
Ankara
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye olarak Suriye'nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Ramazan ayının, orucuyla, mukabelesiyle teravihiyle her akşam adeta birer muhabbet sofrasına dönüşen iftar sofralarıyla ve daha nice güzellikleriyle hayatı tamamen kuşatan bir rahmet ve bereket mevsimi olduğunu söyleyen Erdoğan, Derviş Yunus'un, "Safa geldin izzetle, dahi azim nimetle, müminlere rahmetle şehr-i Ramazan merhaba" mısralarıyla selamladığı ramazan ayının, dayanışmanın perçinlendiği, kardeşliğin yüceltildiği, paylaşmanın lezzetine erildiği müstesna zamanlar olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabb'im, hepimize merhum Sezai Karakoç'un 'her yıl çağrıldığımız bir ruh şöleni' dediği bu mübarek günleri hakkıyla idrak ve ihya etmeyi nasip eylesin. Ramazanın gelmesiyle birlikte günlük yaşantımızda bir hareketlenmenin, aile hayatımızda bir kaynaşmanın, toplumsal hayatımızda paylaşma ve yardımlaşma hasletlerinin zirveye çıktığını müşahede ediyoruz.
Hamdolsun, gerek belediyelerimiz gerek kamu kurumlarımız gerek vakıf ve derneklerimiz gerekse hayırseverlerimiz sınırlarımız içinde ve dışında ramazanın ruhuna uygun faaliyetler gerçekleştiriyor. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ramazanı ülkemiz ve gönül coğrafyamızda bir iyilik seferberliğine dönüştüren herkesi, siyasi partiyi ayırmaksızın tüm yerel yönetimlerimizi, tüm sivil toplum kuruluşlarımızı içtenlikle tebrik ediyorum. Rabb'imizin en büyük lütfu olarak bu ramazanı geçen senelere göre daha huzurlu, daha sevinçli karşıladık. Öyle de idrak ediyoruz."
Suriye ve Gazze'de Ramazan...
Erdoğan, Suriyelilerin 14 yıllık zulmün ardından ilk kez ramazan ayını üzerlerine bomba yağma korkusu duymadan geçirdiklerine dikkati çekti.
Aynı şekilde geçen ramazanı İsrail'in vahşi saldırıları altında idrak eden Gazzelilerin, ateşkesin sağladığı kırılgan ortamda, yıkıntıların arasında bile olsa, 471 gün sonra rahat birer nefes aldığını vurgulayan Erdoğan, Suriyeli ve Gazzelilere muhabbetlerini ve dayanışma mesajlarını yolladı.
"Mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk"
Bu ramazanın Türkiye ile birlikte tüm bölgede ve ötesinde kardeşliğe, barışa ve huzura vesile olmasını yürekten temenni ettiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz herkes için barış, herkes için istikrar dedikçe İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları da boş durmuyor. Afrika'dan Asya'ya, Orta Doğu'dan Balkanlar'a kadar birçok yerde kimi zaman etnik, kimi zaman mezhebi, kimi zaman da inanç ayrımı üzerinden çatışma, gerilim ve kargaşa çıkarılmaya çalışılıyor.
Bunun son örneğine, komşumuz Suriye'de, eski resim artığı provokatörlerin mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk. Ülkenin özellikle azınlıkların yaşadığı bölgelerinde patlak veren olaylarda Suriye ordusu mensuplarının yanı sıra pek çok sivil de hayatını kaybetti.
Maalesef bunların arasında teravih namazından çıkarken kalleşçe şehit edilen kardeşlerimiz de var. Suriye hükümet güçlerinin etkin müdahalesi sayesinde olayların büyük oranda kontrol altına alındığını ancak sahadaki durumun aynı hassasiyetini halen koruduğunu görüyoruz.
Şunu açık açık söylemek isterim; Türkiye olarak Suriye'nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz. Ülkemiz aleyhine herhangi bir gelişmenin olmaması için gereken tedbirleri alıyoruz.
Ayrıca gergin havanın süratle geride bırakılması için Suriye makamlarına gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı Şara'nın mutedil ve yatıştırıcı olduğu kadar, hukuk dışına çıkanların cezalandırılacağına dair kararlı mesajlarını olumlu karşılıyoruz."
Erdoğan, Şara'nın 8 Aralık'tan bu yana rövanşizmin tuzağına düşmeden kucaklayıcı bir politika izlediğini vurgulayarak, "Bunun güçlenerek devam etmesi, Suriye'ye yönelik oyunları bozacaktır. Suriye'nin on yıllardır hasretini çektiği kalıcı barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmasını samimiyetle arzu ediyoruz. Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi, Nusayri demeden Suriye halkının tamamının basiretli davranarak ülkelerinin parçalanmasını ve istikrarsızlık batağına sürüklenmesini isteyenlere müsaade etmeyeceğine inanıyorum." diye konuştu.
"Birbirimize düşersek o zaman da bizi kimse koruyamaz"
Binlerce yıldır bu coğrafyada bir arada, birlikte yaşandığına, aynı kaderin paylaşıldığına işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnşallah, ebediyen burada yan yana yaşamaya devam edeceğiz. Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak birbirimizin hamisiyiz, dostuyuz, kader ortağıyız. Şayet biz tefrikayı kapımıza yaklaştırmazsak Müslümanların kanından ve göz yaşından beslenenler hiçbir şey yapamaz. Ama birbirimize düşersek o zaman da bizi kimse koruyamaz.
Bölgemizde huzura açılan kapının anahtarı ittihattır, vahdettir, acımızın da sevincimizin de ortak olduğunun şuuruna varmaktır. Birlik ve beraberliğimiz ne kadar sağlamsa kardeşlik kalemiz de o derece muhkem, o derece aşılmaz olacaktır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa Birliği ile ortak çıkarlar temelinde karşılıklı saygıyı esas alan tam üyelik hedefine odaklanan bir bakış açısıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Köprüden önce son çıkışın Türkiye olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatıyoruz." dedi.
"Suriye'deki yangını tam 14 yıldır ülkemize sıçratmaya çalışanlara da şunu tekrar hatırlatıyorum. Biz ne Irak'ta ne Suriye'de ne Lübnan'da ne de diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle, inancıyla ilgilenmiyoruz." ifadesini kullanan Erdoğan, hangi mezhebe mensup olursa olsun hiç kimseye farklı gözle bakmadıklarını söyledi.
Tüm insanları Hazreti Ali'nin buyurduğu üzere ya dinde kardeş ya da yaratılışta eşit olarak gördüklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Her kim Suriye'ye baktığında sadece mezhep, meşrep, köken görüyorsa kör bir taassuba hapsolmuş demektir. Her kim sırf meşrebinden dolayı zalime arka çıkıyorsa insanlığa dair tüm değerlerini kaybetmiş demektir. Biz asla böyle olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. 1 milyon Suriyeli Baas rejimi tarafından katledilirken, nerede duruyorsak bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. Geçen sene seçim kazanmak uğruna faşizmin en ilkel biçimi sergilenirken neyi savunuyorsak bugün de aynı ilkeleri dirayetle savunuyoruz."
Suriye konusunda kimsenin Türkiye'ye vicdan dersi veremeyeceğini ifade eden Erdoğan, varil bombalarıyla kimyasal silahlarla masum çocuklar öldürülürken 14 yıl boyunca susanların bugün çıkıp Türkiye'ye hadsizlik edemeyeceğinin altını çizdi.
Erdoğan, "Biz hem Suriye'de hem de Gazze'de kardeşlik sınavımızı alnımızın akıyla vermiş bir hükümetiz. Türkiye insani ve ahlaki olarak ne yapılması gerekiyorsa dün olduğu gibi bugün de fazlasıyla yapmaktadır. Muhalefet en azından böyle muhataralı bir konuda sorumlu davranmalı, fitne ateşine odun taşımaktan artık vazgeçmelidir." dedi.
"Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir." diyen Erdoğan, soykırımcı canilerden medet ummanın kelimenin tam anlamıyla mandacılık olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, Türkiye gibi Suriye'nin de bağımsızlığını şehit kanlarıyla kazanmış özgür bir devlet olduğuna dikkati çekerek, eski kötü günlerin hayalini kuranların hüsrana uğrayacağını söyledi.
"Kirli oyunu Türkiye'de de sahnelemek isteyenlere fırsat tanımayacağız"
"Türkiye 40 yıldır başına bela olan bir musibetten kurtulmaya çalışırken, yeni fay hatları oluşturmanın ülke düşmanları dışında kimseye faydası olmaz." değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milletçe iç cephede gedik açılmasına 'eyvallah' diyemeyiz. Yakın çevremizde yıllardır oynanan kirli oyunu Türkiye'de de sahnelemek isteyenlere 14 yıldır olduğu gibi yine fırsat tanımayacağız. Yeni süreçte komşumuz Suriye'nin toparlanması, toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını koruması, tüm etnik ve mezhebi unsurlarıyla huzura ermesi için elimizden gelen her türlü desteği sunmaya devam edeceğiz. Ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına nasıl izin vermediysek, Suriye'de de kadastro mühendisliğine asla rıza göstermeyeceğiz."
"Türkiye'nin izlediği dengeli tutumunun kıymeti daha iyi anlaşılıyor"
Erdoğan, son kabine toplantısından bu yana yoğun bir gündemle millete karşı mesuliyetlerini en güzel şekilde ifa etmeye çalıştıklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
"24 Şubat'ta Ürdün Haşimi Krallığı Veliaht Prensi Hüseyin Bin Abdullah'ı külliyemizde misafir ettik. Kuzey Makedonya Başbakanı Sayın Mickoski ve heyetini İstanbul'da misafir ederek ülkelerimiz arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi kurulmasını kararlaştırdık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev'in 5 Mart'taki ziyaretinde Iğdır-Nahçıvan Doğalgaz Boru Hattı'nın açılışını gerçekleştirdik. Boru hattı sayesinde Nahçıvan'ın doğalgaz ihtiyacının tamamını asgari 30 yıl süresince karşılayacağız. Ayrıca İlham kardeşimle Ermenistan'la barış müzakereleri başta olmak üzere pek çok mühim konuyu istişare ettik."
"Rusya'sız veya Ukrayna'sız bir barış asla kalıcı olmaz"
Video konferansla katıldığı AB Fikirdaş Ülke Liderleri Çevrimiçi Toplantısı'nda güvenlik ve savunma konularını ele aldığını anımsatan Erdoğan, son dönemde özellikle Ukrayna bağlamında yaşanan tartışmaların, AB üyesi ülkelerde endişeyle karşılandığının görüldüğünü dile getirdi.
Avrupa Birliği'nin yakın zamandaki en büyük güvenlik sınamalarından birini yönetmeye çalıştığı ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye'nin ilk günden itibaren izlediği dengeli, tutarlı ve ilkeli tutumunun kıymeti bugün daha iyi anlaşılıyor. Rusya'sız veya Ukrayna'sız bir barışın asla kalıcı olmayacağını her fırsatta vurguluyoruz. AB ile ortak çıkarlar temelinde karşılıklı saygıyı esas alan tam üyelik hedefine odaklanan bir bakış açısıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz.
Köprüden önce son çıkışın Türkiye olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatıyoruz. Avrupalı dostlarımızın yeniden şekillenen dünyada yeni Türkiye'nin rolünü kavramaları, stratejilerini de buna göre belirlemeleri temennimizdir. Bu anlayış birliği tesis edildikten sonra Türkiye ile Avrupa arasındaki münasebetlerin her alanda hızla serpileceğine inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "'Terörsüz Türkiye' hedefimiz tüm unsurlarıyla gerçekleştiğinde 85 milyon olarak küresel rekabette çok büyük avantaj elde edeceğiz." dedi.
İki haftalık dönemde yabancı kabullerin yanı sıra iftar programlarıyla da milletle buluşmaya devam ettiklerini belirten Erdoğan, şehit ailelerinden Türkiye'deki büyük elçilere ve yabancı misyon temsilcilerine, polis, jandarma, sahil güvenlik ve güvenlik korucularından esnaf ve sanatkarlara pek çok kesimle iftarlar vesilesiyle bir araya geldiklerini söyledi.
Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle İstanbul'da düzenlenen iftar programında hanımlarla da son 22 yılın muhasebesini yaptıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihdas edilen Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu ve il koordinasyon kurullarının önemli bir ihtiyacı gidereceği kanaatinde olduğunu ifade ederek, "Kadınları bir vitrin süsü veya siyasi şov malzemesi olarak görenlere inat, hanım kardeşlerimizi her alanda destekleyip teşvik etmeyi, kadınların yanında olmayı bundan sonra da çok güçlü bir şekilde sürdüreceğiz." diye konuştu.
"Bu yıl daha da güçlü bir büyüme sergileyeceğiz"
Ekonomide umut verici haberler aldıklarını vurgulayan Erdoğan, "2024'te yüzde 3,2'lik büyümeyle G20 ülkeleri arasında dördüncü sıraya yerleştik. Milli gelirimiz 1,3 trilyon doları, kişi başı gelirimiz ise 15 bin doları geçti. Yatırımlar ve ihracatın rüzgarını arkamıza alarak bu yıl daha da güçlü bir büyüme sergileyeceğiz. Merkez Bankamızın rezervleri 165 milyar doları aştı. 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için harcadığımız 75 milyar dolara rağmen bütçe açığında sıkıntılı bir durumla karşılaşmadık. Hatta bu alanda gelişmekte olan ülkelerden bile daha iyi konumdayız. Geçtiğimiz yıl cari açığımızı milli gelirimizin binde sekizine indirdik. Borç yükümüz hafifledi. Risk primimiz düştü." dedi.
Reel sektörün ekonomiye olanı güveninin yükselmeye başladığını, sanayide çarkların döndüğünü, istihdam oranlarının yükseldiğini aktaran Erdoğan, Mayıs 2023'ten beri 1 milyondan fazla yeni istihdam oluşturduklarını söyledi.
Erkeklerde işsizlik oranının yüzde 6,5 ile tarihin en düşük seviyesine indiğini belirten Erdoğan, "Enflasyonla mücadelede de önemli mesafe aldık. Şubat ayında enflasyon yüzde 39'a geriledi. Enflasyondaki düşüş özellikle yılın geri kalanında da devam edecek. Geçmiş hükümetler dönemimizde başardığımız gibi inşallah enflasyonu yine tek haneli rakamlara indireceğiz. Enflasyondaki düşüş hızlandıkça vatandaşlarımızın alım gücü de artacaktır." ifadelerini kullandı.
Hem doğum yardımlarının hem de emeklilerin bayram ikramiyeleriyle ilgili tekliflerin bugün AK Parti Grubu tarafından Meclis Başkanlığına sunulduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçmişte ülkemize ağır faturalar ödeten popülizme tevessül etmeden bu süreci başarıyla yöneteceğiz. Biz muhalefetten farklı olarak kendimizi değil, milletimizi düşünüyoruz. Sadece bugünü değil ülkemizin yarınlarını da inşa ediyoruz. Geleceğin büyük ve güçlü Türkiye'sinin siluetini oluşturuyoruz. Önümüzde aşmamız gereken engeller bulunduğunun farkındayız. Allah'ın yardımı, milletimizin de desteğiyle inşallah bunların da mutlaka üstesinden geleceğiz."
"Balyozu en sert vuranlar ise sistemin banileridir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörsüz Türkiye" ifadesinde vücut bulan hedeflere süratle ulaşmak için yoğun bir gayret içerisinde olduklarını vurguladı.
"40 yıldır milletimizin fertleri arasında kandan ve acıdan bir duvar ören terör musibetinin ortadan kalkması için çok hassas çalışmalar yürütüyoruz." diyen Erdoğan, amaçlarının bölgede ve dünyada yeni bir denklem kurulurken, Türkiye'yi buna en iyi şekilde hazırlamak olduğunu belirtti.
Dış politikada son haftalarda yaşanan tartışmaların artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmeyeceğini gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Daha açık bir ifadeyle kural ve hukuk temelli olduğu iddia edilen küresel temelli sistem çöküş evresine girmiştir. Uluslararası nizama balyozu en sert vuranlar ise sistemin banileridir. Filistin, Lübnan ve Ukrayna başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde sarsıntının seslerini hepimiz duymaktayız. Hemen herkes artık geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini kabul ve ikrar ediyor. Eski sistemden çıkar sağlayanların kaygısının temel sebebi işte budur.
Biz de tüm stratejilerimizi buna göre şekillendiriyoruz. Gelecek asrımızın nasıl olacağını belirleyecek yeni mücadele dönemine her açıdan idmanlı girmeyi hedefliyoruz. Sırtımızdaki yüklerden kurtulmuş ayağımızdaki prangaları parçalamış bir şekilde yeni dönemi karşılamak niyetindeyiz. 'Terörsüz Türkiye' hedefimiz tüm unsurlarıyla gerçekleştiğinde 85 milyon olarak küresel rekabette çok büyük avantaj elde edeceğiz. Ne yapıyorsak işte bu vizyonla yapıyoruz. Hangi adımı atıyorsak bir an önce bu hedefe varmak için atıyoruz."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com