Adana’da kendisine şiddet uygulayıp, fuhuşa zorladığı iddiasıyla kocası Hasan Karabulut’u (33) öldürmekten 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Çilem Karabulut, 50 bin TL’lik kefaletle 'adli kontrol şartı' ile tutuklu bulunduğu Tarsus Kapalı Kadın Cezaevi'nden tahliye edildi.
Adana'daki baba evine gelerek ailesi ve sevenlerine kavuşan Çilem Karabulut, "Tahliye olduktan bu saate kadar hiç uyumadık, anne, babam, akrabalar ve çocukla birlikte. Arkadaşlarımız, avukatlarımız bizi ziyaret etti, bizi hiç yalnız bırakmadılar. Çok mutluyum, hala bir sevinç içindeyiz. Hala özgürlüğü duyumsayamadık çünkü tahliye bizim için sürprizdi. İlk gece konuştuk, oturduk, kucaklaştık. Birbirimize bakıp sadece gülümseyebildik. Konuşma fırsatı bile olmadı, sadece gözlerimiz gülümsüyordu, dudaklarımız hiç konuşmadı. Kızımla uyuyabildim sadece bir saat" diye konuştu.
Karabulut, tahliyenin sürpriz olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Bundan sonrasına ilişkin tam bir şey kuramadık. Ne yapacağımız konusunda henüz program yapmadık ama bir kadına şiddet ve mücadele söz konusuydu. Bu şiddetin esas mağduru bendim ve benim gibi şiddet gören kadınlar var. Onlar için biz de mücadele edeceğiz bundan sonra."
Soyismini değiştireceğini belirten Karabulut, "Dava sürecinde soyadımı değiştirme talebim olmuştu ama dava sonuçlanınca adım atılacaktı. Onun için acele etmedim. Bundan sonra müsait olduğumda soyisim değişikliğiyle ilgili müracaat edeceğim" şeklinde konuştu
ŞİDDET MAĞDURU KADINLARA DESTEK
Hayatında bundan sonra şiddete maruz kalan kadınlarla birlik olacağının altını çizen Karabulut şunları söyledi:
"Ben şiddetten korunmak için gitmediğim yer kalmadı. Şiddet görüp de karakollara, adli mercilere başvurdum. Çaresiz kaldım. Çok zorlu şartlar altındaydım. Sonrasında tutukluluk sürecim devam etti. Kadının hiçbir yerde korunup kollanmadığı görülüyor. Bu mücadele ile aşılacak bir konu. Birlik beraberlik olduğu müddetçe bu şekilde tahliyeler olur, kadının mücadelesi zaferle sonuçlanır."
TİŞÖRTÜN HİKAYESİNİ ANLATTI
Adliyeye sevk edilirken üzerinde İngilizce, "Sevgili geçmiş bütün dersler için teşekkürler. Sevgili gelecek ben hazırım" yazılı giydiği tişörtün tamamen bir tesadüf olduğunu ifade eden Karabulut, "Tişört gerçekten tesadüf. Olay kıyafetimi teslim etmek zorundaydım. Terledim, yorulmuştum. Üzerimde bir kapri ve tişört vardı. Uygun değildim, savcının, hakimin karşısına çıkacak şekilde. Olay kıyafetlerini teslim etmek zorunda olduğum için aileme anneme haber gönderdim, kıyafet istedim. Annem, polislerin yardımıyla bir mağazadan 5 liralık bir tişört alıyor. Annemin okur yazarlığı yok zaten. Tişörtü ve bir eşofman altı getirdi, bunları giydim. Adli Tıp Kurumu'nun önünde basını gördüm, herkes gülümsüyordu. Yanımdaki polisler üzerimde ne yazdığını bilip bilmediğimi sordu. Ben o an hayatta kalmanın sevincini mi yoksa çocuğumun babasının ölmesine üzüleyim bilemiyordum. Tişörtte ne yazdığını bilmiyordum. Ben İngilizce bilmiyorum. Sadece 'I am' yazıyor, liseden kalma bilgimle bunun ben anlamına geldiğini biliyorum. Tişörte bakıp gülümsüyorlar, ben de onlara gülümsedim. Tişörtün üzerinde ne yazdığını hala bilmiyordum. Cezaevine girdiğimde arkadaşlar tişörtü sordular, güldüler. Ne var diye sordum tişörtte. İngilizce çevirisini bana söylediler. O an çok kötü oldum, çünkü tasarlayarak giymişim, öldürmüşüm gibi değerlendirilebilirdi. Çok korktum. Sonraki sabah babam cezaevine görüşe geldi, ben de emanete teslim edip tişörtü babamla gönderdim" dedi.
SOL KOLUNDAKİ DÖVME
Sol kolundaki kelebek konulu dövmenin kocasıyla aynı dövme olduğunu bir anlam ifade etmediğini söyleyen Karabulut, "O dövme eşimde vardı. Evlilik sürecinde ben de aynı dövmeyi yaptırmıştım. Bir anlamı yoktu. Hoşumuza gitmişti, yaptırmıştık" diye konuştu.
Avukat İsa Ayanoğlu ise bunun bir beraat değil tahliye kararı olduğunu, Yargıtay'dan gelecek olumlu haberi beklediklerini söyledi.
FATİH KEÇE
ADANA