TBMM
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
TBMM'nin 2021 yılındaki aydınlatma ihalesini 12 milyon 932 bin liraya Cengiz İnşaat'ın kazandığını belirten Altay, bu durumu kuşkuyla karşıladığını ifade etti. İhalenin detaylarını Meclis Başkanlığından öğreneceklerini dile getiren Altay, "Tesadüfün bu kadarına, böylesine de pes diyorum." sözlerini sarf etti.
ABD'nin Türkiye'ye yönelik S-400 yaptırımlarına ilişkin CHP adına dün akşam TBMM Genel Kurulunda sert refleks gösterdiklerini anlatan Altay, ancak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ABD'nin yaptırım kararının açıklanmasından 2 saat sonra çıktığı TBMM kürsüsünde bu konuya değinmemesinden üzüntü duyduğunu söyledi.
Altay, "Dış politikada içine düştüğünüz bu olumsuz hal, TBMM'yi arkanıza almadığınız için. Bakan, TBMM kürsüsünde, ABD Senatosu ve Kongresi'nde alınan bu karara en güzel meydan okunacak yerde ama karara Dışişleri Bakanı meydan okumuyor; Engin Altay, CHP meydan okuyor. Bunu da doğru bulmadığımızı peşinen söylüyorum." diye konuştu.
Türkiye'nin dış politikasının şahıslar değil devletler hukuku ve diplomasinin genel normları çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Altay, "Obama seni kandırdı, Trump oyaladı, bakalım Biden ne yapacak? 'Ne Trump ne Biden ne Amerika ne Rusya; tam bağımsız Türkiye.' diyeceksin. 'Orta Doğu'dan defolun, Orta Doğu halkları kendi kaderini tayin etsin.' diyeceksin. Orta Doğu'da didişen ülke değil, en gelişmiş ve güçlü ülkesi olarak herkese sen ağabeylik yapacaksın. Sana kimse ağabeylik yapmayacak." ifadelerini kullandı.
Engin Altay, ABD'nin yaptırım kararlarını tanımadıklarını belirterek "Elimizin tersiyle itiyoruz. En sert şekilde kınıyoruz.
Onların dediği gibi 'yakışmadı.' demiyoruz, kınıyoruz, çok yüksek bir refleksle kınıyoruz. Türkiye'nin, 83 milyonun bunu hak etmediğini düşünüyoruz." dedi.
Bu yaptırımın arkasında, TSK'nın bünyesindeki F-16'ların uçmamasına kadar gidebilecek bir risk bulunduğunu dile getiren Altay, "Göğsünde ayyıldız logosu olan F16'larımız bölgemizin her yerinde yasal ve uluslararası dayanaklara uygun olarak uçmalıdır.
Bu yaptırıma Türkiye teslim olmamalıdır, en yüksek refleksi vermelidir." değerlendirmesinde bulundu.
"İstanbul'a küçücük ekmek büfesini sığdıramadınız"
Engin Altay, iktidarın esnafa yönelik kira yardımı uygulamasını eleştirerek yardım tutarının esnafın kira giderini karşılamaktan uzak olduğunu öne sürdü. Esnafın tek giderinin kira olmadığına; vergi, stopaj gibi ödemeleri bulunduğuna işaret eden Altay, "Nasıl ödeyecek bu adam? 'Koskoca devletim.' diye caka satıyorsun, hava atıyorsun.
Tunus'a 5 milyon dolar hibe yapıyorsun, Sudan'ın 3,5 milyon dolar IMF borcunu üstleniyorsun da esnafını niye düşünmüyorsun?" sorularını yöneltti.
Esnafın aç olduğunu iddia eden Altay, iktidarın bunu kabul etmediğini, "insanlarla dalga geçer gibi 750 ve 1000 liralık kira yardımı yaptığını" söyledi.
İstanbul'da bir Halk Ekmek büfesindeki kuyruk fotoğrafını göstererek İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisindeki AK Parti Grubu'na, Ekrem İmamoğlu'nun Halk Ekmek büfe sayısının artırılması yönündeki önerisine engel olmamaları çağrısında bulundu.
Altay, "İstanbul'a plazaları, gökdelenleri, her şeyi sığdırdınız, küçücük ekmek büfesini sığdıramadınız.
Hakikaten milletten bu kadar uzak bir iktidarın, sadece milletin manevi değerlerini istismar ederek ayakta kalma süresinin artık doldurduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Hiçbir şey olmasa da bir şey yapacaklarsa ben onu da bilmem"
Engin Altay, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun dün Genel Kurul'da "Seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz mi var?" dediğini aktararak şöyle devam etti:
"Eğer darbe paranoyası yaşıyorsanız kurtulun ya da millete darbe üzerinden gözdağı vermeyin. Sığına sığına terör, darbe ve manevi duygulara sığınmaktan, bunlara artık zarar verir hale geldiniz. Çavuşoğlu'ndan bu konuda bir açıklama bekliyoruz.
O ne kastediyor bilmem. Direneceklerse, gece yarısı sandıkları patlatacaklarsa, yakacaklarsa, oy verme işlemi tamamlandıktan sonra seçimi iptal edeceklerse, hiçbir şey olmasa da bir şey yapacaklarsa ben onu da bilmem. Ama şunu biliyorum, biz Millet İttifakı, CHP bu seçimi kazanacağız, paşa paşa bu seçimi alacağız, siz de tıpış tıpış gideceksiniz."
"İstanbul İl Başkanımız HSK'ye başvuracak"
Altay, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un evinin fotoğrafının izinsiz çekilmesine ilişkin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında iddianame hazırlanması konusunda, arazi fotoğrafını göstererek "Bu artık tuzun koktuğu yer değil, kepazeliğin daniskası." sözlerini sarf etti.
"Türkiye'de dokunulmazlığı olan üç kişinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fahrettin Altun ve Alaattin Çakıcı olduğunu" ileri süren Altay, Alaattin Çakıcı'nın hala ifadeye çağrılmamış olmasını milletin vicdanına bıraktığını kaydetti.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki davaya konu olaya ilişkin Cumhuriyet savcılığının daha önce takipsizlik kararı verdiğini anlatan Altay, bu haberin bir gazetede yayınlanmasının ardından bir kadın sanatçının söz konusu yerin videosunu çektiğini belirtti.
Altay, "Bunu hem Fahrettin Altun hem bu sanatçı paylaşıyor. Mesela o videoda Fahrettin Altun'un evi var. Ama Üsküdar İlçe Başkanımızın çektiği fotoğraflarda sadece mülkiyeti Hazine'ye ait olan boş bir arazi var. Burada da dikkatli bakılırsa görüleceği gibi pergola yıkılmış.
Buradan soruyorum; niye yıktın pergolayı? Usule aykırı yaptığın için yıktın. 'Burada usulsüzlük var.' demek artık 10,5 yıldan başlıyor. Bunun adı tam faşizmdir, örtülü falan filan değil." görüşünü savundu.
"Altun'un kamu arazisine pergola yaptığını" öne süren Altay, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı, kanuna aykırı bir iş yapamaz. Kaldı ki gitse, başvursa her belediye de ona bu hakkı verecek zaten. Ama muhtemel ki kendisi almadan daha, kiralamadan burayı kendi uhdesine geçirmiş.
Kaçak var. Çünkü Cumhuriyet Gazetesindeki haberden sonra pergola yıkılmış. Niye yıktın? Bir kusur işledin. Senin kusurunu kamuyla paylaşmak, özgür basının görevidir." diye konuştu.
Altay, "Altun'un, bu haber nedeniyle bir gazeteyi Basın İlan Kurumu üzerinden cezalandırdığını ve muhabirleri hakkında cezai kovuşturma başlattırdığını" iddia ederek CHP olarak mücadeleye devam edeceklerini, susmayacaklarını söyledi.
Kaftancıoğlu hakkındaki iddianamede "suçu ve suçluyu övme"nin de bulunduğuna dikkati çeken Altay, şöyle devam etti:
"Mafyanın, terör örgütlerinin yargısız infazlarını bilirdik ama mahkemelerin yargısız infaz yapacağını tahmin etmezdik. Geldiğimiz noktada İstanbul İl Başkanımıza mahkeme marifetiyle yargısız infaz yapılmak isteniyor.
İl Başkanımız bugün yarın Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) bu kepaze dosyayı, bu soruşturmayı, kovuşturmayı açan yargı mensuplarıyla ilgili bir şikayette ve suç duyurusunda bulunacak.
Ben çok ümitvar değilim. Ama bu vesileyle HSK'ye seslenmek isterim, biraz Allah'tan korkun, milletten utanın, aldığınız hukuk derslerinde size öğretilenlere, okuduğunuz kitapları yazan hukuk alimlerine, hukukun evrensel norm ve ilkelerine biraz saygılı olun."
"12 Eylül yasaları dururken parti içi demokrasiyi tam tesis etmek mümkün değil"
Engin Altay, bir gazetecinin "Muharrem İnce, CHP'de parti içi demokrasi olmadığını iddia etti. Bazı CHP'li milletvekillerinin de kurulacak yeni partiye katılacağını söyledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık, Türkiye'de 12 Eylül yasaları varken parti içi demokrasiyi tam tesis etmenin mümkün olmadığını ifade etti.
CHP'nin, Türkiye'de parti içi demokrasinin, diğer partilerle kıyaslandığında en iyi çalıştığı parti olduğunu belirten Altay, yeni partiler kurulabileceğini ve bazı kişilerin onlara katılıp katılmamaya karar verebileceğini dile getirdi.
Altay, CHP'li milletvekillerinin bütçe görüşmelerindeki performansına baktığında, halkın iktidarını kurma yolunda büyük bir inanç ve kararlılık içinde olduğunu savundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com