Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Altay, “Sayın Kahraman da herkes bilsin ki Cumhuriyet her yerde var. Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik özelliğinin değişmesi mümkün değil” dedi.
Altay, TBMM’de gazetecilerin sorularını cevapladı. Yüksek yargıdaki yeni düzenleme ile ilgili bir soru üzerine Altay, “Bu yasanın amacı kendilerinin büyüttükleri, besledikleri devletin ve yargının her kademesine yerleştirdikleri yıllarca işbirliği yaptıkları, onların tabiriyle Fethullah Terör Örgütü hukukçularını Yargıtay ve Danıştay’dan temizlemek. Hukukla yargıyla bu kadar oynarsanız ülkede kaos ortamı yaratırsınız. Elbette yüksek yargı vakti zamanında işgal edildiğinde uyarılarımız dikkate alınsaydı bugün saçma bir kanunla gelmezlerdi. Yargıtay ve Danıştay’ın yapısını küçülten bir hamle adaleti geciktirmekten başka bir şeye yaramaz. Onlar kendi yarattıkları canavarla mücadele ediyorlar ama Türk hukuk sistemi zarar görüyor” ifadelerini kullandı.
Meclis Başkanı Kahraman’ın davetiyesinde ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözünün yer almamasına ilişkin olarak Altay, “Bu davetiyenin şu kısmın altında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazar. Yıllardır yazar. Sayın İsmail Kahraman’ın laiklikle ilgili çok önemli bir sorunu olduğunu biliyoruz. ‘Anayasa’da laiklik olmamalıdır’ demek suretiyle laiklikle sorunu olduğunu gösterdi. Kravatlı Derviş Mehmet tavrıdır bu. Bu kafanın TBMM’de Başkan olabilmesi tam tabiriyle marangozluk hatasıdır. Sayın Kahraman da herkes bilsin ki Cumhuriyet her yerde var. Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik özelliğinin değişmesi mümkün değil. Bu niteliğinin değişmesi kanla kurulan rejimler kanla değişir. Biz iktidardayız, Cumhuriyetin laik niteliğini değiştiririz anlayışı onların haddini aşar. Bu millet ve AKP’ye oy veren 23 milyon seçmenin büyük çoğunluğunun Cumhuriyetin laik niteliğini içselleştirdiğini biliyoruz. Aksi takdirde Türkiye çok kötü bir kaos ortamına sürüklenir. Türkiye’nin hiç yaşamaması gereken, bedeli çok ağır olur” değerlendirmesini yaptı.
İftar mekanını nasıl bulduğuna ilişkin olarak Altay, “Devlet imkanlarıyla iftar vermek ne kadar doğru tartışılır. İsmail Kahraman maaşıyla veriyorsa bir tereddüt yok. Ama TBMM bütçesinden iftar vermesini çok etik bulmak mümkün değil. Laiklikle sorunu olan kişinin Müslümanlığından da şüphe ederim. Ben bu iftara katılmak istemiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasına yönelik tartışmalarla ilgili de Altay şunları dedi:
"Sayın Cumhurbaşkanı’nın okul arkadaşını arıyorum. Geldiği günden beri olduğu gibi kendisinin ettiği yeminden sonraki tutumu Sayın Cumhurbaşkanı’nın meşru olmayan tutumudur. Şaibelidir. Belli ki de diploması da gayrı meşru şaibelidir. Orta yerde sahte evrak varsa birileri karar versin. Okulun adı sonradan değiştiyse siz değişen isimle diploma alamazsınız. Marmara Üniversitesi yokken üniversite böyle bir diploma veremez. Ortada bir hile var, evrak sahteciliği var gibi duruyor."
Almanya ile yapılan İncirlik mutabakatına ilişkin olarak Altay, “İncirlik’te inşaat başladı. ’Ey Almanya’ diye bağırmakla olmuyor. Türkiye nasıl olsa dış politikada itibarsız ve ilkesiz olduğu için böyle şeyleri yaparlar ve Türkiye dümen suyumuza uyar anlayışı var. Almanya hükümetine hükümet demeliydi ki ‘Ey Almanya sen de İsveç hükümetinin yaptığı gibi yok hükmünde say ben de samimiyetine inanayım’ diyebilirdi. Yani çürümüş bir devlet ve yok hükmünde bir hükümet var” şeklinde konuştu.
Dış politikada Suriye politikası konusunda Altay, “Umarım AKP bütün dış politika yanlışlarını Sayın Davutoğlu’na yıkmaz. Türkiye’nin egemenliğini tehdit edecek boyutta gelişmelerden hepimizin kaygılı olmalıyız. Hükümet burada da duyarsız. Türkiye eskiden AKP’den önce abi ülkeyken, bugün terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan, onun kimi yerlerine terör ve terörist ihraç eden bir ülke algısında. Donald Trump ülkeye faşizm getirir mi diye makale yazanlar Trump’ı Putin ve Erdoğan’a benzetiyor” diye konuştu.
Bir polisin 3 kişinin cinayet zanlısı Atalay Filiz ile selfie çekilmesini değerlendiren Altay, “Emniyet Teşkilatının hangi noktaya geldiği konusunda çok ucuz bir göstergesi. Devlette liyakat her şeye rağmen korunmuştur AKP’den önce. Ama devletin çürüdüğünün bu soru çok açık belgesi. Böyle bir seri katille bir polisin selfie çektirmesi devletin ne kadar çürümüş olduğunun açık göstergesidir” ifadelerini kullandı.
(İHA)
Altay, TBMM’de gazetecilerin sorularını cevapladı. Yüksek yargıdaki yeni düzenleme ile ilgili bir soru üzerine Altay, “Bu yasanın amacı kendilerinin büyüttükleri, besledikleri devletin ve yargının her kademesine yerleştirdikleri yıllarca işbirliği yaptıkları, onların tabiriyle Fethullah Terör Örgütü hukukçularını Yargıtay ve Danıştay’dan temizlemek. Hukukla yargıyla bu kadar oynarsanız ülkede kaos ortamı yaratırsınız. Elbette yüksek yargı vakti zamanında işgal edildiğinde uyarılarımız dikkate alınsaydı bugün saçma bir kanunla gelmezlerdi. Yargıtay ve Danıştay’ın yapısını küçülten bir hamle adaleti geciktirmekten başka bir şeye yaramaz. Onlar kendi yarattıkları canavarla mücadele ediyorlar ama Türk hukuk sistemi zarar görüyor” ifadelerini kullandı.
Meclis Başkanı Kahraman’ın davetiyesinde ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözünün yer almamasına ilişkin olarak Altay, “Bu davetiyenin şu kısmın altında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazar. Yıllardır yazar. Sayın İsmail Kahraman’ın laiklikle ilgili çok önemli bir sorunu olduğunu biliyoruz. ‘Anayasa’da laiklik olmamalıdır’ demek suretiyle laiklikle sorunu olduğunu gösterdi. Kravatlı Derviş Mehmet tavrıdır bu. Bu kafanın TBMM’de Başkan olabilmesi tam tabiriyle marangozluk hatasıdır. Sayın Kahraman da herkes bilsin ki Cumhuriyet her yerde var. Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik özelliğinin değişmesi mümkün değil. Bu niteliğinin değişmesi kanla kurulan rejimler kanla değişir. Biz iktidardayız, Cumhuriyetin laik niteliğini değiştiririz anlayışı onların haddini aşar. Bu millet ve AKP’ye oy veren 23 milyon seçmenin büyük çoğunluğunun Cumhuriyetin laik niteliğini içselleştirdiğini biliyoruz. Aksi takdirde Türkiye çok kötü bir kaos ortamına sürüklenir. Türkiye’nin hiç yaşamaması gereken, bedeli çok ağır olur” değerlendirmesini yaptı.
İftar mekanını nasıl bulduğuna ilişkin olarak Altay, “Devlet imkanlarıyla iftar vermek ne kadar doğru tartışılır. İsmail Kahraman maaşıyla veriyorsa bir tereddüt yok. Ama TBMM bütçesinden iftar vermesini çok etik bulmak mümkün değil. Laiklikle sorunu olan kişinin Müslümanlığından da şüphe ederim. Ben bu iftara katılmak istemiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasına yönelik tartışmalarla ilgili de Altay şunları dedi:
"Sayın Cumhurbaşkanı’nın okul arkadaşını arıyorum. Geldiği günden beri olduğu gibi kendisinin ettiği yeminden sonraki tutumu Sayın Cumhurbaşkanı’nın meşru olmayan tutumudur. Şaibelidir. Belli ki de diploması da gayrı meşru şaibelidir. Orta yerde sahte evrak varsa birileri karar versin. Okulun adı sonradan değiştiyse siz değişen isimle diploma alamazsınız. Marmara Üniversitesi yokken üniversite böyle bir diploma veremez. Ortada bir hile var, evrak sahteciliği var gibi duruyor."
Almanya ile yapılan İncirlik mutabakatına ilişkin olarak Altay, “İncirlik’te inşaat başladı. ’Ey Almanya’ diye bağırmakla olmuyor. Türkiye nasıl olsa dış politikada itibarsız ve ilkesiz olduğu için böyle şeyleri yaparlar ve Türkiye dümen suyumuza uyar anlayışı var. Almanya hükümetine hükümet demeliydi ki ‘Ey Almanya sen de İsveç hükümetinin yaptığı gibi yok hükmünde say ben de samimiyetine inanayım’ diyebilirdi. Yani çürümüş bir devlet ve yok hükmünde bir hükümet var” şeklinde konuştu.
Dış politikada Suriye politikası konusunda Altay, “Umarım AKP bütün dış politika yanlışlarını Sayın Davutoğlu’na yıkmaz. Türkiye’nin egemenliğini tehdit edecek boyutta gelişmelerden hepimizin kaygılı olmalıyız. Hükümet burada da duyarsız. Türkiye eskiden AKP’den önce abi ülkeyken, bugün terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan, onun kimi yerlerine terör ve terörist ihraç eden bir ülke algısında. Donald Trump ülkeye faşizm getirir mi diye makale yazanlar Trump’ı Putin ve Erdoğan’a benzetiyor” diye konuştu.
Bir polisin 3 kişinin cinayet zanlısı Atalay Filiz ile selfie çekilmesini değerlendiren Altay, “Emniyet Teşkilatının hangi noktaya geldiği konusunda çok ucuz bir göstergesi. Devlette liyakat her şeye rağmen korunmuştur AKP’den önce. Ama devletin çürüdüğünün bu soru çok açık belgesi. Böyle bir seri katille bir polisin selfie çektirmesi devletin ne kadar çürümüş olduğunun açık göstergesidir” ifadelerini kullandı.
(İHA)