Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her hırsızlık kötüdür ama oy hırsızlığı tam bir felakettir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizin iradesini korumak için mücadele ettik, bu sebeple YSK'nin seçimin yenilenmesi kararını isabetli buluyoruz. Her hırsızlık kötüdür ama oy hırsızlığı, milli irade hırsızlığı tam bir felakettir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her hırsızlık kötüdür ama oy hırsızlığı tam bir felakettir
27-05-2019 02:32
İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde AK Parti İstanbul Mahalle Başkanları İftar Programına katıldı.

"Siyasetimizde millete rağmen yol yürümek yoktur"
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, AK Parti teşkilatları olarak kendileri için de 2015 Haziran seçimleri ile 31 Mart'taki İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin büyük dersler mahiyetinde olduğunu belirtti.

"Bizim siyasetimizde milletle inatlaşmak, millete rağmen iş görmek, millete rağmen yol yürümek diye bir anlayış kesinlikle yoktur." diyen Erdoğan, "Milletimizin gösterdiği istikamette sürekli kendimizi sorgulayarak, sürekli kendimizi yenileyerek hizmet etmeye, inşa etmeye, üretmeye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Yaklaşık 10,5 milyon üyesiyle Türkiye'nin en yaygın tabanına sahip partisi durumunda olduklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"İstanbul'da 2 milyon 300 bin üyeye sahibiz. İstanbul'da bu kadar üyeye sahipsek sadece İstanbul'daki üyelerimizi ciddi manada çalıştıralım. Üyelerimiz arazide bir çalışsın. Bir üye yanında iki oy daha getirsin mesele bitti ama üyelerimizi çalıştıralım önce. 'Üyeyim ama çalışmıyorum' olmaz, üyeliğin bir sorumluluğu var. Kadın kollarımızın 4,5 milyonu aşan, gençlik kollarımızın 1,5 milyonu bulan üye sayıları Türkiye'deki diğer tüm siyasi partilerin toplam üye sayısından bile fazladır. Genel Başkanı olarak teşkilatlarımızın, özellikle de mahalle temsilcilerimizin çalışmalarına hep özel önem verdim ve destekledim."

"YSK'nin kararını isabetli buluyoruz"
Erdoğan, İstanbul'da bir yenileme seçimi olduğunu ifade ederek, YSK'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin 23 Haziran'da yenilenmesine karar verdiğini anımsattı.

Bu kararın verilmesinin gerisinde 31 Mart seçimlerinde yaşanan ve hepsi de belgeleriyle ispatlanan kanunsuzluklar, organize usulsüzlükler, özensizlikler, hırsızlıklar, yolsuzluklar olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Her hırsızlık kötüdür ama oy hırsızlığı, milli irade hırsızlığı tam bir felakettir. Çünkü bireysel hırsızlıkta bir kişinin malını çalarsınız, milli irade hırsızlığında tüm milletin hakkını çalmış olursunuz. Biz bu süreçte attığımız adımlarla milletimizin hakkını, hukukunu, iradesini korumak için mücadele ettik, bu sebeple YSK'nin seçimin yenilenmesi kararını isabetli buluyoruz. Seçim tarihine kadar geçecek yaklaşık artık 4 hafta var. Bu sürecin gerekçelerini İstanbul halkına çok iyi bir şekilde anlatmamız gerekiyor. YSK'nin gerekçeli kararında tüm bilgiler, belgeler, tartışmalar, değerlendirmeler yer alıyor. Ana hatlarıyla baktığımızda YSK'nin iptal kararını iki temel sebebe dayandırdığını görüyoruz. Birincisi memur olması gereken sandık kurulu başkanlarından bir kısmının kanunun açık emrime rağmen özel sektör çalışanlarından, emeklilerden veya ne iş yaptığı bilinmeyen kişilerden seçilmiş olmasıdır. Bilindiği gibi YSK, seçimin yenilenmesi kararını ancak sonuca müessir olacak neticeler doğuracak durumlar ortaya çıkması halinde alıyor. Yani haklı da olsanız her itiraz seçimin yenilenmesi kararının verilmesini gerektirmiyor. "

İstanbul'un bazı ilçelerinde ve ülkedeki birçok yerde yapılan itirazların önemli bölümünün haklı da olsa sonuca etki edecek rakamlar ortaya çıkmadığı için reddedildiğini belirten Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde ise her iki başlık altındaki oy rakamlarının sonunu değiştirecek büyüklükte olduğunu kaydetti.

Erdoğan, İstanbul genelinde toplamda 212 binin üzerinde seçmeni olan 754 sandıkta sandık kurulu başkanlarının kanuna açıkça aykırılık teşkil eden kişilerden atandığını anımsatarak, "İlçe seçim kurulları sandık kurulu başkanı atamalarını niçin bu şekilde yaptıklarını YSK'ye izah edememişlerdir. Sizlerin de yakından bildiği gibi sandık kurul başkanları sahip oldukları yetkiler ve fiilen yürüttükleri işler sebebiyle oyların sayımı ve kayda geçirilmesi konusunda çok büyük yetki sahibidir. Bu durumda kanuna aykırı sandık kurulu başkanı tarafından yönetilen sandıklardaki 212 binden fazla oy şüpheli hale geldi demektir." diye konuştu.

Burada konuşan Erdoğan, büyükşehir seçimlerinin yenilenmesi kararının ikinci önemli sebebinin sandık sayım ve döküm cetvellerinde tespit edilen sorunlar ve yolsuzluklar olduğunu belirterek, yapılan incelemelerde 18 sandıkta sayım döküm cetvelinin hiç olmadığı, 90 sandıkta ise sayım döküm cetvelinde sandık kurulunun imzasının bulunmadığının görüldüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, imzasız sayım döküm cetvelleri de yok hükmünde kabul edildiği için toplamda 30 binin üzerinde seçmeni olan 108 sandıktaki oyların şüpheli duruma düştüğünü anlatarak, "1963'te şüpheli olduğu için seçim iptal edilmiştir. Şimdi aynı durum var, daha neyi düşünüyoruz? 'Buna şaibe karışmıştır.' dedik. Nitekim öyle de oldu ve Yüksek Seçim Kurulu ne yaptı? Yenilenmesine karar verdi. Böylece karşımıza bir tarafta 212 bin, diğer tarafta 30 bin şüpheli oy çıkıyor." diye konuştu.

AK Parti adayı ile CHP adayı arasındaki farkın, seçim gecesi 28 binlerden başlayarak, yapılan itirazlarla azala azala 13 binli rakamlara geldiğini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sandık kurulu başkanları ile ilgili 212 bin, sandık sayım döküm cetvelleri ile ilgili 30 bin şüpheli oy 13 binden büyük olduğuna göre bu seçim elbette yenilenecekti. Üstelik daha bunların yanında hukuki olarak hakkı olmadığı halde oy kullandığı tespit edilen 706 kişinin durumu ve diğer bazı sorunlar da var. Bu karara karşı çıkan Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin gerekçelerine baktığınızda inanın bana dişe dokunur, gerçekten vicdanları tatmin edici bir unsura rastlayamıyoruz. Buna karşılık kamuoyunda CHP tarafının tezleriyle bize karşı bir kampanya yürütülüyor. İstiyorlar ki tespit edilen bunca yolsuzluğa, bunca kanunsuzluğa, bunca usulsüzlüğe, bunca hırsızlığa ses çıkarmayalım, göz yumalım. İstiyorlar ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını hukuken de fiilen de seçimi kazanıp kazanmadığı belli olmayan bir adaya teslim edelim. Hiç kimse kusura bakmasın. Akif ne diyor? 'Kesilir belki fakat, çekmeye gelmez boynum.' Biz böyle bir davanın mensuplarıyız. 'Hakkımızı sonuna kadar arayacağız.' dedik, aradık ve şimdi sandık tekrar önümüzde."

"Geçmiş seçimlerde ne olduğunu bilemeyiz"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimin yenilenmesi kararına değinirken, şunları kaydetti:

"Biz ne kimsenin hakkına göz koyar, el uzatırız ne de kendi hakkımızın özellikle de milletimizin hakkının gasbına rıza gösteririz. Geçmiş seçimlerde ne olduğunu bilemeyiz. Ancak 23 Haziran'dan başlayarak bundan sonraki seçimlerde bir daha benzer sıkıntıların yaşanmaması için hem siyasi partiler hem de seçim kurulları çok daha dikkatli olacak. Biz hayatımız boyunca hep milli iradenin üstünlüğünü savunduk. Tüm seçimlerde 'Sandık namustur.' diyerek milletimizin tercihlerinin en doğru şekilde tezahür etmesi için çalıştık. Demokrasiye inanan herkesin de böyle yapması gerektiğine inanıyoruz. Bu gerçekleri her yerde milletimize anlatacak, CHP tarafının ve onun borazanlığını yapanların zehirli dilinin sandığı kirletmesine izin vermeyeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, en etkili siyasetin yüz yüze yapılan ve doğrudan gönüllere dokunulan siyaset olduğunu vurgulayarak, "Şu anda ana kademe burada. Kadın kollarımız burada. Gençlik kollarımız burada. İnanıyorum ki siz yüz yüze bunu yapacaksınız. Artık şurada 4 hafta kaldı. Durmak yok, yola devam. Birebir görüşmeye var mıyız? Birebir görüşerek bu meseleleri halkımıza anlatmaya var mıyız? Sizlerden mahallenizdeki her bir binaya, her bir haneye mutlaka girmenizi, ülkemiz ve İstanbul için yaptıklarımızı, seçimin ne için yenilendiğini 23 Haziran'da ne için AK Parti'ye oy vermeleri gerektiğini bizzat atlatmanızı rica ediyorum." diye konuştu.

