Ankara
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi, soruları yanıtladı.
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in dün vefatının yıl dönümü olduğunu anımsatan Öztrak, Ecevit'i saygı, minnet ve rahmetle andıklarını belirtti. Öztrak, hayatını kaybeden sanatçı Timur Selçuk'a da Allah'tan rahmet diledi.
Dünyanın pek çok yerinde gerçek üstü popülist siyasetin yükseldiği bir dönem yaşandığını anlatan Öztrak, bu politikanın milletin derdine derman olmadığını vurguladı. Bu siyaset anlayışının Türkiye'de de hükümet koltuğunda oturduğunu iddia eden Öztrak, "2013'ten bu yana ekonomiyi borçla şişiren model artık çalışmıyor. Ekonomi patinaj yapıyor. Paramız pul oldu. İnsanlarımız hızla işsizleşiyor, yoksullaşıyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik eleştirilerde de bulunan Öztrak, hukuk devletinin her gün yara aldığını, ülkenin her alanda savrulduğunu savundu. Öztrak, "Milletimiz olan biteni görüyor. Kendini unutanlara, dara düşürenlere notunu veriyor. Sabırsızlıkla bekledikleri sandıkta da biletlerini kesip, bunları evlerine göndermeye hazırlanıyor." ifadelerini kullandı.
"Yaralarımız ağır"
İzmir'deki depremde 114 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Öztrak, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine, İzmirlilere ve millete sabır diledi.
Depremin ardından yardıma koşanlara, arama kurtarma ekiplerine minnettar olduklarını ifade eden Öztrak, "Ama yaralarımız ağır. Yıkılan, oturulamaz hale gelen binalardaki vatandaşlarımızın yeme, içme, barınma ihtiyaçlarının giderilmesi, yeni konutlarının yapılması için canla başla çalışmak gerekiyor. Hasarlı, yorgun binaların tespitinden sonra da İzmir'de radikal bir kentsel dönüşüme ihtiyaç var. Ankara'nın İzmir Büyükşehir Belediyemizle el ele bu yaraları sarması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada bu yıl şiddeti 6,5'tan fazla 22 deprem olduğunu, bunun sadece 5'inde can kaybı yaşandığını dile getiren Öztrak, bu yıl depremlerde 202 kişinin hayatını kaybettiğini, bunun 156'sının Türkiye'de olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun depremden 5 gün sonra bölgeye gittiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kendisinin depremin ertesi günü İzmir'de olduğunu aktaran Öztrak, Kılıçdaroğlu'nun Kızılaya, AFAD'a, Jandarma Arama Kurtarma ekiplerine, İzmir Valiliğine, belediyelerin kurtarma ekiplerine tek tek teşekkür ettiğini bildirdi.
Kılıçdaroğlu'nun "Enkaz beş gündür kaldırılamadı" diyerek eleştiride bulunduğu yönündeki söylemlere de karşı çıkan Öztrak, "Genel Başkanımız her fırsatta sahada canını dişine takarak çalışan arama kurtarma ekiplerine teşekkür etti. Burada bir eleştiri söz konusu değil. İşlerin devam ettiği anlamında bu sözler söylenmiş." dedi.
Bu yılın şubat ayı itibarıyla imar affından toplanan paranın 25 milyar lira olduğunu, bugüne kadar deprem vergisi olarak çıkarılan Özel İletişim Vergisi'nden toplanan paranın da 35 milyar dolara ulaştığını aktaran Öztrak, "Nereye gitti bu paralar?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 33 bin kişinin hayatını kaybettiği 1939'daki Erzincan depremiyle ilgili sözlerine yanıt veren Öztrak, şunları söyledi:
"Erzincan depreminde neler yapıldığını siz bilmiyorsanız, o zaman bakan yaptığınız damadınıza bir soracaksınız. Rahmetli büyük dedesi, Erzincan depreminden sonra, imar faaliyetlerinde çalışan bir müteahhit. Belki ailesine rahmetli dedeminvdepremde neler yaptığını anlatmıştır. Eğer anlatmamışsa, 1939'da Erzincan depreminden sonra, bizlerin dedeleri neler yapmış görmek için 1940'ın başında çıkardıkları 'Erzincan'da ve Erzincan Yer Sarsıntısından Müteessir Olan Mıntıkada Zarar Görenlere Yapılacak Yardım Hakkında Kanun'a bir bakacaksınız. 81 yıl sonra şimdi size düşen Bu kanunla Erzincan depremzedelerine verilenlerden daha fazlasını, daha iyisini bugünün teknolojik imkanlarını da dikkate alarak İzmir depremzedelerine vermektir. Evleri yıkılan insanlarımızın daha acıları tazeyken, 'Her şeyi devletten beklemeyin, cebinizden biraz para verin.' diyerek milletimizi üzmeyin."
"Paramızın değer kaybı yüzde 30'a dayandı"
Enflasyon rakamlarına da değinen Öztrak, geçen yılın ekim ayında, yüzde 7,54 olan yıllık gıda enflasyonunun, bu yılın ekim ayında yüzde 16,87'ye çıktığını, bunun son 14 ayda görülen en yüksek gıda enflasyonunu artışı olduğunu savundu.
Öztrak, tek bir ayda domatesin yüzde 39, kabağın yüzde 26, salatalığın yüzde 22, pardösü, kaban, botların yüzde 20, yumurtanın yüzde 17, kuru soğan ve taze fasulyenin yüzde 16, ayçiçek yağının yüzde 11 zamlandığını aktararak, "Bunlar da TÜİK'in makyajlı fiyatları. Vatandaşın yaşadığı gerçek enflasyon ise çok daha yüksek. Devletin resmi rakamlarına artık kimsenin güveni kalmadı." ifadelerini kullandı.
Doların 8 lira 50 kuruşun üzerine çıktığını, bu yılın başından beri, parası dolar karşısında en çok değer kaybeden ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Öztrak, "Paramızın değer kaybı yüzde 30'a dayandı. Brezilya Reali aynı dönemde yüzde 27 değer yitirdi. Ekonomisi bitik denen Arjantin Pesosu'nun eğer kaybı yüzde 24. Saray paramızı pul etti. 'Rekabetçi kur' derken, milli paraların en çok değer kaybettiği ligde rakipsiz bir ülke haline geldik." iddiasında bulundu.
İki yıl önce asgari ücretle çalışan bir vatandaşın, aylık maaşı 342 dolarken, bugün 275 dolara düştüğünü ifade eden Öztrak, "Avrupa'da en düşük asgari ücret bizde. Ama Saray, 'Bunu bırakın', ne olduğu belirsiz '2053 hedeflerimize bakın' diyor. İşsizlik zirvede, bu kurla milli gelirimiz de bu yıl 600 milyar dolarlara düşecek. Oysa 2013 yılında gelirimiz 1 trilyon dolara yaklaşmıştı." dedi.
Bu yılın eylül ayı itibarıyla dört kişilik ailenin açlık sınırının 2 bin 448, yoksulluk sınırının 7 bin 973 lira olduğunu belirten Öztrak, "Ama artık asgari ücreti bile bulmak mesele. İnsanlar bırakın aylık 2 bin 324 TL asgari ücreti, bu hükümetin elinde, zorunlu izine çıkarılıp, günlük 39 lirayla hayata tutunmaya mahkum ediliyorlar." diye konuştu.
"Böyle bir yasayı kabul edemeyiz"
TBMM'de görüşülen esnek çalışma düzenlemesine de değinen Öztrak, "Getirilen düzenleme, özellikle 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanlar için iş güvencesini, kıdem ve ihbar tazminatı hakkını ortadan kaldıran, emekçinin emeklilik hakkını elinden alan, güvencesiz çalışmanın kapılarını sonuna kadar açan bir düzenleme. Sendikalar yurdun dört bir yanında ayakta, konfederasyonlar ortak bildiri yayınlıyorlar. Biz de işçi sendikalarının yanındayız. Böyle bir yasayı kabul edemeyiz." dedi.
Daha sonra soruları yanıtlayan Öztrak, Kandilli Rasathanesinin tsunami uyarısının AFAD tarafından İzmir'e geçilmediği iddiasına yönelik soru üzerine, "Böyle bir şey varsa bu tabii çok vahim bir hadisedir ve bu çerçevede sorumlular hakkında gerekli tahkikata hemen başlanması gerekir." diye konuştu.
İzmir depreminin ardından iktidarın İzmir Büyükşehir Belediyesinin çalışmalarını görmezden geldiği iddiasına yönelik soru üzerine de Öztrak, "Mevcut hükümet bizim son mahalli idare seçimlerinde büyük şehirleri kazanmamızı bir türlü içine sindiremedi. O günden bugüne bizim Büyükşehir Belediyelerimizi görmezden gelmek için büyük çabalar sarf ediyor." ifadelerini kullandı.
ABD'deki başkanlık yarışında bazı medya organlarının Donald Trump'ı destekler nitelikte yayınlar yaptığı öne sürülerek bu konudaki görüşleri sorulan Öztrak, şunları söyledi:
"Hükümetin ve ona yakın havuz medyasının Trump'a karşı bir muhabbeti olduğu doğru ama şunu söyleyeyim, Türkiye büyük bir devlet, Türkiye bölgesinde çok önemli ülkelerden bir tanesi. Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'nin NATO ittifakı içinde ortaklarından, müttefiklerinden bir tanesi. Dolayısıyla ne Amerika Birleşik Devletleri ile ne de başka bir ülke ile aramızdaki ilişkiler şahıslara bağlı kalamaz, nüans farkları olur şahıslara bağlı olarak ama bizim aramızdaki ilişkiler kurumsal ilişkilerdir ve sonuçta yönelmesi gereken mecraya yönelir. Sonuçta bizim NATO müttefiklerimizle paylaştığımız ortak değerlerimiz vardır."
"Bu yasa toplumsal huzuru bozar"
Esnek çalışma düzenlemesinde geri adım atılmaması halinde, düzenlemenin Meclis'ten geçmesini engellemek için CHP'nin bir planı olup olmadığı sorulan Öztrak, 3 büyük işçi konfederasyonunun bu yasaya karşı olduğunu söyledi.
CHP olarak kendilerinin de buna karşı olduklarını belirten Öztrak, "Ama bize ilginç gelen husus AK Parti'li milletvekillerinin de 'Bunda kıdem tazminatının iptali var mı, hakların ihlali var mı?' gibi birtakım soruları sorması. Çok açık söyleyeyim, bu yasanın Meclisten geçmemesi herkesin yararınadır. Bu yasa toplumsal huzuru bozar." diye konuştu.
Bu nedenle yasanın Meclisten geçmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını dile getiren Öztrak, hükümet cenahında da aklıselimin hakim olacağı ve bu yasa içindeki bu hükümlerin geri çekilmesi için gerekli adımların atılacağı kanaatini taşıdığını bildirdi. Öztrak, "Ülkede bu kadar sorun varken, dolar 8 buçuk liraya açmışken, avro 10 lirayı açmışken bir sosyal huzursuzluk hem de bir torba yasanın içinde 2-3 tane madde ile bir sosyal huzursuzluk yaratmanın, insanları daha fazla umutsuzluğa sürüklemenin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur." dedi.
İş Bankası eski yönetim kurulu üyesi Müslim Sarı'nın Atatürk'ün miras bıraktığı İş Bankası hisselerine ilişkin "Atatürk'ün vasiyeti açıkça ihlal edildi. Türkiye'de miras hukuku tehlikeye girdi" sözlerinin sorulması üzerine Öztrak, Sarı'nın Parti Meclisi üyesi olduğunu ve tespitlerinin önem taşıdığını söyledi.
Sayıştay denetçilerinin de bu konuda tespitlerinin olduğunu dile getiren Öztrak, "Özellikle bizim Dil ve Tarih kurumlarına İş Bankası üzerinden gönderdiğimiz temettülerin tek hesaba alınmasından çok o tek hesaptaki faizlerin hazineye kalmasının Atatürk'ün mirasına uygun olmadığını, miras hukuku çerçevesinde arzulanana uygun olmadığını onlar da söylüyorlar. Bu nedenle arkadaşımızın açıklaması mühimdir. bu konuda Sayıştayın da değerlendirmeleri vardır. Biz de bunları takipçisiyiz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com