Bilim & Teknoloji

Cep telefonları 27 yılda hayatın merkezine yerleşti

Türkiye'de 27 yıl önce kullanılmaya başlanan cep telefonları, çeyrek asırlık sürede geçirdiği teknolojik dönüşümle ticaretten eğitime, eğlenceden sağlığa kadar pek çok alanda kullanıcıların olmazsa olmazlarından biri oldu.

Cep telefonları 27 yılda hayatın merkezine yerleşti
22-02-2021 16:28

İSTANBUL

"Digital Around the World" raporuna göre, dünya nüfusunun yüzde 66'sı olan 5,22 milyar kişi cep telefonu kullanırken, kullanıcılarının yüzde 75'inden fazlasının telefonu ise "akıllı telefon" olarak tabir edilen yeni model telefonlardan oluşuyor.

Cep telefonlarının Türkiye'de ilk olarak kullanılmaya başlanılması ise 27 yıl öncesine dayanıyor.

Türkiye, 1991 yılında araç telefonları sayesinde 1G teknolojisiyle tanıştı. Bu tarihten 3 yıl sonra 23 Şubat 1994'te ise dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i aramasıyla gerçekleşen ilk görüşme ile cep telefonunun Türkiye'deki macerası başlamış oldu.

Görüşme, veri aktarımı ve SMS gönderimine olanak sağlayan 2G teknolojisi sayesinde cep telefonlarının kullanımı hayatın bütün alanlarına hızla yayıldı. Sektör, 27 yılda sabitten mobile, sesten veriye, çevirmeli bağlantıdan geniş banta evrilirken, cep telefonları yeni teknolojilerle birlikte kullanıcıların olmazsa olmazlarından biri oldu.

İlk kameralı telefonlar 1999 yılında piyasaya çıktı

Bugünkü cep telefonlarının olmazsa olmalarından olan fotoğraf ve video özelliklerine imkan veren ilk kameralı telefonlar 1999 yılında ticari olarak piyasaya çıktı. Cep telefonlarının fotoğraf çekmeye başlaması telefonlara olan bakış açısının da değişmesine neden oldu.

İlk kameralı telefonlar, kullanıcılarını fotoğraf kalitesi anlamında memnun etmezken daha sonra bu konuda yapılan büyük yatırımlarla neredeyse profesyonel fotoğraf makinelerine yakın görüntü kalitesi sunabilen cep telefonları ortaya çıkmaya başladı.

Telefonların fotoğraf ve video özellikleri daha sonra ortaya çıkacak olan sosyal medya mecralarının şekillenmesinde önemli pay sahibi oldu.

"Çaldır kapat" döneminden "sürekli online" döneme

Cep telefonu tarihindeki en büyük kırılmalardan bir tanesi de Apple tarafından 2007'de çıkarılan ilk iPhone modeli oldu. Bugün kullandığımız akıllı telefonlar için de bir milat olarak kabul edilen bu telefon, dokunmatik ekranı, işletim sistemi ve internet kullanımı kolaylığı ile cep telefonlarında standartları yeniden belirledi.

İlk yıllarında "tuşlu" yapısı ve büyük antenleri ile ön plana çıkan cep telefonları, pahalılığı sebebiyle sadece gerekli durumlarda sesli görüşme ve mesajlaşma aracı olarak görülüyordu. İlk yıllarında "çaldır kapat" şeklindeki haberleşmede de kullanılan telefonlar, zaman içinde kamera, dokunmatik, internet ve sosyal medya uygulamaları gibi yeni özelliklerin gelmesi ile ilk yıllarındaki görüntüsünden çok farklı bir çizgiye kaydı.

Alışverişten banka işlemlerine, eğitimden resmi işlerine (e-devlet) birçok işlemi kolay bir şekilde halletmesine olanak vermesi ile cep telefonu kullanıcı sayısı da günden güne arttı.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) "Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu" da telefon kullanımının yaygınlığını gözler önüne serdi. Verilere göre, Türkiye'de 2020 yılı üçüncü çeyreğinde mobil abone sayısı, ülke nüfusuna yaklaşarak 82,8 milyon oldu. Mobil abone yaygınlığı ise yüzde 99,6 olarak gerçekleşti.

İnternet hızlanıyor, telefonların merkezi konumu güçleniyor

Yeni dönem cep telefonları ile konuşmanın dışında veri aktarımı ve geniş bantlı internet kullanımının da önemli hale gelmesiyle, Türkiye 2009 yılı itibarıyla 3G'ye geçiş yaptı. Genişbant internet hızı ihtiyacının her geçen gün artmasıyla da 1 Nisan 2016'da mobil cihazlarda internet hızını 10 kat artıran 4,5G teknolojisine adım atıldı.

Akıllı telefonlar, internet bant genişliklerinde ve nesnelerin interneti teknolojisinde yaşanan gelişmelerle adeta diğer akıllı eşyaların da beyni konumuna gelmeye başladı. Akıllı ev sistemleri ve giyilebilir teknolojilerin birçoğu telefonlarda bulunan uygulamalar aracılığıyla kontrol edilebiliyor. Akıllı saat, robot süpürge ve akıllı televizyon gibi bir çok cihazda telefonlardan aldıkları konumla yönetilebiliyor.

