Türkiye'nin Dakar Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, Türkiye'nin son yıllardaki Afrika politikasının Türk vatandaşlarının kıtaya bakış açısını değiştirdiğini belirterek, "Önceden Afrika'ya gelen vatandaşlarımız niye buradayız derken, şimdikiler artık 'iyi ki Afrika'dayız' diyor ve bağlarını koparmak istemiyor." dedi.
Akademik hayatında Afrika tarihi ve medeniyeti üzerine yıllarca çalışmalar yürüten ve Senegal'in başkenti Dakar'a Büyükelçi olarak atanan Kavas, yeni görevine başlamadan önce AA muhabirine genelde Afrika, özelde Senegal ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Büyükelçi Kavas, 1993'te doktora tezi için Mali'ye gittiğinde, belki bir daha hiç gelemeyeceği düşüncesiyle uğradığı Senegal'in kendisi için özel bir öneme sahip olduğunu belirtti.
O dönem Senegal'deki İslam eğitimini incelediğini aktaran Kavas, "O zamanlar büyükelçilikte çalışan genç bir diplomat, geliş amacımı sorduğunda, Türkiye'yi Senegal'de, Senegal'i de Türkiye'de tanıtmak istediğimi söylediğimde ütopik düşündüğümü söylemişti." diye konuştu.
Kavas, 27 yıl sonra büyükelçi olarak geldiği Senegal'de Türkiye'nin artık çokça tanındığını gördüğünü kaydederek, "Türkiye'de de Senegal'in tanınmasıyla ilgili çalışmalar var ancak yeterli değil. Görevimiz süresince Senegal de Türkiye'de daha iyi tanıtılırsa hedefimize ulaşmış olacağız." ifadelerini kullandı.
İki ülkenin nüfuslarının yüzde 99'a yakınının Müslüman olmasıyla aslında gözle görülenden çok daha fazla ortak bağı olduğuna dikkati çeken Büyükelçi, "Dinimizin temel unsurları, bizi birbirimize daha çok yaklaştırmalı, bu ortak değerlerin oranı artırılmalı." yorumunu yaptı.
Kavas, Senegal'e ilk geldiğinde her köşe başında 3-5 kişinin namaz kılabileceği üstü açık, ufacık mekanların dikkatini çektiğini ifade ederek, "Bunu diğer İslam ülkelerinde görmedim. Senegalliler için namaz kılabilecekleri birkaç metrekare yer tahsis edilmesi çok önemli, bu Türkiye'ye taşınabilir bir haslet." şeklinde konuştu.
"Afrika kıtası Türk dış politikasının en canlı alanı"Afrika'nın Türk dış politikasının en başarılı ve canlı alanı olduğuna dikkati çeken Kavas, bağ kurmanın ötesine geçen bu başarının uluslararası çevrecelerce de merak edildiğini dile getirdi.
Büyükelçi Kavas, Türkiye'nin kıtadaki 54 ülkeden 42'sinde büyükelçiliği bulunduğuna işaret ederek, bunun kıta nüfusunun yüzde 90'ından fazlasıyla doğrudan etkileşim anlamına geldiğini vurguladı.
"Afrika'dan 35 civarında ülkenin de Türkiye'de büyükelçiliği bulunuyor, yani diplomasi iki taraflı gelişiyor. Ayrıca, büyükelçiliklerin yanı sıra Türk kamu ve sivil toplum kuruluşlarının Afrika'nın her yerinde gösterdikleri faaliyetler çok yönlü bir etkileşim ağı oluşturuyor." diyen Kavas, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Türkiye Maarif Vakfı (TMV) ve Türk Hava Yollarının (THY) kıtanın dört bir yanında faaliyet gösterdiğinin altını çizdi.
Kavas, şunları kaydetti:
"2000'li yılların başında biz diğer uluslarası havayolu firmalarını kullanırken, şimdi onlar kıta yolculuklarını THY ile yapıyor. TMV, okullarında verilen eğitimle Türkiye adına insanlara dokunuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı koordinasyon merkezlerinin sayısını artırarak Müslüman toplumlarla yakın temas kuruyor."
Türk STK'lar salgında uzaktan irtibatla yardım faaliyetlerini sürdürdüAfrika'da Türkiye'yi temsil eden diğer bir önemli gücün de sivil toplum kuruluşları olduğunu belirten Kavas, STK'ların burada herhangi bir ihtiyaca her an hazır şekilde cevap verebildiğini kaydetti.
Büyükelçi Kavas, "Özellikle Kovid-19 salgını döneminde doğrudan gelemeseler de sivil toplum kuruluşları uzaktan irtibat kurarak en üst seviyede faaliyet gösteriyor. Bu süreçte yapılan ramazan, sağlık yardımları, su kuyusu faaliyetleri insanımızın Afrika ile dünyada benzeri olmayan bir etkileşim kurduğunu gösterdi. Önceden Afrika'ya gelen vatandaşlarımız niye buradayız derken, şimdikiler artık 'iyi ki Afrika'dayız' diyor ve bağlarını koparmak istemiyor." diye konuştu.
Ecdadımızın Afrika tecrübesinden yararlanmalıyızAfrika'nın dışarıdan gelerek tahakküm kurmaya çalışanlara müsamaha etmeyen bir kıta olduğunu dile getiren Kavas, "Avrupalılar kıtanın tamamını istila ettiler ancak yüzyıldan fazla kalamadılar. Dillerini, kültürlerini bir derece bıraktılar ancak Afrika toparlanıp bu baskıcı, kendine benzetmeci tavrı itiyor." yorumunu yaptı.
Büyükelçi Kavas, Türkiye'nin "Afrika'yı seviyoruz, ilgileniyoruz" aşamasını geçtiğinin altını çizerek, "Biliyoruz ki atalarımız bu kıtada asırlarca var olma başarısını gösterdi. Afrika'nın geçmişinde bu kadar uzun kalmanın hassas noktalarını tespit etmek gerekiyor, eğer burada daha uzun soluklu kalmak istiyorsak." ifadelerine yer verdi.
Karşılıklı ve kalıcı bir etkileşimin ancak Afrika ülkelerindeki her bir halkı daha iyi anlayıp, sahip oldukları değerleri ikili ilişkilerde daha fazla dikkate alarak sağlanacağını kaydeden Kavas, "Afrika'yı hem üretici, hem tüketici olarak algılayarak ticari alanda bunu başarabiliriz." dedi.
"Yüksek ekonomik etkileşim Senegal pazarına yansımıyor"Türkiye'nin kıta ülkeleriyle ticaretinin salgın günlerinde bile kesilmeden devam etmesinin, ekonomik ilişkilerin uluslararası standartlara ulaştığını gösterdiğine işaret eden Büyükelçi, "Sürdürülebilen ticaret, Afrika'da tecrübe edinme aşamasını geçtiğimiz anlamına geliyor." dedi.
Kavas, yaklaşık 1000 Türk vatandaşının bulunduğu Senegal ile Türkiye arasında ekonomik anlamda etkileşim oldukça yüksek olsa da bunun iki ülke pazarlarına yansımadığına dikkati çekti.
"Etkileşimi çok olmayan ülkelerin, Senegal'in yerel tüketim, ihtiyaç maddelerinde birçok hayati konuda Türk firmalarından daha fazla temasları var." diyen Büyükelçi Kavas, Türkiye'nin sağlayabileceği fırsatları Senegal pazarına taşımasının yanı sıra burada yetişen yer fıstığı, pamuk gibi zirai ürünleri, yer altı kaynakları ve balıkçılık gibi önemli sektörleri kendi pazarına tanıtması gerektiğini belirtti.
"Türkiye'de okuyan Afrikalı gençler, kıtayla en kalıcı bağımızı oluşturacak"Kavas, TMV'nin kıtanın dört bir yanındaki okullarda, Türkiye'de de lise ve üniversitelerde on binlerce Afrikalı gencin eğitim gördüğünü anımsatarak, şunları aktardı:
"On binlerce Afrikalının TMV okullarında veya Türkiye'de okuması, eğitim ve sağlık alanında geniş bir tecrübe paylaşımı anlamına geliyor. Ayrıca, önümüzdeki 10-20 yıl içerisinde Türkiye ile Afrika arasında en kalıcı bağları oluşturacak insan kaynağı yetişmiş oluyor. Bu öğrenciler, bizi ülkelerinde en sağlam şekilde anlatacak olan kişiler. Onlara Türkiye'nin tarihini, kültürünü, toplumunu tanımaları konusunda geniş fırsatlar sunmalıyız."
Büyükelçi Kavas, Afrika'nın da ülke ülke Türkiye'ye tanıtılması gerektiğini vurgulayarak, "Sadece "kıta" denilerek zihnimizde küçültülen Afrika'nın, 54 ülkesi, 1 buçuk milyar nüfusuyla ne kadar büyük olduğunu kavradıkça, vereceğimiz önemin derecesi artacak." dedi.
Türkiye'nin üniversitelerinde Afrika ülkeleri, farklı kültürler, diller, bölgeler üzerinde münhasır araştırma alanları olması gerektiğinin altını çizen Kavas, "Afrika'nın devlet adamlarını, şairleri, sanatkarları, yazarlarını, sosyo-kültürel, dini, tarihi değerlerini kendi kaynaklarından öğrenmeliyiz." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com