Muğla
CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, CHP Muğla İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesi olayının ardından CHP'li bir milletvekilinin baba Sıddık Gültekin'i telefonla arayarak "davadan vazgeç" dediği iddiasının yer aldığı köşe yazısını şaşkınlıkla okuduğunu söyledi.
Pınar'ın cansız bedenine ulaşılan 21 Temmuz'da Meclis Genel Kurulu'nda söz alarak cinayeti lanetleyen bir konuşma yaptığını, konuşmanın tutanaklarda yer aldığını hatırlatan Girgin, "Pınar Gültekin'in Bitlis'in Hizan ilçesinde defnedildiği 22 Temmuz'da Hizan İlçe Başkanımızı arayıp başsağlığı diledim. 23 Temmuz'da, danışmanlarımdan babanın telefon numaralarını bulmalarını istedim, acılı babaya taziye dileğinde bulundum. 1 dakika 56 saniyelik bir görüşmemiz oldu. Daha sonra Bitlis İl Başkanımızı da arayarak hem taziyede bulundum, hem de bilgilendirdim. Sıddık Gültekin'e acısını paylaştığımızı söyledim ve başsağlığı diledim, kendisi de bana teşekkür etti." ifadelerini kullandı.
Girgin, Sıddık Gültekin ile telefon görüşmesinde "başsağlığı" dışında hiç bir konuda konuşma yapmadığını ileri sürdü. Sıddık Gültekin'in kendisine "Muğla halkı bize sahip çıktı sağ olun, herkes yardımcı oldu" dediğini anlatan Girgin, şöyle konuştu:
"Altını çizerek söylüyorum ne dava içeriği ne de davaya yönelik bir telkinim asla ve asla olmamıştır. Cep telefonu operatörümden son 5,5 aya ait HTS kayıtlarını istedim. Arama kayıtları, kaç dakikalık görüşmeler yapıldığını ve telefonumdan kimlerin arandığını içermektedir. Ziyarete gittiğim yerlerde bile tanısam da tanımasam da herhangi bir hukukum olmasa dahi tasada ve sevinçte buna ortak olmaya çalışırım. Bu konudaki hassasiyetimi herkes bilir. Keza yine Muğla'da katledilen Zeynep Şenpınar için memleketi Kahramanmaraş'ın il başkanını da aradım, aynı şekilde taziye dileklerimi ilettim. Şimdi olsa taziye amaçlı yine ararım. Son derece insani duygularla yapılan bir başsağlığı aramasının nasıl bu hale getirildiğini şaşkınlık içinde izliyorum. Biz her daim Gültekin ailesinin acısına ortak olduk olmaya da devam edeceğiz.”
Kendisinin de kız babası olduğunu belirten Girgin, "Tüm Türkiye kamuoyuna şu soruyu sormak istiyorum. Hangi vicdansız, hangi insafsız, hayatının baharında menfur bir cinayet sonucu katledilmiş gencecik bir kızın acılı babasına bunu diyebilir? Üstelik de taziye için yapılan bir aramada kaçınız bunu diyebilir? Her biriniz 'Ben diyemem' derken nasıl olur da benden böyle bir arama yapabileceğim beklenebilir? Benim böyle bir şey yapabileceğim nasıl akla gelebilir? Bunu elini vicdanına koyabilen herkese soruyorum. Eğer benim, arayarak davanın adil yargılama sürecine müdahale ettiğime dair herhangi bir delil, herhangi bir belge, herhangi bir teknik bulgu, ya da en ufak bir ima ortaya koyulduğu takdirde ben değil CHP'den, milletvekilliğinden de istifa edeceğimi taahhüt ettiğimi, daha önce söyledim.” şeklinde konuştu.
Birileri tarafından adı kullanılarak acılı aileye böyle bir teklifte bulunulmuş ise sorumluların tespit edilmesi gerektiğini ifade eden Girgin, hukuki yönden hesap sorulması için her türlü mücadeleyi vereceğini dile getirdi.
İddiayla ilgili taziye dilemek dışında hiçbir alakası olmadığını aktaran Girgin, şunları kaydetti:
"Kendimi gerek sosyal medyada gerek haber bültenlerinde gerekse tartışma programlarında olur olmaz ithamlara cevap verir halde buldum. Üç gündür her şeyi bir kenara bıraktım ve hiç bir alakamın olmadığı bir konuda suçsuzluğumu ispat etmek için uğraşıyorum. Hesabını veremeyeceğim, cevaplayamayacağım hiçbir sorunun olmadığına dair kendimden en ufak bir şüphem de yok. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktır ve çıkartacağız. Tek gerekli olan şey zaman ve adalettir."
Girgin, basın mensuplarıyla HTS kayıtları ve danışmanlarıyla yaptığı konuşmaları paylaştı.
Açıklama sırasında Girgin'e CHP PM Üyesi Gizem Özcan, İl Başkanı Adem Zeybekoğlu, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Aysun Korkut, İlçe Başkanı Mustafa Aytaç Kavak, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş ile kadın kolları üyeleri eşlik etti.
Olay
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz'da Akyaka Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de deliller ortaya konunca bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin'i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmişti. Katil zanlısı Avcı, nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, 2 Ekim'de "delil karartmak" suçlamasıyla çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.
Dava süreci
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Cemal Metin Avcı'nın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'nın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Yaklaşık 10 saat süren 9 Kasım'daki ilk duruşmada mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Pınar Gültekin'in kesin ölüm nedeninin saptanması için İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili 1. Adli Tıp İhtisas Kuruluna yazı yazılarak yeniden rapor istenmesine ve olay yeri inceleme uzmanı ve bilirkişi marifetiyle olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 4 Ocak 2021'e ertelemişti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com