Geçen hafta karışık bir seyir izlenen piyasalarda, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizleri ile petrol ve bakır fiyatlarının yükseliş eğilimini sürdürmesi dikkati çekti.

Dünya genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında vaka artış hızı yavaşlasa da mutasyon riski ve enflasyon endişeleri piyasalarda tedirginlik yaratırken, gündemin odağındaki ABD'nin destek paketinin bu hafta Temsilciler Meclisi’nde 26 Şubat’ta oylanması bekleniyor.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, geçen hafta yaptığı açıklamada ekonomik destek paketinin geçirilmesinin önemini yineleyerek, "Gelecek birkaç hafta içinde bu paketin yasalaşmasında ilerleme görmeyi umuyoruz." değerlendirmesinde bulunmuştu.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ise Temsilciler Meclisinin şubat ayı sonundan önce 1,9 trilyon dolarlık destek paketini geçirmeye çalışacağını söylemişti.

Destek paketinin Temsilciler Meclisi'nde kabul edilerek hızlı bir şekilde Senato'ya gönderileceği tahmin ediliyor. Öte yandan bu haftanın bir diğer önemli gündemi ise Fed Başkanı Jerome Powell’ın salı ve çarşamba Kongre’de yapacağı sunumlar olacak.

New York borsasında geçen haftanın son işlem gününde karışık seyir izlendi. Dow Jones endeksi yatay bir seyir izlerken, S&P 500 endeksi yüzde 0,19 geriledi, Nasdaq endeksi ise yüzde 0,07 yükseldi.

Avrupa tarafında, cuma günü beklentileri oldukça aşan imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi verileri pay piyasalarını destekledi. Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,77, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,10 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,79 değer kazandı. Avro dolar paritesi ise yüzde 0,2 artışla 1,2118'den günü tamamladı.

Bugün Almanya'da açıklanacak Ifo endekslerinin takip edileceği Avrupa piyasalarında, yarın Avrupa Birliği (AB) Bakanları Toplantısı ve cuma AB Liderler Zirvesi de gündemin odağında bulunuyor.

Asya piyasaları yeni haftaya karışık bir görünümle başladı. Petrol ve bakır fiyatlarındaki yükselişin yeni haftaya taşınması ile sektör ve ülke bazlı ayrışmaların da arttığı görülüyor. Brent petrolün varil fiyatı yeni haftanın açılışında yaklaşık yüzde 2 artışla 63 doların üzerine çıkarken, bakırın libre fiyatı da yüzde 2 değer kazanarak 4,13 dolarla Eylül 2011'den bu yana en yüksek seviyesini gördü.

Bu gelişmelerle kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,7 değer kazanırken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,2 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,8 düşüş kaydetti.

Yurt içinde, cuma günü alıcılı bir seyir izlenen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, yüzde 0,90 değer kazanarak günü 1.560,34 puandan tamamladı. Endeks, böylece bir önceki hafta kapanışına göre yüzde 1,42 artarak, yükseliş serisini üst üste 3. haftaya taşıdı.

Cuma günü yüzde 0,2 artarak 6,9763'ten kapanış yapan dolar/TL ise bugün bankalararası piyasanın açılışında 6,9890 seviyesinde işlem görüyor.

Analistler, geçen haftanın son işlem gününde, piyasalar kapandıktan sonra açıklanan uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in Türkiye değerlendirmesinin yeni haftanın açılışında yatırımcılara moral verse de petrol ve emtia fiyatlarındaki yükseliş eğiliminin iyimserliği törpüleyeceğini bildirdi.

Fitch Ratings, cuma akşamı yayımlanan değerlendirmesinde Türkiye'nin kredi notunu "BB-" olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü "negatif"ten "durağan"a çevirdi.

Türkiye'nin yeni ekonomi yönetimiyle daha tutarlı ve Ortodoks bir politikaya dönüşünün 2020'de düşen uluslararası rezervlerden, yüksek cari açık ve kötüleşen yatırımcı güveninden kaynaklanan kısa vadeli dış finansman risklerini hafifletmeye yardımcı olduğuna işaret edilen açıklamada, "Para politikası önemli ölçüde sıkılaştırıldı, uluslararası rezervler istikrar kazandı ve Türk lirası kasım ayı başından bu yana dolar karşısında yüzde 18 değer kazandı." değerlendirmesinde bulunuldu.

Açıklamada, ülke ekonomisinin 2021'de yüzde 5,7, 2022'de de yüzde 4,7 büyümesinin beklendiği, enflasyonun ise bu yıl sonunda yüzde 11'e ve 2022'de yüzde 9,2'ye düşmesinin öngörüldüğü kaydedildi.

Bugün yurt içinde kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi, yurt dışında ise Almanya'da Ifo endekslerinin takip edileceğini ifade eden analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.570 ve tarihi zirve konumundaki 1.582 puanın direnç, 1.525 seviyesinin destek olarak öne çıktığını, dolar/TL'de ise 6,95-7,05 bandının izleneceğini söyledi.

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

10.00 Türkiye, şubat ayı sektörel güven endeksleri, reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranı

10.00 Türkiye, ocak ayı Yurt dışı Üretici Fiyat Endeksi

12.00 Almanya, Ifo iş dünyası endeksleri

16.30 ABD, şubat ayı Chicago Fed ulusal aktivite endeksi

18.30 ABD, şubat ayı Dallas Fed imalat endeksi

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER