Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye S-400'ü almıştır, bu işi bitirdik

Türkiye Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan, "Türkiye S-400 savunma sistemlerini alacaktır demiyorum, almıştır. Biz bu işi bitirdik." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye S-400'ü almıştır, bu işi bitirdik
13-06-2019 02:45

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu.

Türkiye'nin yaşadığı bunca sıkıntıya rağmen dimdik ayakta olduğunu belirten Erdoğan, bugüne kadar millete hep gelişme, büyüme, zenginlik, huzur, istikrar, aydınlık bir gelecek vadettiklerini ve bunu yaptıklarını ifade etti.

"Ankara'da da İstanbul'da da yanılmayalım, biz kaybetmedik, her iki yerde de biz kazandık." diyen Erdoğan, kendilerine verilen desteğin karşılığını hizmet, icraat olarak sunmakla mükellef olduklarını söyledi.

Erdoğan, hiçbir şeyin ve hiç kimsenin millete verdikleri sözleri yerine getirmelerinin önüne geçmesine müsaade etmeyeceklerini vurguladı.

"YPG ve PYD, PKK'nın uzantıları değil mi? Bunlara en büyük desteği veren kim? Bizim stratejik ortağımız..." ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye S-400 savunma sistemlerini alacaktır demiyorum, almıştır. Biz bu işi bitirdik. (S-400) Uygun fiyatla olmanın yanında ortak üretime de geçebilme sözünü alarak sözleşmemizi imzaladık. İnşallah kısa zamanda da geliyor. Türkiye F-35'lerin sadece müşterisi değil, aynı zamanda üretim ortağıdır. (F-35 projesi) Başkan Sayın Trump'la ay sonu Japonya'da bir arada olacağız, orada zaten kendileriyle ayrıca görüşmemiz var. Orada da bu konuları inşallah karşılıklı olarak görüşeceğiz. Suriye'de sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu, Cerablus-Afrin hattında, Kuzey Irak sahasında nasıl kırdıysak Fırat'ın doğusunda da aynı şekilde paramparça edeceğiz."

"4 gemiye sahip olduk"
"Bunların Türkiye'deki tek hedefleri nedir biliyor musunuz? Acaba AK Parti'yi biz iktidardan nasıl indirebiliriz? Dertleri bu ama indiremeyecekler. Buna güçleri yetmez." diyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını, hukukunu, çıkarlarını gözetmeyen hiçbir adımın atılmasına izin vermeyeceğiz. Bu konuda tüm seçenekler masamızda olmaya devam edecektir. Şu anda hidrokarbon arama olaylarında 4 gemiye sahip olduk. Tarihimiz boyunca böyle bir şeye sahip değildik. Çalışmalarımızı Deniz Kuvvetlerimizin refakatinde, oralardaki güvenliği sağlamak suretiyle yürütüyoruz. Türkiye'ye ekonomik tuzaklarla diz çöktüreceklerini sananlar bu milleti hiç tanımamışlar. Biz gerektiğinde 'kan kusup kızılcık şerbeti içtik' diyen, gerektiğinde istiklali için canını ve malını ortaya koymaktan çekinmeyen bir milletin kendisiyiz. Bu yapıdan bir şeyler koparacağını zannedenler geçmişte de bu tür yollara başvurdular ama onlardan şu anda hiçbir şey kalmadı. Hepsi de gayet açık olan bu mesajların, muhataplarımız tarafından doğru bir şekilde anlaşılacağını ümit ediyorum."

"Yeni askerlik sistemi"
Yeni askerlik sistemine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yeni askerlik kanunuyla yükümlülerin yarıya yakını hemen terhis olacak, kalanları görevlerine devam edecektir. Yükümlü askerlikle ilgili sıkıntılar ve ihtiyaçlar varsa çözüm üretmek, ülkenin yöneticileri olarak bizim asli görevimizdir. Bu düzenleme bir yandan profesyonel askerliği yaygınlaştıracak, diğer yandan da bu ülkenin tüm evlatlarının temel askeri eğitimden geçmesini sağlayacak bir anlayışla hazırlanmıştır. (Yeni askerlik sistemi) Ne ülkemiz sınırları içinde ne de KKTC başta olmak üzere ülkemiz sınırları dışında hiçbir aksaklık yaşanmayacaktır. Altını çizerek ifade etmek istiyorum, yeni sistemle TSK'de zaafiyet oluşacağı iddialarının hiçbir temeli yoktur. Bugün toplamda 419 bin olan Türk Silahlı Kuvvetleri mevcudunun 200 bine yakını, yani yaklaşık yarısı subay, astsubay, yedek subay, uzman, sözleşmeli er ve erbaş kadrolarındaki muvazzaf personelden oluşmaktadır. Kritik görevlerde, özellikle terörle mücadelede vazife üstlenen tüm birliklerimiz muvazzaf askerlerden teşekkül etmektedir. Yedek subaylık ve iki yıllık yüksekokul mezunları için bu kanunla gündeme gelen yedek astsubaylık uygulamaları da personel ihtiyacının karşılanmasında önemli bir imkandır."

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri için 4 yıllık, belediye başkanlığı seçimleri için ise 5 yıllık bir dönemin var olduğuna işaret ederek, "Bu süreler eksiklerimizi tamamlamaya, kırgınlıkları tamir etmeye, yeni bir sesle yeni bir solukla yeni bir anlayışla, yepyeni bir vizyonla ülkemizi 2023'e taşımaya yeterlidir." dedi.

"İşçi kıyımına başladılar"
Seçimden önce 'kimsenin aşıyla, işiyle uğraşmayacağız' diyenlerin, 31 Mart sonrası ilk işinin 14 binin üzerinde işçiye baskıyla sendika değiştirtmek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bununla da yetinmeyip Türkiye'nin her yerinde işçi kıyımına başladılar. Güya adalet için yürüyen CHP Genel Başkanı, ekmeğinin peşindeki işçilerin feryatlarına kulaklarını tıkıyor, ayrımcılığa ses çıkarmıyor. Bireysel birtakım istisnalar dışında belediyecilik konusunda ülkemizin en kötü siciline sahip partisinin CHP olduğu gerçeği 31 Mart'ın ardından bir kez daha teyit edilmiştir. Suları akıtmaktan, sokakları temizlemekten, yatırım yapmaktan, sosyal belediyecilik hizmetleri geliştirmekten aciz bir zihniyetten başka da bir icraat beklemek mümkün değildir. CHP'nin belediyecilik karnesi 25 yıl önce de böyleydi, şimdi de aynı. Bu gidişle korkarım 25 yıl sonra da aynı kalacaktır. CHP adayı etrafında oluşturulan sahte imaj çemberi kırıldıkça İstanbul'a gerçekten kimin hizmet edebileceği, bu kadim şehri kimin temsil ehliyetine sahip olduğu daha iyi anlaşılıyor. Mızrak çuvala sığmamış, maskeli balo sona ermiş, takke düşmüş ve kel görünmüştür. Amaç milleti kazanmak değil de seçime kadar halkı aldatmak olunca sonuç da işte böyle tecelli ediyor."

Erdoğan, Yargı Reformu ile ilgili ilk paketi çalışma dönemi bitmeden Meclis'e getirmeyi planladıklarını dile getirerek, 31 Mart'taki hırsızlıkların tekrarını önlemek için de özel bir hazırlık içinde olduklarını söyledi.

"Milletimiz bizden sıkıntılarını çözmemizi bekliyor"
Milletvekillerine Meclis programlarında ve seçim çevrelerine yönelik çalışmalarında ortaya koydukları gayretler dolayısıyla teşekkür eden Erdoğan, "Ülkemizin ve milletimizin ihtiyacı olan hukuki düzenlemelerin hazırlanması ve hayata geçirilmesi sorumluluğu öncelikle Cumhur İttifakı içinde birlikte hareket ettiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi ile beraberce sizlere aittir. Sizlerin çalışması demek Meclisin çalışması demektir. Sizlerin yasama görevi için Mecliste, bizlerin yürütme olarak Cumhurbaşkanlığında çalışması demek Türkiye'nin sürekli daha ileriye, daha iyiye gitmesi demektir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz bizden sıkıntılarını çözmemizi bekliyor, milletimiz bizden hizmet bekliyor, milletimiz bizden icraat bekliyor, milletimiz bizden verdiğimiz sözleri tutmamızı bekliyor. Milletimiz bizden kendisi ve evlatları için güzel bir gelecek inşa etmemizi bekliyor. Bu beklentilere cevap verebilmek için öncelikle önümüzdeki sıkıntıları aşmamız şart." diye konuştu.

"Bize verilen desteğin karşılığını sunmakla mükellefiz"
Bugün Türkiye'nin önünde ekonomiden dış politikaya, güvenlikten istihdama kadar çözüm bekleyen pek çok ciddi sorun bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türkiye, yaşadığı bunca sıkıntıya rağmen hamdolsun dimdik ayaktadır. Bu güçlü duruşu AK Parti olarak son 17 yılda ülkemizi ekonomide ve demokraside ulaştırdığımız yüksek seviye sayesinde gösterebiliyoruz. Bu gerçeği milletimiz de bildiği için seçimlerde yüzde 50'nin üzerinde destekle yanımızda yer almaya devam ediyor. Ama unutmayalım ki bu sonsuz, hudutsuz, hesapsız bir kredi değildir. Bize verilen desteğin karşılığını hizmet olarak, icraat olarak sunmakla mükellefiz. Hep birlikte tüm birikimimizi, enerjimizi, vaktimizi, gayretimizi ortaya koyarak bir an önce milletimizin önüne somut başarılarla çıkmalıyız. İnşallah önümüzdeki dönem her alanda Türkiye'yi büyüttüğümüz, güçlendirdiğimiz, ileriye taşıdığımız bir dönem olacaktır. Biz bugüne kadar milletimize hep gelişme vadettik, büyüme vadettik, zenginlik vadettik, huzur vadettik, istikrar vadettik, aydınlık bir gelecek vadettik ve bunu da yaptık."

"Her iki yerde de biz kazandık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimleriyle ilgili yaptığı bir konuşmada, "Bu seçimlerin galibi yine biziz." dediğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aynı şeyi yeni söylüyorum, Ankara'da da İstanbul'da da yanılmayalım biz kaybetmedik, her iki yerde de biz kazandık. Şunu söyleyebilirsiniz 'Ama Başkanım neye göre bunu söylüyorsun.' Bizler buralarda sadece bir vizyon noktasında, vitrin noktasında her iki ilde bir kayba uğradık ama ilçeler bazında baktığımızda ilçelerin kahir ekseriyetini biz aldık mı? Her ikisinde de aldık. Meclislerde, ki burası karar alma yeri, buralarda kahir ekseriyet her ikisinde de İstanbul'da da Ankara'da da bizde mi? Bizde. Komisyonlar da hepsi de biz de mi? Bizde. Bu belediyelerin zaten çalışmasının şekli nedir? Buralardır. Başkanın buralardaki hareket kabiliyeti Meclistir, komisyonlardır. Çünkü atacağı adımlar buralarla bağlantılı. Buralarla gerekli olan desteği sağlayamadığı sürece istediği gibi adım atamaz.

Şunu söyleyeceksiniz o zaman. 'Çıkar millete der ki beni çalıştırmıyorlar'. E ne yapacak? Sen doğru bir iş yaparsan seni çalıştırır, sen doğru bir iş yapmadığın zaman tabii ki seni çalıştırmayacak. Bu işin aslı bu. Biz şu anda kalkıp da bunu diyebilir miyiz 'ya biz işte anayasa değişikliği yapmak istiyoruz ama CHP bizi engelliyor' diyebilir miyiz? Diyemeyiz, niye? Zaten onun görevi seni çalıştırmamak. Hele hele CHP zihniyetinin görevi tarih boyunca hep böyle olmuştur, beyaza siyah, siyaha beyaz demiştir. Ama biz doğru olan olduğu zaman destekleriz ama bunların doğru, böyle bir şeyi yapma kabiliyeti yok ki geçmişleri onların böyle. Şimdi bizim vaatlerimiz yine aynı, hiçbir şeyin ve hiç kimsenin milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmemizin önüne geçmesine müsaade etmeyeceğiz. Rabbimiz izin, milletimiz destek verdiği sürece son nefesimize kadar bu kutlu yolda mücadeleyi sürdüreceğiz."

"Daha neyi anlatayım, neyi anlatalım?"
Türkiye'nin son dönemde yaşadığı sıkıntılarının hiçbirinin tesadüfi değil, hepsinin birbiriyle bağlantılı olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her şeyi çok açık, her yerde konuşma noktasında böyle bir lüksümüz yok. Dar kapsamlı konuştuklarımız var, buralarda konuştuklarımız var. Bunları da bu şekilde özellikle ifade etmek istiyorum. Şimdi terör örgütlerinin arkasında neler var bunu söylememe zaten gerek bile yok. İşte Suriye'nin kuzeyinde YPG'ye, PYD'ye, PKK'nın bunlar uzantıları değil mi? Bunlara en büyük desteği veren kim? Bizim stratejik ortağımız. On binlerce tırlarla buraya silah, mühimmat, her şeyi gönderdiler mi? Gönderdiler, daha neyi anlatayım, neyi anlatalım? Şu anda da bunların Türkiye'deki tek hedefleri nedir biliyor musunuz? 'Acaba AK Parti'yi biz iktidardan nasıl indirebiliriz' dertleri bu. Ama indiremeyecekler, buna güçleri yetmez.

İşte bunun için bu ekibin çok iyi çalışması lazım. Bizim gayretimiz çok önemli. 'Ya işte onlar, uğraşılır mı, şöyle güçlü bir ülke, böyle güçlü bir ülke.' Arkadaşlar, hepsi doğrudur ama unutmayın, hep söylüyorum 'La galibe illallah.' Asıl güç burada, yeter ki biz dik duralım, inanarak, azmederek işlerimizi yapalım ve önümüzün kapalı olduğunu zannettiğimiz yerde nasıl açıldığını göreceksiniz. Şu ana kadar böyle oldu. İşte terör örgütlerine verilen destekle toplumumuzda huzursuzluk çıkarma çabaları aynı projenin ürünüdür."

"Bu yılın başından şu ana kadar 2 bin terörist etkisiz hale getirildi"
Bu yılın başından şu ana kadar 2 bin teröristin etkisiz hale getirildiğini bildiren Erdoğan, teröristlerin kaçacak delik aradıklarını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ama biz terörle bu mücadeleyi verirken daha önce yine silahlı kuvvetlerin içerisinden gelmiş olan birileri de o sorumluluk mevkisinde olan birileri de bakıyorsunuz bu ülkedeki o milli ve yerli olmaktan uzak yapılarla oralara kendilerine göre sufle ediyorlar, bazı kendilerine göre bilgileri ve yapılan işlerin yanlış olduğuna varıncaya kadar. Öbür tarafta bakıyorsunuz şu anda yeni askerlik yasasıyla ilgili kendilerine göre bazı şeyleri söyleyip duruyorlar, yazıyorlar, çiziyorlar vesaire. Siz korkaksınız, korkak. Hiçbir zaman siz bu milletin askerinin şanına yakışır komuta kademesi olmadınız, olamadınız. Onların da üzerine gitmediniz, gidemediniz. Biz onlarla da çalıştık. Neler yaptıklarını gayet iyi biliyoruz. Ve şimdi sivil hayata döndükten sonra sağda solda yazıyorlar, çiziyorlar, çeşitli yerlere de çeşitli bilgiler kendilerine göre sızdırıyorlar. Biz abdestimiz var, onun için yaptığımıza da eminiz ve emin olarak da yolumuza devam ediyoruz."

23 Haziran seçimleri
İstanbul'da 23 Haziran'da gerçekleşecek büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerini hatırlatan Erdoğan, AK Partili milletvekilleri ile belediye başkanlarının tümünün seferberlik ilan ettiğini, İstanbul'da hemşehrileri ve yakınlarını aradıklarını, milletvekillerinin kendi illerinde İstanbul'da oturanları seçim bölgesine nasıl taşırızın gayreti içerisine olduğunu söyledi.

Birilerinin de farklı çalışmaların içine girmek suretiyle kendileri de belli gayretler göstererek, bu güçlü yapıyı zayıflatmanın gayreti içinde olduklarını kaydeden Erdoğan, "Şunu çok iyi bilmemiz lazım; bu yapıdan bir şeyler koparacağını zannedenler, geçmişte de bu tür yollara başvurdular. Hatta bazıları, grup kurabilecek noktaya bile geldiler ama onlardan şu anda hiçbir şey kalmadı. Hepsi gitti. Siyaset sahnesinden de silinip gittiler. Onun dışında yine aynı şekilde olanlar... Şu anda ana muhalefetin başındaki zatın önünde eğilenler, bunları görüyoruz. Nereden nereye? Kişilik, şahsiyet çok önemli bir şey. Bir insan, hele hele Müslüman eşrefi mahluk olarak, o yaratılmışların en şereflisi olma şanına layık olmalıdır, bunu korumalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"AK Parti'nin her milletvekili, teşkilat mensubu bilinçle hareket ediyor"
Yollarına aynı kararlılıkla devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Karşımızda, AK Parti'yi ve şahsımızı devirmeden, Türkiye ile ilgili planlarını hayata geçiremeyeceklerini gören küresel bir ittifak ve onlarla birlikte hareket eden yerel mankurtlar çetesi vardır. Bunu da bilmenizi isterim. AK Parti'nin her milletvekili, teşkilat mensubu, belediye başkanı bu bilinçle dirayetle sorumluluk duygusuyla hareket ediyor, hareket etmek zorundadır. Yaptığımız her yanlışın, gösterdiğimiz her zafiyetin, giriştiğimiz her bencil hesabın bedelinin koskoca bir milletin, davanın, tarihin kaderini etkileyeceğini asla unutmamalıyız. Hiç kimsenin bilerek ve isteyerek böyle bir vebalin altına girmeyeceğine inanıyorum. Tabii insanın olduğu her yerde elbette yanlış da olur eksik de olur. Önemli olan bunların hasbi bir anlayışla, fedakarlıkla ve çok çalışmayla düzeltilmesidir. İşte bunun için biz istişare yolunu, sadece kendi içimizde değil, milletimizle de hep açık tuttuk, hep işlettik.

Milletin sesine kulak tıkayanlar, hele hele millete kulak vermek yerine onu istiskale yeltenenler, bu partinin mensubu olamazlar. Milleti muhatap almayanı biz de muhatap almayız. Elbette her talebi, her beklentiyi yerine getirmek mümkün değildir. Yapılabilecekler zaten yapılır. Şayet, yapılabilecek bir şey yoksa izah edilir, insanların gönlü alınır ancak biliyorsunuz biz tebliğle mükellefiz, ikna ile değil. O, Rabbimizin yedinde olan bir şeydir. Bunu da çok iyi bilmemiz lazım. Bizim siyaset anlayışımız budur."

"Bırakacağımız en önemli miras bu olacaktır"
Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri için 4 yıllık, belediye başkanlığı seçimleri için 5 yıllık bir süreç olduğunu ifade eden Erdoğan, bu sürelerin, eksikleri tamamlamaya, kırgınlıkları tamir etmeye, yeni bir ses ve solukla anlayışla yepyeni bir vizyonla Türkiye'yi 2023'e taşımaya yeterli olacağını söyledi.

Ekonomiyi güçlendirerek, sınırların güvenliğini sağlama alarak, yatırımı, üretimi, ihracatı, istihdamı artırarak hedeflerine ulaşacaklarını belirten Erdoğan, "Türkiye'yi demokrasisi ve ekonomisiyle dünyanın en büyük 10 ülkesi arasına sokmakta kararlıyız. Bizden sonraki nesillere, 2023 ve 2053 hedeflerini gerçekleştirebilmeleri için bırakacağımız en önemli miras bu olacaktır." diye konuştu.

"Gerçeklere gözümüzü kapatamayız"
Toplantının yapılmasına vesile olan asıl konuya geldiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"İşin teknik boyutunu ağırlıklı olarak Savunma Bakanım yapacak. Ben işin sadece siyasi boyutu itibarıyla bakışı dillendirmek istiyorum. Askerlikte aslında biz, devrim niteliğinde bir reformu hayata geçiriyoruz. Bu, yılların bir beklentisiydi. Bu yılların beklentisini biz devreye aldık. Günümüz dünyasında askerlik görevi gerçekten çok iyi eğitim ve uzmanlık isteyen bir meslek haline dönüşmüştür. Askeri alandaki operasyonel faaliyetler ve araç gereç kullanımı için verilen eğitimlerin maliyeti bu işin yükümlüler eliyle yapılmasını verimsiz ve anlamsız hale getirmiştir. Ayrıca kısa süreli eğitimle sahaya sürülen askerlerin can güvenliklerini sağlamak da zorlaşmaktadır.

Nitekim Türkiye epeyce bir vakittir planlı ve bilinçli bir şekilde profesyonel askerliğe geçişin hazırlıklarını yürütmektedir. Bunu konuşmuştuk. Hep beraber konuştuk bunları, tartıştık. Bununla birlikte ülkemizin artan nüfusu sebebiyle askerlik çağına gelen gençlerimizin sayısında sürekli yığılmaların yaşandığı ortadadır. Zaman zaman başvurulan bedelli askerlik uygulamalarının amaçlarından biri de bu yığılmayı ortadan kaldırmaktır. Gençlerimizin gerek eğitim gerek iş hayatlarında kariyer planlarının, onları giderek daha ileri yaşlarda askere gitmeye zorlaması da bir başka önemli husustur. Gerçeklere gözümüzü kapatamayız. Ben, genelkurmay başkanı değilim. Bize Anayasanın hükmü gereği 'Başkomutan' diyorlar ama genelkurmay başkanlarımızın birçoğuyla çalıştım. Onların altındaki kuvvet komutanlarının birçoğuyla çalıştım. Birçok bilgiyi onlardan alma şansını yakaladım."

CHP'li belediyelerde çalışan işçilerin işten çıkarılmaları
CHP'li belediyelerde çalışan işçilerin işten çıkarılmalarına ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na eleştiride bulunan Erdoğan, "Kılıçdaroğlu 31 Mart seçimleri öncesi CHP'li adaylar tarafından kazanılacak hiçbir belediyede tek bir personelin dahi ekmeğiyle oynanmayacağını, kimsenin işten atılmayacağını üstüne basa basa söz verdi. Seçimden önce 'kimsenin aşıyla, işiyle uğraşmayacağız' diyenler, 31 Mart sonrası ilk iş 14 binin üzerinde işçiye baskıyla sendika değiştirdiler. Bununla da yetinmeyip Bolu'dan Antalya'ya, Adana'dan İzmir'e kadar Türkiye'nin her yerinde işçi kıyımına başladılar." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye'nin çeşitli illerinden işten çıkarılan işçilerin CHP Genel Merkezi önüne protesto amaçlı yürüyüşe başlayacaklarını belirterek, "Bireysel birtakım istisnalar dışında belediyecilik konusunda ülkemizin en kötü siciline sahip partinin CHP olduğu gerçeği 31 Mart'ın ardından bir kez daha teyit edilmiştir. Şehirlerimize verecek hiçbir şeyi olmayan CHP'li belediyeler yetkileri olmadığı halde sahilleri insanların bir kısmına yasaklama gibi buram buram ayrımcılık kokan, faşizm kokan Hitlervari işlerle uğraşıyorlar." dedi.

Muğla'da piknik alanlarının çöp yığınlarıyla dolu olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Nerdesin ya? Hadi toplasana... Suları akıtmaktan, sokakları temizlemekten, yatırım yapmaktan, sosyal belediyecilik hizmetleri geliştirmekten aciz bir zihniyetten başka da bir icraat beklemek zaten mümkün değildir. CHP'nin belediyecilik karnesi 25 yıl önce de böyleydi, şimdi de aynı. Bu gidişle korkarım 25 yıl sonra da aynı kalacaktır. İşte İzmir Körfezi kokudan geçilmiyor, Gördes Barajı'nı biz yaptık arkadaşlar. İzmir'e suyu biz kazandırdık ama bütün bunları tabii bizim İzmir halkına da anlatmamız lazım.

Bu partinin kurumsal yapı ve zihniyet olarak millete hizmet etmek gibi bir derdi asla olmadı, olmayacak. Bir yandan ülkemizdeki işsizliği eleştirirken diğer yandan partisine bağlı belediyelerdeki işçi kıyımına seyirci kalan CHP Genel Başkanı tabii ki bunların hiçbirini görmüyor, duymuyor ve dile getirmiyor. Ankara'dan İstanbul'a güya adalet için yürüyen CHP Genel Başkanı, ekmeğinin peşindeki işçilerin feryatlarına kulaklarını tıkıyor, ayrımcılığa ses çıkarmıyor."

Erdoğan, Yargı Reformu paketine ilişkin, "Yargı Reformu ile ilgili ilk paketi inşallah çalışma dönemi bitmeden Meclise getirmeyi planlıyoruz." dedi.

"Hırsızlıkların tekrarını önlemek için özel hazırlık içindeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yapılacak seçimlere 10 gün kaldığını belirterek, Genel Merkez ve İl teşkilatlarında yapılan planlamalar çerçevesinde İstanbullular ile yüz yüze iletişimi esas alan bir seçim çalışması yürüttüklerini söyledi.

Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile İstanbullular arasındaki gönül bağının her geçen gün daha da güçlendiğini gördüğünü ifade eden Erdoğan, "Bilgisiyle, birikimiyle, gayretiyle, samimiyetiyle yıldızı giderek parlayan Binali Yıldırım kardeşimizin sahadaki başarısı teşkilatlarımızı da motive ediyor, gayrete getiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, seçim gününe kadar çalışmaların kesintisiz sürdürüleceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Milletimizin sandığa yansıttığı iradesine sahip çıkmak, 31 Mart'taki hırsızlıkların tekrarını önlemek için de özel bir hazırlık içindeyiz. 'Bir musibet bin nasihattan evladır' sözüne uygun şekilde mahalle ve sandık temsilcilerimizi yeniden organize ettik. CHP adayı etrafında oluşturulan sahte imaj çemberi kırıldıkça İstanbul'a gerçekten kimin hizmet edebileceği, bu kadim şehri kimin temsil ehliyetine sahip olduğu daha iyi anlaşılıyor.

Milli irade hırsızlığından halkı aşağılamaya, zorbalık ve hakaretten Türkiye düşmanlarının desteğini aramaya kadar her foya birer birer ortaya dökülmeye başladı. Kırk yıldır bu işlerin içinde birisi olarak, zarfla mazrufun bu derece zıt olduğu pek az siyasi mühendislik projesine rastladığımı özellikle belirtmek istiyorum. Ama işte mızrak çuvala sığmamış, maskeli balo sona ermiş, takke düşmüş ve kel görünmüştür. Amaç, milletin kalbini kazanmak değil de seçime kadar halkı aldatmak olunca sonuç da işte böyle tecelli ediyor."

Siyasi hayatları boyunca daima ne aldanan ne aldatan olmamak için çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, "Yaptıklarımızla, yapamadıklarımızla, sevaplarımızla, günahlarımızla biz milletimize karşı hep samimi olduk. Kameralar önünde başka, arkasında başka konuşup hareket edenlerle aramızdaki en büyük fark budur. Bugün de aynı yerde duruyoruz, yarın da aynı şekilde hareket edeceğiz. Meclis çalışmaları el verdiği ölçüde sizlerden ve tüm teşkilat mensuplarından ricam, seçim gününe kadar İstanbul'u adım adım gezmeye, her bir İstanbullunun gönlüne dokunmaya devam etmemizdir, devam etmenizdir. Rabbim, hepinizden razı olsun." diye konuştu.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER