ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezindeki Parti Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, CHP'nin 94. kuruluş yıl dönümü kutlamaktan dolayı yaşadığı sevinç ve heyecanı dile getirdi.
Ülkenin kurucularının kurduğu bir partinin genel başkanlığını yapmanın ayrıcalığını yaşadığını belirten Kılıçdaroğlu, partisinin kuruluş tarihi hakkında bilgi verdi.
Partisinin, ezilenlerin yanında olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, devlette de liyakata, bilgiye, ahlaka ve adalete önem verdiğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, "Kinden uzaklaşmış, nefretten uzaklaşmış, kini ve nefreti devlet yönetimine taşımayan bir anlayış vardı Cumhuriyet Halk Partisi'nde. Aynı anlayışı yine bekliyoruz, olması gerekir. Devleti insan gibi yönetecekseniz, insan odaklı yönetecekseniz, böyle karar vermeniz lazım." diye konuştu.
Partililerin "Önce Türkiye" diyerek, Türkiye'nin çıkarlarını her yerde ve her ortamda savunduklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim milliyetçiliğimizi eleştiriyorlar. Milli olduklarını söylüyorlar. Ege adalarına sahip çıkamayanların milliyetçiliği boşunadır. Biz Kıbrıs'a çıktığımızda milliyetçiliğimizi Kıbrıs'ın Beşparmak dağlarına yazdık. Akdeniz'e yazdık biz milliyetçiliğimizi. Bizim milliyetçiliğimiz lafla değil, bizim milliyetçiliğimiz eylemledir. Halkın çıkarlarını koruruz. Bizim milliyetçiliğimiz kafatası milliyetçiliği değildir. 80 milyonu vatanseverlik bağlamında kucaklayan bir milliyetçiliktir. Bizim milliyetçiliğimiz, bizim anlayışımız budur. Biz bu anlayışla yola çıktık, bu anlayışla yürüyoruz."
"Biz kendi ülkemizde adalet istiyoruz"Katma değeri yüksek ürün üreten, üniversiteleri bilgi üreten bir Türkiye istediklerini de dile getiren Kılıçdaroğlu, her bilim insanın özgürce her siyasal partiyi eleştirebilmesi gerektiğini dile getirdi.
Gözü kapalı bir Türkiye istemediklerini, zengin, varlıklı bir ülke istediklerini belirten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Biz, yaratılan her katma değerin yani artan her milli değerin işçi, çiftçi, köylü arasında eşit dağıtılmasını, herkesin kalkınmadan pay almasını istiyoruz. Refahın her birey için yükselmesini istiyoruz. Biz kendi ülkemizde adalet istiyoruz. Masum insanların hapishanelere atılmasını istemiyoruz. Biz medya özgürlüğü istiyoruz. 'Gazetecilerin hapiste olduğu bir Türkiye'yi dünyaya anlatamazsınız' diyoruz. 'Yazıktır, günahtır, bu kadar birikime, bu kadar emeğe, demokrasi konusunda aldığımız bu kadar yola yazık ediyorsunuz' diyoruz. Tahammül edemiyorlar, bizi eleştiriyorlar. Türkiye'nin yarı açık cezaevine dönmesini istemiyoruz. Herkesin huzur içerisinde olmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.
Hollanda'nın 2016 tarım ürünleri ihracatının 85 milyar avro olduğa, Konya'dan küçük bir ülkenin Türkiye'nin 5 katından fazla tarım ihracatı yaptığına işaret eden Kılıçdaroğlu, fındık üreticilerinin sıkıntılarıyla ilgili de eleştirilerde bulundu.
Dünya fındık üretiminin yüzde 70'i'nin Türkiye'de yapıldığını ancak fındık fiyatını Türkiye'nin belirlemediğini aktaran Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"CHP olarak ben buradan açık ve net söylüyorum, namus sözü veriyorum. İlk 4 yılda bütün dünyada fındık fiyatını sadece ve sadece Türkiye belirleyecektir. Borsa, lisanslı depoculuk, bütün sorunları çözeceğim. Kim kazanacak, Karadeniz'in fındık üreticisi kazanacak, Türkiye kazanacak. Böyle giderse ne olacak? Fındık üreticisi, köylü kendi bahçesinin işçisi olacak. Çünkü o bahçeleri de gelip alacaklar ellerinden, ikinci aşama o. Bu tuzağa düşmeyin, benden söylemesi. Varsa bir yalanım, varsa bir yanlışım, varsa bir hatam çıkın söyleyin. Ama ben doğruları söylüyorum. Doğruları söylediğim için de iktidarın hedefindeyim. Sabah, öğle, akşam kurşun sıkıyorlar, her türlü hakareti yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, çiftçinin hakkını teslim edeceğim. "
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin ahlaksızca suçlandığını ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bu kadar derdi varken, sizin derdiniz niye CHP? Çıkıp, 'Bu ülkede adalet var' diyemiyorlar. Hangi sorunu çözdüler? Hiçbir sorunu çözmediler, tam tersine yeni sorunlar getirdiler. Devlet böyle yönetilmez, devlet akılla yönetilir, adaletle yönetilir, liyakatla yönetilir, bir kişiye teslim edilmez. Bir kişiye teslim edilen devletler, tarihin çöp sepetinde duruyorlardır."
'Senin gazetecilerin önünde oturalım iki medeni insan gibi konuşalım'Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Kemal Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
"Benimle hesaplaşmak mı istiyorsun Sayın Erdoğan? Gayet basit. Söyledim, yine söylüyorum. Senin televizyon kanalında, senin gazetecilerin önünde oturalım iki medeni insan gibi konuşalım. Cevap bile veremedi, çekiniyor, korkuyor, cesur değil... Konuları önceden sen belirle, o konuları tartışalım medeni insan gibi. "
Kılıçdaroğlu, "Biz buradayız. Cesaretin varsa çıkarsın karşımıza, öyle uzaktan maval okumanın anlamı yoktur. Millet, televizyonda kim yalan söylüyor, kim doğru söylüyor onu görür, gözlerinden anlar." dedi.
Muhabir: Yıldız Nevin Gündoğmuş,İlkay Guder