Siyaset

'Cezaevleri suçluların yeridir, mülteci olmak suç değildir'

TBMM Mülteci Hakları Alt Komisyonu Başkanı Uslu, İspanya'nın 500 mülteciyi hapishaneye yerleştirmesi hakkında, "Şu bilinmelidir ki cezaevleri suçluların yeridir. Mülteci olmak da suç değildir." dedi.

'Cezaevleri suçluların yeridir, mülteci olmak suç değildir'
26-11-2017 15:02

TBMM - Hüseyin Gazi Kaykı

TBMM Mülteci Hakları Alt Komisyonu Başkanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, İspanya'nın, yaklaşık 500 mülteciyi "barındıracak yer olmadığı" gerekçesiyle hapishaneye yerleştirmesine ilişkin, "Tüm dünyanın, uluslararası kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının Avrupa'da yaşanan bu insani olmayan süreci görmesi gerekir." dedi.

Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa genelinde, hem halk hem de devletler nazarında mültecilere karşı bir tepkinin olduğunu belirterek mültecilerin, insan haklarına uygun olmayan işlemlerle karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi.

Bunun son örneğinin İspanya'da görüldüğünü ve mültecilerin Malaga'da cezaevine konulduğunu söyleyen Uslu, "Şu bilinmelidir ki cezaevleri suçluların yeridir. Mülteci olmak da suç değildir. Mülteci olmak bir tercih değildir. Mülteciler, kendi ülkelerinde yaşanan dramlardan sonra ülkelerini, evlerini terk etmek zorunda kalıyorlar. Bir tercihin sonunda değil bu. İstemeyerek bu yolculuğa çıkmak zorunda kalıyorlar." ifadesini kullandı.

Uslu, evlerinden uzaklaşmak zorunda kalan zulüm altındaki bu insanlara, açık kapı politikası gereğince kapıların açılmasının, Cenevre Sözleşmesi gereğince hem hukuki, hem de insani olduğunu belirtti.

Atay Uslu, şunları kaydetti:

"Göç, yalnızca teknik bir olay değildir, insanlıkla ilgili bir olaydır. Bu olayı önleme konusunda dünyada farklı adımların atılması söz konusu. Ama görüyoruz ki göçü önlemek için yola çıkanlar, göçleri engelleyemiyorlar ancak daha fazla göçmenin ölümüne sebep oluyorlar. Bunu Ege'de, Akdeniz'de görüyoruz. Yapılması gereken, göçmenlerle ilgili süreçlerin daha iyi yönetilmesi. Çünkü göç aslında doğru yönetildiği zaman bir katkıdır. Hem göçmenin lehine, hem de göçülen ülkenin lehine katkıların oluşturulabileceği bir süreç olarak sonuçlandırılabilir."

Uslu, dünyadaki ve Avrupa'daki uluslararası kuruluşların, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve sivil toplum örgütlerinin, İspanya'daki olaya tepki göstermediklerini vurguladı.

Atay Uslu, "Bu olay Türkiye'de yaşansaydı, uluslararası kuruluşların şimdi hepsi ayağa kalkmışlardı. Tüm dünyanın, uluslararası kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının Avrupa'da yaşanan bu insani olmayan süreci görmesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa'daki ırkçı tavrın yükseldiğine dikkati çeken Uslu, Avrupa medeniyetinin ikiyüzlülüğünün her geçen gün daha çok hissedildiğini söyledi.

Uslu, "Avrupa'ya şunu söylüyoruz; ne kadar sınır çekerlerse çeksinler, ne kadar duvar örerlerse örsünler, bu süreci durduramayacaklar. Gelin bu süreci birlikte yönetelim. Zaten Türkiye, mucizevi bir şekilde bu süreci yönetiyor." diye konuştu.

Türkiye'nin, bugün dünyanın en fazla sığınmacı alan ülkesi olduğunu belirten Uslu, "Eğitim, sağlık, istihdama ulaşım, iskan ve temel ihtiyaçların giderilmesi anlamında dünyanın örneğiyiz şu anda. Dünyanın her yerinde bizi alkışlıyorlar. Ama biz de artık bu süreçle ilgili, bu uluslararası konuda tüm dünyayı alkışlamak istiyoruz." ifadesini kullandı.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER