TBMM (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Dışişleri Bakanlığında KKTC'nin tanıtılması için özel temsilci atanması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, bugün Kıbrıs Barış Harekatı'nın 43. yıl dönümü olduğunu anımsattı.
Uluslararası toplumun, KKTC'nin kurulmasından sonra Rum tarafıyla birleştirilmesi yönündeki güçlü baskısı nedeniyle başlayan görüşmelerin yaklaşık 40 yıldır sürdüğünü belirten Yılmaz, şu anda barış görüşmelerinin kesildiğini anımsattı. Yılmaz, bunun, 40 yıl, 140 yıl daha devam edemeyeceğini, bir sonunun gelmesi gerektiğini ifade etti.
Taktik olarak, bir barış görüşmesi bittikten sonra alternatiflerin gündeme geldiğini dile getiren Yılmaz, her görüşme başladığında Rum tarafı ve uluslararası toplumun, "Bu defa son şans.", "Bir daha olmaza olmaz." dediğine işaret etti.
Bu cümlelerin kıymetinin kalmadığını, bunların oyalama, kandırma, durumu idare etme, gerçeklerle yüzleşmekten kaçma cümleleri olduğunu ifade eden Yılmaz, "Rum tarafında şubat ayında başkanlık seçimi var. Eğer bu kafayla gidersek, uluslararası toplum, seçimlerden sonra kaldığı yerden başlanılması yönünde bir irade kullanacak. Kalınan yer, Türk tarafının tezlerinin geriye çekildiği bir yer. Bu oyalama, bu taktik anlayışı hiçbir sonuç doğurmayacak." diye konuştu.
Yılmaz, çözümün olmadığının açık olduğunu belirterek, KKTC'nin tanıtılması için Dışişleri Bakanlığında KKTC'nin uluslararası toplumda tanıtımından sorumlu özel temsilci atanması gerektiğini söyledi. Yılmaz, KKTC Dışişleri Bakanlığının da tanıtım yönünde çaba harcaması gerektiğini dile getirdi.
Maraş ile ilgili Türklerin, KKTC'nin iradesinde yeni bir düzenleme gerektiğini söyleyen Yılmaz, BM Barış Gücü'nün Ada'daki varlığıyla, burada iki etnik yapı arasında çatışma oluyor, önlüyor havası yaratıldığını belirtti. Yılmaz, Türk askeri sayesinde Ada'da çatışma olmadığına işaret ederek, BM Barış Gücü'ne böyle bir görüntü oluşturma izninin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, bu konuda atılacak adımlar yeterince cesur, kararlı olmazsa ilerleyen süreçte, 10-20 yıllık süreçte KKTC'nin lime lime edileceğini savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toprakta gerileme, garantilerin sulandırılması, adına federal dedikleri bir devlet yapısı, Türklerin azınlık, Rumların borusunun öttüğü bir sistem isteniliyor. KKTC'yi pazarlık masasında lime lime etmeye göz yumuyoruz. KKTC'deki bir anlayışın şunu anlaması gerekir; bizim atalarımız, bizim ülkemizdeki insanlar, oradaki bağımsızlık, özgürlük mücadelesi için kanlarını siz bugün masada satasınız diye vermediler. Türkiye, Kıbrıs gibi haklı, meşru, stratejik konuda geri adım atıp, kendi tanıdığı devleti, başkasına tanıtamama acziyetinde olursa hiçbir şey yapamaz, Türkiye'yi kimse dinlemez. Uluslararası baronlar Akdeniz'e asker yığıyor, bizim askerimizin oradan çekilmesi isteniyor. Çünkü Türkiye, kendi tanıttığı devleti başkalarına tanıtma cesareti gösteremiyor, dik duramıyor, cesur davranamıyor, 'bu görüşmeler bitti, dünyaya ilan ediyorum, bu fasıl kapanmıştır' diyemiyor. KKTC'deki kardeşlerimizin de bu davaya artık sahip çıkmalı. İç siyasi çekişmeler, Rumun gözüyle Kıbrıs davasını okuma anlayışıyla bir yere varılamaz."