Ä°stanbul
Dikkat eksikliği, hareketlilik ile aşırı dürtüsellikle kendini gösteren bilişsel ve davranışsal sorunların da eşlik ettiği bir sağlık problemi olarak tanımlanan DEHB'nin nedenleri tam olarak anlaşılamıyor.
Araştırmacılar DEHB'nin kaynağının genetik nedenler, beyin hasarı, gıda ve katkı maddeleri, psikososyal etkenler gibi riskler olduğunu ifade ediyor. Özellikle DEHB ilkokul döneminde yaygın olarak görülüyor. Çocuklarda görülme sıklığı yüzde 3-5 oranında, erkek çocuklarında görülme sıklığı ise kız çocuklarına göre daha yüksek.
Erken çocukluk yıllarında, çocukluk özelliği ile ayırt edilmesi güç olan DEHB, erken müdahale edilmediğinde akademik, sosyal ve psikolojik sorunlara yol açabiliyor. DEHB'li çocuklar akademik başarı düşüklüğü yanı sıra okula adaptasyon sorunları da yaşayabiliyor.
DEHB'nin çocuklarda kendini nasıl belli ettiğini AA muhabirine anlatan Uzman Klinik Psikolog Filiz Çoban, aşırı hareketlilik, el ve ayaklarda sürekli hareket, oturmayı sürdürememe, tırmanma, koşma, kesintisiz hareket, çok konuşma, dürtüsellik, sabredememe, sıra bekleyememe, soru bitirilmeden cevabını söyleme, dikkat eksikliği, ayrıntılara dikkat edememe, aldığı görev ve rollerde dikkatini yoğunlaştıramama ile zihinsel çaba gerektiren işlerden kaçma gibi davranışlarla görülebildiğini söyledi.
Çoban, bireyin sadece dikkat eksikliği bozukluğuna sahip olabildiği gibi sadece hiperaktivite bozukluğuna ya da hem dikkat eksikliği hem hiperaktivite bozukluğuna da sahip olabildiğini belirtti.
"Erkek çocuklarında daha sık görülüyor"
DEHB'li bireylerin, dış uyaranlara çok açık olduklarını ve çoğu zaman günlük işleri unuttuklarını belirten Çoban, şöyle devam etti:
"Eğitim hayatları boyunca DEHB'li bireylerin yaşayacakları bu problemleri çözebilmek için öncelikle ilkokulun ilk yıllarında DEHB'li öğrencilerin tespit edilmesi gerekir. Öğrencilerin tespit edilmesinin ardından DEHB tanısının öğrencileri ne derecede etkilediğini saptamak için eğitim ihtiyaçları belirlenmeli ve ona göre ilgili yetenekleri geliştirilmeli. İlkokul yıllarında erken tanı alınması, öğretim programlarının uygun temellere oturmasını sağlayacak, bireylerin beceri gelişimini olumlu yönde etkileyerek ileriki eğitim kademelerinde yaşanabilecek eğitimsel problemlerin önü kesilmiş olacaktır."
Müdahale edilmediğinde tüm hayatı etkiliyor
Her yaş döneminde gelişim özelliklerinin farklı olmasına bağlı olarak DEHB'nin farklı şekillerde görülebildiğine dikkati çeken Çoban, DEHB'li çocuğa sahip ebeveynlere şu tavsiyelerde bulundu:
"Erken önlem alınmalı. Çocuğunuzu iyi gözlemleyin bunun için okul öncesi dönemde bol bol oyunlar oynayın. Sabırlı ve anlayışlı olmak gerekir. DEHB'li çocuklar ev içerisinde fazla dürtüsel davranışlarda bulundukları için ebeveynler bazen cezalar hatta şiddet davranışında bulunurlar. Çocuğun karakteriyle ilgili bir sorunu olmadığını bunun biyolojik sebebiyle bunları yaşadığını bilmeniz gerekir. Çocuğunuz için bilgi edinin, test yaptırın. Hekim, öğretmen, ebeveyn, psikolog, özel eğitimci gibi kimlerden destek alınıyorsa beraber koordineli çalışmak gerekir. Uzman yardımı almaktan çekinmeyin."
"Çocuklarınızla bol bol oyun oynayın"
Çocukları gözlemlemenin en uygun yolunun oyun oynamak olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Çoban, DEHB'li çocuklarla oynanabilecek oyunları ise şöyle sıraladı:
"Odanın içerisine yaşına ve ilgisine göre seçebileceğiniz büyüklükteki oyuncağı saklayın ve sıcak-soğuk diyerek çocuğunuzun bulmasını sağlayın. Gösterilen resim içerisinde istenen eşyayı ya da hayvanları bilmesini isteyebilirsiniz. Gözleri kapalıyken eline koyduğunuz eşyaları tanımasını, bilmesini isteyin. Sıra beklemekte zorlanan çocuklar için evde baba, anne, kardeş varsa kardeşleri de dahil ederek sırayla top atma oyunu oynayabilirsiniz. Dışarıda sek sek, yakan top, yerden yüksek gibi oyunlar oynayabilirsiniz. Bu oyunları oynarken çocuğun yaşına, ilgisine dikkat süresine göre süresini uzatıp kısaltabilirsiniz."
DEHB tespit edilen çocuk ya da ergenlerde mutlaka tedaviye başlanması gerektiğini vurgulayan Çoban, "DEHB tedavi edilmezse, çocukta ileride akademik hayatını yarıda bırakma, arkadaş ilişkilerini sağlayamama, madde kullanımına ve sigara kullanımına yatkınlık, yetişkinlik döneminde depresyon gibi ciddi problemlere yol açabiliyor. Uzmanı kişiler tarafından uygun ve zamanında tedavisiyle DEHB'li bireylerde hızlı etki ve iyileşme görülüyor."
"Dikkat eksikliği yaşayan bireyler dikkatini korumada sıkıntı yaşar"
Uzman Psikolog Hayal Kesimel ise dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun nörogelişimsel bozukluklar kategorisinde yer aldığını söyledi.
Bunların çocuk ve ergenlerde sadece dikkat eksikliği yaşanan durum, sadece hiperaktivite bozukluğu yaşanan durum ve her ikisinin de komorbit (birlikte) görüldüğü şeklinde gözlemlenebildiğini aktaran Kesimel, "Dikkat eksikliği yaşayan bireyler detaylara dikkat etmez, sürekli hata yapar, dikkatini korumada sıkıntı yaşar, dinlemez görünür, verilen komutları izlemede güçlük çeker, organizasyon sorunu yaşar, yoğun düşünme gerektiren işlerden kaçınır ya da bu işleri yapmaktan hoşlanmaz, eşyalarını kaybeder, dikkati kolayca dağılır, günlük işlerini unutur." dedi.
Hiparaktif-dürtüsel bozukluk yaşayan bireyin durduğu yerde duramadığını, elleri ve ayaklarının kıpır kıpır olduğunu, uzun süre oturmada sıkıntı yaşadığını, çocukken koştuğunu ya da tırmandığını, yetişkinken yerinde duramadığını anlatan Kesimel, "Sessizce bir şeyle meşgul olmada sıkıntı yaşar, motor takılmış gibi veya düz duvara tırmanırcasına hareketlidir. Çok konuşur, karşıdaki kişi sorusunu bitirmeden cevabı yapıştırır, bekleme gerektiren ya da sırayla yapılan işlerde sıkıntı yaşar, başkalarının sözünü keser." diye konuştu.
Kesimel, dikkat eksikliği ve hiperaktif-dürtüsel bozukluğun her ikisini de yaşayan bireylerde yukarıda her iki grupta yer alan bulgulara bir arada rastlanabildiğini söyledi.
"DEHB'li çocuklar sosyal ilişkilerinde de zorlanmalar yaşayabiliyor"
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısının, çocuk ve ergen psikiyatristi tarafından konduğunu, tanı alan bireylerin, zorlandığı alanlara göre psikoterapi, psikoeğitim ve özel eğitim alanlarında destek aldığını ifade eden Kesimel, yaşanan zorluk seviyesine göre psikiyatr tarafından medikal destek de verilebildiğini aktardı.
Çocukların zor duygularını zor davranışlarla gösterebildiğini, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu tanısı almış olan çocukların sosyal ilişkilerinde de zorlanmalar yaşayabildiğini dile getiren Kesimel, şunları kaydetti:
"Terapi sürecinde ailenin çocuğun duygusal ihtiyaçlarını doğru gözlemlemesi, uzmanların eşliğinde uygulanan yöntemleri ve geri bildirimleri dikkate alması oldukça önem taşır. Erken tanı her durumda olduğu gibi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu için de yararlıdır. Erken tanı ve tanıya uygun terapi alan çocuklarda zorlandıkları alanlarda ciddi gelişmeler görülebilir. Günlük hayattaki işlevsellik artar, sosyal ilişkiler düzelebilir ve çatışma çözme becerilerini gelişebilir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com