Ankara
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye'nin "anayasal bir devlet" olmaktan çıktığını, kağıt üstünde "anayasası olan bir devlet" haline geldiğini iddia etti.
Keyfiliğin, kuralsızlığın had safhada olduğunu savunan Öztrak, "geçen hafta sonu Resmi Gazete ile bir elin, ülkenin altını, üstüne getirmek için elinden geleni ardına koymadığını" öne sürdü.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Erdoğan, vesayeti altındaki Meclis Başkanı'nı ve vesayeti altındaki yargıyı araç olarak kullanarak önce bir milletvekilinin vekilliğini düşürdü, sonra da Anayasa Mahkemesi'ne bir parti için kapatma davası açtırdı.
İttifakın küçük ortağının ağzına bir parmak bal çaldı. Sarayın sadık bekçisinin kongresinde elini güçlendirdi.
Hafta sonunda da kendi partisinin kongresine giderken bir parmak balı da partisinin içindeki çeşitli kanatların ağzına çalmayı unutmadı.
10 yıl önce kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek için hazırlanan İstanbul Sözleşmesi'ni tek bir imzayla feshetti."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Merkez Bankası Başkanı'nı görevden aldığı için eleştiren Öztrak, ülkenin keyfilikle yönetildiğini ileri sürdü.
Öztrak, "İyi işleyen demokrasilerde tek bir kişinin imzasıyla, Meclisin yetkileri gasbedilemez. İyi işleyen demokrasilerde milletin kahir ekseriyetiyle inatlaşılmaz.
Sırf kendi ideolojik tabanını tatmin etmek için tek adam iradesiyle kadınlar ve çocuklar, şiddet karşısında korumasız bırakılamaz." diye konuştu.
Piyasaların dün gece yarısından itibaren bir kez daha yangın yerine döndüğünü, doların Asya piyasalarında 8 lira 40 kuruşa çıktığını belirten Öztrak, kamu bankalarının hazine birimlerinin 4,5 ay aradan sonra yeniden fazla mesaiye başladığını dile getirdi.
Faik Öztrak, "Madem, faiz artıran Merkez Bankası Başkanı'nı bir gece yarısı kararıyla azledecek kadar acil bir durum vardı, bugün yapılacak iş bellidir, bir an önce Para Politikası Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırmalıydınız ve faiz kararını geri almalıydınız.
Sonra da bunun sonuçlarıyla yüzleşmeyi bilmeli, ardından sandığı milletin önüne getirmeliydiniz." ifadesini kullandı.
"Milletin çarçur edilecek bir 128 milyar doları daha olmadığını" söyleyen Öztrak, 12 Mart itibarıyla Merkez Bankasının döviz bilançosunun 43 milyar dolar açık verdiğini, bankanın kasasında kendine ait dövizinin kalmadığını, hepsinin başkasına ait olduğunu savundu.
Bugün dolar kurunu 7,80'lerde tutabilmek için birilerinin yoğun şekilde döviz sattığını iddia eden Öztrak, doların ateşinin düşmediğini söyledi.
Öztrak, "Eğer bugün kamu bankaları eliyle, arka kapı operasyonlarıyla eldeki emanet rezervler de yakılıyorsa bunu nasıl yaptığınızı kamuoyuna açıklamanız gerekiyor.
Eğer açıklamazsanız bugün satılan dolarları da 128 milyar doların üzerine koyar, hesabını da sizden sorarız." dedi.
"Bu, tarihimizde görülmemiş kötü bir rekor"
Faik Öztrak, bu sabah geçen yılın işgücü ve istihdam verilerinin açıklandığını hatırlatarak, hükümetin son iki yılda işi olan vatandaşların işini elinden aldığını iddia etti. CHP Sözcüsü Öztrak, şöyle devam etti:
"2020'de iş, güç sahibi olan 650 bin erkek, 618 bin kadın, toplam 1 milyon 268 bin yurttaşımız işini kaybetti.
Son iki yılda işini kaybeden yurttaşlarımızın sayısı ise 1 milyon 926 bin kişiye ulaştı. 2020'de iş gücüne dahil olmayan ama 'iş bulursam çalışırım' diyenlerin sayısı ilk kez resmi işsiz sayısını geçti.
'İş bulsam çalışırım' diyenlere, eksik ve yetersiz çalışanları ve mevsimlik çalışanları ilave ederek gerçek işsiz sayısını buluyoruz. 2020'de bu sayı 2 milyon 312 bin kişi artmış, 10 milyon 287 bine ulaştı. Bu, tarihimizde görülmemiş kötü bir rekor.
Gerçek işsizlik oranı, 2020'de 6 puandan fazla artarak, yüzde 29,2'ye sıçramış. Bu da berbat bir rekor."
Öztrak, Türkiye'nin dünya üzerinde en yüksek faiz uygulayan 7. ekonomi olduğunu, Türkiye'nin risk priminin bir günde 158 puan birden sıçradığını ve 466'ya yükseldiğini öne sürdü.
İstanbul Sözleşmesi'nin feshi
İstanbul Sözleşmesi'nin feshini eleştiren Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 yıl önce "Kadına şiddet, artık bir insan hakları ihlali. Sözleşme, Türkiye'nin öncülüğünde hazırlandı." twitini attığını belirtti.
Öztrak, "İstanbul Sözleşmesi imzalandıktan sonra yapılan bu paylaşım, İstanbul Sözleşmesi'nin terk edildiği gün, tüm dünyaya şu mesajı verdi, (Kadına şiddet, artık insan hakları ihlali değildir.
Artık kadınlara ve çocuklara şiddet uygulamak caizdir.)" değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Sözleşmesi'nin temel amacının, "kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetten arınmış bir Avrupa yaratmak" olduğunu dile getiren Öztrak, sadece son 10 yılda Türkiye'de 3 bin 116 kadının cinayete kurban gittiğini, bu yılın ilk iki ayında 51 kadın cinayetinin işlendiğini kaydetti.
Faik Öztrak, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) grafiğini göstererek, Türkiye'de her 100 kadından 38'inin yaşamının bir döneminde eşinin, sevdiğinin şiddetine maruz kaldığını söyledi.
OECD üyesi 37 ülke arasında, kadına şiddet konusunda Türkiye'nin birinci sırada olduğunu anlatan Öztrak, bu tabloya bakıp herkesin düşünmesi gerektiğini ifade etti.
"Bu, milletimize verilmiş açık bir gözdağıdır"
Türkiye'nin, İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayan ilk ülke olduğunu hatırlatan Öztrak, bu sözleşmenin parlamentodan oy birliğiyle geçtiğini aktardı.
Öztrak, "İstanbul, böylesine anlamlı bir uluslararası sözleşmenin isim babasıdır. Dünya üzerinde, kendi şehrinin ismiyle anılan ve ilk imzayı attığı sözleşmeden, tek bir imzayla ayrılan başka bir ülke var mıdır?
Bilmiyoruz. Ama bugünden sonra, kadına şiddet ve aile içi şiddet nedeniyle mağdur olacak, tacize, tecavüze uğrayacak, şiddet nedeniyle yaşamını yitirecek her kadının, her çocuğun vebalinin, Erdoğan şahsım hükümetinin omuzlarında olduğunu açıkça ifade ediyoruz." diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmaya, toplumun kahir ekseriyetinin karşı olduğunu savunan Öztrak, şu görüşleri paylaştı:
"Bu, milletimize verilmiş açık bir gözdağıdır. Bu, tek bir imzayla, 'tüm kazanılmış haklarınızı elinizden alırım' tehdididir.
Böyle tehdit ve gözdağı verilen bir ülkede, hiç kimsenin ne canı, ne de malı güven altında değildir.
Bu yol bir kez açılırsa, Erdoğan'ın bir başka Avrupa Konseyi Sözleşmesi olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden de tek imzayla çıkması mümkündür.
Hatta şahsım hükümeti olarak kendi kendine çıkardığı 9 sayılı kararnameyle yani kendisine vermiş olduğu tek imza yetkisiyle, ülkemizin tapu senedi olan Lozan Antlaşması'ndan, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden bile ayrılabilir."
"Türkiye'nin dört bir yanı kırmızı alarm veriyor"
Kovid-19 salgınında günlük vaka ve vefat sayısının arttığını dile getiren Öztrak, Türkiye'nin dört bir yanının kırmızı alarm verdiğini kaydetti.
Aşılamada da ciddi sıkıntılar olduğunu, ilk doz aşısını yaptıranların sayısının günde 8 binli rakamlara düştüğünü öne süren Öztrak, toplumsal bağışıklık için en az 55 milyon kişinin aşılanması gerektiğini vurguladı.
Öztrak, çarşamba günü yapılacak AK Parti Kongresi'ne, Türkiye'nin dört bir yanından gelineceğini, kongre salonunda "virüs değiş tokuşunda bulunulacağını" savundu.
Diğer taraftan, lokantalar ve restoranların saat 19.00'da kapanmaya devam edeceğini dile getiren Öztrak, "Böyle bir farklı muamele ne görüldü ne duyuldu.
AK Parti Kongresi'nde katılanlara virüs bulaşmıyor ama lokantada her türlü önlemi alarak, sosyal mesafeye uyarak yemek yiyen müşterilere saat 7'den sonra virüs bulaşıyor." dedi.
Kongrede verilecek en hayırlı haberin "erken seçim kararı" olduğunu belirten Öztrak, "Artık sizin yapabileceğiniz tek reform budur.
Sandığı bir an önce milletin önüne getirin. Ak koyun, kara koyun kimmiş millet karar versin." ifadesini kullandı.
"CHP, kadınların ve çocukların yanında olmaya devam edecektir"
CHP Sözcüsü Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'ABD Başkanı Biden'ın, Putin hakkındaki sözleri kabul edilebilir değildir.' dedi. Bu açıklamayı nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi:
"Hayretle karşılıyorum. Önceki Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın hakaret dolu mektubuna hak ettiği yanıtı veremeyen, İdlip'te 34 askerimizin şehit edilmesinin hesabını Kremlin'den soramayan, milletimizi üzüntüye boğan Erdoğan'ın, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya başkanları arasındaki diyalog ile ilgili ahkam kesmeye kalkması açıkçası trajiktir, trajikomiktir, abesle iştigaldir.
Önce ABD'nin kendisine ettiği hakaretlere bir yanıt versin, Rusya'nın şehit ettiği evlatlarımızın hesabını bir sorsun, milletimizin vicdanını rahatlatsın. Mesele iktidarda kalmak değildir, itibarda kalmaktır."
Bir gazetecinin, "DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasından önce Cumhurbaşkanının, Saadet Partili Oğuzhan Asiltürk'ü ziyaretini hatırlatarak, 'Bu fesih, bir ittifak hamlesi, ittifak ortaklarına tatlandırıcı olarak sunuldu.' dedi.
Bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu Öztrak, "Erdoğan, milletin metal yorgunu yönetimine notunu verdiğini, vatandaşların sabırsızlıkla beklediği ilk sandıkta da tasdiknamesini vereceğini görüyor.
Şimdi sıkıştı, son çare olarak 'terk ettim' dediklerine çiçek atmaya başladı." diye yanıtladı.
Faik Öztrak, CHP'nin, İstanbul Sözleşmesinin feshi nedeniyle Danıştay'a yapacağı başvurunun sorulması üzerine de gerekli hazırlıkların yapıldığını, bununla ilgili işlemlerin en kısa zamanda tamamlanacağını bildirdi.
Öztrak, "Bunu sadece bir hukuki mücadele olarak görmemek lazım, konu bir insan hakları mücadelesidir.
Bu çerçevede CHP, insan hakları ihlal edilen kadınların ve çocukların en güçlü biçimde yanında olmaya devam edecektir." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com