Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zalimlere karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlara (zalimler) karşı sesimizi yükselttiğimiz için birileri ne diyor? 'Diktatör' diyor. Varsın desinler, biz sesimizi yükseltmeye bunlara karşı devam edeceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zalimlere karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz
23-04-2017 03:05

Ä°STANBUL (AA) - CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Ä°stanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kutlu DoÄŸum Programı'ndaki konuÅŸmasının başında, yarın gece idrak edilecek Miraç Kandili'ni tebrik ederken, kutlu doÄŸumun herkes için manevi silkiniÅŸe ve yeniden diriliÅŸe, bu yıl "Hz. Peygamber ve Güven Toplumu" temasıyla düzenlenen kutlu doÄŸum etkinliklerinin, millet, Ä°slam ümmeti ve tüm insanlık için kurtuluÅŸa vesile olmasını temenni etti.

Kur'an-ı Kerim'de Hazreti Muhammed'in "en güzel örnek" olduÄŸunun belirtildiÄŸini aktaran ErdoÄŸan, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"Onun hayatı, sadece ümmeti için deÄŸil, kendisinden sonra gelen tüm insanlık için de en güzel rehberdir. Resul-i Ekrem'in ahlakı, tavsiyeleri ve sünnet-i seniyyesi, Müslümanlar için dünya ve ahiret saadetinin pusulasıdır. Enes bin Malik, Resulullah Aleyhissalatu Vesselam için 'Ä°nsanların en güzel huylusuydu' dedikten sonra onu nasıl tarif ediyor. 'Allah'a yemin olsun ki Resulullah'a 10 sene hizmet ettim. Bu süre zarfında yaptığım veya yapmadığım bir iÅŸten dolayı beni ne azarladı ne tahkir etti ne de bir defacık bana surat astı.' O, insanların en müÅŸfiki, en merhametlisi, en naziÄŸi idi. Affetmeyi sever, kimseyi incitmez, düÅŸmanlarının dahi iyiliÄŸini isterdi. Herkese karşı güler yüzlü, güzel yüzlü olan Peygamberimiz, hayatta karşılaÅŸtığımız sıkıntılar karşısında sabretmeyi, kanaatkar olmayı tavsiye ederdi. O, paylaÅŸmayı severdi, bir öÄŸünlük yemeÄŸini bile olmayana verdiÄŸi için hem kendisinin hem de ailesinin aç sabahladığı çok geceler olurdu.

Cenk meydanlarına yiÄŸit bir komutan, torunlarına merhametli bir dede, eÅŸlerine ideal bir koca olan Peygamberimiz, ÅŸahsının tabulaÅŸtırılmasına asla rıza göstermezdi. O, bir denge misaliydi, timsaliydi. Yalnızlığa, inzivaya önem verirdi ama aynı zamanda hastaları, dostlarını, komÅŸularını ziyaret eder, her fırsatta halkın arasına katılırdı. Allah'ın emirleri çiÄŸnendiÄŸinde kesinlikle tepkisiz kalmaz, bilhassa zulme ve adaletsizliÄŸe asla rıza göstermezdi. Ä°srafı sevmediÄŸi için cimriliÄŸi de sevmezdi. Zengin fakir, genç yaÅŸlı ayırt etmez, yardıma ihtiyacı olan herkesin yardımına koÅŸardı. Çocukları bilhassa 'dünyadaki iki reyhanım' dediÄŸi torunlarını çok severdi. Çocukların mescitte namaz kılınırken daha yaptıkları yaramazlıklara kızmaz, aksine onların gönüllerini alırdı."

ErdoÄŸan, "Güzel huy, merhamet, sabır, kanaat, paylaÅŸma, dengeli olma, affetme, inanç söz konusu olduÄŸunda taviz vermeme, çocuk sevgisi... Åžöyle kendimizden baÅŸlayarak, çevremize, ülkemize, Ä°slam dünyasına, tüm insanlığa bir bakalım. Acaba Peygamberi ZiÅŸan Efendimizin bu tavsiyelerinden, bu özelliklerinden ne kadarını hayatımızda uygulayabiliyoruz?" diye konuÅŸtu.

"Gereğini yapmamız şart"

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, önceki gün CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi'nde 23 Nisan dolayısıyla dünyanın çeÅŸitli ülkelerinden gelen çocuklara, "Büyüklerin yol açtığı savaÅŸların faturası, çocuklara kesilmemeli, onların vurdumduymazlıklarının bedelini, minik bedenler ödememelidir" dediÄŸine deÄŸinerek, salonda bulunanlara ÅŸöyle seslendi:

"Suriye'de katledilen, önemli bir bölümü de çocuk olan 1 milyona yakın masumun sesine kulak vermeyen bir Müslüman, kendisini Peygamber Efendimizin bu tavsiyelerinden hangisine uymuÅŸ olarak kabul edebilir? Hepiniz ekranlarda izlemiÅŸsinizdir, kimyasal silahlarla ÅŸehit olmuÅŸ ikizlerin babasının kucağındaki halini. Türkiye'ye aldırdık ve Hatay'da babası, amcası ve akrabalarıyla görüÅŸtüm. Aynı aileden 100 kiÅŸi kimyasal silahlarla ne yazık ki ölmüÅŸ, ÅŸehit olmuÅŸtu. Åžimdi o babanın halini düÅŸünün, eÅŸi de ÅŸehit olmuÅŸ, iki yavru da gitmiÅŸ. 'Ben onları Allah'ımın evine gönderiyorum.' diyordu. Kendi elleriyle yavrularını orada mezara defnediyor. Bu dünyada bu zalimler, acaba karşılığını ne kadar bulmayacak da bu zulmü devam ettirecek. Bunlara karşı sesimizi yükselttiÄŸimiz için birileri ne diyor? 'Diktatör' diyor. Varsın desinler, biz sesimizi yükseltmeye bunlara karşı devam edeceÄŸiz. Çünkü bizim Peygamberimiz 'Zulme rıza zulümdür' diyor. Zulme rızanın zulüm olduÄŸu bir dünyada biz kalkıp da bunlara 'Ä°yi yapıyorsunuz. Devam edin.' diyebilir miyiz?"

"Bugün Somali'de açlık içinde kıvranan çocukların dramına ÅŸahit olan ve harekete geçmeyen bir mümin kendisini nasıl Peygamberin izinden gidiyor görebilir?" diyen ErdoÄŸan, Hazreti Muhammed'in "Bir kötülük gördüÄŸünüz zaman elinizle düzeltin, gücünüz yetmezse dilinizle ihtar edin, ona da gücünüz yetmezse kalben buÄŸzedin" hadisini hatırlattı.

ErdoÄŸan, Müslümanlar bu kesin emre raÄŸmen prensipte dahi bir araya gelemediÄŸini dile getirerek, "EÄŸer biz, insanlar içerisinden çıkarılmış bir hayırlı ümmet olduÄŸumuza inanıyorsak, o zaman bunun gereÄŸini yerine getirmemiz lazım. Atmamız gereken adımları buna göre atmamız lazım, daha neyi, nasıl seyredeceÄŸiz? Acaba biz, bir tas çorbamızı onlarla beraber paylaÅŸabiliyor, onlara bunu uzatabiliyor muyuz? Bunu artık ihmale hakkımız yok, gereÄŸini yapmamız ÅŸart." dedi.

"GördüÄŸümüz yanlışları düzeltmeye çalışıyoruz, çalışacağız"

Mezhep taassubunun dinin bizatihi önüne geçirildiÄŸi bir dönemde yaÅŸananları kimin inkar edebileceÄŸini de soran ErdoÄŸan, mezhebin dinin yerine geçirildiÄŸini anlattı.

ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Etnik taassubun Müslüman kimliÄŸinin üzerine çıkartıldığı yerler bulunduÄŸunu nasıl görmezden geliriz? Kimse kimseyi kandırmasın. Åžayet bölgemizde ekilen fitne tohumları boy veriyorsa, bunda her ÅŸeyden önce sorumluluk bizdedir. Müslümanlar arasında zehirli nifak sarmaşıkları kol geziyorsa bunun mesuliyeti bize aittir. GeçmiÅŸte iÅŸgal sonrası Afganistan'da yaÅŸanan acılar Müslüman'ın Müslüman'a zulmü nedeniyle ortaya çıkmıştır. Åžu anda aynı ÅŸekilde Afganistan yine bu bedelleri ödemeye devam ediyor. Bugün Suriye'de yaÅŸanan felaketin nedeni Müslüman'ın Müslüman'a zulmüdür. Irak aynı ÅŸekilde Müslüman'ın Müslüman'a zulmü yüzünden ülke parçalanma noktasına gelmiÅŸtir. Yemen'de yaÅŸananlar da farklı deÄŸildir. Libya'da, Mısır'da baÅŸka bir oyun tezgahlanıyor. Arakan'da, Türkistan'da, KeÅŸmir'de, Afrika'nın pek çok yerinde yaÅŸanan görüntüler, bizimle birlikte tüm insanlık için utanç kaynağıdır. Filistin meselesinin bu derece can acıtıcı bir ÅŸekilde sürüp gitmesinin en önemli sebebi Müslümanların kendi aralarındaki çekiÅŸmeler deÄŸil midir? Müslümanların kendilerini Müslüman olarak kabul edenler tarafından, baÅŸka inanç grupları tarafından da böylesine hoyratça örselenmesi karşısında Ä°slam dünyasının tepkisizliÄŸi ise gerçekten üzüntü vericidir. Biz gücümüzün yettiÄŸi yerde elimizle, ona imkan bulamadığımız yerde dilimizle bütün bu gördüÄŸümüz yanlışları düzeltmeye çalışıyoruz ve çalışacağız."

"Ä°zzetlerini korumak Müslümanların görevidir"

Kalplerinden geçenleri de en iyi Allah'ın bildiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, "EksiÄŸimiz olabilir ama niyetimiz de yaptıklarımız ve yapmaya çalıştıklarımız da ortadadır." dedi.

Bu yılki kutlu doÄŸum etkinliklerinin konusu olan "güven toplumunun" aslında Müslümanların hakim olduÄŸu her yerde bulunması gerektiÄŸini dile getiren CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Çünkü Efendimizin buyurduÄŸu gibi, Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduÄŸu kimsedir. Peki bugün Ä°slam dünyasının neresini güven toplumu olarak niteleyebiliriz? Biraz önce içinde bulunduÄŸumuz durumu ifade etmeye çalıştım. Unutmayın, Peygamber Efendimiz döneminde, Müslümanlar bir avuçtu ama bulundukları her yer güven toplumuydu. Bugün sayıları milyarla ifade edilen Müslümanların yaÅŸadıkları yerler için gönül rahatlığıyla eÄŸer böyle bir ifade kullanamıyorsak bir yerde sorun var demektir. Hep birlikte Ä°slam dünyasının içinde bulunduÄŸu durumun muhasebesini doÄŸru ÅŸekilde yapmamız gerekiyor. O zaman yanlışları düzeltme, eksikleri giderme imkanı elde edebiliriz." diye konuÅŸtu.

ErdoÄŸan, Türkçe'de, "Yitik kaybedildiÄŸi yerde aranır" diye güzel bir söz olduÄŸunu hatırlatarak, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Ä°slam dünyası izzetini, güvenini, Peygamber Efendimizin rehberliÄŸini yaptığı yolun nerede kaybettiyse orada aramak ve bulmak zorundadır. Müslümanların devlet yönetiminden ekonomiye kadar her alanda çok geniÅŸ müktesebatları vardır. Ä°limde, teknikte, kültürde, sanatta ve diÄŸer tüm alanlarda kimseye öykünmemizi gerektirmeyecek bir geçmiÅŸe sahibiz. Yapmamız gereken tek ÅŸey Kur'an'a, sünnet-i seniyyeye, ehli sünnet geleneÄŸine sahip olduÄŸumuz müktesebata ve bunların ışığında birliÄŸimize, beraberliÄŸimize, kardeÅŸliÄŸimize yeniden sarılmaktır. Dinin sahibi Allah'tır ama izzetlerini korumak Müslümanların görevidir. Bize düÅŸen ahitleÅŸmek, gönüllerimizi birbirimize adeta perçinlemektir. Görevimiz taassuplar ve kısa vadeli çıkarlar yerine yeniden vahdetin, takvanın peÅŸinde koÅŸmaktır. Hepimiz menfaatin deÄŸil merhametin, ayrışmanın deÄŸil, dayanışmanın mücadelesini vermeliyiz. Ancak bu ÅŸekilde hareket ettiÄŸimizde Resul-u Ekrem Efendimizin müjdelerine mazhar olabiliriz. Ancak bu ÅŸeklide aramıza ekilen fitne ve nifak tohumlarını kurutup gerçek anlamda bir güven toplumu olabiliriz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER