CHP Sözcüsü Haluk Koç, Cizre ve Silopi’de yaşananlara ilişkin, "Bugün karşı karşıya olduğumuz mesele sadece hendek kazma meselesi değildir. Devlet terörle hukuk dışına çıkarak mücadele edemez" dedi.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...
CHP Sözcüsü Haluk Koç, Cizre ve Silopi’de yaşananlara ilişkin, "Bugün karşı karşıya olduğumuz mesele sadece hendek kazma meselesi değildir. Devlet terörle hukuk dışına çıkarak mücadele edemez" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) toplantısı sona erdi. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, bir basın toplantısı düzenledi. Koç, “MYK’da 16-17 Ocak’ta gerçekleştirilecek 35. CHP Olağan Kurultayı ile ilgili gelişmeler değerlendirildi. Bu konudaki hazırlıklar gözden geçirildi. İlçelerimizde olağan kongre süreçleri tamamlandı. İllerimizin bir kısmı da yapılmıştı. 26-27 Aralık’ta bütün illerimiz tamamlanmış oluyor. Böylece kurultay sürecine de yenilenmiş bir kurultay delegasyonuyla gitme gerçeği karşımıza çıkmış bulunuyor” dedi.
Aziz Sancar’ın Kimya dalında Nobel Ödülü’ne layık görülmesiyle ilgili Koç, Sancar’ı bu başarısından dolayı kutladığını ifade etti.
“BURADA EN BÜYÜK SORUMLULUK DEVLETİ YÖNETENLERE DÜŞÜYOR”
Şehit haberlerinin her gün gelmeye devam ettiğini ifade eden Koç, şunları söyledi:
“2002’de sıfır noktasında olan terör bugün maalesef canımızı yakmaya devam ediyor. 13 yıldır uygulanan kısa vadeli öngörüsüz politikalar nedeniyle halkımız ağır bedeller ödüyor. Bugün bölgede yaşananlar Türkiye’nin bütünlüğü bakımından kaygı verici bir hal almıştır. Türkiye bu süreci akılla aşmak zorunda. Burada en büyük sorumluluk devleti yönetenlere düşüyor. Kibirle, kaprisle, kişisel hesaplarla, öngörüsüz politikalarla devletin yönetilemeyeceği bir kez daha karşımıza çıkmış bulunuyor. AK Parti’nin bu şekilde şapkasını önüne alıp ciddi bir değerlendirme yapması gerekiyor. TBMM bu soruna el atmak, Meclis’te temsil edilen tüm partilerde çok içten ve samimi olarak bulundukları siyasi kamplardan ve koşullanmalardan sıyrılarak bu sorunu çözmek için harekete geçmek durumundalar. Bu bir ulusal konudur, hepimizi ilgilendiren bir konudur ve hepimizin ortak sorumluluk alması gereken bir konudur. Bugün karşı karşıya olduğumuz mesele sadece hendek kazma meselesi değildir. Bugün karşı karşıya kaldığımız mesele sadece sokaklara tanklar sokarak, bir savaş manzarası ortaya koyarak çözülecek mesele değildir. Devlet terörle hukuk dışına çıkarak mücadele edemez. Hukuku aşarak gayrı nizamı yollarla yapılan her uygulama terörle mücadele değil, teröre destek çıkan uygulamalardır. Devlet kendi vatandaşına düşman unsur, kendi şehirlerine düşman şehir statüsüyle bakamaz, bakmamalıdır. Dün kurulmuş bir ülke değil Türkiye. Türkiye bir çadır devleti değil.”
Öğretmenlerin SMS talimatıyla bölgeden tahliye edilmesine değinen Koç, eğitim verilen o çocukların hala o bölgede olduğunu ve Güneydoğu’da 300 bini aşan insanın mahalleler ve şehirler arası göç yollarında olduğunu söyledi.
KAHPE TERÖRÜ "TATLI SU OLAYLARI" GİBİ DEĞERLENDİRDİ: “HER KANATTA, HER CEPHEDE YER ALAN SİYASETÇİLER BU OLAYLARA KÖRÜKLE YAKLAŞMAYIN”
Bölgeden gelen şehit haberleri ve bölgede masum vatandaşların çektiği eziyetlere ilişkin Koç, ”Neden bunlar 7 Haziran sonrasında yaşandı? Bu günlere gelinmesinin sorumluları kimler? Bu sorular sorulduğunda kimseyi vatan hainliği ile suçlamayacaksınız. Çözüm masasında ne görüştünüz, ne tavizler verildi? Kafada ne vardı? Tek kişinin egemen olacağı bir demokrasi tarifi. Bu mümkün değil. Ben AK Parti’nin içinde sağduyusunu yitirmiş değerli yetkililere de seslenmek istiyorum. Tek kişinin egemen olacağı bir demokrasi kavramını Türkiye’ye dayatmanız mümkün değil, vazgeçin bu sevdadan. Hava tahmin raporları bile bilimsel verilere dayanıyor. Tek kişinin pazarlıklara dayalı çözüm stratejisinin bugünleri doğuracağı çok açıktı. Sınırsız, sorumsuz başkanlık özlemiyle tüm ülkeyi kaosa götüren bu strateji mutlaka sorgulanmalıdır. Bu yangının yayılmaması gerekiyor. Bu ülke hepimizin. Her kanatta, her cephede yer alan siyasetçiler bu olaylara körükle yaklaşmayın. Ateşin üzerine benzin dökerek yaklaşmayın. Sağduyulu olun. Bölge halkının demokratik taleplerinin bir terör örgütünün ipoteğinden çıkartılması da öncelikle o bölgede siyaset yaptığını iddia eden sorumlulara aittir. Burada da adresim çok açık. Tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları bizim için kutsaldır, kıymetlidir, değerlidir, birdir özdür. Hiç kimse umudunu kaybetmesin. Kimse karamsarlığa kapılmasın. Herkes de aklını başına toplasın. Hep birlikte bir ve bütün olmak zorundayız. Terör örgütlerinin stratejik hamlelerine asla teslim olmamalıyız. Kimsenin bu ülkede tırnağına taş değmesine de müsaade etmeyiz. Bu ülkenin bir tek çakıl taşının bile feda edilmesine CHP olduğu sürece asla müsaade edilmeyecektir” diye konuştu.
RUS TELEVİZYONUNDA KONUŞAN VEKİLİ DE SAVUNDU: “İFADE ETTİĞİ BİLGİLER MAHKEME DOSYALARINDA, SAVCI FEZLEKELERİNDE İFADE EDİLEN BİLGİLER”
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Koç, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem hakkında Rusya televizyonuna yaptığı açıklamalarından dolayı soruşturma açılmasının sorulması üzerine, “İfade ettiği bilgiler mahkeme dosyalarında, savcı fezlekelerinde ifade edilen bilgiler. Soruşturma Türkiye’de, Türkiye’deki savcılar eliyle başlatılmış. Yine savcılıkla bu ülkenin mahkemelerinde dava açılmış. Kayıtlar buralarda var. Bunu TBMM kürsüsünde ifade etmesi herkesin bildiği, mahkeme dosyalarına girmiş, savcı fezlekelerinde yer almış konuları ifade etmesi bir tepki yarattı. Bir takım ak troller aklıyla hareket edenler, milletin oylarıyla seçilmiş milletvekiline bir linç kampanyasına dönüştü. Bunu bu boyutuyla kabul etmek mümkün değildir. Yoksa Sayın Eren Erdem’in ifadeleri savcılık fezlekeleri ve mahkemede kabul edilen iddianamelerde var” karşılığını verdi.
“İKİ BAŞLILIK VESAYETLE GELMEYECEK UMARIM”
Önümüzdeki hafta Başbakan Davutoğlu’nun anayasa ve iç tüzük ile ilgili konularda CHP Genel Merkezi’ni ziyaret etmesinin gündemde olduğunun sorulması üzerine Haluk Koç, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni siyaseten tarif eden ilk 4 maddenin değişmeyeceğini, değişmesinin mümkün olmadığını Sayın Genel Başkanımız gazete mülakatında hatırlattı. Demokratik, özgürlükçü sivil ve vesayetlerden arınmış bir anayasa, aynı zamanda kişi vesayetinden de arınmış bir çerçeve CHP’nin hedefleri içerisinde. Sayın Başbakan gelecek. İki başlılık vesayetle gelmeyecek umarım” dedi.