Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği (NÜD), tatlandırıcı ve nişasta sektörünün en önemli ve tek hammaddesi mısırı üreten çiftçiyi yine yalnız bırakmadı. NÜD tarafından “Çiftçimizin emeğine, gelin hep beraber omuz verelim” davetiyle organize ettiği ve Adana Çiftçiler Birliği, Adana Tahıl Üreticileri Birliği, Adana Ticaret Borsası, Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER) ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) destek verdiği 2016 Mısır Hasat Şenliği, Adana’da yapıldı.
Mısır Hasat Şenliği’ndeki konuşmasında ilk olarak 15 Temmuz darbe girişimine değinen NÜD Başkanı Rint Akyüz, “Bundan tam bir ay önce Türkiye’nin demokrasi içinde gelişmesine, kalkınmasına; insanımızın huzuruna darbe vuracak büyük bir belayı millet olarak el birliğiyle defettik. Bu süreçte can veren demokrasi şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum. Darbe girişiminin ekonomiye olumsuz yansımalarını engellemek için getirilen düzenlemeler, uygulamaya konulan kararlar dolayısıyla başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Başbakan Binali Yıldırım ve ekonomi yönetimindeki bakanlara minnettarlığımızı ifade etmek isterim” dedi.
Mısırın milli hasılaya katkısı 4.2 milyar TL Türkiye’nin mısır üretimine ilişkin bazı bilgileri de paylaşan NÜD Başkanı Akyüz, “Mısır, geçen yıl 6.5 milyon ton üretimle, Türkiye’nin tahıl üretiminde üçüncü sırayı alan değerli bir ürün. TÜİK verilerine göre, mısırda toplam üretim değeri, diğer bir deyişle mısırın milli hasılaya katkısı 4 milyar 200 milyon lira” diye konuştu.
NÜD üyesi kuruluşlar yerli mısır kullanıyor NÜD’ün Türkiye’nin mısırı için neler yaptığını da anlatan Akyüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çiftçimizin ürettiği mısır, nişasta sanayimizin en önemli ve tek hammaddesi. NÜD üyesi sanayi kuruluşları olarak, sadece bu topraklarda yetişen yerli mısırı kullanıyoruz. Hasat başlangıcında ve mısırın en büyük alıcısı yem sanayisi ortadan yokken yaptığımız alımlarla piyasanın düzenlenmesine katkıda bulunuyor, üretimde artışı teşvik ediyoruz. Aynı zamanda mısırın sürdürülebilir üretimini önemsiyor, uygulamaya koyduğumuz projelerle verim ve kalite artışını destekliyoruz. Mısırın ekiminden hasadına, depolanmasına kadar tüm süreçlerde ürün kalitesini arttırmaya yönelik olarak doğru ürün kurutma teknikleri, aflatoksin riski gibi konularda çiftçilerimiz için paneller, seminerler düzenliyoruz. Hasatta ürün kaybını en aza indirmek amacıyla düzenlediğimiz eğitimlerle de biçerdöver operatörlerini sertifikalandırıyoruz. Buradan Toprak Mahsulleri Ofisi yetkilileri başta olmak üzere, bizi bu çabalarımızda yalnız bırakmayan tüm sektör paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
NÜD Başkanı Rint Akyüz, mısır çiftçilerine de şöyle seslendi: “Siz Türkiye için üretmeye devam ettikçe, biz de sizin el emeği, alın teriniz ürününüzü değerlendirmeye, bunu Türk ekonomisi için katma değere dönüştürmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir zaman şüpheniz olmasın. Unutmayalım ki, tarımını sanayisine entegre edemeyen hiçbir ülke kalkınamaz, büyüyemez.” Akyüz, sözlerini, “bereketli bir hasat” dileğiyle tamamladı.
“Mısır üretimi ile övünüyoruz” Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru ise hasadın, çiftçinin verdiği emeğin karşılığını alacağı, en mutlu olacağı gün olduğunu söyledi. Doğru, “Mısır üretimini 2 milyon tondan bugün 6.4 milyon tona getirdik. Bununla övünüyoruz. Mısır ovanın baş ürünü haline geldi. Bizler aynı gemideyiz. Hem sanayicimiz hem üreticimiz olarak bu geminin güvenli bir şekilde varacağı yerlere gitmesini istiyorsak üretici alın terinin karşılığını almalıdır. TMO’ya da burada önemli görev düşüyor. Çiftçinin alın terinin karşılığını bulması için piyasayı regüle ediyorlar ama maalesef hala piyasa çalışmıyor. Fiyatı açıklamalarını bekliyoruz” dedi.
“Dünyanın en kaliteli mısırını üretiyoruz” Adana Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan da, yakın tarihe kadar beyaz altın diye adlandırılan pamuğun yetiştirildiği Çukurova’nın artık sarı altın mısır üretiminde lider olduğunu söyledi. Özkan, şunları kaydetti: “Mısırda verimimizi, rekoltemizi yükselttik, artık kendi kendimize yetecek düzeye geldik. Nişasta, gıda sanayi ve hayvancılık da beraberinde başlamış gelişmiş, ülke ekonomisine ciddi katkı koymuştur. Benim şahsi düşüncem kayıt dışıyla birlikte 7 milyon ton civarında mısır üretimi var. Dünyanın en kalitelini mısırını bizler yetiştiriyoruz. Bunu nişasta, yem sanayicileri söylüyor. Nişastacıları biz diğerlerinden biraz daha fazla severiz. Bunun bir nedeni de, bir yıllık ihtiyaçlarını hasat döneminde alırlar, stok yaparlar, piyasayı canlandırırlar, ödemeyi de peşin yaparlar.”
“NÜD’ün mısır üretimini sahiplenmesi takdire şayan” Böyle anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yapan NÜD’e teşekkürlerini dile getirerek konuşmasına başlayan Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER) Başkanı Gülfem Eren de, “Dekar başına verimlilikte dünya ortalamasının üzerinde başarı gösterilen mısır üretiminin sahiplenilmesi, takdire değer bir çabadır” diye konuştu.
“Mısırda ilk ürünün yetiştiği bölge Çukurova” Bir zamanlar beyaz altın diyarı olarak anılan Çukurova’nın mısırda da ilk ürünün yetiştiği bölge olduğunun altını çizen Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç ise “Bu ürün ara vermeden ekiliyor. Bu topraklarda insanların güneşle, toprakla yoğurulmuş alın terinin emeğini almaları için gayretleri vardır. Bu kadar gayrete hiçbir zaman bu topraklar nankörlük yapmadı. Üreticiler ektiği ürünün değerini alıyor. Ürününün değerinde satılmasını beklemek onların hakkı” dedi.
“TMO’nun amacı sürdürülebilirlik” TMO Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Erdoğan da, bir regülasyon kurumu olarak TMO’nun amacının sürdürülebilirliğin sağlanması, bir ürünün düzenli bir şekilde üretilip, sanayi tarafından onun değerlendirilmesi olduğunu kaydetti.
TMO’nun geçen 5.5 milyon ton hububat alımı karşılığında 4.3 milyar TL ödeme yaptığını, bu yıl ise ürün alımının tamamlanmamasına rağmen 2.4 milyon ton ürün alınarak, 2,5 milyar TL ödeme yapıldığını bildiren Erdoğan, “Mısırda daha işin başındayız. TMO’nun hiçbir finansman, depolama sorunu yoktur ve alımla ilgili hiçbir sınırlaması olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Geçen yıla göre mısır hasadının 9-10 gün erkene geldiğine dikkat çeken Erdoğan, “Yaş ürün hasadı yapılmasın. Ürünlerimize o kadar emek sarf ediyoruz, masraflar yapıyoruz ancak bu ürünü yüksek rutubette hasat edersek sektörün bunu kullanma imkanı olmadığı gibi, TMO’da 14 rutubet ve üzerinde stokladığı zaman üründe aflatoksin oluşumu başta olmak üzere üründe bozulma olduğu için biz bunları halkımıza direkt veya dolaylı olarak tükettirirsek kanserojen oluyor. Bu ürünler kurutulsun sonra bize getirilsin diye bakıyoruz. Bu konuyu çok önemsiyoruz. Üreticimizi asla mağdur etmeyeceğiz. Söylediğim hassasiyetlere ülkemiz, ülke insanımızın sağlığı açısından uyulmasını istiyoruz” dedi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ramazan Akyürek ise Adana’da beyaz altından sarı altına geçiş sürecinde sıkıntılar yaşandığını, ancak bugün mısırın hem gıda hem yem sanayi ürünü olarak öne çıktığını bildirdi.
“Çukurova’nın kıymetini bilelim” Bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak çiftçilerin arasında olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek konuşmasına başlayan Adana Valisi Mahmut Demirtaş da, “En hayırlı kazancın çiftçilerimizin alın teriyle kazandığı olduğunu düşünüyorum. Çukurova’nın kıymetini bilelim, ne ekeceğimizi biçeceğimizi bilelim. Bir malı nasıl daha fazla miktarda üretirim, ikincisi daha düşük maliyete nasıl elde edebilirim bunu tahlil edersek, bu bereketli ovada ciddi üretim artışı sağlarız. Geçen yıl 1 milyon tonun üzerinde ürün elde etmişiz. Türkiye’deki üretimin yüzde 16’sını bu toprak bize sunmuş. Buradan sadece çiftçimiz, sanayicimiz kazanmıyor, nakliyeci, şoför, biçerdöverci de kazanıyor” diye konuştu. Mısır hasat şenliği yapılan konuşmaların ardından biçerdöver ile mısır hasadının başlatılması ile sona erdi.
dikGAZETE.com