri yerine getirmeye başladığını ve dinlemeler yaptığını itiraf eden Türkkan, askeri liseye giriş sınavından önce soruların Gülenciler tarafından kendisine verildiğini söyledi.
Türkkan ifadesinde, darbe yapılacağını 14 Temmuz 2016 Perşembe günü öğrendiğini, eski Genelkurmay Başkanı Danışmanı kurmay albay Orhan Yıkılkan'ın kendisine darbe planlandığını söylediğini aktardı. Türkkan, ifadesinde örgüt üyeleriyle yapılan görüşmeler sonrasında planlanan darbe girişiminin detaylarına yer verdi.
- "Emir, Gülen'den geldi"
Beytepe'deki Jandarma Okullar Komutanlığındaki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianamede de şüpheli eski jandarma albay Arif Kalkan'ın ifadesi, örgüt elebaşı Gülen'in talimatıyla harekete geçildiğini net olarak ortaya koyan delillerden biri oldu.
Örgüt tarafından "Baki" kod adı verilen ve değişik tarihlerde Gülen ile iki kez görüştüğünü anlatan Kalkan, "15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilmeye çalışılan silahlı darbeye teşebbüs olayı, Amerika'nın Pensilvanya eyaletinde yaşayan Fetullah Gülen'in talimatı ile olmuştur. Zaten ilk toplantıda (8-9 Temmuz 2016) tanıştığım abi konumundaki Jandarma Kurmay Yarbay Mehmet Aydın bana darbe girişiminin Fetullah Gülen'in emri ile olduğunu beyan etmişti." şeklinde itirafta bulundu.
- Görevlendirmeler 3 gün önce yapıldı
Aynı iddianamede yer alan şüphelilerden eski yarbay Fazıl Ergün de öğrencilik yıllarından itibaren örgütle bağlantılı olduğunu ve darbe girişimine ilişkin emrin Gülen'den gelmesi üzerine örgüt üyelerinin harekete geçtiğini bildirdi.
Darbe girişiminden 12 Temmuz günü haberi olduğunu itiraf eden Ergün, aynı gün akşam saat 22.00 sıralarında örgütün askeriye imamı olan "Osman" ve onun üstündeki "Hakan" kod adlı kişilerle Tandoğan'daki bir ofiste görüştüğünü kaydetti. Burada yapılan görüşmede "Hakan" kod adlı örgüt üyesinin, 15 Temmuz günü saat 03.00 sıralarında yönetime el konulacağını aktardığını bildiren Ergün, talimatın Gülen tarafından verildiğinin söylendiğini anlattı. Ergün, bu görüşmelerde darbe girişimine ilişkin örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki askerlerin görevlendirilmelerinin yapıldığını aktardı.
Öğrencilik yıllarından itibaren örgüt içerisinde yer alan tutuklu eski yüzbaşı Cemil Çetin ise Jandarma Okullar Komutanlığındaki faaliyetlerde yer aldı. Çetin, darbe girişimi sırasında örgütün "Line" isimli programın kullanılmasını istediğini ve üyelere bu program üzerinden çeşitli talimatlar verilerek, görevlendirilmeler yapıldığını bildirdi.
- Hava Harp Okulu'nda darbe planlaması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmalar kapsamında hazırlanan iddianame, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve Hava Harp Okulu Komutanlığındaki toplantılarda, darbe girişiminin planlarının yapıldığını ortaya koydu.
İddianamede, darbe girişimine ilişkin örgüt üyelerince yapılan toplantılar sonucunda İstanbul ile ilgili sanıklar eski kurmay albay Muzaffer Düzenli başta olmak üzere Murat Yanık, Onur Özden, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Uzay Şahin'in irtibat ve koordinasyon timi olarak görevlendirildiği bilgisi yer aldı.
İstanbul'a gelen bu sanıklar, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve Hava Harp Okulu Komutanlığında yapılan toplantıları koordine etti. Sanıklar Eyyüp Gürler, Murat Yanık, Özkan Aydoğdu, Mehmet Nail Yiğit ile Fethi Alpay, darbe planlamasından İstanbul'da yapılan toplantılardan önce haberdar oldu.
- 2. Zırhlı Tugay'daki toplantı
Kara Harp Akademisi Komutanlığında görevli şüpheli Murat Yanık'ın beyanlarına göre, 15 Temmuz'da icra edilen ve tüm Türkiye'de koordineli olarak uygulamaya konulmaya çalışılan FETÖ silahlı terör örgütü mensuplarının darbe teşebbüsü faaliyetinden önce, söz konusu faaliyetin İstanbul kısmı ile ilgili olarak İstanbul'da 15 Temmuz'dan önce üç önemli toplantı yapıldı.
Darbe hazırlığıyla ilgili İstanbul'da 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında 13 Temmuz'da yapılan toplantı, çoğunlukla Muzaffer Düzenli'nin koordinesinde geçti. Toplantıda tugay ve alay komutanları ile Düzenli arasında, belirlenen sorumluluk bölgeleriyle ilgili hazırlıkların ne seviyede olduğu görüşüldü.
Düzenli'nin ateş açana ateşle karşılık verileceğini tebliğ ettiği toplantıda, faaliyetin başlamasına müteakip Türkiye genelinde sıkıyönetim listesinin yayınlanacağı kararı alındı. Toplantıda, Anadolu ve Avrupa yakalarında darbe teşebbüsü kapsamında ele geçirilmeye çalışılacak yerlerle ilgili de planlamalar yapıldı.
2. Zırhlı Tugay Komutanlığındaki güvenlik kamerasındaki 12-13-14 Temmuz 2016 tarihlerini içeren ve karargah binasını gösteren görüntülerde, toplantıya 2. Zırhlı Tugay Komutanlığının kendi komuta kademesi, diğer iller ve komutanlıklardan üst düzey rütbeli 17 askerin katıldığı anlaşıldı.
