Genel

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak: ABD ve İran arasında tansiyon ilerleyen günlerde daha da yükselecek

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Öztrak, "ABD ve İran arasında tansiyon ilerleyen günlerde daha da yükselecek. Sıcak bir çatışma çıkması durumunda bundan tüm bölgemizin olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz." dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak: ABD ve İran arasında tansiyon ilerleyen günlerde daha da yükselecek
06-01-2020 22:18

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, cuma günü gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulunda, başta İdlib olmak üzere Suriye'deki son gelişmeleri, Irak'ta bir İranlı generale yönelik ABD suikastını, Libya'ya asker gönderilmesini, ekonomik krizin yarattığı tahribatı ele aldıklarını belirtti.

2000'lerin başında ülkede yaşanan ekonomik krizin o dönemin iktidarını ekonomide büyük bir mıntıka temizliğine zorladığını, 2002 sonunda işbaşına gelen AK Parti iktidarının, öncekinden yapısal reformlarla güçlendirilmiş bir ekonomi ve dünyada güven uyandırmış bir program devraldığını ifade eden Öztrak, izleyen on yılda zaman zaman yapılan yanlışlara rağmen mevcut programa bağlı kalındığını söyledi.

Öztrak, bu on yılın sonuna doğru iktidarın küresel gelişmeleri okuyamadığını, ekonominin içsel dayanıklılığını artıracak adımları atamadığını, sıcak parayla sorunların üstünü örtmeyi tercih ettiğini savundu.

"Tek adam rejimini kurma hırsıyla gözü dönen iktidar, geçtiğimiz 10 yılda hem içeride hem de dış politikada ciddi yanlışlar yaptı" diyen Öztrak, Türkiye'nin, özellikle 2000'lerin ikinci 10 yıllık diliminde, eline geçen fırsatları doğru ve verimli bir şekilde kullanamadığını kaydetti.

Son 10 yılın tarihe "kayıp yıl" olarak geçtiğini dile getiren Öztrak, "Ucube tek adam parti devleti rejimi projesinin peşine takılan iktidar, ekonomiden dış politikaya, hukukun üstünlüğünden demokratik standartlara kadar her alanda ülkemizi geriye götürdü. Parlamenter demokrasimiz darbeler nedeniyle zaten ciddi yaralar almıştı ancak en azından milli meselelerde ortak aklı arayan bir sistemimiz vardı, parlamenter demokrasi vardı. Ucube bir tek adam rejimiyle bu imkan ortadan kalktı." diye konuştu.

"Türkiye, AB hedefinden çok uzak"

Afrika dışında parlamenter demokrasiyi bırakıp sözde başkanlık rejimine geçen tek ülkenin Türkiye olduğunu öne süren Öztrak, Türkiye'nin sorununun olmadığı tek bir komşusunun kalmadığını söyledi.

Faik Öztrak, 1999'da AB'ye aday üye statüsü kazanan ve 2000'lere AB'ye tam üyelik hedefiyle giren Türkiye'nin, şimdi bu hedeften çok uzaklarda olduğunu suvundu.

Öztrak, şöyle devam etti:

"200-250 bin Suriyelinin daha İdlib'den Türkiye'ye doğru geldiğini AK Parti Genel Başkanı söylüyor. Bu sayının bir milyonu bulabileceğini ise yetkili ağızlar kapalı kapılar ardında bize ifade ediyor. Bu gelenler kimler, içlerinde kafa kesen radikaller var mı yok mu onu da bilemiyoruz. Bunu AK Parti Genel Başkanı ne kadar biliyor onu da bilmiyoruz ama ne de olsa fedakarlığı AK Parti Genel Başkanı yapmıyor. Saray sosyetesi binlerce korumayla saraylarında güvenle yaşıyor. Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında. Milletin sırtından Suriyeliler için 40 milyar dolar zaten harcamışlar, şimdi diyorlar ki 'gerekirse bir 40 milyar dolar daha harcarız.' Bu arada benim gencecik üniversite öğrencim kartında yemek parası olmadığı, iş bulamadığı için canına kıyıyor."

Rusya ve İran ile yürütülen Astana ve Soçi süreçleriyle İdlib'de bir çatışmasızlık bölgesi oluşturulduğunu, bu çatışmasızlık bölgesinde de Türkiye garantör olarak 12 gözlem noktası kurduğunu hatırlatan Öztrak, Mehmetçiklerin bulunduğu 12 gözlem noktasının çoğunun Suriyeli rejim güçleri tarafından kuşatıldığını ifade etti.

Bu gözlem kulelerinin olduğu bölgeden yüz binlerce Suriyelinin Türkiye sınırlarına dayandığına işaret eden Öztrak, bu gözlem noktalarının neden kurulduğunu, gözlem noktalarının güvenliği ve bu gelen göç dalgasını neden engelleyemediğini sordu.

Öztrak, iktidarın, Türkiye'nin kucağına çok ağır bir Suriye ve Suriyeli sorunu bıraktığını ileri sürdü.

"Uyarıyoruz, yeni bir maceraya sakın girmeyin"

Mehmetçiğin Libya çöllerindeki ateşin içine, Fizan'a sürüldüğünü iddia eden Öztrak, Mehmetçikler için endişeli olduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını hatırlatan Öztrak, "Doğu Akdeniz'de varlık gösterebilmek için Libya'ya asker göndermemiz gerekiyormuş. Bölgedeki tüm ülkeler Doğu Akdeniz'in zenginliklerini paylaşabilmek için işbirliği yapıyorlar. Bu çerçevede birbirlerine diplomatlarını, ticari ataşelerini, iş adamlarını gönderiyorlar ama Sayın Erdoğan'ın yönetiminde Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de varlık gösterebilmesi için Türk askerinin Libya'daki iktidarı kurtarmaya gitmesi gerekiyor. Bunu anlamak mümkün değil." şeklinde konuştu.

Erdoğan'ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Libya'daki kahramanlıklarının ardına sığındığını ileri süren Öztrak, Erdoğan'ın kendilerine tarih dersi vermesini gülümseyerek izlediklerini vurguladı.

"Biz tarihimizi gayet iyi biliyoruz." diyen Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz onun için kendisine Libya’ya asker gönderme diyoruz. Kahraman bir subay olarak Atatürk o gün kendi vatan toprağını savunuyordu. Bugün Libya artık bizim toprağımız değil. Oraya Mehmetçiğimizi hem de yaptıkları gibi hesapsız, kitapsız, ideolojik hayallerle ve emperyalistlerin yeni aldatmacalarına kanarak göndermenin bir macera olduğunun altını tekrar çiziyoruz.

Bir de dün akşam askerimizin orada koordinasyon görevi yapacağı ve 'bizim askerimiz dışındaki muharip güçlerimizin' sahada olacağı söylendi. Hayrola kim bu farklı muharip güçler? Hangi yetkilerle bu birlikler kuruldu? Hayırdır, paralel devletten sonra mehdinin gelmesi için çalışan danışmanlarınızın komutanlığında paralel bir ordu da mı kurdunuz? Şimdiden uyarıyoruz. Ülkemizin teröre bulaşmış güçlerle iş birliği yapmakla suçlanmasına yol açacak yeni bir maceraya sakın girmeyin. Peki tüm bu hususlar devlet katında düşünüldü mü? Bunu Cumhurbaşkanı Yardımcısının 'Sonunu düşünen kahraman olamaz'. itirafı ile öğrendik. Düşünülmemiş."

Mafya dizisi senaristlerinin yazdığı ucuz popülist repliklerle ülke yönetildikçe Türkiye'nin başının belalardan kurtulamayacağın öne süren Öztrak, "Bu beyefendiye tavsiyem Kurtlar Vadisi seyretmeyi bir yana bıraksın varsa eğer Cumhurbaşkanlığının kütüphanesinde Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'unu okusun. Basiretli devlet yönetimi nasıl olur Nutuk'tan öğrensin." dedi.

