ANKARA
Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan ve Türkiye genelindeki camilerde okunan cuma hutbesinde, "Hüzün ve kayıp yaşayan cenaze sahiplerinin, ayrıca telaşa ve zahmete girerek taziye için gelenlere yemek hazırlayıp sunması uygun değildir. Akraba ve komşuların, cenaze sahiplerine ve misafirlere ikramda bulunmaları ise sünnettir." ifadelerine yer verildi.
"Cenaze adabı: Ahiret yolcusuna son vazifeler" konulu cuma hutbesi, Türkiye genelindeki camilerde okundu. Hutbede, Hz. Muhammed'in, "Müslüman'ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selamını almak, hastalandığında ziyaretine gitmek, cenazesine katılmak, davetine icabet etmek ve aksırdığında ona rahmet dilemek." hadisi şerifine yer verildi.
Hayatın ilahi bir lütuf olduğu gibi ölümün de kaçınılmaz bir hakikat olduğu belirtilen hutbede, dünyaya gelen her insanın, kendisine takdir edilen ömrü yaşayacağı ve sonunda mutlaka öleceği vurgulandı.
Hutbede, müminlerin, kardeşlerini ahiret hayatına uğurlarken yapması gereken dini ve insani birtakım sorumlulukları bulunduğu belirtilerek, "Bunların başında ölüm döşeğinde olan kardeşimizi yalnız bırakmamak, son nefesine kadar ona yarenlik etmek, duyacağı şekilde kelime-i tevhid getirerek bu ikrar ile ruhunu teslim etmesine yardımcı olmak gelir." bilgisi verildi.
Ölenin yakınlarına sabır ve metanet dilemenin iman kardeşliğinin bir gereği olduğuna dikkat çekilen hutbede, taziyenin geciktirilmemesi, başsağlığı dilerken ölenin yakınlarını üzecek söz ve davranışlardan kaçınılması gerektiği bildirildi.
Hutbede, şu ifadelere yer verildi:
"Hüzün ve kayıp yaşayan cenaze sahiplerinin, ayrıca telaşa ve zahmete girerek taziye için gelenlere yemek hazırlayıp sunması uygun değildir. Akraba ve komşuların, cenaze sahiplerine ve misafirlere ikramda bulunmaları ise sünnettir. Nitekim Mute savaşında amcasının oğlu Cafer'in şehit olduğu haberi gelince Sevgili Peygamberimiz, 'Cafer'in ailesi için yemek hazırlayın. Çünkü başlarına kendilerini meşgul edecek bir hal geldi' buyurmuştur."
Muhabir: Sefa Şahin
Kaynak: AA
dikGAZETE.com