CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, “Sayın Merkez Bankası Başkanı’na hakarete varan suçlamaların yersiz olduğunu ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığının güvencesi ve teminatının biz olduğumuzu hatırlatmak istiyorum” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Böke, siyasi gündemin hayatın her alanını etkilediğini belirterek, Türkiye’nin en büyük sorununun kurumların ve şahısların kendi işlerini yapmaması olduğunu ifade etti. Böke, “Cumhurbaşkanı’nı kendi görevini yapmaya ve kendi görev ve alanına çekilmeye davet ediyorum. Cumhurbaşkanı’nı sessizce izleyen hükümeti de kendi görevini yapmaya ve Cumhurbaşkanı’nı kendi görev alanına davet etmeye davet ediyorum. Bunlar olmadığı takdirde ortaya çıkan maliyetler vatandaşın cebine dokunan, hayatı zorlaştıran, pahalılığı arttıran, gelirleri azaltan, kısaca vatandaşın hayatını zorlaştıran bir sürece girmiş gözüküyor” diye konuştu.
7 yıldır uygulamayan ekonomik programın bir reform iradesinin eksikliğinin göstergesi olduğunu öne süren Böke, dövizin Cumhurbaşkanı söylemleriyle belirlenen bir fiyat haline geldiğini söyledi. Böke, “TL’deki değer kaybı gizli bir devalüasyon yaratmaktadır. Son bir ay içerisinde Türk Lirası dolara karşı yüzde 3,5 değer kaybetmiştir, son bir yılda bu değer yüzde 12 düzeyindedir. Son beş yılda Türk Lirası’nın kaybı yüzde 67’dir. Şirketlerimizin 179 milyar TL döviz açığı bulunuyor. Türk Lirası’ndaki her bir kuruşluk değer kaybı, reel sektörün döviz borcunu 2 milyar 823 milyon lira değerinde artırıyor. Döviz açığından şirketlerin son dönemdeki kaybı 51 milyar Türk Lirası’nı geçti. Bu yükün altında şirketlerin istihdam yaratmasını beklemek bir mucize beklemekten farksızdır” şeklinde konuştu.
Türk Lirası’ndaki her yüzde onluk değer kaybının enflasyonda 1,5 puanlık artışa yol açtığını ifade eden Böke, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kamu kuruluşlarına Cumhurbaşkanı’nın suçlayıcı yaklaşımı güveni zedeliyor ve bu güven zedelenmesi sonucunda düşürülmesi için baskı yapılan faiz artıyor. Son dönemde 20 Ocak’tan itibaren on yıllık faizler yüzde 7 düzeyinden şu anda yüzde 8,2 düzeyine çıkmıştır. ‘Faizi düşür’ diye bağırılarak yönetilen ekonomide faizler doğal olarak artmaktadır. Merkez Bankası’na her fevri çıkış kamu kurumlarına güveni zedelemektedir ve bu ortaya çıkan zedelenme sonucunda yaşanan siyasi risk faiz ve döviz yoluyla fiyatlanmakta ve vatandaşımızın cebindeki geliri eritmektedir. Bu zor ortamda Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı zor bir işi yürütmeye çalışmaktadır. Kendisi göreve gelirken teknik zorlukları öngörerek göreve geldi. Şu anda yaşadığı zorluklar, teknik zorlukların ötesinde siyasi zorluk barındırıyor.”
Merkez Bankası Başçı’ya sahip çıkan Böke, şunları kaydetti:
“Sayın Merkez Bankası Başkanı’na hakarete varan suçlamaların yersiz olduğunu ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığının güvencesi ve teminatının biz olduğumuzu hatırlatmak istiyorum.”
(İHA)
