Politika

"Cizre, Silopi ve Sur’da..."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Cizre, Silopi ve Sur’da bazı güvenlik çalışmalarımız sürdürülüyor. İnşallah bu güvenlik anlamı tam anlamıyla tesis edilecek" dedi.Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bulgaristan’a yapacağı ziyaret öncesi Esenboğa...

"Cizre, Silopi ve Sur’da..."
15-12-2015 13:18
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Cizre, Silopi ve Sur’da bazı güvenlik çalışmalarımız sürdürülüyor. İnşallah bu güvenlik anlamı tam anlamıyla tesis edilecek" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bulgaristan’a yapacağı ziyaret öncesi Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. Bulgaristan’la Türkiye’nin arasındaki kültürel bağların son derece kuvvetli olduğu belirten Davutoğlu, Türkiye ile Bulgaristan arasında birçok ortak gündem maddesinin olduğunu ifade etti. Bugün ele alınacak konular arasında sınır güvenliği ve yasadışı göç dışı bağlamında birlikte hangi adımların atılacağı konusunun da ele alınacağına dikkati çeken Davutoğlu, AB-Türkiye Zirvesi’nde alınan kararların uygulanması konusunda da Bulgaristan’ın açık ve net desteği olduğunu hatırlattı. Davutoğlu, Balkanlardaki kalıcı barış ve istikrarın sağlanması konusunda görüşmelerin olacağını dile getirdi.
Davutoğlu, konuşması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Dün akşam, ABD Başkan Yardımcısı Biden ile görüşmeniz oldu, o görüşmenin içeriğine dair bilgi verebilir misiniz?" sorusuna Davutoğlu, "Sayın Biden ile bir haftada iki görüşmemiz. Sayın Biden eskiden beri, Irak’taki gelişmeleri takip eden bir isim. Geçtiğimiz hafta ve dün yaptığımız görüşmeler, Irak’taki son durumu ele aldık, temelde Irak bağlamında yapılan bir görüşmeydi. Türkiye’nin Irak politikası son derece açık ve ilkelidir. Biz, Irak’ın toprak bütünlüğünü herkesten daha fazla savunuyoruz. Kimse Türkiye’nin iyi niyetinden şüphe edemez. Aynı şekilde, Türkiye’nin terörle mücadelesi de tartışma götürmek ilkesel bir tutumdur. Sadece DEAŞ’a karşı şimdi yürüttüğümüz mücadelede değil, daha önce El-Kaide’ye, PKK’ya karşı yürütülen mücadelede biz hiçbir zaman terörün kime ve hangi etnisiteye bakmaksızın bu mücadeleyi yürüttük. Dolayısıyla, Başika’da bulunan askeri mevcudiyetimiz Irak’ın toprak bütünlüğüne bir tehdit teşkil etmediği gibi terörle mücadele konusunda da en güçlü varlıklardan birini temsil eder. Bunu biz Iraklı dostlarımızla, Sayın Abadi’ye yazdığım mektupla, gönderdiğimiz iki temsilcimiz üzerinden kendisine anlattık ama maalesef hala bu konuda şüphe isar edenler, özellikle 3. aktörler doğrudan Irak’la Türkiye arasındaki ilişkileri bozma yönünde yorumlar, katkılar ve tahrikler yapan bazı dış unsurlar da devrede" karşılığını verdi.

"IRAK’LA YÜRÜTTÜĞÜMÜZ GÖRÜŞMELERDE KANALLAR AÇIK OLACAK"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz, Türkiye olarak ilişkilerin bozulmaması, iyi yönde seyretmesi için hem söyleme hem de uygulamada son derece saygılı bir yöntem kullanıyoruz. Bu bağlamda, Irak’la yürüttüğümüz görüşmelerde kanallar açık olacak. Sayın Abadi ile gerekirse ilk fırsatta da buluşmayı ümit ediyorum. Askerlerimizin yeniden tanzimi, bu kavramı geçen hafta yaptığımız Başbakanlık açıklamasında altını çizerek vurgulamıştık, eğer alanda dinamik bir durum varsa ve her an alandaki tehdit tanımlaması değişiyorsa orada alınacak tedbirlerin de dinamik olması lazım. Eğiticilerimize dönük, Başika’daki Musul’lu unsurları, peşmergeleri ve Türkmenleri eğiten, eğitim yaptıran askerlerimize dönük olarak yoğun istihbari dayalı tehdit ve riskler dolayısıyla geçtiğimiz hafta bir güç kaydırması gerçekleştirdik. Bu güç kaydırması sebebiyle de oradaki durumu kontrol altına almak mümkün oldu. Dün söz konusu olan, yine askeri gereklilikler içinde bir yeniden tanzim faaliyetidir. Türkiye, terör karşı verdiği mücadelede kararlı bir şekilde devam edecek ama askeri gereklilikler söz konusu olduğunda da gerekli düzenlemeleri yapacak."

