Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Mersin İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği ve Mersin Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen programlara katılmak üzere Mersin’e geldiler.
Elvan ve Çelik, Mersin programlarına Mersin Valisi Özdemir Çakacak’ı makamında ziyaret ederek başladılar. Elvan, burada yaptığı konuşmada, Mersin’in hem bitkisel üretimde hem de hayvancılıkta Türkiye’nin önde gelen kentlerinden biri olduğunu vurguladı. Mersin’in tarım potansiyelinin değerlendirilmesi ve neler yapılabileceğinin ele alınması amacıyla Bakan Çelik ile birlikte Mersin’e geldiklerini ifade eden Elvan, "Biz bir reform hükümetiyiz. Bu çerçevede Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın önümüzdeki günlerde çok ciddi reformları olacak. Türkiye’de tarımı güçlendiren, hayvancılığı güçlendiren ciddi çalışmalar yapıyor bakanlığımız" diye konuştu.
Bakan Çelik de Mersin’in birçok özelliği olan, aynı zamanda da tarım potansiyeli yüksek bir kent olduğunu söyledi. Yoğun bir şekilde bölge toplantıları yaptıklarını dile getiren Çelik, kentlerin bitkisel ve hayvansal üretimini yerinde gözlemleyeceklerini ifade ederek, Mersin’e de bu kapsamda geldiğini kaydetti.
“ÇOBANLIK ÇOK KUTSAL BİR MESLEK”
Elvan ve Çelik, Valilik ziyaretinin ardından Mersin İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği’nce Yenişehir Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa katılarak, üreticiler ve çobanlarla bir araya geldiler. Burada üreticilere ve çobanlara hitap eden Bakan Çelik, çobanlık ve hayvancılığın çok kutsal meslekler olduğunu belirtti. En çok iftihar edilmesi gereken bir konu olması gerekirken köylülüğü, çobanlığı, çiftçiliği, üreticiliği kenara itenlere, görmemezlikten gelenlere, “Onlar olmasa sabah kahvaltıda, öğlen ve akşam yemeklerinde ne yiyeceksin arkadaş?” diye seslenen Çelik, Bakanlık görevine başladığında kendisine sunum yapanların ‘sürü yöneticisi’ bir tanımlama yaptıklarını aktararak, “Neymiş bu? Bizim çocukken yaptığımız çobanlık. Yok, değişim, dönüşüm olacak ama bazı şeyler değişmez, çobanlık gibi. Çobanız kardeşim, bu kadar açık söylüyorum” şeklinde konuştu.
“DÜNYANIN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ. İNSAN ÇOK, İNSANLIK YOK”
“Dünyanın kalbi bölgemizde atıyor” diyen Çelik, 100 yıl önce cetvelle çizilen sınırların, bugün kanla temizlendiğine dikkat çekerek, “Kanlar akıyor. Çivisi çıkmış bir dönemdeyiz. Dünyanın çivisi çıkmış. Büyük kuruluşlar kurulmuş ki, barış, huzur, dostluk, adalet olsun diye, maalesef onlar da fonksiyonlarını kaybetmişlerdir. İnsan çok, 7 milyar insan, insanlık yok. Nerede var insanlık? Yeminle söylüyorum, dağda var, çile çekenlerde var, alın teriyle geçinenlerde var, millette var. Bir taraftan dünyanın nüfusu artıyor. 34 ülkede açlık tehlikesi var. 34 ülkenin 27’si Afrika, 7’si Asya ülkesi. Gıdaya ulaşamama, gıdayı elde edememe tehlikesiyle karşı karşıya. Böyle bir sıkıntı var. Bir de dünyadaki 62 zenginin servetleri ise 3,5 milyar insanın servetiyle eşit. Böyle bir garip tablo yaşanıyor dünyada” ifadelerini kullandı.
“YENİ BİR DESTEKLEME POLİTİKASINDA SON AŞAMA GELDİK”
Bu tehlikelerin Türkiye’ye gelmemesi için çok çalışmaları, çok üretmeleri gerektiğinin altını çizen Çelik, Türkiye’nin 148 milyar TL’lik tarımsal ve hayvansal üretimi olduğunu söyledi. Bunun çok güzel ancak yeterli olmadığını belirten Çelik, şöyle devam etti: “Onun için ‘hükümet olarak bizim 150 milyar dolarlık tarımsal hasıla oluşturmamız lazım’ demişiz. ’40 milyar dolar ihracat yapmamız gerekir’ demişiz ama ihracatımız 17 milyar dolar. 40 milyar dolara çıkmamız için tarıma daha çok önem vermemiz gerekir düşüncesiyle bunlar söylenmiş. Nasıl yapacağız bunları? Desteklemeyle yapacağız. Çiftçiyle, üreticiyle, hayvancılıkla meşgul olan kardeşlerimizle kol kola gireceğiz, beraber olacağız.”
Son 13 yılda tüm üreticilere, içinde hayvancılığın da olduğu 78 milyar liralık tarımsal destek verdiklerini dile getiren Çelik, bu desteklerin biraz dağınık olduğunu ve üreticinin memnun olmadığı bazı hususlar da bulunduğunu anlatarak, “Şimdi, bunları birkaç kalemde toplayalım ve yıl içinde de çok yaygın bir şekilde değil, bir-iki kere ödeme yapalım. Üreticiyi üzecek iş yapmayalım. Üreticinin eline doğru dürüst bir imkan vereceksek, üreticiyi, çobanı, çalışanı üzerek değil. Bu kapsamda yeni bir destekleme politikasıyla ilgili son aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Yani tarımın her alanında, etten süte, buğdaydan diğer hububata kadar kendi değirmenimizin taşını kendi suyumuzla çevirelim diye bir çaba içerisindeyiz. Kendi yağımızla kendimiz kavrulalım, kimseye muhtaç olmamak için gerekli önlemleri alalım. Çünkü refah düzeyi arttıkça tüketim artıyor, tüketim arttıkça tabi ki ürettiğiniz yetmiyor. Daha çok üretmek için mutlak surette yeni bakış açılarını geliştirmemiz gerekiyor” dedi.
“BAKANLIK MAKANLIK TAFRALARI, MÜDÜRLÜK TAFRALARI YOK. HALK EFENDİ OLACAK, ÇOBAN EFENDİ OLACAK”
Konuşmasında bürokratlara da gönderme yapan Çelik, şunları söyledi: “Tepeden bakan değil, üreticinin hizmetkarı bir il müdürü olacak. Memur olacak, kapıdan baktıran değil, yoluna düşüp, onu hizmet yolunu gösteren yönetici olacak. Bakan demek, bakmak demek. Nereye bakacaksın, ne bakması? Bakanlık filan bunlar sonra çıktı. Bizim bakanlık diye bir derdimiz yok. Ben 9. senedir bakanlık yapıyorum. Bir inşaat ustasının oğluyum ben, ömrü çileyle geçmiş bir insanın oğluyum. Neyin ne olduğunu biliyoruz biz. Çile çeke çeke geliyoruz. Onun için bu bakanlık makanlık tafraları, müdürlük tafraları yok. Halk efendi olacak, millet efendi olacak, çoban efendi olacak. Hizmetinizde olacağız, bunu laf olsun diye söylemiyorum.”
“KENDİ MENFAATLERİ İÇİN KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIKLA İLGİLİ OLUMSUZ ATMOSFERLER OLUŞTURMUŞLAR”
Türkiye coğrafyasının küçükbaş hayvancılığa uygun bir coğrafya olduğunu, bütün verilerin bunu gösterdiğini ifade eden Çelik, ancak 1980’den bugüne kadar yüzde 40’lık bir azalma olduğuna, bunu nasıl artırabilecekleri yönünde çalıştıklarına dikkat çekti. Şu anda küçükbaş hayvanları yeniden saydıracaklarını belirten Çelik, hayvan üreticilerine ‘Küpe borçlarınızı sileceğiz. Kendimizi affettireceğiz. Onlar ortadan kalkıyor” diyerek müjde verdi. Şu andaki verilere göre Türkiye’de 42 milyon küçükbaş hayvan olduğuna işaret eden Çelik, bunun düşük olduğunu ve artırmaları gerektiğini söyledi. Çelik, “Ama çıkmış birileri, bu kadar coğrafyanın uygun olduğu, bu hayvanlar kesime hızlı bir şekilde gelmesine, daha besleyici, eti daha lezzetli olmasına rağmen, olmadık küçükbaş hayvancılıkla ilgili bazı maksatlı, belli çevrelerin belki de işine gelen, belli belki sanayi kuruluşlarının, içeride, dışarıda kökleri olanların kendi menfaatleri için, büyükbaş daha cazip geldiği için küçükbaşla ilgili olumsuz bazı atmosferler oluşturmuşlar. Bunu da ortadan kaldırmak, hakikatleri bütünüyle ortaya koyup, küçükbaş hayvancılığı tekrar daha gümrah hale getirmek hepimizin görevidir. Küçükbaş hayvancılık bizim için olmazsa olmazdır” diye konuştu.
Üretici başına 300 olan hayvan sayısını, Başbakan Yardımcısı Elvan’ın talebi üzerine bir miktar aşağıya çekeceklerini bilgisini veren Bakan Çelik, anaç koyun-keçi desteğini hayvan başına bir miktar artıracaklarını, desteklemeleri de 2017 için yeniden değerlendireceklerini ve kamuoyu ile paylaşacaklarını sözlerine ekledi.
“SİZİN DERDİNİZLE DERTLENMEYEN BÜROKRATLA ÇALIŞAMAYIZ. KİMSE KUSURA BAKMASIN”
Başbakan Yardımcısı Elvan ise Bakan Çelik’in, Mersin’in tarımsal potansiyelini masaya yatırarak bir eylem planı hazırlayacağını bildirdi. Elvan da Bakan Çelik gibi bürokratları uyaran bir konuşma yaparak, “Biz size hizmet için varız. Sizin hizmetkarınız olmak için buradayız. Peki, bürokrasi ne için var? Size hizmet etmek için, sizin ihtiyaçlarınızı gidermek için. Eğer sizinle bir arada bulunmayan, sizin derdinizle dertlenmeyen, Sizin problemlerinizi çözme yolunda çaba sarf etmeyen bir il müdürü, bir bölge müdürü varsa, derhal alınacaktır. Çünkü bizler sizlere hizmet etmek, sizlerin hizmetkarı olmak için yola çıktık. Ama bürokrasi eğer sizin sorunlarınızı çözme yolunda adım atmıyorsa tabiri caizse ipe un seriyorsa biz o arkadaşlarla çalışamayız, kimse kusura bakmasın. Benim anlayışım neyse Sayın Bakanımızın anlayışı da odur, hükümetimizin anlayışı da odur. Tüm arkadaşlarımız, Mersin’in kalkınması için masa başında oturmadan gece-gündüz bizim gibi çalışacaklar. Öyle sabah 8 akşam 5 mesaisi yok. Vatandaşımıza hizmet edecekler. Çünkü biz ülkemizi büyütmek, geliştirmek, kalkındırmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“ETRAFIMIZDAKİ KARGAŞAYA, TERÖRLE MÜCADELEYE VE MUHALEFETİN KÖSTEK OLMASINA RAĞMEN VAATLERİMİZİN TAMAMINI 3 AYDA GERÇEKLEŞTİRDİK”
Bir tarafta Türkiye’ye daha da güçlü hale getirmeye çalışırken, diğer tarafta terörle mücadele ettiklerini vurgulayan Elvan, Türkiye’nin dört bir yanının ateş çemberi olduğuna dikkat çekti. Böyle bir ortamda Türkiye’nin büyümeye ve güçlenmeye devam ettiğinin altını çizen Elvan, ülkenin dört bir yanında süren kargaşaya, teröre karşı mücadeleye ve özellikle yapacakları düzenlemelerde muhalefetin destek olma yerine köstek olmasına rağmen, seçim öncesi verdikleri vaatlerin tamamını sadece 3 ayda gerçekleştirdiklerini söyledi. Reformların ise yüzde 70’ini gerçekleştirdiklerini belirten Elvan, ancak 6 aylık sürede yapılması gereken bazı reformları öne aldıkları için böyle bir performans ortaya çıktığını, bunu yapmasalardı kalan 6 reformun da hayata geçmiş olacağını anlattı. Elvan, “Ama özellikle Avrupa Birliği’ne vizesiz seyahatin gündeme geldiği şu günlerde, vize muafiyetinin gerekliliği olan bazı hususlar söz konusu idi. O nedenle bazı yasalarımızı öne almak zorunda kaldık. Ama biz size bugüne kadar neyin sözünü vermişsek bunları gerçekleştirdik. hep sözümüzün eri olduk. Yapamayacağımız hiçbir şeyin de sözünü vermedik. Bundan sonra da önümüzdeki 3 aylık süreçte yapmamız gereken reformları teker teker gerçekleştireceğiz” dedi.
ELVAN’DAN KILIÇDAROĞLU’NA ‘SEVİYESİZ’ NİTELEMESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sarf ettiği sözler nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Elvan, şunları söyledi: “Biz bir tarafta Türkiye’nin önünü açan reformlara girişirken, diğer tarafta muhalefet sahnesine şöyle bir bakın. Hele bir ana muhalefet lideri, halkın yüzde 52 oyla seçmiş olduğu Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak ifadeler kullanıyor. Ana muhalefet liderinin bu ölçüde seviyesiz olması bizleri son derece üzüyor. Bir ülkenin muhalefet partisi, ülke açısından son derece önemlidir. Biz her zaman güçlü bir muhalefet isteriz, güçsüz bir muhalefet istemeyiz. Ama bu muhalefeti de ahlaklı bir şekilde yapmasını bekleriz. Bir ana muhalefet lideri, gerçekten ağza alınmayacak sözler, ifadeler kullanıyorsa, bu açımızdan üzücü. Ama biz buna rağmen, böyle bir yapıya rağmen bu başarıları elde ediyoruz, bu reformları gerçekleştiriyoruz. İnşallah önümüzdeki dönem Türkiye yine büyümeye ve güçlenmeye devam edecektir.”
Devam eden terörle mücadeleye de değinen Elvan, bölücü terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı mücadelenin sonuna kadar devam edeceğini söyledi. Elvan, “Allah’ın izniyle bunların kökünü kurutacağız. Bunlar hangi deliğe girerlerse girsinler, hangi inin içinde olurlarsa olsunlar hepsi teker teker yok edilecektir, hiç tereddüdünüz olmasın. Sırtını bölücü terör örgütüne dayayanlar da hesabını vereceklerdir. Bundan da emin olunuz” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Elvan ve Çelik, Vali Çakacak ve Mersin milletvekilleri ile birlikte Çoban Eğitim Kurslarını başarı ile bitirenlere sertifikalarını verdiler.
(İHA)
Elvan ve Çelik, Mersin programlarına Mersin Valisi Özdemir Çakacak’ı makamında ziyaret ederek başladılar. Elvan, burada yaptığı konuşmada, Mersin’in hem bitkisel üretimde hem de hayvancılıkta Türkiye’nin önde gelen kentlerinden biri olduğunu vurguladı. Mersin’in tarım potansiyelinin değerlendirilmesi ve neler yapılabileceğinin ele alınması amacıyla Bakan Çelik ile birlikte Mersin’e geldiklerini ifade eden Elvan, "Biz bir reform hükümetiyiz. Bu çerçevede Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın önümüzdeki günlerde çok ciddi reformları olacak. Türkiye’de tarımı güçlendiren, hayvancılığı güçlendiren ciddi çalışmalar yapıyor bakanlığımız" diye konuştu.
Bakan Çelik de Mersin’in birçok özelliği olan, aynı zamanda da tarım potansiyeli yüksek bir kent olduğunu söyledi. Yoğun bir şekilde bölge toplantıları yaptıklarını dile getiren Çelik, kentlerin bitkisel ve hayvansal üretimini yerinde gözlemleyeceklerini ifade ederek, Mersin’e de bu kapsamda geldiğini kaydetti.
“ÇOBANLIK ÇOK KUTSAL BİR MESLEK”
Elvan ve Çelik, Valilik ziyaretinin ardından Mersin İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği’nce Yenişehir Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa katılarak, üreticiler ve çobanlarla bir araya geldiler. Burada üreticilere ve çobanlara hitap eden Bakan Çelik, çobanlık ve hayvancılığın çok kutsal meslekler olduğunu belirtti. En çok iftihar edilmesi gereken bir konu olması gerekirken köylülüğü, çobanlığı, çiftçiliği, üreticiliği kenara itenlere, görmemezlikten gelenlere, “Onlar olmasa sabah kahvaltıda, öğlen ve akşam yemeklerinde ne yiyeceksin arkadaş?” diye seslenen Çelik, Bakanlık görevine başladığında kendisine sunum yapanların ‘sürü yöneticisi’ bir tanımlama yaptıklarını aktararak, “Neymiş bu? Bizim çocukken yaptığımız çobanlık. Yok, değişim, dönüşüm olacak ama bazı şeyler değişmez, çobanlık gibi. Çobanız kardeşim, bu kadar açık söylüyorum” şeklinde konuştu.
“DÜNYANIN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ. İNSAN ÇOK, İNSANLIK YOK”
“Dünyanın kalbi bölgemizde atıyor” diyen Çelik, 100 yıl önce cetvelle çizilen sınırların, bugün kanla temizlendiğine dikkat çekerek, “Kanlar akıyor. Çivisi çıkmış bir dönemdeyiz. Dünyanın çivisi çıkmış. Büyük kuruluşlar kurulmuş ki, barış, huzur, dostluk, adalet olsun diye, maalesef onlar da fonksiyonlarını kaybetmişlerdir. İnsan çok, 7 milyar insan, insanlık yok. Nerede var insanlık? Yeminle söylüyorum, dağda var, çile çekenlerde var, alın teriyle geçinenlerde var, millette var. Bir taraftan dünyanın nüfusu artıyor. 34 ülkede açlık tehlikesi var. 34 ülkenin 27’si Afrika, 7’si Asya ülkesi. Gıdaya ulaşamama, gıdayı elde edememe tehlikesiyle karşı karşıya. Böyle bir sıkıntı var. Bir de dünyadaki 62 zenginin servetleri ise 3,5 milyar insanın servetiyle eşit. Böyle bir garip tablo yaşanıyor dünyada” ifadelerini kullandı.
“YENİ BİR DESTEKLEME POLİTİKASINDA SON AŞAMA GELDİK”
Bu tehlikelerin Türkiye’ye gelmemesi için çok çalışmaları, çok üretmeleri gerektiğinin altını çizen Çelik, Türkiye’nin 148 milyar TL’lik tarımsal ve hayvansal üretimi olduğunu söyledi. Bunun çok güzel ancak yeterli olmadığını belirten Çelik, şöyle devam etti: “Onun için ‘hükümet olarak bizim 150 milyar dolarlık tarımsal hasıla oluşturmamız lazım’ demişiz. ’40 milyar dolar ihracat yapmamız gerekir’ demişiz ama ihracatımız 17 milyar dolar. 40 milyar dolara çıkmamız için tarıma daha çok önem vermemiz gerekir düşüncesiyle bunlar söylenmiş. Nasıl yapacağız bunları? Desteklemeyle yapacağız. Çiftçiyle, üreticiyle, hayvancılıkla meşgul olan kardeşlerimizle kol kola gireceğiz, beraber olacağız.”
Son 13 yılda tüm üreticilere, içinde hayvancılığın da olduğu 78 milyar liralık tarımsal destek verdiklerini dile getiren Çelik, bu desteklerin biraz dağınık olduğunu ve üreticinin memnun olmadığı bazı hususlar da bulunduğunu anlatarak, “Şimdi, bunları birkaç kalemde toplayalım ve yıl içinde de çok yaygın bir şekilde değil, bir-iki kere ödeme yapalım. Üreticiyi üzecek iş yapmayalım. Üreticinin eline doğru dürüst bir imkan vereceksek, üreticiyi, çobanı, çalışanı üzerek değil. Bu kapsamda yeni bir destekleme politikasıyla ilgili son aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Yani tarımın her alanında, etten süte, buğdaydan diğer hububata kadar kendi değirmenimizin taşını kendi suyumuzla çevirelim diye bir çaba içerisindeyiz. Kendi yağımızla kendimiz kavrulalım, kimseye muhtaç olmamak için gerekli önlemleri alalım. Çünkü refah düzeyi arttıkça tüketim artıyor, tüketim arttıkça tabi ki ürettiğiniz yetmiyor. Daha çok üretmek için mutlak surette yeni bakış açılarını geliştirmemiz gerekiyor” dedi.
“BAKANLIK MAKANLIK TAFRALARI, MÜDÜRLÜK TAFRALARI YOK. HALK EFENDİ OLACAK, ÇOBAN EFENDİ OLACAK”
Konuşmasında bürokratlara da gönderme yapan Çelik, şunları söyledi: “Tepeden bakan değil, üreticinin hizmetkarı bir il müdürü olacak. Memur olacak, kapıdan baktıran değil, yoluna düşüp, onu hizmet yolunu gösteren yönetici olacak. Bakan demek, bakmak demek. Nereye bakacaksın, ne bakması? Bakanlık filan bunlar sonra çıktı. Bizim bakanlık diye bir derdimiz yok. Ben 9. senedir bakanlık yapıyorum. Bir inşaat ustasının oğluyum ben, ömrü çileyle geçmiş bir insanın oğluyum. Neyin ne olduğunu biliyoruz biz. Çile çeke çeke geliyoruz. Onun için bu bakanlık makanlık tafraları, müdürlük tafraları yok. Halk efendi olacak, millet efendi olacak, çoban efendi olacak. Hizmetinizde olacağız, bunu laf olsun diye söylemiyorum.”
“KENDİ MENFAATLERİ İÇİN KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIKLA İLGİLİ OLUMSUZ ATMOSFERLER OLUŞTURMUŞLAR”
Türkiye coğrafyasının küçükbaş hayvancılığa uygun bir coğrafya olduğunu, bütün verilerin bunu gösterdiğini ifade eden Çelik, ancak 1980’den bugüne kadar yüzde 40’lık bir azalma olduğuna, bunu nasıl artırabilecekleri yönünde çalıştıklarına dikkat çekti. Şu anda küçükbaş hayvanları yeniden saydıracaklarını belirten Çelik, hayvan üreticilerine ‘Küpe borçlarınızı sileceğiz. Kendimizi affettireceğiz. Onlar ortadan kalkıyor” diyerek müjde verdi. Şu andaki verilere göre Türkiye’de 42 milyon küçükbaş hayvan olduğuna işaret eden Çelik, bunun düşük olduğunu ve artırmaları gerektiğini söyledi. Çelik, “Ama çıkmış birileri, bu kadar coğrafyanın uygun olduğu, bu hayvanlar kesime hızlı bir şekilde gelmesine, daha besleyici, eti daha lezzetli olmasına rağmen, olmadık küçükbaş hayvancılıkla ilgili bazı maksatlı, belli çevrelerin belki de işine gelen, belli belki sanayi kuruluşlarının, içeride, dışarıda kökleri olanların kendi menfaatleri için, büyükbaş daha cazip geldiği için küçükbaşla ilgili olumsuz bazı atmosferler oluşturmuşlar. Bunu da ortadan kaldırmak, hakikatleri bütünüyle ortaya koyup, küçükbaş hayvancılığı tekrar daha gümrah hale getirmek hepimizin görevidir. Küçükbaş hayvancılık bizim için olmazsa olmazdır” diye konuştu.
Üretici başına 300 olan hayvan sayısını, Başbakan Yardımcısı Elvan’ın talebi üzerine bir miktar aşağıya çekeceklerini bilgisini veren Bakan Çelik, anaç koyun-keçi desteğini hayvan başına bir miktar artıracaklarını, desteklemeleri de 2017 için yeniden değerlendireceklerini ve kamuoyu ile paylaşacaklarını sözlerine ekledi.