- Harp Akademilerindeki görüntüler
Harp Akademilerinin kamera kayıtlarına göre de darbecilerin gizli toplantı yaptıkları odayı 14 Temmuz 2016, saat 21.04'ten 15 Temmuz 2016 saat 00.30'a kadar kilitledikleri, burada darbeye yönelik hazırlık toplantısı düzenlendiği, içeride kimsenin olmadığı izlenimi vermek için binaya her girenin arkadan kapıyı kilitlediği görüldü.
Görüntülerde, bu toplantı öncesi Ölçme Değerlendirme Şube Müdürlüğündeki bir odada "darbeye yönelik bireysel bilgilendirme görüşmeleri" olduğu anlaşılan bir organizasyon yapıldığı, şüphelilerin bir kısmının tek tek girdiği bu odada 15'er dakika kaldıkları tespit edildi.
Ölçme ve Değerlendirme Şube Müdürlüğünün 15 Temmuz 2016 saat 23.23'te eski albay Özcan Korhan tarafından açıldığı, bu saatten sonra kontrollü giriş bölgesi olan müdürlüğün kapısının sürekli açık kaldığı, buranın adeta darbe girişiminin idare edildiği bir harekat merkezi olarak kullanıldığı değerlendirildi.
- TÜRKSAT baskını
TÜRKSAT'ı basan darbecilerin, bütün yayınları kesip sadece darbecilerin sesini duyurmak için yanlarında FETÖ'cü Samanyolu TV ve TÜBİTAK çalışanlarından oluşan bir yayın ekibi getirdikleri tespit edildi.
Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'a gidilerek yayınlarının kesilmesine ilişkin iddianamenin şüphelilerinden Mehmet Dağköy'ün, FETÖ/PDY örgütüyle irtibatlı Yamanlar Lisesi mezunu olduğu, Samanyolu TV'de bilgi işlem direktörlüğü yaptığı ve El Cezire Türk'te çalıştığı ortaya konuldu.
Şüpheli Aydın Yavuz'un TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinde kurumsal gelişim başkan yardımcılığı yaptığı, Burhan Güneş'in de bilgisayar mühendisliği mezunu olduğu ve TÜBİTAK'ta idari işler başkan yardımcılığı yaptığına dikkat çekilen iddianamede, şüpheli Birol Baki'nin elektronik şirketi olduğu, Samanyolu TV'de bir süre çalıştığı, Uğur Özüdoğru'nun ise HAVELSAN, BTK ve son olarak Başbakanlık Sektörel İzleme Birimi'nde bilişim uzmanı olarak görev yaptığı kaydedildi.
- Eski emniyet müdürü tankta
Paralel devlet yapılanmasına yönelik soruşturmalar kapsamında hakkında dava açılan ancak bir türlü bulunamayan polislerin de darbede yer alması, FETÖ gerçeğini gözler önüne serdi.
Daha önce FETÖ mensubu olduğu gerekçesiyle açığa alınan eski İstanbul güvenlik şube müdürü Mithat Aynacı'nın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmek üzere Vatan Caddesi'ne konuşlanan bir tankın içerisinde, askeri üniformayla yakalanmasını yansıtan görüntüler, darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını ortaya koyan deliller arasında yer aldı.
- İhraç edilenlere maaş verildi
Ankara'da da aranan eski polis müdürleri Lokman Kırcılı ve Gürsel Aktepe de darbe girişimi günü Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı girişinde, yönetimi devralmak için beklerken gözaltına alındılar.
Aktepe ifadesinde, Gülen'e sempatisinin olduğunu belirtirken, meslek hayatı sırasında ABD'ye görevli gittiğini, iki gün Gülen'in evinde kaldığını ve sohbet toplantılarına katıldığını, meslekten atıldıktan sonra da her ay FETÖ'den 4 bin 500 lira maaş aldığını kaydetti.
Darbe gecesi kendilerine "herkes eski görev yerine gitsin" mesajı geldiğini, bunun üzerine İstihbarat Daire Başkanlığının önüne geldiğini anlatan Aktepe, "15 Temmuz akşamı yapılmak istenen darbenin, bu örgütün en tepesindeki kişinin yani Fethullah Gülen'in bilgisi ve talimatı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir." itirafında bulundu.
- "Ezin, öldürün, geçin"
Konya'da yürütülen soruşturmada ifade veren "Enes" kod adlı şüpheli de örgütün "abi" olarak nitelendirdiği kişilerin darbeye ilişkin verdikleri emirleri anlattı.
"Enes" kod adlı şüpheli, darbe girişimi sırasında kendisini telefonla arayan FETÖ üyesinin "Önünüze çıkıp, kim engel olmaya çalışırsa çalışsın acımayın. Ezin, öldürün, geçin." dediğini aktardı. Şüpheli ayrıca, telefonuna gelen mesajlarda da örgüt üyelerince aynı talimatların verildiğine dikkati çekti.
Batman'da FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan Ümit Eyvazoğlu'nun darbeye karşı direnenlerin dirençlerini kırmak için çaba sarf ettiği ve örgütün emirlerini yerine getirdiği, Samsun'da FETÖ'nün emniyet yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında itirafçı olan örgütün "komiserler grubu abisi" T.S. ise darbe girişimi sırasında örgütün şifreli haberleşme ağı "ByLock" mesajlarında örgüt üyelerinin darbeye destek vermesi talimatlarının geldiğini aktardı.
T.S'nin verdiği ifadede, "Samsun il emniyet komiserleri imamı" olan "Yavuz" kod adlı örgüt üyesinin, mesajlarıyla örgüt üyelerinin darbeye katılan askerlere yardımcı olunmasını istediği belirlendi.
- "20 bin asker hazır" mesajı
FETÖ'ye bağlı askeri personelin "Trakya sorumlusu" olduğu öne sürülen 5. Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı eski albay Uzay Şahin'in, darbe girişiminden bir gün önce WhatsApp'tan "Trakya'da 20 bin asker hazır" mesajı gönderdiği belirlendi.
Darbecilerin oluşturduğu WhatsApp grubunda bulunan ve 15 Temmuz gecesi yapılan görüşmelerde çeşitli talimatlar verdiği belirlenen Şahin'in, 54'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı eski tuğgeneral Hidayet Arı, 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı eski tuğgeneral Bekir Koçak, eski binbaşı Murat Çelebioğlu ve Babaeski 1. Zırhlı Tugay Komutanı eski kurmay albay Güngör Gündoğdu'yla bağlantı kurup toplantı için hazır olmaları talimatı verdiği tespit edildi.
- "10 yıl cemaate hizmet ettim"
Cuntacıların hazırladığı görevlendirme listesinde yer alan Sivas 5. Piyade Er Eğitim Tugayı Komutanı ve Garnizon Komutanı eski tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır da ifadesinde "1988-1992 yılları arasında evlere ve yurtlara gidiyordum, tüm toplantılara katılıyordum. 10 yıl süreyle cemaate hizmet ettim. 2007 yılından sonra, özellikle Balyoz ve Ergenekon operasyonlarının ardından uzaklaşmaya başladım, ilişkimi askıya aldım." iddiasında bulundu.
MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada tutuklu bulunan ve FETÖ yapılanmasına bağlı hareket ettiği belirlenen eski tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun da cuntacıların görevlendirme listesinde yer alması, darbenin FETÖ bağlantısını güçlendiren deliller arasında yer aldı.
Darbenin Pensilvanya bağlantısına dair en çarpıcı ifadelerden biri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'a ait.
Darbe gecesi, cuntacılar tarafından derdest edilen Orgeneral Akar, darbeci askerlerden eski tuğgeneral Hakan Evrim'in kendisine "Sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürelim." dediğini anlattı.
- Gülen'den tehdit ifadeler
Darbe girişiminin ardından ilk gün, kalkışma ile bir ilgisinin olmadığını öne süren elebaşı Fetullah Gülen, ilerleyen günlerde, millete "ahmak" diyerek, "Hayatta kalırlarsa eğer yaptıklarından utanacaklar ve 'keşke' diyecekler, fakat öbür tarafta da 'keşke' diyemeyecekler." tehdidinde bulundu.
Cuntacıların ceplerinde, Gülen'in gönderdiği 1 dolarlar çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın otelini bombalayan yüzbaşının üzerinden de Gülen'in duasının çıkması dikkati çekti.
- Şehit sayılarının artmasında FETÖ parmağı
Terörle mücadelede de şehit sayısının artmasında, FETÖ'nün izine ulaşıldı. Telsiz görüşmelerinde PKK'nın, FETÖ'ye mensup askerlerden bilgi aldığı belirlendi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne savunma ve havacılık konularında hizmet veren HAVELSAN'da çalışan Onur Demircan'ın, darbecilerle TRT binasına geldiği tespit edildi.
Anafartalar Koleji'nin sahibi Hakan Çiçek de darbe gecesi Akıncı Üssünde yakalandı. İfadesinde "Subay olan bir öğrenci velisini ziyarete geldiğini" ileri süren Çiçek'in kolejinin, Gülen cemaatinin ordu içindeki subayların çocuklarını göndermeleri için kurduğu bir kolej olduğu ortaya çıkarıldı ve okul kapatıldı.
- KPSS soruşturmasında eşleri tutuklandı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2010-KPSS'deki usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturması kapsamında, 15 Temmuz darbe girişiminde aktif rol oynadığı tespit edilen askerlerin eşleri olan 100'e yakın şüpheli tutuklandı.
Şüphelilerden T.R, soruları sınav öncesinde aldığını itiraf ettiği ve örgütün çözülmesi yönünde önemli bilgiler verdiği gerekçesiyle adli kontrolle serbest bırakıldı.
- "Keşke albay olsaymışım" itirafı
FETÖ soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan firari Osman Özsoy'un darbe girişimi öncesinde katıldığı bir televizyon programında kullandığı cümleler de girişimin baş aktörünün FETÖ olduğuna işaret ediyor.
Özsoy'un söz konusu programdaki "Türkiye'ye bir şey olmaz. Ben profesör olacağıma, keşke bir albay olsaymışım mesela. Bu süreçte daha çok katkım olurdu. Bir albay olacaktım ben, bu ülkeye daha çok hizmet ederdim." sözleri dikkati çekti.
Sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanan FETÖ mensuplarının yaptığı paylaşımlar, darbe girişimini destekleyici söylemleri de darbe girişiminde okları FETÖ'nün üzerine çeviren en önemli deliller oldu.
Eski kurmay albay Ömer Kulaç'ın sahip olduğu belirlenen "Analizharbi" adlı twitter hesabından, 15 Temmuz sabahında "darbeye yönelik" yapılan paylaşımlar dikkati çekti. Kulaç'ın ağabeyinin, Deniz Kuvvetleri İkmal Dairesi Başkanı eski tuğamiral Hasan Kulaç, diğer kardeşi Hüseyin Kulaç'ın da Yargıtay üyesi olduğu belirlendi. Gülen cemaatiyle bağlantıları tespit edilen Kulaç ve kardeşleri tutuklandı.
Hasan Kulaç'ın eşinin kardeşinin ise Ergenekon davasının savcılarından Cihan Kansız olduğu tespit edildi. Kansız, hakkında açılan soruşmada tutuklama kararı çıkmadan önce yurt dışına kaçtı.
- "Yatakta basıp, şafakta asacaklar" mesajı
FETÖ'ye yakın isimlerden Tuncay Opçin'in, darbe girişimi öncesinde attığı twit de girişimin asıl failini ortaya koydu. Opçin,14 Temmuz'da twitter üzerinden paylaştığı "yatakta basıp, şafakta asacaklar" mesajıyla, darbe olacağı mesajı verdi.
Gülen cemaatine ait Zaman gazetesinin eski Ankara temsilcisi Mustafa Ünal da darbeden iki gün önce paylaştığı "Gör bak neler olacak" twitiyle dikkati çekti.
Eski bir emniyet mensubu olan Emre Uslu da 2014'te hakkında açılan davalar nedeniyle ABD'ye gitti. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Uslu, Türkiye'ye geri dönmedi. Uslu, Twitter'da "Türkiye'ye ne zaman döneceğini" soran takipçisine, "Temmuz 2016" yanıtını verdi. Uslu, 14 Mart'ta paylaştığı başka bir twitte de takipçilerinden kendisine 22 Temmuz'a Washington-İstanbul bileti almalarını istedi.
- Notların ortaya koyduğu gerçek
Darbe girişimi sonrası cezaevinde ele geçen, örgütün okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu olduğu ileri sürülen Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen'e gönderilen not da darbe girişiminin FETÖ'nün eseri olduğunu gösterdi.
Kırıklar'daki, terör ve suç örgütleri üyelerinin tutulduğu İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun havalandırma alanlarında 21 Temmuz'da günlük kontrollerini yapan infaz koruma memurları, top haline getirilmiş bir not kağıdı buldu. Cezaevi yönetimince İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen notta, FETÖ üyelerinin darbe girişimini beklediklerine ve başarısızlık karşısında yaşadıkları hayal kırıklığına dair cümleler yer aldı.
FETÖ elebaşı Gülen'in yeğenine gönderilen notta, "Mezher abi hani iş tamamdı. Bu girişim başarısız oldu. Arkadaşlar iyi organize olamadılar herhalde, şimdi ne olacak. Abi, başka bir girişim var mı? Bizler buralarda ne yapabiliriz. Bizlere inşallah burada bir sıkıntı yapmazlar. Abi sizler de kendinize dikkat edin, Abilere selamlar. Abi okuduktan sonra notu lavaboda yakın." ifadeleri bulundu.
"Yurtta Sulh Konseyi" bildirisinde imzası bulunan eski Genelkurmay Personel Daire Başkanı tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün ailesine yazdığı notlar da delil olarak iddianameye girdi. Partigöç'ün kendi el yazısıyla yazdığı notta "Geldiğimiz aşamada ülkemizin kötü gidişine dur demek bize düştü. Bu başkaldırıyı yapmasaydım da beni hayatımın sonuna kadar hapse atacaklardı." itirafı yer aldı.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, hazırlanan iddianameler, ortaya çıkan belge ve görüntüler, darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını açık bir şekilde gösteriyor.
Darbe girişiminin, FETÖ mensuplarınca örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla gerçekleştirildiği, hazırlanan iddianamelerdeki delillerde, tespitlerde, itiraflarda ve yargılamalardaki ifadelerde net olarak yer aldı.
Darbe girişiminin ardından, Türkiye genelinde 9 ay içerisinde Cumhuriyet Başsavcılıklarınca çok sayıda soruşturma yapıldı. Tamamlanan soruşturmaların ardından Ağır Ceza Mahkemelerine darbe girişimine ilişkin 100'ün üzerinde dava açıldı.
Görülmeye başlanan davalarda darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını netleştirdi. İddianamelerde ifadeleri ve itirafları bulunan eski askerler, öğrencilik yıllarından itibaren örgütle bağlantılı olduklarını, darbenin de örgütün elebaşı Gülen'in talimatıyla yapıldığını itiraf etti.
FETÖ'nün "hava kuvvetleri imamı" ve darbe girişiminin kritik ismi Öksüz, 16 Temmuz sabahında Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında yakalandıktan sonra "bölgeye tarla bakmaya" gittiğini iddia ederken, serbest bırakılmasının ardından ise kayıplara karıştı.
Yurt çapında güvenlik güçlerince oluşturulan özel ekipler tarafından aranan Adil Öksüz hala bulunamadı. Gülen'in sağ kolu ve örgütte "ikinci adam" olması ile dikkati çeken Öksüz'ün, darbe girişiminden iki gün önce yurt dışından döndüğü belirlendi. Öksüz'ün ayrıca 2002'den bu yana 109 kez yurt dışı seyahati yapması da dikkat çekti.
FETÖ'nün darbe girişimi gecesi Öksüz'ün, FETÖ mensubu teröristlere Pensilvanya'nın talimatlarını ilettiği ve "darbe fetvası" verdiği de güvenlik güçlerinin elindeki bilgiler arasında yer aldı.
- Batmaz, Öksüz'le aynı uçakta
Adil Öksüz'ün, 11 Temmuz 2016'da Kemal Batmaz ile aynı uçakla ABD'ye gittiği, 13 Temmuz 2016'da ise Batmaz ile aynı uçakla ABD'den döndüğü tespit edildi. Öksüz ile aynı tarihlerde ABD'ye giden FETÖ'nün "sivil imamlarından" Batmaz'ın, ABD'de değerlendirme toplantılarına katıldığı da belirlendi.
15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde kaydedilen görüntülerde, tişört ve kanvas pantolonla askeri üsde rahatça dolaşan Batmaz'a, rütbeli askerlerin baş selamı verdiği yer aldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, halen tutuklu bulunan Batmaz'ın kurduğu emlak şirketinin hiçbir alım-satım ve kiralama işlemi yapmadığını da tespit etti.
Darbenin ilk hazırlık hareketlerini başlatma olasılığı yüksek olan Batmaz'ın, FETÖ içerisinde "Adil Öksüz'ün üstü veya eşiti olduğu, bu değilse ancak bir altında bulunabileceği" değerlendirmesi iddianamenin önemli maddeleri arasına girdi.
Öksüz ve Batmaz ile Akıncılar Üssü 143. Filo Komutanlığından darbeyi yönettiği öne sürülen sivillerden Harun Biniş de darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi FETÖ üyeleri arasında iletişim ağını sağlaması ile ön plana çıktı. Biniş'in, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın kabul etmesi durumunda Gülen ile iletişimini sağlayacak kişi olduğu ifadelere geçti.
- "Hizmet hareketinden olmayan var mı?"
Darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişiminde bulunan ekipte yer alan ve FETÖ darbesinin delilleri arasına giren "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?" sorusunun sahibi İsmail Yiğit, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına ifade verdi.
Yiğit, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele gidenler arasında yer aldığını belirterek, beraberindekilere "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?" sorusunu yönelttiğini ve geri kalanların da sessiz kalarak onay verdiklerine dikkati çekti. Yiğit'in ifadesi, darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığının delili olarak iddianamede de aynen yer aldı.
- Gizli tanıkların anlatımları
Gizli tanıklar da verdikleri ifadeler ile darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını ortaya koydu.
Gizli tanık "Kuzgun", FETÖ'nün asker üyelerinden oluşan ve "Yurtta Sulh Konseyi" üyeleri arasında ismi geçen ve darbe girişimi sırasında tuğamiral olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Ömer Faruk Harmancık'ı, Ankara Çayyolu'ndaki villada, firari Adil Öksüz liderliğinde yapılan darbe planı ile ilgili organizasyonun toplantılarında gördüğünü anlattı.
"Kuzgun" isimli kişi, bu evde Ömer Faruk Harmancık'ın kendisine, "Bir darbe planı üzerinde çalışıyoruz. Darbe planını bitirdik, ufak tefek ayrıntılar kaldı. 15 Temmuz veya 22 Temmuz'da darbe planını uygulamaya koyacağız." dediğini aktardı.
Bir başka gizli tanık "Şapka" da 10 gün öncesinden darbe hazırlıklarına başlandığını, Çayyolu'nda 3 katlı villada buluşulduğunu, salonda şüphelilerden eski kurmay albay Bilal Akyüz, eski kurmay albay Barış Avıalan, eski tuğgeneral Mehmet Partigöç, eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve eski koramiral Ömer Faruk Harmancık ile 4-5 kişinin bulunduğunu ifadesinde ayrıntılı olarak anlattı.
Evde toplantı devam ederken, Adil Öksüz'ün namaz kıldırdığını, namaz sonrası dini konuşmalar yaptığını ve 15 Temmuz akşamını kastederek, "15 Temmuz akşamında yapılacak ilk işlerden biri, görevlendirme verilecek kuvvetlerle cezaevlerinde tutuklu bulunan cemaat mensubu kişileri vakit kaybetmeksizin cezaevlerinden çıkarmak" dediğini aktaran gizli tanık "Şapka", Öksüz'ün ayrıca "Arkadaşlar biraz önce içerideki odada büyüğümüzle (Gülen) görüştüm, sizlere selamı var. Arkadaşlar ben cumartesi veya pazar İstanbul'da olacağım, oradan yurt dışına uçacağım, bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim." dediğini belirtti.
İddianamelere de giren gizli tanık ifadelerinde, ayrıca darbenin 15 Temmuz 2016 gece saat 03.00'e planlandığı ancak aynı gün akşam saat 20.00'de çekilen bir mesajla saatin öne alındığının haber verildiği ve "harekata başlayın" mesajının verilmesinin ardından "Yurtta Sulh" adı altında kurulan WhatsApp grubu ile direktiflerin geldiği anlatıldı. Ele geçirilen WhatsApp görüşmelerinde ise darbecilerin kendi aralarında "Abiler herkes işini gücünü bıraksın, askerin müdahalesine yardımcı olmalarını temin etsin. Askere direnenlerin direncini kırsınlar." mesajlarını attıkları tespit edildi.
- Orgeneral Akar'ın yaveri itiraf etti
Terör örgütü ile bağlantısını itiraf edenlerden biri de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın eski yaveri yarbay Levent Türkkan oldu. Karargaha atandıktan sonra FETÖ adına verilen görevleri yerine getirmeye başladığını ve dinlemeler yaptığını itiraf eden Türkkan, askeri liseye giriş sınavından önce soruların Gülenciler tarafından kendisine verildiğini söyledi.
Türkkan ifadesinde, darbe yapılacağını 14 Temmuz 2016 Perşembe günü öğrendiğini, eski Genelkurmay Başkanı Danışmanı kurmay albay Orhan Yıkılkan'ın kendisine darbe planlandığını söylediğini aktardı. Türkkan, ifadesinde örgüt üyeleriyle yapılan görüşmeler sonrasında planlanan darbe girişiminin detaylarına yer verdi.
- "Emir, Gülen'den geldi"
Beytepe'deki Jandarma Okullar Komutanlığındaki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianamede de şüpheli eski jandarma albay Arif Kalkan'ın ifadesi, örgüt elebaşı Gülen'in talimatıyla harekete geçildiğini net olarak ortaya koyan delillerden biri oldu.
Örgüt tarafından "Baki" kod adı verilen ve değişik tarihlerde Gülen ile iki kez görüştüğünü anlatan Kalkan, "15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilmeye çalışılan silahlı darbeye teşebbüs olayı, Amerika'nın Pensilvanya eyaletinde yaşayan Fetullah Gülen'in talimatı ile olmuştur. Zaten ilk toplantıda (8-9 Temmuz 2016) tanıştığım abi konumundaki Jandarma Kurmay Yarbay Mehmet Aydın bana darbe girişiminin Fetullah Gülen'in emri ile olduğunu beyan etmişti." şeklinde itirafta bulundu.
- Görevlendirmeler 3 gün önce yapıldı
Aynı iddianamede yer alan şüphelilerden eski yarbay Fazıl Ergün de öğrencilik yıllarından itibaren örgütle bağlantılı olduğunu ve darbe girişimine ilişkin emrin Gülen'den gelmesi üzerine örgüt üyelerinin harekete geçtiğini bildirdi.
Darbe girişiminden 12 Temmuz günü haberi olduğunu itiraf eden Ergün, aynı gün akşam saat 22.00 sıralarında örgütün askeriye imamı olan "Osman" ve onun üstündeki "Hakan" kod adlı kişilerle Tandoğan'daki bir ofiste görüştüğünü kaydetti. Burada yapılan görüşmede "Hakan" kod adlı örgüt üyesinin, 15 Temmuz günü saat 03.00 sıralarında yönetime el konulacağını aktardığını bildiren Ergün, talimatın Gülen tarafından verildiğinin söylendiğini anlattı. Ergün, bu görüşmelerde darbe girişimine ilişkin örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki askerlerin görevlendirilmelerinin yapıldığını aktardı.
Öğrencilik yıllarından itibaren örgüt içerisinde yer alan tutuklu eski yüzbaşı Cemil Çetin ise Jandarma Okullar Komutanlığındaki faaliyetlerde yer aldı. Çetin, darbe girişimi sırasında örgütün "Line" isimli programın kullanılmasını istediğini ve üyelere bu program üzerinden çeşitli talimatlar verilerek, görevlendirilmeler yapıldığını bildirdi.
- Hava Harp Okulu'nda darbe planlaması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmalar kapsamında hazırlanan iddianame, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve Hava Harp Okulu Komutanlığındaki toplantılarda, darbe girişiminin planlarının yapıldığını ortaya koydu.
İddianamede, darbe girişimine ilişkin örgüt üyelerince yapılan toplantılar sonucunda İstanbul ile ilgili sanıklar eski kurmay albay Muzaffer Düzenli başta olmak üzere Murat Yanık, Onur Özden, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Uzay Şahin'in irtibat ve koordinasyon timi olarak görevlendirildiği bilgisi yer aldı.
İstanbul'a gelen bu sanıklar, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı ve Hava Harp Okulu Komutanlığında yapılan toplantıları koordine etti. Sanıklar Eyyüp Gürler, Murat Yanık, Özkan Aydoğdu, Mehmet Nail Yiğit ile Fethi Alpay, darbe planlamasından İstanbul'da yapılan toplantılardan önce haberdar oldu.
- 2. Zırhlı Tugay'daki toplantı
Kara Harp Akademisi Komutanlığında görevli şüpheli Murat Yanık'ın beyanlarına göre, 15 Temmuz'da icra edilen ve tüm Türkiye'de koordineli olarak uygulamaya konulmaya çalışılan FETÖ silahlı terör örgütü mensuplarının darbe teşebbüsü faaliyetinden önce, söz konusu faaliyetin İstanbul kısmı ile ilgili olarak İstanbul'da 15 Temmuz'dan önce üç önemli toplantı yapıldı.
Darbe hazırlığıyla ilgili İstanbul'da 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında 13 Temmuz'da yapılan toplantı, çoğunlukla Muzaffer Düzenli'nin koordinesinde geçti. Toplantıda tugay ve alay komutanları ile Düzenli arasında, belirlenen sorumluluk bölgeleriyle ilgili hazırlıkların ne seviyede olduğu görüşüldü.
Düzenli'nin ateş açana ateşle karşılık verileceğini tebliğ ettiği toplantıda, faaliyetin başlamasına müteakip Türkiye genelinde sıkıyönetim listesinin yayınlanacağı kararı alındı. Toplantıda, Anadolu ve Avrupa yakalarında darbe teşebbüsü kapsamında ele geçirilmeye çalışılacak yerlerle ilgili de planlamalar yapıldı.
2. Zırhlı Tugay Komutanlığındaki güvenlik kamerasındaki 12-13-14 Temmuz 2016 tarihlerini içeren ve karargah binasını gösteren görüntülerde, toplantıya 2. Zırhlı Tugay Komutanlığının kendi komuta kademesi, diğer iller ve komutanlıklardan üst düzey rütbeli 17 askerin katıldığı anlaşıldı.
- Harp Akademilerindeki görüntüler
Harp Akademilerinin kamera kayıtlarına göre de darbecilerin gizli toplantı yaptıkları odayı 14 Temmuz 2016, saat 21.04'ten 15 Temmuz 2016 saat 00.30'a kadar kilitledikleri, burada darbeye yönelik hazırlık toplantısı düzenlendiği, içeride kimsenin olmadığı izlenimi vermek için binaya her girenin arkadan kapıyı kilitlediği görüldü.
Görüntülerde, bu toplantı öncesi Ölçme Değerlendirme Şube Müdürlüğündeki bir odada "darbeye yönelik bireysel bilgilendirme görüşmeleri" olduğu anlaşılan bir organizasyon yapıldığı, şüphelilerin bir kısmının tek tek girdiği bu odada 15'er dakika kaldıkları tespit edildi.
Ölçme ve Değerlendirme Şube Müdürlüğünün 15 Temmuz 2016 saat 23.23'te eski albay Özcan Korhan tarafından açıldığı, bu saatten sonra kontrollü giriş bölgesi olan müdürlüğün kapısının sürekli açık kaldığı, buranın adeta darbe girişiminin idare edildiği bir harekat merkezi olarak kullanıldığı değerlendirildi.
- TÜRKSAT baskını
TÜRKSAT'ı basan darbecilerin, bütün yayınları kesip sadece darbecilerin sesini duyurmak için yanlarında FETÖ'cü Samanyolu TV ve TÜBİTAK çalışanlarından oluşan bir yayın ekibi getirdikleri tespit edildi.
Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'a gidilerek yayınlarının kesilmesine ilişkin iddianamenin şüphelilerinden Mehmet Dağköy'ün, FETÖ/PDY örgütüyle irtibatlı Yamanlar Lisesi mezunu olduğu, Samanyolu TV'de bilgi işlem direktörlüğü yaptığı ve El Cezire Türk'te çalıştığı ortaya konuldu.
Şüpheli Aydın Yavuz'un TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinde kurumsal gelişim başkan yardımcılığı yaptığı, Burhan Güneş'in de bilgisayar mühendisliği mezunu olduğu ve TÜBİTAK'ta idari işler başkan yardımcılığı yaptığına dikkat çekilen iddianamede, şüpheli Birol Baki'nin elektronik şirketi olduğu, Samanyolu TV'de bir süre çalıştığı, Uğur Özüdoğru'nun ise HAVELSAN, BTK ve son olarak Başbakanlık Sektörel İzleme Birimi'nde bilişim uzmanı olarak görev yaptığı kaydedildi.
- Eski emniyet müdürü tankta
Paralel devlet yapılanmasına yönelik soruşturmalar kapsamında hakkında dava açılan ancak bir türlü bulunamayan polislerin de darbede yer alması, FETÖ gerçeğini gözler önüne serdi.
Daha önce FETÖ mensubu olduğu gerekçesiyle açığa alınan eski İstanbul güvenlik şube müdürü Mithat Aynacı'nın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünü ele geçirmek üzere Vatan Caddesi'ne konuşlanan bir tankın içerisinde, askeri üniformayla yakalanmasını yansıtan görüntüler, darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını ortaya koyan deliller arasında yer aldı.
- İhraç edilenlere maaş verildi
Ankara'da da aranan eski polis müdürleri Lokman Kırcılı ve Gürsel Aktepe de darbe girişimi günü Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı girişinde, yönetimi devralmak için beklerken gözaltına alındılar.
Aktepe ifadesinde, Gülen'e sempatisinin olduğunu belirtirken, meslek hayatı sırasında ABD'ye görevli gittiğini, iki gün Gülen'in evinde kaldığını ve sohbet toplantılarına katıldığını, meslekten atıldıktan sonra da her ay FETÖ'den 4 bin 500 lira maaş aldığını kaydetti.
Darbe gecesi kendilerine "herkes eski görev yerine gitsin" mesajı geldiğini, bunun üzerine İstihbarat Daire Başkanlığının önüne geldiğini anlatan Aktepe, "15 Temmuz akşamı yapılmak istenen darbenin, bu örgütün en tepesindeki kişinin yani Fethullah Gülen'in bilgisi ve talimatı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir." itirafında bulundu.
- "Ezin, öldürün, geçin"
Konya'da yürütülen soruşturmada ifade veren "Enes" kod adlı şüpheli de örgütün "abi" olarak nitelendirdiği kişilerin darbeye ilişkin verdikleri emirleri anlattı.
"Enes" kod adlı şüpheli, darbe girişimi sırasında kendisini telefonla arayan FETÖ üyesinin "Önünüze çıkıp, kim engel olmaya çalışırsa çalışsın acımayın. Ezin, öldürün, geçin." dediğini aktardı. Şüpheli ayrıca, telefonuna gelen mesajlarda da örgüt üyelerince aynı talimatların verildiğine dikkati çekti.
Batman'da FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan Ümit Eyvazoğlu'nun darbeye karşı direnenlerin dirençlerini kırmak için çaba sarf ettiği ve örgütün emirlerini yerine getirdiği, Samsun'da FETÖ'nün emniyet yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında itirafçı olan örgütün "komiserler grubu abisi" T.S. ise darbe girişimi sırasında örgütün şifreli haberleşme ağı "ByLock" mesajlarında örgüt üyelerinin darbeye destek vermesi talimatlarının geldiğini aktardı.
T.S'nin verdiği ifadede, "Samsun il emniyet komiserleri imamı" olan "Yavuz" kod adlı örgüt üyesinin, mesajlarıyla örgüt üyelerinin darbeye katılan askerlere yardımcı olunmasını istediği belirlendi.
- "20 bin asker hazır" mesajı
FETÖ'ye bağlı askeri personelin "Trakya sorumlusu" olduğu öne sürülen 5. Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı eski albay Uzay Şahin'in, darbe girişiminden bir gün önce WhatsApp'tan "Trakya'da 20 bin asker hazır" mesajı gönderdiği belirlendi.
Darbecilerin oluşturduğu WhatsApp grubunda bulunan ve 15 Temmuz gecesi yapılan görüşmelerde çeşitli talimatlar verdiği belirlenen Şahin'in, 54'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı eski tuğgeneral Hidayet Arı, 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı eski tuğgeneral Bekir Koçak, eski binbaşı Murat Çelebioğlu ve Babaeski 1. Zırhlı Tugay Komutanı eski kurmay albay Güngör Gündoğdu'yla bağlantı kurup toplantı için hazır olmaları talimatı verdiği tespit edildi.
- "10 yıl cemaate hizmet ettim"
Cuntacıların hazırladığı görevlendirme listesinde yer alan Sivas 5. Piyade Er Eğitim Tugayı Komutanı ve Garnizon Komutanı eski tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır da ifadesinde "1988-1992 yılları arasında evlere ve yurtlara gidiyordum, tüm toplantılara katılıyordum. 10 yıl süreyle cemaate hizmet ettim. 2007 yılından sonra, özellikle Balyoz ve Ergenekon operasyonlarının ardından uzaklaşmaya başladım, ilişkimi askıya aldım." iddiasında bulundu.
MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada tutuklu bulunan ve FETÖ yapılanmasına bağlı hareket ettiği belirlenen eski tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun da cuntacıların görevlendirme listesinde yer alması, darbenin FETÖ bağlantısını güçlendiren deliller arasında yer aldı.
Darbenin Pensilvanya bağlantısına dair en çarpıcı ifadelerden biri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'a ait.
Darbe gecesi, cuntacılar tarafından derdest edilen Orgeneral Akar, darbeci askerlerden eski tuğgeneral Hakan Evrim'in kendisine "Sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürelim." dediğini anlattı.
- Gülen'den tehdit ifadeler
Darbe girişiminin ardından ilk gün, kalkışma ile bir ilgisinin olmadığını öne süren elebaşı Fetullah Gülen, ilerleyen günlerde, millete "ahmak" diyerek, "Hayatta kalırlarsa eğer yaptıklarından utanacaklar ve 'keşke' diyecekler, fakat öbür tarafta da 'keşke' diyemeyecekler." tehdidinde bulundu.
Cuntacıların ceplerinde, Gülen'in gönderdiği 1 dolarlar çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın otelini bombalayan yüzbaşının üzerinden de Gülen'in duasının çıkması dikkati çekti.
- Şehit sayılarının artmasında FETÖ parmağı
Terörle mücadelede de şehit sayısının artmasında, FETÖ'nün izine ulaşıldı. Telsiz görüşmelerinde PKK'nın, FETÖ'ye mensup askerlerden bilgi aldığı belirlendi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne savunma ve havacılık konularında hizmet veren HAVELSAN'da çalışan Onur Demircan'ın, darbecilerle TRT binasına geldiği tespit edildi.
Anafartalar Koleji'nin sahibi Hakan Çiçek de darbe gecesi Akıncı Üssünde yakalandı. İfadesinde "Subay olan bir öğrenci velisini ziyarete geldiğini" ileri süren Çiçek'in kolejinin, Gülen cemaatinin ordu içindeki subayların çocuklarını göndermeleri için kurduğu bir kolej olduğu ortaya çıkarıldı ve okul kapatıldı.
- KPSS soruşturmasında eşleri tutuklandı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2010-KPSS'deki usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturması kapsamında, 15 Temmuz darbe girişiminde aktif rol oynadığı tespit edilen askerlerin eşleri olan 100'e yakın şüpheli tutuklandı.
Şüphelilerden T.R, soruları sınav öncesinde aldığını itiraf ettiği ve örgütün çözülmesi yönünde önemli bilgiler verdiği gerekçesiyle adli kontrolle serbest bırakıldı.
- "Keşke albay olsaymışım" itirafı
FETÖ soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan firari Osman Özsoy'un darbe girişimi öncesinde katıldığı bir televizyon programında kullandığı cümleler de girişimin baş aktörünün FETÖ olduğuna işaret ediyor.
Özsoy'un söz konusu programdaki "Türkiye'ye bir şey olmaz. Ben profesör olacağıma, keşke bir albay olsaymışım mesela. Bu süreçte daha çok katkım olurdu. Bir albay olacaktım ben, bu ülkeye daha çok hizmet ederdim." sözleri dikkati çekti.
Sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanan FETÖ mensuplarının yaptığı paylaşımlar, darbe girişimini destekleyici söylemleri de darbe girişiminde okları FETÖ'nün üzerine çeviren en önemli deliller oldu.
Eski kurmay albay Ömer Kulaç'ın sahip olduğu belirlenen "Analizharbi" adlı twitter hesabından, 15 Temmuz sabahında "darbeye yönelik" yapılan paylaşımlar dikkati çekti. Kulaç'ın ağabeyinin, Deniz Kuvvetleri İkmal Dairesi Başkanı eski tuğamiral Hasan Kulaç, diğer kardeşi Hüseyin Kulaç'ın da Yargıtay üyesi olduğu belirlendi. Gülen cemaatiyle bağlantıları tespit edilen Kulaç ve kardeşleri tutuklandı.
Hasan Kulaç'ın eşinin kardeşinin ise Ergenekon davasının savcılarından Cihan Kansız olduğu tespit edildi. Kansız, hakkında açılan soruşmada tutuklama kararı çıkmadan önce yurt dışına kaçtı.
- "Yatakta basıp, şafakta asacaklar" mesajı
FETÖ'ye yakın isimlerden Tuncay Opçin'in, darbe girişimi öncesinde attığı twit de girişimin asıl failini ortaya koydu. Opçin,14 Temmuz'da twitter üzerinden paylaştığı "yatakta basıp, şafakta asacaklar" mesajıyla, darbe olacağı mesajı verdi.
Gülen cemaatine ait Zaman gazetesinin eski Ankara temsilcisi Mustafa Ünal da darbeden iki gün önce paylaştığı "Gör bak neler olacak" twitiyle dikkati çekti.
Eski bir emniyet mensubu olan Emre Uslu da 2014'te hakkında açılan davalar nedeniyle ABD'ye gitti. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Uslu, Türkiye'ye geri dönmedi. Uslu, Twitter'da "Türkiye'ye ne zaman döneceğini" soran takipçisine, "Temmuz 2016" yanıtını verdi. Uslu, 14 Mart'ta paylaştığı başka bir twitte de takipçilerinden kendisine 22 Temmuz'a Washington-İstanbul bileti almalarını istedi.
- Notların ortaya koyduğu gerçek
Darbe girişimi sonrası cezaevinde ele geçen, örgütün okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu olduğu ileri sürülen Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen'e gönderilen not da darbe girişiminin FETÖ'nün eseri olduğunu gösterdi.
Kırıklar'daki, terör ve suç örgütleri üyelerinin tutulduğu İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun havalandırma alanlarında 21 Temmuz'da günlük kontrollerini yapan infaz koruma memurları, top haline getirilmiş bir not kağıdı buldu. Cezaevi yönetimince İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen notta, FETÖ üyelerinin darbe girişimini beklediklerine ve başarısızlık karşısında yaşadıkları hayal kırıklığına dair cümleler yer aldı.
FETÖ elebaşı Gülen'in yeğenine gönderilen notta, "Mezher abi hani iş tamamdı. Bu girişim başarısız oldu. Arkadaşlar iyi organize olamadılar herhalde, şimdi ne olacak. Abi, başka bir girişim var mı? Bizler buralarda ne yapabiliriz. Bizlere inşallah burada bir sıkıntı yapmazlar. Abi sizler de kendinize dikkat edin, Abilere selamlar. Abi okuduktan sonra notu lavaboda yakın." ifadeleri bulundu.
"Yurtta Sulh Konseyi" bildirisinde imzası bulunan eski Genelkurmay Personel Daire Başkanı tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün ailesine yazdığı notlar da delil olarak iddianameye girdi. Partigöç'ün kendi el yazısıyla yazdığı notta "Geldiğimiz aşamada ülkemizin kötü gidişine dur demek bize düştü. Bu başkaldırıyı yapmasaydım da beni hayatımın sonuna kadar hapse atacaklardı." itirafı yer aldı.