ANTALYA
Antalya'da "sosyete batığı" olarak adlandırılan 35 metre derinlikte bulunan 96 metre uzunluğundaki Saint Didier batığı, tek parça halinde olması ve içindeki askeri malzemeleriyle su altı turizminin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
Dalış merkezleri denilince ilk akla gelen kentlerden turizm merkezi Antalya'da, Fransız gemisi Saint Didier batığı, "su altı kaşifleri"nin ilgi gösterdiği yerlerin başında bulunuyor.
Halk arasında "sosyete batığı" olarak da adlandırılan 35 metre derinlikteki 96 metre uzunluğundaki Kaleiçi açıklarında bulunan Saint Didier batığı, tek parça halinde olması ve içindeki askeri malzemeleriyle dalış tutkunlarının uğrak yeri haline geldi.
"Doğu Akdeniz'in en temiz suları Antalya'da"
Deniz Ticaret Odası (DTO) Antalya Şube Müdürü Cüneyt Koşul, Antalya'nın su altı batıkları anlamında çok büyük bir zenginliğe sahip olduğunu belirtti.
Türkiye'ye gelen insanların turizme katma değerini artırmak için dalış turizminin çok önemli olduğunu vurgulayan Koşul, Türkiye'deki dalış okullarının önemli bir kısmının da Antalya'da olduğunu söyledi.
Koşul, Antalya'da bulunan yüzlerce batık arasında hemen akla gelenlerin 3 bin 300 yıllık "Uluburun batığı", Kemer'deki "Paris" ve Kaleiçi'nin hemen 500 metre açığındaki Saint Didier batığı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Dünyada milyonlarca insan, tatilini dalışa göre ayarlıyor. Almanya'da 3-3,5 milyon kişi yıllık tatillerini yapacakları dalışa göre planlıyor. Profesyonel dalgıçları, bu işi ileri düzey hobi haline getirmiş insanları daldıracağınız yerlerin hikayesi olması lazım.
Bu insanlar dünyanın her yerinde dalıyorlar. Bizim ülkemize de dalmak için geliyorlar. Doğu Akdeniz'in en temiz suları, en uzun görüşe imkan veren sahilleri bizde. Batıklar, turizm gelirine önemli katkı sağlayacak olmasından dolayı çok önemli."
"İçinde savaş malzemeleri olan bir gemi"
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF) İl Temsilcisi İsa Alemdar da batık dalışlarını zaman makinesi olarak gördüklerini, bulundukları çağı yansıttıklarını söyledi.
Kaleiçi açıklarındaki Saint Didier batığının 1942'den beri suyun altında durduğunu anlatan Alemdar, şöyle konuştu:
"Bizim girmediğimiz bir savaşta, bizim sularımızda ve beraberinde artık bizim olan bir batık. Batıklar değerlendirilirken, görüş, derinlik ve beraberinde hikayeye bakılır. Bu üç kriterin çok iyi olması lazım.
Saint Didier, dünya sıralamasında ilk 10'un içerisinde ama benim için birinci sırada. Duruş pozisyonu bütün halinde, kendi omurgasının üstünde. Hikayesi var.
Görüş bizim için birazcık dezavantajdı ama o da son yıllarda gayet net. 96 metre uzunluğunda, içinde savaş malzemeleri olan bir gemi. Üstünde gezinirken bir sürü hayatın orada yaşadığını düşünüyorsunuz. O yüzden çok önemlidir."
Alemdar, Sait Didier batığını tek seferde dalarak bitiremedikleri için dalışçıların genelde 2-3 kez dalış yapmak durumunda kaldığını dile getirdi.
Yabancı dalışseverlerin diğer batıklarla kıyaslandığında "Sizin batığınız çok daha iyi" dediklerini aktaran Alemdar, "Batığımız, çok tanınmıyor ve bilinmiyor. İçerisinde gaz maskeleri, bombalar, silahlar hepsi duruyor. Hikayesi de var. Antalya'ya gelen her dalışsevere Saint Didier batığını tavsiye ediyoruz." diye konuştu.
Saint Didier batığının hikayesi...
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Almanlarla iş birliği yapan Fransız hükümeti, Lübnan'a ilerleyen İngilizlere karşı bölgedeki birliklerine asker ve mühimmat desteği göndermek için Alman işgalindeki Selanik Limanı'na getirilen mühimmatı Saint Didier ve Qued Yquem adlı iki gemiye yükledi.
Qued Yquem adlı gemi Adrasan açıklarında Kıbrıs'tan kalkan İngiliz savaş uçağı tarafından batırılırken, Türk bayrağı çeken Saint Didier ise Antalya Limanı'na sığındı. Limanın 500 metre açığında demirleyen gemi, aynı gün İngiliz uçaklarının hedefi oldu. Batan Saint Didier'deki 5 asker yaşamını yitirdi, 15'i yaralı 275 asker limandaki balıkçılar sayesinde kurtulmayı başardı.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com