“SİZİN DERDİNİZLE DERTLENMEYEN BÜROKRATLA ÇALIŞAMAYIZ. KİMSE KUSURA BAKMASIN”
Başbakan Yardımcısı Elvan ise Bakan Çelik’in, Mersin’in tarımsal potansiyelini masaya yatırarak bir eylem planı hazırlayacağını bildirdi. Elvan da Bakan Çelik gibi bürokratları uyaran bir konuşma yaparak, “Biz size hizmet için varız. Sizin hizmetkarınız olmak için buradayız. Peki, bürokrasi ne için var? Size hizmet etmek için, sizin ihtiyaçlarınızı gidermek için. Eğer sizinle bir arada bulunmayan, sizin derdinizle dertlenmeyen, Sizin problemlerinizi çözme yolunda çaba sarf etmeyen bir il müdürü, bir bölge müdürü varsa, derhal alınacaktır. Çünkü bizler sizlere hizmet etmek, sizlerin hizmetkarı olmak için yola çıktık. Ama bürokrasi eğer sizin sorunlarınızı çözme yolunda adım atmıyorsa tabiri caizse ipe un seriyorsa biz o arkadaşlarla çalışamayız, kimse kusura bakmasın. Benim anlayışım neyse Sayın Bakanımızın anlayışı da odur, hükümetimizin anlayışı da odur. Tüm arkadaşlarımız, Mersin’in kalkınması için masa başında oturmadan gece-gündüz bizim gibi çalışacaklar. Öyle sabah 8 akşam 5 mesaisi yok. Vatandaşımıza hizmet edecekler. Çünkü biz ülkemizi büyütmek, geliştirmek, kalkındırmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“ETRAFIMIZDAKİ KARGAŞAYA, TERÖRLE MÜCADELEYE VE MUHALEFETİN KÖSTEK OLMASINA RAĞMEN VAATLERİMİZİN TAMAMINI 3 AYDA GERÇEKLEŞTİRDİK”
Bir tarafta Türkiye’ye daha da güçlü hale getirmeye çalışırken, diğer tarafta terörle mücadele ettiklerini vurgulayan Elvan, Türkiye’nin dört bir yanının ateş çemberi olduğuna dikkat çekti. Böyle bir ortamda Türkiye’nin büyümeye ve güçlenmeye devam ettiğinin altını çizen Elvan, ülkenin dört bir yanında süren kargaşaya, teröre karşı mücadeleye ve özellikle yapacakları düzenlemelerde muhalefetin destek olma yerine köstek olmasına rağmen, seçim öncesi verdikleri vaatlerin tamamını sadece 3 ayda gerçekleştirdiklerini söyledi. Reformların ise yüzde 70’ini gerçekleştirdiklerini belirten Elvan, ancak 6 aylık sürede yapılması gereken bazı reformları öne aldıkları için böyle bir performans ortaya çıktığını, bunu yapmasalardı kalan 6 reformun da hayata geçmiş olacağını anlattı. Elvan, “Ama özellikle Avrupa Birliği’ne vizesiz seyahatin gündeme geldiği şu günlerde, vize muafiyetinin gerekliliği olan bazı hususlar söz konusu idi. O nedenle bazı yasalarımızı öne almak zorunda kaldık. Ama biz size bugüne kadar neyin sözünü vermişsek bunları gerçekleştirdik. hep sözümüzün eri olduk. Yapamayacağımız hiçbir şeyin de sözünü vermedik. Bundan sonra da önümüzdeki 3 aylık süreçte yapmamız gereken reformları teker teker gerçekleştireceğiz” dedi.
ELVAN’DAN KILIÇDAROĞLU’NA ‘SEVİYESİZ’ NİTELEMESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sarf ettiği sözler nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Elvan, şunları söyledi: “Biz bir tarafta Türkiye’nin önünü açan reformlara girişirken, diğer tarafta muhalefet sahnesine şöyle bir bakın. Hele bir ana muhalefet lideri, halkın yüzde 52 oyla seçmiş olduğu Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak ifadeler kullanıyor. Ana muhalefet liderinin bu ölçüde seviyesiz olması bizleri son derece üzüyor. Bir ülkenin muhalefet partisi, ülke açısından son derece önemlidir. Biz her zaman güçlü bir muhalefet isteriz, güçsüz bir muhalefet istemeyiz. Ama bu muhalefeti de ahlaklı bir şekilde yapmasını bekleriz. Bir ana muhalefet lideri, gerçekten ağza alınmayacak sözler, ifadeler kullanıyorsa, bu açımızdan üzücü. Ama biz buna rağmen, böyle bir yapıya rağmen bu başarıları elde ediyoruz, bu reformları gerçekleştiriyoruz. İnşallah önümüzdeki dönem Türkiye yine büyümeye ve güçlenmeye devam edecektir.”
Devam eden terörle mücadeleye de değinen Elvan, bölücü terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı mücadelenin sonuna kadar devam edeceğini söyledi. Elvan, “Allah’ın izniyle bunların kökünü kurutacağız. Bunlar hangi deliğe girerlerse girsinler, hangi inin içinde olurlarsa olsunlar hepsi teker teker yok edilecektir, hiç tereddüdünüz olmasın. Sırtını bölücü terör örgütüne dayayanlar da hesabını vereceklerdir. Bundan da emin olunuz” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Elvan ve Çelik, Vali Çakacak ve Mersin milletvekilleri ile birlikte Çoban Eğitim Kurslarını başarı ile bitirenlere sertifikalarını verdiler.
(İHA)