CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, CHP’li bir milletvekilinin TBMM’deki odasında bulunan Atatürk’ün resmini indirdiği iddialarıyla ilgili, "Bir soruşturma komisyonu kurduk" dedi.
CHP’nin 35. Olağan Kurultayı’nın ardından görevlendirilen yeni Merkez Yönetim Kurulu (MYK), ilk toplantısını gerçekleştiriyor. Genel Başkan Kemal Kılıçadaroğlu başkanlığındaki toplantı devam ederken, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında ilk MYK’nın kuvvetli iradenin nasıl bir takvime döküleceği, Türkiye’nin hak ettiği özgürlükçü demokrasiye nasıl taşınacağını konuştuklarını belirten Böke, Diyarbakır’dan gelen 3 şehit haberine değindi. Böke, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifalar diledi.
“CHP bu konuda defalarca uyarılarda bulundu” diyen Böke, “Dün Sayın Hüseyin Çelik’in yaptığı açıklamalar CHP’nin tespitlerinin, yönelttiği soruların, kaygılarının ne kadar doğru olduğunu bize bir kez daha bize göstermiş oldu. Hüseyin Çelik siyasete dün katılmış biri değil, AKP’nin kurucularından yıllarca bakanlığını, en uzun süre partinin sözcülüğünü yapmış bir siyasetçi. ‘PKK şehirlere silah yığarken devlet, eli kolu bağlı bekledi. Biz 2009’dan itibaren AKP MYK’sında Sayın Başbakan’ı ve Cumhurbaşkanı’nı uyardık, kimse bizi dinlemedi.’ Bunu Çelik söylüyor. Devletin elini kolunu kimin bağladığı sorusuna yanıt ihtiyacı bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. Ben de parti sözcüsü olarak soruyorum Sayın Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na; elinizi kolunuzu bağlayan neydi? Neden kentlerin silah deposuna dönmesine müsaade edildi” dedi.
Böke, konuşmasına şöyle devam etti:
"Meclis’te kurulması yönünde verdiğimiz toplumsal uzlaşma komisyonunun neden kurulamıyor olduğu da bizim hükümete ve iktidara sormak zorunda olduğumuz bir sorudur. CHP üçüncü yolla Toplumsal Uzlaşma Komisyonu’nun bu komisyonun barışı toplumsallaştıracak bu adımları barındıracak şekilde sivil toplum kuruluşlarından çalışacak bir yapının acilen kurulması gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu sorunun en temel parçalarından birinin kamu düzeninin sağlanması olduğu aşikar. Kamu düzenini sağlamakla yükümlü olan devlettir. Bunu yapacak olan devletin de hukuk içinde hareket etmesi ortadadır. Hukuk devletinin ilkesinin olmadığı yerde toplumsal barış da inşa edilemez.”
“BAŞBAKAN VE İÇİŞLERİ BAKANINA SORMAK İSTİYORUM; CUMHURBAŞKANININ ’MEVZUATLARI HİÇE SAYIN’ DİYEN TALİMATIYLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ NEDİR?"
Bugün yolsuzluk algısı endeksinin yayınlandığına değinen Böke, “Türkiye, Zambiya’dan, Benin’den, Togo’dan çok daha kötü durumda olduğu endeksle karşı karşıya yolsuzluk algısında. Togo bizden daha iyi, Zambiya, Benin bizden daha iyi durumda. Bu sorunun neden olduğu yanıtı çok aşikar. Hukuk devletinin olmadığı yerde işlerin temiz yapılmasını beklemek mümkün değildir. Hukuk devleti ihtiyacını savunması gereken, hukuk devletini koruyacağına kendisi anayasal olarak yemin etmiş olan Cumhurbaşkanı hukuk devletini çiğnemesi gerektiğini açık mikrofonlardan bütün dünyaya haykırdı. Kaymakamlarla yapılan toplantıda kaymakamların ‘hukuk dışına çıkın’ talimatıyla görevlendirilmiş olması gerçekten çok endişe verici. Türkiye bir hukuk devleri olmak zorundadır. Türkiye’nin hukuk devleti olmasının en temel koruyucusunun da Cumhurbaşkanı olması gerekmektedir. Cumhurbaşkanı sadece hukuk kurallarını sağlamakla yükümlü değildir. Aynı zamanda ettiği yemine sadık kalmakla da yükümlüdür. Ettiği yeminin önemli parçası da Türkiye’de mevzuatlara uyulmasını sağlamaktır. Kaymakamlara ’mevzuatlara uymayın’ diyen yaklaşım, Türkiye’de hukuku ayaklara altına almaktadır. Bu kabul edilemez. Buradan Sayın Başbakana ve İçişleri Bakanına sormak istiyorum; Cumhurbaşkanının mevzuatları hiçe sayın diyen talimatıyla ilgili görüşleri nedir” şeklinde konuştu.
“MERKEZ BANKASI’NIN KAFASI KARIŞIK”
Ekmeğe zam geldiğini söyleyen Böke, “Türkiye orta gelir tuzağına saplandı. Burada patinaj atıyor. Bu patinajın en somut örneğini 2016 Ocak enflasyon raporunu açıklayan Merkez Bankası’nın açıklamalarında gördük. Merkez Bankası’nın kafası karışık. Belki kafası karışık değil ama siyasi baskı sebebiyle bizlerin kafasını karıştırarak idare edebileceğini düşüyor. Merkez Bankası’nın sunduğu enflasyon hedefi yüzde 5. Bu hedef konulduğundan beri sadece kriz yıllarında tutturulabilmiş. Hedefimiz yüzde 5 ama 2016 yılı için hükümet programına konan enflasyon beklentisi yüzde 7,5. Yine beklentiler üzerinden yapılan değerlendirmeye göre de beklediği 2016 enflasyon rakamı da yüzde 8,2. Ben bir ekonomistim. Bu tablonun anlaşılmaz olduğunu ekonomist meslektaşlarıma hatırlatmak istiyorum. Merkez Bankası’nın bir görevi var, fiyat istikrarını sağlamak. Vatandaşın masasına gelen ekmeğin fiyatının artmamasını sağlamakla yükümlü. Bunu sağlayamıyor olmayı asgari ücretin artışlarına bağlayan yaklaşımı kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu.
Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Böke, Suriye Konferansı’nda PYD’nin dolaylı yoldan masada olacağı iddialarının sorulması üzerine, “Kırmızı çizgiler ifade eden hükümetin herhangi renkte bir çizgisi olmadığını görmüş oluyoruz. CHP’nin pozisyonu çok net. Biz bölgede savaşın sonlandırılacağı her türlü adıma destek vereceğimizi baştan beri söylüyoruz. Eğer PYD’yi terör örgütü olarak ilan ediyorsa bir hükümet, o zaman o örgütün başkanını Ankara’ya davet edip, muhatap almak teröre yataklık etmek değil midir? Bu soruya yanıt vermekle mükellef olan iktidardır. Masanın etrafına kimlerin oturduğunun değil, savaşın sonlandırılmasının önemli olduğunu vurgulamış olmakla birlikte Türkmenlerin o masada olması gerekliliğinin de altını çizmek istiyorum. Bizim hükümetten beklediğimiz Türkmenlerin masaya oturmasını ve güçlü bir şekilde Türkiye’nin de orada yer almasını sağlamasıdır” yanıtını verdi.
“KENDİMİZ BİR SORUŞTURMA KOMİSYONU KURDUK”
CHP’li bir milletvekilinin TBMM’deki odasında Atatürk’ün resmini indirdiği ve bununla ilgili Grup Disiplin Kurulu’nda bir sürecin başlatılıp başlatılmayacağı sorusu üzerine Böke, “CHP Atatürk ilkelerine bağlı, Atatürk’ün Türkiye’ye en büyük armağanı Cumhuriyet ile beraber. CHP, kendi içerisinde bu ilkelerle örtüşmediği iddia edilen her tür soru ve sorunu kendi partisi içerisinde değerlendirir, yetkili organlarında karara bağlar. Bir kez daha bu ortaya çıkmış olan savlarla ilgili, dedikodularla ilgili kendimiz bir soruşturma komisyonu kurduk. Bu komisyonun değerlendirmeleri yetkili organlara iletilecektir. Mutlaka gereken karar o organlardan çıkacaktır” dedi.
“BİZİM İLK VE ÖNCELİKLE BEKLENTİMİZ HAK EDİLEN ÜCRETLERİN ÇALIŞIRKEN DE, EMEKLİ OLDUKTAN SONRA ALINDIĞI BİR DÜZENDİR”
Emeklilerin hükümetten bir promosyon beklediğini hatırlatılarak, bugün milletvekillerine gelen promosyon müjdesiyle ilgili soruya Böke, “Emeklilerin Türkiye’de var olan durumlarının hak etmedikleri bir düzeyde olduğunu CHP 7 Haziran seçimlerinden önce Türkiye kamuoyuna hatırlatmış olan bir parti. CHP’nin en temel görüşü şu; yıllarca bu ülkeye emek vermiş olanların hak ettikleri emeklilik maaşlarını promosyon beklentileriyle değil, doğrudan hak ettikleri şekilde yıllarca katkıda bulundukları fonlardan sağlama yükümlülüğü devletindir. Bu promosyonlar tabii ki hak edilenin üzerine emeklilerin durumunu düzeltme açısından değerlidir. Ancak bizim ilk ve öncelikle beklentimiz hak edilen ücretlerin çalışırken de, emekli olduktan sonra alındığı bir düzendir. Gelir eşitliğini hedef edinmiş olan yaklaşım burada promosyonla sınırlı tartışmanın değil de çalışırken hak ettiğiniz ücreti aldığınız bir istihdam piyasasının ve emekli olduğunuzda bunun devam ettiği emeklilik düzeninin mutlaka inşa edilmesi gerektiğini savunur” cevabını verdi.
“HÜKÜMETİN ORTAYA ÇIKARTACAĞI ÇALIŞMALARI BEKLİYORUZ VE DESTEKLİYORUZ”
Hükümetin darbe yasalarının temizlenmesiyle ilgili muhalefetten katkı isteyeceği yönünde bilgilerin olduğunun hatırlatılması üzerine Böke, “Hükümet yetkililerine Türkiye’nin temel meselesinin darbe hukukundan arındırılma olduğunu söylemiş olan bir parti olarak bırakınız katkı vermeyi, hükümetin bunu yapması gerekliliğini anımsattığımızı söylemek isterim. Kurulan uzlaşma komisyonunun en temel görevinin Türkiye’yi darbe hukukundan arındırmak olduğunu yıllardır söylüyoruz. Bu alanda hükümetin ortaya çıkartacağı çalışmaları bekliyoruz ve destekliyoruz” diye konuştu.
(İHA)
CHP’nin 35. Olağan Kurultayı’nın ardından görevlendirilen yeni Merkez Yönetim Kurulu (MYK), ilk toplantısını gerçekleştiriyor. Genel Başkan Kemal Kılıçadaroğlu başkanlığındaki toplantı devam ederken, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında ilk MYK’nın kuvvetli iradenin nasıl bir takvime döküleceği, Türkiye’nin hak ettiği özgürlükçü demokrasiye nasıl taşınacağını konuştuklarını belirten Böke, Diyarbakır’dan gelen 3 şehit haberine değindi. Böke, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifalar diledi.
“CHP bu konuda defalarca uyarılarda bulundu” diyen Böke, “Dün Sayın Hüseyin Çelik’in yaptığı açıklamalar CHP’nin tespitlerinin, yönelttiği soruların, kaygılarının ne kadar doğru olduğunu bize bir kez daha bize göstermiş oldu. Hüseyin Çelik siyasete dün katılmış biri değil, AKP’nin kurucularından yıllarca bakanlığını, en uzun süre partinin sözcülüğünü yapmış bir siyasetçi. ‘PKK şehirlere silah yığarken devlet, eli kolu bağlı bekledi. Biz 2009’dan itibaren AKP MYK’sında Sayın Başbakan’ı ve Cumhurbaşkanı’nı uyardık, kimse bizi dinlemedi.’ Bunu Çelik söylüyor. Devletin elini kolunu kimin bağladığı sorusuna yanıt ihtiyacı bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. Ben de parti sözcüsü olarak soruyorum Sayın Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na; elinizi kolunuzu bağlayan neydi? Neden kentlerin silah deposuna dönmesine müsaade edildi” dedi.
Böke, konuşmasına şöyle devam etti:
"Meclis’te kurulması yönünde verdiğimiz toplumsal uzlaşma komisyonunun neden kurulamıyor olduğu da bizim hükümete ve iktidara sormak zorunda olduğumuz bir sorudur. CHP üçüncü yolla Toplumsal Uzlaşma Komisyonu’nun bu komisyonun barışı toplumsallaştıracak bu adımları barındıracak şekilde sivil toplum kuruluşlarından çalışacak bir yapının acilen kurulması gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu sorunun en temel parçalarından birinin kamu düzeninin sağlanması olduğu aşikar. Kamu düzenini sağlamakla yükümlü olan devlettir. Bunu yapacak olan devletin de hukuk içinde hareket etmesi ortadadır. Hukuk devletinin ilkesinin olmadığı yerde toplumsal barış da inşa edilemez.”
“BAŞBAKAN VE İÇİŞLERİ BAKANINA SORMAK İSTİYORUM; CUMHURBAŞKANININ ’MEVZUATLARI HİÇE SAYIN’ DİYEN TALİMATIYLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ NEDİR?"
Bugün yolsuzluk algısı endeksinin yayınlandığına değinen Böke, “Türkiye, Zambiya’dan, Benin’den, Togo’dan çok daha kötü durumda olduğu endeksle karşı karşıya yolsuzluk algısında. Togo bizden daha iyi, Zambiya, Benin bizden daha iyi durumda. Bu sorunun neden olduğu yanıtı çok aşikar. Hukuk devletinin olmadığı yerde işlerin temiz yapılmasını beklemek mümkün değildir. Hukuk devleti ihtiyacını savunması gereken, hukuk devletini koruyacağına kendisi anayasal olarak yemin etmiş olan Cumhurbaşkanı hukuk devletini çiğnemesi gerektiğini açık mikrofonlardan bütün dünyaya haykırdı. Kaymakamlarla yapılan toplantıda kaymakamların ‘hukuk dışına çıkın’ talimatıyla görevlendirilmiş olması gerçekten çok endişe verici. Türkiye bir hukuk devleri olmak zorundadır. Türkiye’nin hukuk devleti olmasının en temel koruyucusunun da Cumhurbaşkanı olması gerekmektedir. Cumhurbaşkanı sadece hukuk kurallarını sağlamakla yükümlü değildir. Aynı zamanda ettiği yemine sadık kalmakla da yükümlüdür. Ettiği yeminin önemli parçası da Türkiye’de mevzuatlara uyulmasını sağlamaktır. Kaymakamlara ’mevzuatlara uymayın’ diyen yaklaşım, Türkiye’de hukuku ayaklara altına almaktadır. Bu kabul edilemez. Buradan Sayın Başbakana ve İçişleri Bakanına sormak istiyorum; Cumhurbaşkanının mevzuatları hiçe sayın diyen talimatıyla ilgili görüşleri nedir” şeklinde konuştu.
“MERKEZ BANKASI’NIN KAFASI KARIŞIK”
Ekmeğe zam geldiğini söyleyen Böke, “Türkiye orta gelir tuzağına saplandı. Burada patinaj atıyor. Bu patinajın en somut örneğini 2016 Ocak enflasyon raporunu açıklayan Merkez Bankası’nın açıklamalarında gördük. Merkez Bankası’nın kafası karışık. Belki kafası karışık değil ama siyasi baskı sebebiyle bizlerin kafasını karıştırarak idare edebileceğini düşüyor. Merkez Bankası’nın sunduğu enflasyon hedefi yüzde 5. Bu hedef konulduğundan beri sadece kriz yıllarında tutturulabilmiş. Hedefimiz yüzde 5 ama 2016 yılı için hükümet programına konan enflasyon beklentisi yüzde 7,5. Yine beklentiler üzerinden yapılan değerlendirmeye göre de beklediği 2016 enflasyon rakamı da yüzde 8,2. Ben bir ekonomistim. Bu tablonun anlaşılmaz olduğunu ekonomist meslektaşlarıma hatırlatmak istiyorum. Merkez Bankası’nın bir görevi var, fiyat istikrarını sağlamak. Vatandaşın masasına gelen ekmeğin fiyatının artmamasını sağlamakla yükümlü. Bunu sağlayamıyor olmayı asgari ücretin artışlarına bağlayan yaklaşımı kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu.
Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Böke, Suriye Konferansı’nda PYD’nin dolaylı yoldan masada olacağı iddialarının sorulması üzerine, “Kırmızı çizgiler ifade eden hükümetin herhangi renkte bir çizgisi olmadığını görmüş oluyoruz. CHP’nin pozisyonu çok net. Biz bölgede savaşın sonlandırılacağı her türlü adıma destek vereceğimizi baştan beri söylüyoruz. Eğer PYD’yi terör örgütü olarak ilan ediyorsa bir hükümet, o zaman o örgütün başkanını Ankara’ya davet edip, muhatap almak teröre yataklık etmek değil midir? Bu soruya yanıt vermekle mükellef olan iktidardır. Masanın etrafına kimlerin oturduğunun değil, savaşın sonlandırılmasının önemli olduğunu vurgulamış olmakla birlikte Türkmenlerin o masada olması gerekliliğinin de altını çizmek istiyorum. Bizim hükümetten beklediğimiz Türkmenlerin masaya oturmasını ve güçlü bir şekilde Türkiye’nin de orada yer almasını sağlamasıdır” yanıtını verdi.
“KENDİMİZ BİR SORUŞTURMA KOMİSYONU KURDUK”
CHP’li bir milletvekilinin TBMM’deki odasında Atatürk’ün resmini indirdiği ve bununla ilgili Grup Disiplin Kurulu’nda bir sürecin başlatılıp başlatılmayacağı sorusu üzerine Böke, “CHP Atatürk ilkelerine bağlı, Atatürk’ün Türkiye’ye en büyük armağanı Cumhuriyet ile beraber. CHP, kendi içerisinde bu ilkelerle örtüşmediği iddia edilen her tür soru ve sorunu kendi partisi içerisinde değerlendirir, yetkili organlarında karara bağlar. Bir kez daha bu ortaya çıkmış olan savlarla ilgili, dedikodularla ilgili kendimiz bir soruşturma komisyonu kurduk. Bu komisyonun değerlendirmeleri yetkili organlara iletilecektir. Mutlaka gereken karar o organlardan çıkacaktır” dedi.
“BİZİM İLK VE ÖNCELİKLE BEKLENTİMİZ HAK EDİLEN ÜCRETLERİN ÇALIŞIRKEN DE, EMEKLİ OLDUKTAN SONRA ALINDIĞI BİR DÜZENDİR”
Emeklilerin hükümetten bir promosyon beklediğini hatırlatılarak, bugün milletvekillerine gelen promosyon müjdesiyle ilgili soruya Böke, “Emeklilerin Türkiye’de var olan durumlarının hak etmedikleri bir düzeyde olduğunu CHP 7 Haziran seçimlerinden önce Türkiye kamuoyuna hatırlatmış olan bir parti. CHP’nin en temel görüşü şu; yıllarca bu ülkeye emek vermiş olanların hak ettikleri emeklilik maaşlarını promosyon beklentileriyle değil, doğrudan hak ettikleri şekilde yıllarca katkıda bulundukları fonlardan sağlama yükümlülüğü devletindir. Bu promosyonlar tabii ki hak edilenin üzerine emeklilerin durumunu düzeltme açısından değerlidir. Ancak bizim ilk ve öncelikle beklentimiz hak edilen ücretlerin çalışırken de, emekli olduktan sonra alındığı bir düzendir. Gelir eşitliğini hedef edinmiş olan yaklaşım burada promosyonla sınırlı tartışmanın değil de çalışırken hak ettiğiniz ücreti aldığınız bir istihdam piyasasının ve emekli olduğunuzda bunun devam ettiği emeklilik düzeninin mutlaka inşa edilmesi gerektiğini savunur” cevabını verdi.
“HÜKÜMETİN ORTAYA ÇIKARTACAĞI ÇALIŞMALARI BEKLİYORUZ VE DESTEKLİYORUZ”
Hükümetin darbe yasalarının temizlenmesiyle ilgili muhalefetten katkı isteyeceği yönünde bilgilerin olduğunun hatırlatılması üzerine Böke, “Hükümet yetkililerine Türkiye’nin temel meselesinin darbe hukukundan arındırılma olduğunu söylemiş olan bir parti olarak bırakınız katkı vermeyi, hükümetin bunu yapması gerekliliğini anımsattığımızı söylemek isterim. Kurulan uzlaşma komisyonunun en temel görevinin Türkiye’yi darbe hukukundan arındırmak olduğunu yıllardır söylüyoruz. Bu alanda hükümetin ortaya çıkartacağı çalışmaları bekliyoruz ve destekliyoruz” diye konuştu.
(İHA)