"ŞU AN İTİBARIYLA, TÜRKİYE’NİN POZİSYONU AÇIK VE NET, TARAFLARA İZAH EDİLMİŞ DURUMDADIR"
"Dün bunu Biden’a bunları kendileriyle paylaştık" diyen Davutoğlu, "Türkiye’nin bu konudaki kararlı tutumu, Irak toprak bütünlüğü konusunda bu gelişmeleri tahrik eden bazı aktörlerin aksine en samimi şekilde Türkiye’nin olduğunu da bir kez daha vurguladık. Keşke bir gün Bağdat yönetimi, Musul’da hatta Türkiye-Irak sınırında tam olarak hakimiyetini kurar ve buradaki PKK ve DEAŞ unsurlarını temizler, o zamanda Türkiye’nin herhangi bir askerini risk alarak Irak’a veya başka bir ülkeye göndermesine ihtiyaç kalmaz ama o gün gelene kadar kendi ulusal güvenliği bağlamında da tedbirler almak zorunda kalırsa bu tedbirleri alır. Bundan da kimsenin gocunmaması, kimsenin bundan olumsuz bir anlam çıkarmaması lazım. Bu, çerçevede, ABD ile yakın bir koordinasyonumuz var, Irak yönetimiyle, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile yakın bir koordinasyonumuz var, bu koordinasyonlar çerçevesinde toplantılar da olabilir, benzer çalışmalar da yapılabilir. Şu an itibarıyla Türkiye’nin pozisyonu açık ve net, taraflara izah edilmiş durumdadır" ifadelerine yer verildi.

34 İSLAM ÜLKESİNİN TERÖRE KARŞI KOALİSYON OLUŞTURMASI
Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’da 34 İslam ülkesinin teröre karşı koalisyon oluşturmasının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Suudi Arabistan’la bizim ilişkilerimiz yakın bir işbirliği seyri içinde, Suudi Arabistan’da böyle bir toplantı için, geniş kapsamlı toplantı için böyle bir davet geldiğinde buna olumlu baktığımızı ifade ettik. Teröre karşı İslam ülkelerinin bir ses vermeleri, terörle İslam’ özleştirme çabası olanlara en güzel cevaptır. Bu bağlamda, kimler tarafından olursa olsun, terörle mücadele bağlamında bir toplantı tertip edilirse, Türkiye elinden gelen katkıyı vermeye hazırdır. İslam ülkeleri arasında yürütülen çabanın da doğru yönde atılmış bir adım olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.
Başka bir gazetecinin, "Cizre ve Silopi’de sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi, sonrasında bazı görüntüler yansıdı. Yeni bir operasyon hazırlığı mı var? Diğer yandan da, öğretmenlere yönelik gönderilen mesajlar, öğretmenlerin bölgeyi terk etmesi, öğrencilerin durumu ne olacak?" sorusuna Davutoğlu, "Terörle mücadele, Türkiye’de özelikle ateş çemberi içinde olan Türkiye’de, çok yönlü olarak yürütülmek zorunda. 23 Temmuz’da Suruç, arkasından Ceylanpınar saldırısından sonra PKK’ya, DEAŞ ve DHKP-C’ye yönelik başlatılan Huzur ve Demokrasi operasyonumuz bazılarının iddia ettiğinin aksine, 1 Kasım seçimleriyle alakalı olmayıp, kararlı bir şekilde bütün Türkiye’de terör tümüyle yok edilene kadar, tümüyle yok etmek mümkün değil dünyada ama, bu anlamda etkisini minimize edene kadar da devam edecek. Bu bağlamda, önce Kuzey Irak’taki kamplara yönelik kapsamlı hava harekatları yapıldı, iyi neticeler alındı. Daha sonra, şehre mücavir bölgedeki bu mezarlık görüntüsü altında yapılan binalarda haraç toplama, bölge halkına zulüm etme şeklinde yürütülen faaliyetlere son vermek amacıyla mücavir bölgedeki bu tür yapılanmalar tek tek tasviye edildi. Yine, kırsal alanlarda, Beytüşşebap’ta, Ağrı Dağı, Tendürek’te terörün burada barınacağını düşündüğü her yerde, kırsal alanda, kapsamlı operasyonlar yapıldı birer birer o dağlar teröristlerden temizlendi. Dağlıca saldırısı olduğunda, 16 yiğit askerimiz şehit edildiğinde ben bölgeye gitmiştim ve bu dağlar tek tek temizlenecek demiştim. Bugün itibarıyla söylüyorum, Dağlıca ve civarında, Irak-Türkiye sınırında ulaşılamaz zannedilen o yalçın dağların hepsinde kontrol sağlandı. Tek tek mağaralar o ve bölge temizlendi. Bunun üzerine, terör örgütü ilçelerimizde, bazı ilçelerimizde özellikle yoğunlaşarak, halk ile devleti karşı karşıya getirmek için bir çaba içine girdi. Barikatlar kurmak, hendek kazmak, mayınlar döşemek, eğitim için kurulan okulları terör karargahı haline dönüştürüp oralarda çatışmalar çıkarmak, tarihi camilerimizi tahrip etmek şeklinde Sur’da, Lice’de, Silvan’da, oralarda birtakım faaliyetlere girdiler. Özellikle de Cizre, Silopi, Nüsaybin, Dargeçit,Y üksekova’da bazı yaygın halkı devletle karşı karşıya getirecek faaliyetlere yöneldiler. Bu konuda da biz kararlı bir tutum takındık. Birçok ilçemizde son derece başarılı operasyonlarla ilçelerimiz bu terör unsurlarından temizlendi" cevabını verdi.

"HALKIMIZA ÖZELLİKLE SESLENİYORUM, BU TERÖR ÖRGÜTÜNE KARŞI SESLERİNİZİ YÜKSELTİN"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi, özellikle Cizre, Silopi ve Sur’da bazı güvenlik çalışmalarımız sürdürülüyor. Dün Cizre ve Silopi’de, sokağa çıkma yasağı bu çerçevede ilan edildi. Sokağa çıkma yasağının ilan edilme sebebi de teröristlerin herhangi bir şeklide sivil halkı katletmesine, saldırmalarına sebebiyet verecek şekilde bir ortamın doğmasına engel olmak. İnşallah Cizre ve Silopi’de de bu güvenlik anlamı tam anlamıyla tesis edilecek. Siyaset yapmak isteyene siyaset kapısı açık, görüş beyan etmek isteyene görüş kapısı açık, en aykırı fikri savunmak isteyene hodri meydan savunsunlar, nerede ne söylemek istiyorlarsa söylesinler ama belli ilçelerimizi sanki Irak ve Suriye’de olduğu gibi manzaralar yaşatabileceklerini düşünenler, o ateşi Türkiye’ye yaymak isteyenler bilsinler ki bütün güvenlik birimlerimize hükümetimizce verilen talimat açıktır. Bu ateş çemberi içinde Cizre’yi de Silopi’yi de bütün ilçelerimizde, vatan toprağının her bir karışının tam bir huzur ve özgürlük alanı haline getireceğiz. O bakımdan Cizre ve Silopi başta olmak üzere yürütülen operasyonlar, birkaç ilçemizde yoğunlaşan operasyonlar, kesinlikle sadece ve sadece terör örgütünün faaliyetine dönüktür. Orada yaşayan halkımıza özellikle sesleniyorum, bu terör örgütüne karşı seslerinizi yükseltin ve günlük hayata bir an önce geçilebilmesi için de güvenlik birimlerimizle işbirliği halinde birlikte kendi şehrinizi, kendi şehrinizin sokaklarını koruyun."

"BİR ÖĞRETMEN OLARAK DA SÖYLÜYORUM"
"Okullara gelince, tam bu soruyu HDP’lilere sormak lazım" diyen Davutoğlu, "O okullar, oradaki Cizreli, Silopili masum ve gözleri ışıl ışıl parlayan çocukları yetiştirmek için. O okullar çocukların dağa çıkıp, genç yaşta heba olmaları için değil. TBMM’ye sizler gibi gelip siyaset yapabilmelerini sağlamak içindir, sizler gibi siyaset değil, gelip siyaset yapmalarını, ama ümit ederim o okullarda yetişen çocuklar hiçbir böyle terör siyaseti yapmayacaklar. Bir öğretmen olarak da söylüyorum, bu çocuklarımızın her birinin en iyi şartlarda eğitimine devam etmesi için her türlü tedbir alınacak. Kısa dönemde sokağa çıkma yasağı üzerinde, ilçelerimizde, şehirlerimizde sukünet sağlanınca daha yoğunlaştırılmış bir eğitimle bu güzel çocuklarımızın her birinin geleceğine sahip çıkacağız ama ne teröre taviz vereceğiz ne de Türkiye’yi karanlık bir geleceğe sürüklemek isteyenler dış birtakım güçlere izin vereceğiz" ifadelerini kullandı.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER