Pekin
Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) hafta sonunda Pekin'de Kovid-19'un kökeninin araştırmasıyla ilgili veri ve bilgi paylaşımına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Kovid-19'un kökenine ilişkin uluslararası bilim dünyasıyla yeterli bilgi paylaşılmadığına dair eleştirilere yanıt veren kurum yetkilileri ve bilim insanları, geçen hafta uluslararası bilim dergisi "Nature"da paylaşılan DNA verilerinin virüsün insan kökenine işaret ettiğini öne sürdü.
Salgının ilk ortaya çıktığı Vuhan'daki deniz ürünleri gıda pazarında hayvanlardan ve çevreden toplanan 1300'den fazla numunenin DNA analizlerinin paylaşıldığı çalışmada, incelenen 457 hayvan numunesinin hiçbirinde virüse rastlanmadığının altını çizen araştırmacılar, bunun hayvanlardan bulaşma olasılığını geçersiz kıldığını savundu.
Araştırmacılar, çevreden toplanan 923 numunenin pozitif bulgu içeren 73'ünde rakun köpekleri ve diğer vahşi hayvanların DNA'sına rastlandığını, bunun hayvandan bulaşma kanısını ortaya çıkardığı görüşünü dile getirdi.
Peking Üniversitesi Yaşam Bilimleri ve Teknoloji Üniversitesi Dekanı Tong Yigang, çevre numunelerinin genetik diziliminin ilk vakalardan alınan numunelerle birebir örtüştüğüne dikkati çekerek, "Bu bulgular, pazardaki vakalarda virüsün satılan hayvanlardan değil başka insanlardan bulaştığına işaret ediyor." ifadesini kullandı.
Kovid-19'un kökenini kesin olarak işaret eden sağlam bilimsel kanıtın olmadığını savunan Tong, virüsün hayvandan bulaşma ihtimali yanında laboratuvardan çıkma ihtimaline dair de herhangi bir verinin bulunmadığını, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzman heyetinin 2021'de Vuhan'da yürüttüğü incelemelerde bu ihtimalin "son derece zayıf olduğu" sonucuna varıldığını hatırlattı.
CDC araştırmacıları, salgının ortaya çıkmasını izleyen Ocak-Mart 2020 tarihlerinde toplanan numunelerin genetik dizilimine ilişkin verileri geçen ay DSÖ'nün GSIAD veri tabanında paylaşmıştı.
Bir grup uluslararası araştırmacı, bu verilerden hareketle Kovid-19'un pazarda satılan rakun köpeklerinden insanlara bulaşmış olabileceği hipotezini ortaya atmıştı.
Ancak Çin'in bunun hemen ardından paylaştığı genetik bilgileri veri tabanından silmesi, şeffaflığa dair yeni tartışmalara yol açmıştı.
DSÖ Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus, Çin'i Kovid-19'un kökenine ışık tutabilecek verileri geç paylaştığı ve bu konuda gayrı şeffaf bir tutum izlediği gerekçesiyle eleştirmişti.
Kovid-19 ilk kez Vuhan'daki gıda pazarında görülmüştü
Dünya, Kovid-19 salgınından ilk kez, Çin'in 31 Aralık 2019'da Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde "kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının" ortaya çıktığını Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bildirmesiyle haberdar olmuştu.
Hastalık, ilk kez Vuhan'da deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülmüş, sebebi anlaşılamayan "solunum rahatsızlığı" şikayetiyle ilk hasta, 17 Kasım 2019'da hastaneye başvurmuştu.
Akciğer iltihaplanmasına yol açan hastalığa yarasalarda bulunan bir beta koronavirüsün mutasyona uğramış hali olduğu tahmin edilen, daha önce bilinmeyen türdeki bir koronavirüsün sebep olduğu anlaşılmıştı.
DSÖ heyeti Vuhan'da araştırma yürütmüştü
DSÖ, 2021 yılı başında, Kovid-19'un kökenlerini araştırmak üzere, ilk vakaların ortaya çıktığı Çin'in Vuhan kentine uluslararası bilim insanlarından oluşan bir heyet göndermişti.
Heyet, şehirde ilk vakaların görüldüğü Vuhan Deniz Ürünleri Gıda Pazarının yanı sıra virüsün kaza sonucu dışarı çıktığı iddia edilen Vuhan Viroloji Enstitüsünde de incelemeler yapmıştı.
2002-2003 yıllarında Çin'i ve Asya ülkelerini etkileyen Akut Solunum Yolu Sendromu (SARS) salgınının ardından, yarasa koronavirüslerinin genetik bilgilerinin olduğu bir arşiv oluşturmak amacıyla kurulan enstitü, Kovid-19'un buradaki laboratuvarda yapay olarak üretildiği ve yanlışlıkla dışarı çıktığı iddialarına konu olmuştu.
Çinli yetkililer, söz konusu iddiaları reddetmiş, Kovid-19'un başka bir ülkede ortaya çıktığı ve ithal dondurulmuş deniz ürünleriyle ülkeye geldiğine dair kanıtlanmayan karşı iddialar ortaya atmıştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com