Ä°stanbul
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Beyoğlu Belediyesi iş birliğinde düzenlenen, 28 Şubat sürecini konu alan "Korku ve Yüzleşme" sergisi ziyarete açıldı.
Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi'ndeki sergiye AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, İstanbul İl Kültür Müdürü Coşkun Yılmaz, serginin küratörü Bekir Cantemir ve bazı davetliler katıldı.
Sergide konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Turan, serginin 28 Şubat'ı unutmadıklarının bir göstergesi olduğunu söyledi.
Hafızası olmayanların istikbalinin de olmayacağını kaydeden Turan, "Hafızamızı diri tutacağız. Milletimize, memleketimize, inançlarımıza yapılan kötülükleri asla unutmayacağız. 28 Şubat milletin iradesine yapılmış kalleş bir suikast, meşru yollarla işbaşına gelmiş bir hükümeti gayrimeşru yollarla düşürmenin adıydı." dedi.
Turan, 28 Şubat'ın inanç hürriyetine ve özgürlüklere yapılmış en büyük darbe olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"28 Şubat bürokrasiye de büyük darbeydi. İnançlı, namaz kılan, inançlarıyla birlikte yaşamaya çalışan insanlarımızın bürokrasiden, devlet dairelerinden kovulması, işlerine son verilmesi, özgürlüklerinin elinden alınmasıydı. 28 Şubat sivil topluma da medyaya da darbeydi. Adeta emperyal güçlerinin hedef ve niyetleri doğrultusunda yeni bir toplum inşa etme çabasıydı, bir toplum mühendisliğiydi. 28 Şubat beşli çeteydi, Batı Çalışma Grubu'ydu, tencere tava çalarak 28 Şubat'a destek verenlerin meydanlarda gezip, Anadolu insanını öz yurdunda parya duygusunun yaşatıldığı bir korku iklimiydi. 28 Şubatçılar, 1000 yıl sürecek demişlerdi ancak 1997'den beş yıl sonra yapılan seçimlerde milletimiz 28 Şubat'ı ve 28 Şubatçıları tarihin çöplüğüne attı."
Turan, 28 Şubatçıların millet vicdanında mahkum edildiğini ancak hala onları beraat ettirmeye çalışanlar olduğunu kaydederek, "28 Şubat ile darbe sürecinin bitmediğini 19 yıl sonra 15 Temmuz'da karşımıza çıkan o darbe teşebbüsüyle tekrar gördük ve yaşadık. Eğer uyanık olmazsak yine aynı yoldan Allah muhafaza vuruluruz. 28 Şubat'ı unutmadık, unutturmayacağız." dedi.
"Önemli olan şey yaşananlardan ibret alıp unutmamak"
İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Göksu ise 28 Şubat'ı kitaplardan okuyarak değil yaşadıklarını söyledi.
Bununla yaşayarak yüzleştiklerini dile getiren Göksu, "Toplum olarak biz o gün bir şeyle yüzleştik ama biz bir şeyle yüzleşirken o bizim yüzleşmemiz esnasında bizi o durumla karşı karşıya getirenlerin korkusuna şahit olduk. Öyle korktular ki 5 yaşındaki çocuklara yasaklar getirerek, 60-70 yaşındaki insanlara yasaklar getirerek hatta küçük küçük çocukların okullarını kapatarak, birçok çocuğun yaşıyla başıyla saçıyla uğraşarak ne kadar da korktuklarını gösterdiler. Önemli olan şey yaşananlardan ibret alıp unutmamak." diye konuştu.
Beyoğlu Belediye Başkanı Yıldız, 28 Şubat'ın çok canlı bir şekilde halen hafızalarında yaşadığını, korkuyla toplumları sindirme ve yönetme yönteminin AK Parti'nin kuruluşuyla özgürlük mevsimine kavuştuğunun sergide görüldüğünü belirtti.