Öztrak, Cumhurbaşkanının askeri danışmanının da "mehdiye ortam hazırlamakla" meşgul olduğunu, onun önerileriyle Libya'ya asker gönderildiğini ileri sürdü.

"Libya çöllerine Mehmetçiklerimizi sürerken 'mavi vatanı' hatırladılar." ifadesini kullanan Öztrak, "Mehmetçikleri Libya çöllerine göndermenin adı ne zamandan beri mavi vatan oldu" dedi. Öztrak, Libya'da işler ters giderse b,c,d planlarına ve bir çıkış stratejisine sahip olunup olunmadığını sordu.

"Vatandaş bankalarda mevduatını döviz cinsinden tutuyor"

Geçen hafta sonunda Irak'ta Amerikalıların İranlı komutan Kasım Süleymani'ye suikast düzenlemesinin son derece ciddi bir olay olduğuna dikkati çeken Öztrak, Büyük Orta Doğu ve Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesi'nin yeni bir aşamaya doğru evrildiğine değindi.

Öztrak, "ABD ve İran arasında tansiyon ilerleyen günlerde daha da yükselecek. Sıcak bir çatışma çıkması durumunda bundan tüm bölgemizin olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz. Türkiye-İran sınırı 1639'dan bu yana dünyadaki en istikrarlı sınırlardan biri. Bunun değişmesi en çok bizi etkileyecektir." ifadesini kullandı.

Faik Öztrak, Türkiye'de iktidar sorumluluğunu taşıyanların ideolojik rüyalara dalmaması gerektiğini kaydetti.

ABD ve İran arasında çıkacak çatışmaya hiçbir şekilde müdahil olunmaması, imkan bulduğunda tansiyonun düşürülmesi için çalışılması gerektiğine işaret eden Öztrak, başta ekonomik olmak üzere bu krizin olası olumsuz etkilerinin bertaraf edilecek tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Ekonomide tahribat olduğunu savunan Öztrak, Türkiye'nin 2020'li yıllara yüzde sıfır civarında bir büyüme, yüzde 14'e dayanan bir işsizlik ve yüzde 12'ye yakın enflasyonla girdiğini dile getirdi.

Yüksek işsizlik ve yüksek enflasyonun son derece tehlikeli bir birleşim olduğuna dikkati çeken Öztrak, insanların geleceğe ilişkin umutlarını yitirmesinde, intihara sürüklenmesinde bu sorunun bulunduğunu kaydetti.

Öztrak, "Bu ülkede üniversiteli gençlerimiz yemek parası bulamıyorsa bu ülkede işini kaybettiği, borcunu ödeyemediği için insanlarımız ailesiyle beraber yaşamına kıyıyorsa bunu görmezden gelip sanki işler iyi gidiyormuş gibi yapamayız." diye konuştu.

Geçen yıl Arjantin'den sonra parası en çok değer yitiren ikinci ülkenin Türkiye olduğunu belirten Öztrak, vatandaşın bankalarda mevduatını döviz cinsinden tutmayı tercih ettiğini söyledi.

"İddialı bir kalkınma stratejisini hayata geçireceğiz"

Geçen yıl açıklanan 11'inci Kalkınma Planı ile tüm hedeflerde yüzde 50 tenzilata gidildiğini iddia eden Öztrak, iktidarın 2023 için koyduğu hedeflerden sadece bir tanesinde tenzilat yapmadığını, zam yaptığını, onun da işsizlik olduğunu belirtti.

Öztrak, "Yüzde 5 hedeflendi işsizlik. 11'inci Kalkınma Planı'nda işsizlik, 2023 için yüzde 9,9'a çekildi. Şimdi Erdoğan çıkmış, '2009 krizi teğet geçecek demiştim, teğet geçti.' diye dün akşam övünüyor. Sayın Erdoğan, bu krizin teğet geçmediği 2023 hedeflerinizin ne hale geldiğinden açık seçik belli oluyor. 11. Kalkınma Planı'nda ilan ettiğiniz hedefler, aslında ekonomi politikalarınızın iflasının ilanıdır." açıklamasını yaptı.

Faik Öztrak, Türkiye'nin önünün vakit yitirmeden birinci sınıf bir demokratik parlamenter rejim ile açılmak zorunda olduğunun altını çizdi.

Milletin gerek 31 Mart seçimlerinde gerekse 23 Haziran seçimlerinde iktidara kuvvetli bir şamar attığını söyleyen Öztrak, şöyle devam etti:

"Şimdi esas şamarı atmak için sandığın önüne gelmesini beklemektedir. Anlaşılan iktidar da artık ömrünün sınırlı olduğunun farkında. O nedenle Erdoğan'ı mutlu edecek programları yandaş televizyonlara yaptırıyorlar. Önce CHP olarak, milletimizin cebini boşaltan, işini elinden alan bu ucube rejimden kurtulmak için geniş bir siyasal yelpazede yapılacak her türlü iş birliğini kolaylaştıracak tüm fedakarlığı yapmaktan kaçınmayacağız. Sonra da CHP olarak ülkemizi yeniden küresel yarışta başa güreşir hale getirecek iddialı bir kalkınma, demokratikleşme stratejisini hayata geçireceğiz."

"FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkması lazım"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Sayın Cumhurbaşkanı dün akşam programda yeni parti kurma hazırlığında olan Ali Babacan'a eleştiriler yöneltti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu Öztrak, şöyle yanıtladı:

"Hükümet sistemi mevcut olduğunda hükümetlerin aldıkları her kararda, hükümetlerin tüm yetkililerinin ortak sorumlulukları vardır. Hele hele başbakansanız çok ciddi sorumluluğunuz vardır. Siz çıkıp o gün de 'Bunlar IMF'ciydi, şöyleydi böyleydi.' dediğiniz zaman kendi sorumluluğunuzu inkar edemezsiniz. Suriye'ye gireceksiniz 'Bizi aldattılar.' diyeceksiniz, darbe olacak 'Bizi kandırdılar.' diyeceksiniz, şimdi de 'Hükümetin içinde ortak sorumluluğunuz varken bakanlar bizden habersiz IMF'cilik yaptı.' diyeceksiniz. Artık bu sorumluluktan kaçmanın daniskasıdır. Bu ülkede en son IMF anlaşması imzalayan başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. IMF'ci arıyorsa önce gidecek aynaya bakacak." yanıtını verdi.

"FETÖ ile mücadele konusunda iki yetkilinin değerlendirmeleri var. Adalet Bakanı, 'FETÖ ile mücadele sulandırılmamalı.' sözleri dikkat çekiyor. Numan Kurtulmuş'un da 'FETÖ illaki siyasete bulaşmıştır.' ifadesi var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Öztrak şunları söyledi:

"Sayın Adalet Bakanının sözleri aklıselime işaret etmektedir. Bugün sanki kasıtlı olarak bu örgütle ilgili soruşturmalar sulandırılmaktadır. Bu örgütle ilgili olması mümkün dahi olmayan kimsenin bu örgütle ilgili olduğunu aklından dahi geçirmediği insanları kalkıp bu örgütle ilgili diye göstermeye başladığınız noktadan itibaren burada bu iş cıvır. FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkarılmadığını biz baştan beri ifade ediyoruz. FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkarılmasına önce bu darbe araştırma komisyonunun kaybolan raporunun ve buraya CHP'nin koyduğu muhalefet şerhinin bir an önce açıklanmasıyla başlamak lazım. Türkiye'de FETÖ ile ilgili olmayan kimse kalmadı neredeyse ama FETÖ ile ilgili olan hiçbir siyasetçi özellikle iktidar partisi siyasetçisi ortada yok. Bunun böyle olması mümkün değil. Dolayısıyla artık FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkması lazım. Aksi takdirde bütün bu sulandırma çabalarını aslında siyasi ayağın ortaya çıkmaması için gerçekleştirilen girişimler olarak görmek gerekir."

Muhabir: Merve Yıldızalp Özmen

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER