![Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Türkiye'nin güvenliği Misak-ı Milli sınırlarının ötesinde başlar](https://www.dikgazete.com/files/uploads/news/default/2019/12/cumhurbaskanligi_sozcusu_kalin_turkiyenin_guvenligi_misak_i_milli_sinirlarinin_otesinde_baslar.jpg)
Ä°STANBUL (AA) - CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Ä°brahim Kalın, Kanal 7'de yayınlanan "BaÅŸkent Kulisi" programında gündeme iliÅŸkin soruları yanıtladı.
Dış politika açısından 2019'a yönelik deÄŸerlendirmeleri sorulan Kalın, 2019'un küresel dengeler içinde deÄŸerlendirildiÄŸinde birçok olaya ÅŸahitlik ettiÄŸini anlatarak, 2019'da ABD ve Çin arasında ticaret savaÅŸlarının yükseliÅŸe geçtiÄŸi bir dönemi gördüklerini söyledi.
Kalın, hem ABD'nin kendi sistemi içindeki iç hesaplaÅŸmalar hem de Trump'ın temsil ettiÄŸi siyasi görüÅŸün Avrupa, OrtadoÄŸu ve diÄŸer bölgelerin siyasetine etkisinin olduÄŸu "Trump etkisi" denilen bir fenomenin oluÅŸtuÄŸunu dile getirerek, bunun yanı sıra 2019'da çok farklı saiklerle birçok yerde sokak gösterilerinin ortaya çıktığını ifade etti.
Rusya'nın yükselen bir güç olma trendini koruduÄŸunu belirten Kalın, Rusya'nın ilk defa Gürcistan kriziyle baÅŸlayan yükseliÅŸi, Kırım'da, Ukrayna'da, Suriye'de devam ettirdiÄŸini ve ÅŸu anda Libya'da da bunun ilk örneklerini görmeye baÅŸladıklarını aktardı.
Ä°brahim Kalın, 2019'un Türkiye açısından hem sahada hem de masada güçlü olduÄŸu bir yıl olduÄŸunu aktararak, "3 tane çok önemli hadise bunun altını doldurdu. Bunun birincisi, Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra Barış Pınarı Harekatıyla 'Suriye'de sahada Türkiye olmadan plan yapamazsınız' mesajı çok net bir ÅŸekilde verilmiÅŸ oldu. Ä°kincisi DoÄŸu Akdeniz'le ilgili bu arama tarama sismik sondaj çalışmalarıyla ilgili çok önemli bir hamle yapıldı. Bizim Akdeniz'e en uzun sahili olan ülke olduÄŸumuz gerçeÄŸini dikkati aldığımız zaman Türkiye'yi adeta Antalya Körfezi'ne hapsetmeye çalışan bir doÄŸu Akdeniz tasavvuru var, birkaç yıldır ortalıkta dolanan... Buna karşı CumhurbaÅŸkanımızın giriÅŸimi ile çok önemli bir hamle yapıldı. 'Hayır biz de sahadayız' denildi. Åžu anda iki sismik, iki sondaj gemimiz DoÄŸu Akdeniz'de bu araÅŸtırmalara devam ediyor. " ifadelerini kullandı.
Üçüncü olayın Libya'yla ilgili olduÄŸunu ifade eden Kalın, "En son yaptığımız iki anlaÅŸma, Libya krizine dönük önerilerimiz, getirdiÄŸimiz perspektif ve siyasi duruÅŸ, bizim açımızdan 2019 baÄŸlamında Türkiye'nin hem sahada hem masada güçlü olduÄŸu bir yıl oldu. Bunun etkilerini Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra ABD ile Rusya ile yaptığımız anlaÅŸmalarda gördük. CumhurbaÅŸkanımız NATO Zirvesi'ne giderken sahada gücünü ispatlamış bir lider olarak gitti, masaya da böyle oturdu ve NATO ile ilgili bir perspektif ortaya koydu." diye konuÅŸtu.
Kalın, 2019'un NATO ittifakının sorgulandığı bir yıl olduÄŸuna vurgu yaptı. Küresel belirsizlik çağının 2019'de zirve yaptığını dile getiren Kalın, muhtemelen bunların 2020'de de devam edeceÄŸini belirtti.
"Türk ordusu asli misyonuna geri döndü"CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Ä°brahim Kalın, Suriye'de herkesin kendine göre bir hesap yaptığına iÅŸaret ederek, "Türkiye, Barış Pınarı Harekatı'yla bu hesapların birçoÄŸunu boÅŸa çıkarttı. CumhurbaÅŸkanımızın o dirayetli liderliÄŸi sayesinde orada kurulmak istenen terör koridoruna müsaade edilmedi. Orada ABD'nin Obama döneminden beri devam ettiÄŸi PYD/YPG'ye yatırım politikası çok ciddi bir akamete uÄŸradı ve bundan sonrası ciddi bir iniÅŸe geçtiÄŸini söyleyebiliriz. Bundan sonra zaten o hayali gerçekleÅŸtirme ÅŸansları yok. Türkiye'ye raÄŸmen orada böyle bir yapıyı kurmalarının imkan ve ihtimali artık yok. Karşılarında Türkiye'yi göreceklerini biliyorlar ve Türkiye bu konuda kendi ulusal çıkarları için sahaya inmekten çekinmeyen bir ülke. Bunu da gösterdi." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin de bu imkan ve kabiliyete sahip olduÄŸunu bir kez daha gösterdiÄŸini anlatan Kalın, ÅŸunları kaydetti:
"15 Temmuz darbe giriÅŸiminden sonra, 'Türk ordusu büyük bir darbe aldı. Darbe giriÅŸimi önlenince bir sürü üst düzey komutanlar amiraller, generaller görevden alındı. Türk ordusu artık hem NATO içinde hem de milli bir ordu olarak eski imkan ve kabiliyete sahip deÄŸildir' propagandası da yapılıyordu. Halbuki 15 Temmuz'dan sonra ÅŸunu gördük ki tam tersine bu FETÖ'cü unsurlardan temizlendiÄŸi oranda Türk ordusu asli misyonuna geri döndü. Daha disiplinli daha güçlü ülkenin çıkarları için sonuç alabilen bir askeri güç haline geldi. Bunu da en son olarak Barış Pınarı Harekatında çok net bir ÅŸekilde ortaya koydu. PKK'nın terörüyle mücadelede hem Türkiye'de hem de Irak, Suriye ve Ä°ran'da çok ciddi mesafeler alındı. 15 Temmuz'dan sonra olması bir tesadüf deÄŸil son 2-2,5 yıldır terörle mücadelede çok baÅŸarılı bir döneme girdik. Öncesinde TSK içine sızmış olan FETÖ'cü unsurların terörle mücadeleyi nasıl akamete uÄŸrattığını defalarca gördük. Åžimdi terör örgütü Türkiye topraklarında eylem yapamaz hale geldi, nefes alamaz hale geldi. Ä°nÅŸallah Irak'ta da harekatlar devam ediyor. Kandil'e kadar uzanacak. Åžu ana kadar terörle mücadele noktasında baÅŸarılı bir yıl oldu diyebiliriz."
"Merkel'le telefon görüÅŸmesi olacak"Libya'yla ilgili soruları da yanıtlayan Kalın, Libya'daki krizin devam ettiÄŸini anlatarak, Türkiye'ye birçok defa gelen ve uluslararası toplumun tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükümeti BaÅŸkanlık Konseyi BaÅŸkanı Fayez Al Sarraj'ın 27 Kasım ziyaretinde Türkiye ile iki anlaÅŸma imzaladığını söyledi.
Ä°brahim Kalın, bunlardan birinin askeri güvenlik ve iÅŸ birliÄŸi anlaÅŸması diÄŸerinin de deniz yetki alanlarını tespit eden, belirleyen anlaÅŸma olduÄŸunu söyledi.
Uluslararası toplumun Hafter'e "dur" demediÄŸi taktirde orada yeni iç savaşın baÅŸlamasının kaçınılmaz olduÄŸuna dikkati çeken Kalın, "Çok daha kanlı bir iç savaÅŸ yaÅŸanabilir orada. Åžimdi süreç giderek yaklaşık 3 yıl önceki Suriye'deki tabloya benziyor. Bir siyasi stratejik boÅŸluk gören oraya giriyor. En son Rusya oradaki sürece dahil olmak istiyor." dedi.
Kalın, bütün bu arka plan çerçevesinde Libyalıların kendilerine bir talepte bulunduÄŸunu anlatarak, "Tezkere meclise gelecek, geçecek ondan sonra ÅŸartlara, durumlara gene bir bakılacak. Onların böyle bir talebi daveti söz konusu. Bütün ÅŸartlar deÄŸerlendirildikten sonra CumhurbaÅŸkanımız da nihai bir karar verecek. Biz de bu arada siyasi ve teknik anlamda Ulusal Mutabakat Hükümetini desteklemeye devam edeceÄŸiz. " ifadelerini kullandı.
Asker güç gönderme konusunun bir süreç olduÄŸunu ifade eden Kalın, "Askeri deÄŸerlendirmeler yapılacak, onların talepleri tekrar deÄŸerlendirilecek, o yardımın ne ÅŸekilde olacağına dair bir süreç var orada yürüyen. Åžu anda orada da onlar kendilerini savunuyorlar. Ağırlıklı olarak hava savunma sistemlerine ihtiyaçları var, meÅŸru yollardan silah temin ediyorlar bir ÅŸekilde. Orada zorluklar da var. Hafter'e silah yardımı Rusya, Mısır, BirleÅŸik Arap Emirlikleri, Ürdün üzerinden ve baÅŸka yerlerden devam ediyor. " diye konuÅŸtu.
Kalın, BM'nin de yönettiÄŸi bir Libya sürecinin olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ÅŸöyle devam etti:
"Orada tarafları bir araya getirecek, siyasi sürecin önünü açacak, ateÅŸkesi saÄŸlayacak bir süreç var. Bunun için Almanya ev sahipliÄŸi yapmak istiyor. Onun hazırlık toplantılarına katıldım. Åžimdi ocak ayının ikinci yarısına doÄŸru bu zirvenin yapılması planlanıyor. GöreceÄŸiz nasıl ÅŸekilleneceÄŸini, CumhurbaÅŸkanımız da haklı olarak 'tabloyu tam görelim' dedi. Normalde BM'nin 5 daimi üyesi ve Türkiye, Almanya, Mısır, BirleÅŸik Arap Emirlikleri ve Ä°talya'nın katıldığı, ayrıca Avrupa BirliÄŸi, Afrika BirliÄŸi ve Arap Ligi'nin katılması öngörülen bir zirve olacak. Berlin'deki toplantılarda da hep söyledim. EÄŸer Hafter saldırılarına devam ederse bizim Berlin'de toplanmamızın bir anlamı kalmayacak. Dolayısıyla CumhurbaÅŸkanımız, bu soru iÅŸaretlerini de giderecek bir çalışmanın yapılması talimatını da verdi bize. Åžimdi onunla ilgili de görüÅŸmeler devam ediyor. Bugün CumhurbaÅŸkanımızın öÄŸleden sonra Merkel'le bir telefon görüÅŸmesi olacak. Onların talebi üzerine. Onlar da bu konuyu tekrar istiÅŸare edecekler."
Önceliklerinin orada çatışmaların durup siyasi sürecin hemen harekete geçmesi olduÄŸunu belirten Kalın, öyle bir zeminin de bulunduÄŸunu aktardı.
Kalın, Berlin Zirvesi, BM süreci ve Libya Siyasi mutabakatının hayata geçirebilmesi için herkesin nisan ayındaki pozisyonuna geri dönmesi gerektiÄŸini söyledi.
"Türkiye'nin güvenliÄŸi Misak-ı Milli sınırlarının ötesinde baÅŸlar"CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu'nun "Libya'da ne iÅŸimiz var?" diyerek eleÅŸtirilerde bulunduÄŸu bu konuyla ilgili görüÅŸü sorulan Kalın, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
"KüreselleÅŸme çağında Misak-ı Milli sınırlarının güvenliÄŸi sınırların ötesinde baÅŸlar. Yani Türkiye'nin güvenliÄŸi, bu çaÄŸda Misak-ı Milli sınırlarının ötesinde baÅŸlar. Siz hattı geniÅŸ çizmezseniz, bu küreselleÅŸme çağında ülkenizin ulusal sınırlarını dahi koruyamazsınız. Biz bunun örneklerini defalarca gördük. Libya birilerine çok uzak gelebilir. Libya bizim deniz komÅŸumuzdur. Libya bizim sadece tarihi baÄŸlarımız olduÄŸu bir yer deÄŸil aynı zamanda Kuzey Afrika'nın en belirleyici ülkelerinden biridir. Kuzey Afrika'da bir kriz olduÄŸunda bütün Akdeniz ülkeleri bundan etkilenir Türkiye bundan etkilenir. Bu, 'Libya'da ne iÅŸimiz var?' sözü çok dar bir bakış açısının cümlesidir. "
Akdeniz'de bir fiili durum yaratılarak Türkiye'nin dışarıda bırakılmaya çalışıldığını anlatan Kalın, Türkiyesiz olamayacağını kendilerinin de bildiÄŸini aktardı.
Kalın, deÄŸiÅŸik yerlerden, resmi, gayri resmi kanallardan bazı bilgiler geldiÄŸini ifade ederek, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Libya ile imzaladığımız bu deniz yetki alanları anlaÅŸmasından aslında Mısır'da son derece memnun. Mısırlı yetkililer bunu söylediler. Onların sahası geniÅŸledi. Åžu anda biz Mısır yönetimiyle bir temasımız yok ama uzun vadede baktığınız zaman bölgenin zenginliÄŸi açısından baktığınız zaman onların da Türkiyesiz bir DoÄŸu Akdeniz planı yapmaları mümkün deÄŸil. Kendileri de biliyor bunu."
"Türkiye Libya'nın taleplerine karşılık verdi"AnlaÅŸmalar çerçevesinde Türkiye'nin Libya'nın taleplerine karşılık verdiÄŸini anlatan Kalın, "Türkiye gidip Libya'yı iÅŸgal etmiyor, oraya gidip kimsenin toprağını ele geçirmek gibi bir güdüyle hareket etmiyor. Burada maalesef baÅŸkaları bu tür hamleler yaptığında ses çıkartmayanlar, Rusya'nın, Ä°talya'nın, Ä°ngiltere'nin, Fransa'nın ne iÅŸi var diye sormayanlar, Türkiye devreye girince 'Türkiye'nin orada ne iÅŸi var?' Ä°çeridekiler 'Bizim orada ne iÅŸimiz var.' diyorlar, dışarıdakiler de Arap milliyetçiliÄŸini tekrar tahrik etmek için Türkiye karşıtı bir söylemle, 'Türkiye buraları iÅŸgal etmeye geliyor, Osmanlı mirasını yeniden canlandıracak.' Böyle bir güdüyle hareket etmediÄŸimiz açık deÄŸil mi? Biz Suriye'nin hangi toprağını iÅŸgal ettik?"
Türkiye'nin Suriye'deki müdahalesine de bazı Arap ülkelerinin benzer tepki verdiÄŸini dile getiren Kalın, ÅŸöyle devam etti:
"Güvenli bölgeyi kendimiz için oluÅŸturmuyoruz, Suriye için oluÅŸturuyoruz. Kendi güvenliÄŸimizi de garanti altına alacak bir hamledir bu ama asıl önemlisi 4 milyona yakın Suriyeli mülteci bizim ülkemizde, en az 4-5 milyon Suriyeli mülteci de Suriye içinde yerlerinden edilmiÅŸ durumda. Bunların güvenli bir ÅŸekilde yaÅŸayabileceÄŸi bir bölge oluÅŸturalım. Bakın CumhurbaÅŸkanımız bu çaÄŸrıyı ta 2015 G20 zirvesinde Antalya'da yapmıştı ilk defa. O zaman Obama Amerika BaÅŸkanıydı, Merkel gene Almanya'nın ÅŸansölyesiydi. O çaÄŸrıya kulak verilseydi, güvenli bölge o zaman kurulsaydı, bir terör bu noktaya gelmeyecekti, iki, bu kadar mülteci olmayacaktı, üç, muhtemelen binlerce insanın hayatı kurtarılacaktı, bu kadar insan ölmeyecekti orada."
"Tunus'la orada (Libya) iyi bir işbirliği yapacağız"Kalın, "Tunus'a gittiniz. Siz Tunus'a gidince haberimiz oldu. Neden aniden bir ziyaret oldu Tunus'a? Ani bir şey mi gelişti?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Tunus, Libya'nın önemli komÅŸularından birisi. Tunus, Cezayir, Nijer, Çad, Sudan ve Mısır Libya'nın etrafındaki komÅŸuları bunlar. Libya'daki bu süreç çok hızlanınca CumhurbaÅŸkanımız çok doÄŸru bir tespitle, 'Cezayir ve Tunus'la teması arttıralım.' dedi. Çünkü bizim Libya'da yapmaya çalıştığımız ÅŸey son tahlilde bütün aktörleri bir araya getirerek, BM çatısı altında yürüyen sürece bir katkı saÄŸlamak, ulusal mutabakat hükümetini korumanın yanı sıra. Dolayısıyla 'Cezayir ve Tunus'la da temas edelim' dendi. Tunuslularla kendisi görüÅŸtü, yeni seçilen cumhurbaÅŸkanıyla. Tunuslu cumhurbaÅŸkanı da çok memnun oldu bu telefondan, zaten daha önce bir tebrik etmek için aramıştı. 'Bu konuları istiÅŸare etmek için gelebilirim.' deyince CumhurbaÅŸkanımız, o da 'Biz de çok memnun oluruz, zaten Libya bizim de çok yakından takip ettiÄŸimiz, bizi de doÄŸrudan ilgilendiren bir konu. Sizinle bu konuda iÅŸbirliÄŸi yapmaktan memnuniyet duyarız.' dedi ve hemen 'Yarın gelelim ve yüz yüze bu konuları konuÅŸalım.' diye telefonda mutabık kaldılar. Salı akÅŸamı görüÅŸtük, çarÅŸamba gittik, gayet, güzel, verimli de bir görüÅŸme oldu. Tunusluların da o konuda bir perspektifi var, onlar da endiÅŸeliler sınır güvenliÄŸinden, geçiÅŸlerden, düzensiz geçiÅŸlerden, terör hareketlerinden. Tabii onlar da ulusal mutabakat hükümetini destekliyorlar, BM çatısı altında. Dolayısıyla Tunus'la orada iyi bir iÅŸbirliÄŸi yapacağız. Aynı ÅŸekilde Cezayir'le de temaslarımız devam ediyor. Belki CumhurbaÅŸkanımızın Cezayir'e de böyle bir ziyareti söz konusu olabilir. Çünkü Cezayir'de orada çok önemli bir aktör."
"Türkiye, Amerika BirleÅŸik Devletleri'nin yaptırımlarına hazır mı?" sorusu üzerine Kalın, Türkiye'nin hazırlıklarını yaptığını söyledi.
Böyle bir yaptırım sürecinin olmamasını beklediklerini, bunu da ABD'ye ilettiklerini dile getiren Kalın, ÅŸöyle devam etti:
"Trump yönetimi de bundan son derece rahatsız ama kongrede oluÅŸan böyle bir hava var. 'Ne yapalım, ne edelim de Türkiye'yi cezalandıralım.' Son hazırladıkları yaptırım tasarısı henüz daha gündeme gelmedi, oylanmadı, ocak ya da ÅŸubat ayında oylanması öngörülüyor veya planlanıyor. Adeta bir bohça gibi her ÅŸeyi içine koymuÅŸlar. S400 var, DoÄŸu Akdeniz var, Türk akımı var, bir sürü ÅŸey var. Bunun merkezinde S400 olduÄŸunu söylüyorlar. Biz onlara S400'lerle ilgili öneri götürdük, CumhurbaÅŸkanımız beni görevlendirdi. 'S400'le ilgili gelin teknik komisyon kuralım, bunlar çalışsınlar uzmanlar. Çünkü onlar F-35'lerin hassas bilgilerinin S400'ler üzerinden ele geçirileceÄŸi ile ilgili bir tezle ortaya çıktılar. Biz de uzmanlarımıza, hava kuvvetlerine, savunma sanayideki arkadaÅŸlara sorduk, böyle bir riskin olmadığını, bunun rahatlıkla çözülebileceÄŸini söylediler. Dedik ki 'Gelin o zaman bunu uzmanlar paylaÅŸsınlar. Bunu istiyorsanız ikili yapalım, istiyorsanız NATO ÅŸemsiyesi altında yapalım.' Çünkü F-35 programının bir ortağı olarak biz de F-35'lerin herhangi bir ÅŸekilde zarar görmesini istemeyiz. Daha da önemlisi S400'leri Türk askerleri kullanacak. Biz kullanacağız, biz istediÄŸimiz zaman açacağız, biz istediÄŸimiz zaman kapatacağız. Adı üstünde bu bir savunma sistemi, herhangi bir ülkeye tehdit oluÅŸturması söz konusu deÄŸil. Bize bir saldırı olduÄŸunda kullanacağımız bir sistem. Bu kapıyı kapattılar, orada muazzam bir ön yargı var. Bunun sadece S400'le ilgili olmadığı çok açık. Barış Pınarı Harekatı'ndan rahatsız olan, PYD'ye, YPG'ye, PKK'ya vurduÄŸumuz darbeden rahatsız olanlar, DoÄŸu Akdeniz'de bayrak göstermiÅŸ olmamızdan rahatsız olanlar, Libya'da bayrak gösteriyor olmamızdan rahatsız olanlar, FETÖ ile mücadeleden rahatsız olanlar, bütün bunlar bir paket halinde kongrede yaptırım söylemine ya da yaklaşımına dönüÅŸmüÅŸ durumda. Tasarıya baktığınız zaman her ÅŸey var."
Ä°brahim Kalın, yaptırım paketi geçse bile Türkiye'de ekonomi üzerinde ÅŸok etkisi olmayacağını, Türkiye'nin ekonomi ve savunma sanayi alanlarında alternatifler üretmeye devam edeceÄŸini anlattı.
Türkiye'nin Rusya ile yakınlaÅŸtığı eleÅŸtirilerine Kalın, ÅŸöyle karşılık verdi:
"Türkiye'yi buraya iten kim? Siz PYD, YPG, FETÖ konusunda adım atmayacaksınız, geleceksiniz bizim sınırımızda bir terör koridoru kurulması için adımlar atacaksınız, bölgedeki attığınız hiçbir adımda Türkiye'yi hesaba katmayacaksınız, Suriye'de, Irak'ta, DoÄŸu Akdeniz'de diÄŸer yerlerde, bütün Bunlarda Türkiye'yi dışarıda bırakan, Türkiye'yi alternatif aramaya mecbur bırakan adımlar atacaksınız ondan sonra dönüp de bize 'Siz niye Rusya'yla yakınlaşıyorsunuz, niye ÅŸurayla yakınlaşıyorsunuz?' diye soru soracaksınız. Bu yaptırım söylemi tam da o kaçınmak istediÄŸiniz, 'Türkiye Rusya'ya yakınlaÅŸmasın.' gibi bir kaygınız varsa onu daha da hızlandıracak bu yaklaşımınız. Türkiye alternatif bakmaya devam edecek. Nasıl Türkiye enerji kaynaklarını çeÅŸitlendirmek zorundaysa aynı ÅŸekilde savunma sanayi kaynaklarını da çeÅŸitlendirecek."
"2 yıl sonra bu arabaya bineceÄŸiz"Kalın, otomobil tanıtımında Türkiye'nin teknoloji ekonomi tarihinde yeni bir sayfa açıldığını dile getirerek, "Ä°nÅŸallah 2 yıl sonra kendi otomobilimize bineceÄŸiz. O nasıl tarihi bir an ise 2 yıl sonra bu gerçek hale gelecek. 2 yıl hiçbir ÅŸeydir böyle bir teknolojinin üretilmesinde. 2 yıl sonra bu arabaya bineceÄŸiz, inÅŸallah. Bu nasıl tarihi bir dönüm noktası ise DoÄŸu Akdeniz'de yaptığımız hamleler, Suriye'de attığımız adımlar da Türkiye'nin konumunu yeniden ÅŸekillendiren, tanımlayan tarihi adımlar olarak tarihe geçecek." dedi.
"Türkiye'nin Otomobili" projesinde yaklaşık 2 yıldır 100'e yakın Türk mühendisinin çalıştığını anlatan Kalın, ÅŸöyle devam etti:
"Çok baÅŸarılı bir iÅŸ yaptılar, iÅŸ çıkarttılar. Önemli olan burada yürüyüÅŸün devam etmesi. Daha yürüyüÅŸün bir fotoÄŸrafını gösterdiler bize yani 2 yıllık bir çalışmanın sonucunda prototip üretildi. Åžimdi inÅŸallah bu devam edecek 2 yıl sona banttan ilk araç çıkacak, ondan sonra ilk yılda biliyorsunuz 175 bin araç üretilmesi öngörülüyor, planlanıyor. Muhtemelen zaten yetmeyecek. Ä°hracata gideceÄŸiz. Birkaç gündür bana da mesajlar geliyor Ä°ngiltere'den, Pakistan'dan, Katar'tan, baÅŸka yerlerden 'Biz ne zaman sipariÅŸ verebiliriz?' diye. Afrika dediÄŸiniz 1 milyar insandan bahsediyoruz, Orta DoÄŸu'da 250-300 milyon insandan bahsediyoruz."
Dün Somali'deki terör saldırısında 2'si Türk vatandaşı olmak üzere 100'e yakın insanın hayatını kaybettiÄŸini hatırlatan Kalın, haber gelir gelmez CumhurbaÅŸkanının herkesi arayıp harekete geçirdiÄŸini vurguladı.
Bir uçağın dün gece Somali'ye yola çıktığını dile getiren Kalın, "Ä°htiyaç olursa da takviye de yapılacak. Bütün bunlar yaÅŸandı, DoÄŸu Akdeniz, Libya, otomobil. MogadiÅŸu'da bir saldırı oluyor, buraya ilk tepkiyi veren, ilk hamleyi yapan Türkiye Cumhuriyeti. Ä°ÅŸte mazlumun, maÄŸdurun yanında olmak böyle bir ÅŸey. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir Somaliliye sorun, 'Somali'nin gerçek dostu kim?' diye, verecekleri cevap çok nettir. Bu hem imkan ve kabiliyet meselesi hem de vizyon ve vicdan meselesi." diye konuÅŸtu.
Kalın, "CumhurbaÅŸkanı yeni ittifak arayışları içinde mi?" sorusunu ÅŸöyle yanıtladı.
"Cumhur Ä°ttifakı, güçlü, saÄŸlam bir ÅŸekilde yoluna devam ediyor. AK Parti burada büyük aktör ve Milliyetçi Hareket Partisi de bu ittifakın çok güçlü bir aktörü olarak, ortağı olarak ÅŸu ana kadar hamd olsun gayet baÅŸarılı bir süreç yönetiliyor. SaÄŸolsun Sayın Bahçeli'nin bu ittifaka verdiÄŸi destek ortada ve bunu ben Sayın Bahçeli'nin sadece kendi partisinin çıkarları için yapmadığını da biliyorum. Burada ülkenin menfaati birinci önceliktir. Bunu çok açık bir ÅŸekilde gördük. Sayın Bahçeli'nin bugüne kadar ki bütün kritik hamlelerinde bunun çok açık bir ÅŸekilde gördük. Ülke menfaatini her zaman parti çıkarının önüne koymuÅŸ bir liderdir. Cumhur Ä°ttifakı'na destek vermesini de bu zaviyeden deÄŸerlendiriyoruz. Burada da saÄŸ olsun hem bu Libya anlaÅŸmasına olsun hem tezkere meselesine olsun, Barış Pınarı Harekatı ve diÄŸer konularda Cumhur Ä°ttifakı'na çok güçlü destek veriyor, vermeye devam ediyor, bu devam edecektir. Cumhur Ä°ttifakı Türkiye'nin en büyük siyasi aktörü olarak, birinci aktör olarak öne çıktı ve siyasi konumunu muhafaza ediyor. Bir siyasetçinin amacı mümkün olan en geniÅŸ tabanı kucaklayabilmektir. Ä°ttifakın amacı da mümkün olduÄŸunca hem ittifakı güçlendirmek hem tabanı kucaklamaktır. CumhurbaÅŸkanımız daha önce Türkiye Ä°ttifakı gibi bir ÅŸeyden de bahsetti ama ÅŸu anda böyle bir arayışı yok. Bugün Cumhur Ä°ttifakı son derece güçlü, temel milli meselelerde tam bir görüÅŸ birliÄŸi içerisinde."