O dönemde gazetelerde var olanları herkesin hatırladığını ifade eden Yıldız, şunları kaydetti:
"Bugün burada korku ve yüzleşme aslında bize çok yeni, yaşadıklarımızı ama aradan 25 yılın geçtiğini ve o tarihlerde doğan çocuklarımızın, üniversitede okuyanların yaşadıkları zulmü de anlatıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Malazgirt, Çanakkale kurtuluş mücadelemizdeki o milli mücadele ruhu, 15 Temmuz'da nasıl bir milli iradeye sahip olma direncine sahip olduğumuzu bütün dünyaya bir kez daha göstermiştir. Bu darbe ve korku ve yüzleşme darbelerle hesaplaşma sürecinde elbette ki hep milletin dediği olacak. Milli iradenin dediği olacak, sonunda milli irade, millet ve özgürlükler, hak ve özgürlükler kazanacak."
Serginin küratörü Bekir Cantemir de 28 Şubat'ın 25. yılında bir sergi yapma fikri oluştuğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın desteği ve Beyoğlu Belediyesinin salon sağlamasıyla bu sergiyi organize ettiklerini dile getiren Cantemir, "Tarih okuması yaptığımızda dönemin problemlerinin korku üzerine kurulduğunu, darbenin, post modern darbenin bir korku imparatorluğuyla başarıya ulaşmaya çalıştığını ön plana çıkartma kararı aldık. Korkudan amacımız şuydu: Türkiye'de görevlerini yapmayan askeri bürokrasi ve sivil bürokrasi, Türkiye'de birçok sorun varken irticayı birinci tehdit algılayarak bir korku iklimi oluşturdular ve korku ikliminde yapmaya çalıştıkları şey gündelik yaşamanın ritmini bozmaktı." dedi.
Bir kesime "Türkiye İran olacak, şeriat geliyor" denildiğini aktaran Cantemir, şunları kaydetti:
"Öbür tarafa da 'Bu bin yıl sürecek. Siz gündelik yaşam, dini pratiklerinizden vazgeçin.' Aslında bu bir ritim bozulmasıydı. Biz de sergide bunu, korku duvarları nasıl aşılabileceğini, nasıl oluşturulduğunu anlattık. Sergi temelde 3 tane zaman çizelgesinden oluşuyor. Birinci zaman çizelgemiz 90'larda dünyayı anlatıyor. 90'larda Türkiye'ye baktığımızda doğuda devam eden bir çatışma alanı var. Binlerce askerimiz ve doğulu gençlerin öldüğü bir çatışma alanı var ve bu hikaye bir türlü çözülemiyor. Aynı zamanda suikastlar var. Aynı zamanda şehirde çöpler patlıyor. Doğal gaz olmadığı için şehirde hava kirliliği var. Sular akmıyor. Biz aslında şunu gördük bu zaman çizelgesini oluştururken, askeri ve sivil bürokrasi ve siyasetçiler kendi işlerini yapmayı bırakarak bir korku iklimi oluşturuyorlar. 28 Şubat zaman çizelgesinde de 28 Şubat'ın nasıl yapıldığını anlatmaya çalıştık. Serginin son kısmında da kısır döngüyü vurgulamaya çalıştık."
Sergi 25 Mart'a ziyaret edilebilecek
Ziyaretçilerini 25 Mart'a kadar ağırlayacak sergi, 28 Şubat sürecini grafik, obje ve deneyimlerle aktarıyor. Süreci küresel ve ulusal bağlamıyla anlatan sergi, sürecin bireyler üzerindeki travmatik etkilerini de mercek altına alıyor.
Serginin girişinde yer alan "Hikayeler" bölümünde 28 Şubat sürecinde basında sadece isim ve soy isimlerinin baş harfleriyle yer alan insanların hikayelerine yer veriliyor. Serginin "Dalgalar" bölümü, grafik unsurlarla 90'lı yıllardan 2000'lere dünya, Türkiye ve 28 Şubat sürecini kronolojik olarak ikonik imajlarla işliyor.
Serginin, "Yüz yüze" bölümüyle 28 Şubat sürecindeki insan hikayelerine odaklanıyor ve mağdurlara ait objelere yer veriyor. Sergideki ekranlarda ise bu objelerin sahipleri objelerin hikayelerini anlatıyor. Sergide ayrıca dönemin gazete nüshaları da yer alıyor.
"El ele" bölümünde ise ziyaretçiler, dönemin suni irtica gündemini ele alan gazete manşetlerini baskı tekniğiyle boyama bölümü bulunuyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com