"Artık Yaslıada idamla anılmayacak"
Bu gün buraya Yassıada'dan geldiğini dile getiren Erdoğan, "Yani Yaslıada. Ne oldu orada? Orada Adnan Menderes ve 2 arkadaşı biliyorsunuz idam edildi. Şimdi biz o Yaslıada'yı, Demokrasi ve Özgürlükler Adası yapıyoruz." dedi.

Erdoğan, inşaatın yarıdan fazlasının bittiğini, büyük ihtimalle aralık ayında açılışını yapacaklarını anlatarak, şunları aktardı:

"Burada uluslararası toplantıları yapacağız. Burada ulusal toplantı yapacağız. Artık Yaslıada idamla anılmayacak. Demokrasi ve özgürlüklerle anılacak. Orada bir Başbakan'ın ve 2 bakanın idam edildiğini de gelenlerin hepsine müzede ve oradaki yapacağımız yayınlarla anlatacağız ki bu CHP zihniyetinin ne olduğunu anlasınlar. Çünkü bir Başbakan'ın idamının arkasında CHP zihniyeti var. 'Bizi buraya gönderen irade böyle istediği için bu idamı yaptık.' diyenler işte onlara diyorum ki 23 Haziran'da gereken dersi sandıklarda verelim. Onun için çok çalışacağız."

"Şahsımın 40 yılı aşan siyasi tecrübesiyle 31 Mart seçimlerinde yaşadıklarımız bize şu gerçeği bir kez daha gösterdi. Seçimi kazanmak için önce parti olarak bizim kendi aramızda birlik, beraberlik, dayanışma içinde olmamız şarttır." diyen Erdoğan, saygıyı, sevgiyi evvela kendi içlerinde tesis etmeden millete söyleyecekleri hiçbir sözün kıymetinin olmadığını dile getirdi.

"Ülkemizin önünde gerçekten önemli sınamalar var"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:

"AK Parti olarak biz kendi içimizde sağlam durduğumuzda, topyekün milletimizi de ortak değerlerimizin etrafında buluşturabiliyoruz. Onu buluşturduğumuzda zaten her şey biter. Vesayete karşı yürüttüğümüz mücadelelere, Gezi olaylarında, 17-25 emniyet, yargı darbe girişiminde, çukur eylemlerinde, terör örgütlerinin saldırılarında ve 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde buna şahit olduk. Dik durduk ve bunları gönderdik. Bugün ülkemizin önünde gerçekten çok önemli sınamalar var: Ülkemize terör örgütleriyle, ihanet çeteleriyle, envai çeşit tuzakla, tehditle diz çöktüremeyenler şimdi aynı oyunu ekonomi üzerinde oynuyorlar. Milli güvenliğimizle ilgili attığımız adımları bahane ederek ülkemiz ekonomisini yaptırım tehditleriyle yıpratmaya çalışıyorlar. Doğu Akdeniz'de tamamen ekonomik çıkarlara dayalı bir mücadeleyi güvenlik sorununa ve diplomatik krize dönüştürmek için zemin hazırlıyorlar. Esasen önümüze çıkartılan siyasi ve ekonomik sıkıntıların katbekat fazlası bize bu tuzakları kuranların başında var. Kendi durumlarını gizlemek için dünyayı kaosa ve hatta gerekirse kana bulamaya hazır bu çevrelere aradıkları fırsatı inşallah vermeyeceğiz."

Sorunların hepsinin de üzerinden gelecek güce ve kararlılığa sahip olduklarını vurgulayan Erdoğan, "En büyük hesap sahibi unutmayın Allah'tır. Biz çalışacağız, çabalayacağız. Elimizden geleni yapacağız gerisini Rabb'imize bırakacağız. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum. İçinden geçtiğimiz şu kritik dönemde üzerine en çok titrememiz gereken husus, millet olarak birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi sağlam tutabilmemizdir. Bunun için de İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri gibi tartışmaların asıl mecrasından çıkartarak, milletimizin birliğine, beraberliğine yönelik sabotaj araçları haline dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda en büyük görevin teşkilata ve mahalle temsilcilerine düştüğünü ifade ederek, "Hem büyükşehir seçimleri hem de ülkemizin karşı karşıya bulunduğu sıkıntılar konusunda milletimizi doğru şekilde bilgilendirip desteklerini alırsak, meseleyi büyük ölçüde halletmiş oluruz. Ben sizlere güveniyorum. Sizlere dağıtılan broşürler bunların her yere ulaşması lazım. Ben bu duygularla bir kez daha Ramazan-ı Şerifinizi, Kadir Gecenizi ve bayramınızı tebrik ediyorum. Çalışmalarınızda başarılar diyorum." dedi.

Muhabir: Hanife Sevinç,Filiz Kınık,Etem Geylan,Sefa Mutlu
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER