Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, S-400 sistemi teslimatına ilişkin sürecin seyrinde devam ettiğini belirterek, "Herhangi bir sıkıntı yok. Süreç bundan sonra da sağlıklı bir şekilde devam edecek." dedi.
Çavuşoğlu, İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis ile heyetlerarası ve ikili görüşmelerinin ardından Dışişleri Bakanlığı Resmi Konutu'nda ortak basın toplantısı düzenledi.
S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi'nin birinci grup malzemelerinin Mürted Hava Meydanı'na intikaline ilişkin bir soruya Çavuşoğlu, şu yanıtı verdi:
"(S-400 anlaşması) Bitmiş bir anlaşma ve süreç seyrinde devam ediyor. Biz bu işleri koordine ediyoruz. Uçak izni olsun, gelecek personel izni olsun, bu konularla ilgili süreçler de devam ediyor. Zaten Milli Savunma Bakanlığımız da gerekli açıklamayı yaptı. Herhangi bir sıkıntı yok. Süreç bundan sonra da sağlıklı bir şekilde devam edecek."
"İlave adımlar da atarız, buna da kimse engel olamaz"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği'nin (AB) "dayanışma" anlayışıyla yanlışların arkasında durmaması gerektiğini belirterek, "(AB'nin) Bize yönelik atacağı adımların herhangi bir faydası olmaz, ters teper.
Oraya ilave adımlar da atarız. Buna da kimse engel olamaz." dedi.
Çavuşoğlu, 2011'den beri ilk kez bir İsviçreli Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'yi ziyaret ettiğini belirterek, bundan sonra karşılıklı ziyaretleri daha düzenli bir şekilde gerçekleştirmek istediklerini söyledi.
İsviçre ile ikili ilişkileri her alanda geliştirme konusunda mevkidaşıyla mutabık olduklarını dile getiren Çavuşoğlu, eylül ve aralık aylarında konsolosluktan siyasi ve ekonomik istişarelere kadar farklı alanlarda önemli toplantılar yapılacağını kaydetti.
Çavuşoğlu, "Arzumuz her iki tarafta yatırımları artırmak. Yaklaşık 5 milyar dolar olan ikili ticaret hacmimizi de aynı şekilde daha yüksek seviyelere çıkarmak." diye konuştu.
İkili ilişkiler
Türkiye ile İsviçre arasında 1925'te Dostluk Anlaşması temelinde sürdürülen köklü ilişkiler olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, siyasi ilişkilerde ciddi bir sorun yaşanmadığını ve İsviçre'nin Türkiye'nin yakın tarihinde önemli bir ülke olduğunu dile getirdi.
Çavuşoğlu, Türkiye'deki İsviçreli yatırımcılara destek olmaya devam edeceklerini belirterek, Türkiye'de yaklaşık 890 civarında İsviçre kökenli firma olduğunu ve İsviçre'de de 130 bin civarın Türk'ün yaşadığına işaret etti.
İsviçre'deki Türk toplumunun hassasiyetlerini görüşmelerde gündeme getirdiklerini anlatan Çavuşoğlu, "İsviçre ile terörle mücadelede daha yakın iş birliği içinde çalışmak istiyoruz.
İsviçre'de, İsviçre kanunlarına göre bir terör listesi yok ama illegal faaliyetler konusunda hassas olduğunu biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, geçen günlerde bir PKK'lı teröristin Birleşmiş Milletler (BM) binasına gitmesinin kendilerini çok rahatsız ettiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bugün aldığımız bilgiye göre bu terörist İsviçre havaalanlarını kullanarak İsviçre'ye girmemiş.
Demek ki başka bir ülke üzerinden, AB Schengen Anlaşması'ndan faydalanarak gitmiş ama sonuçta BM'ye kırmızı bültenle aranan bir teröristin girmesi sebebi ne olursa olsun gerçekten kabul edilebilir bir durum değildir."
"İsviçre çifte standart uyguluyor"
Bakan Çavuşoğlu, İsviçre'yle ilişkilere önem verdiklerinin altını çizerek, "İlişkilerin gerilmesinin sebeplerine baktığımız zaman, Türkiye'nin İsviçre'ye yönelik herhangi bir negatif adımından dolayı gerginlik yaşamadığımızı söyleyebilirim." diye konuştu.
İki ülke arasında yaşanan gerginliğin sebeplerinin insan hakları, gösteri özgürlüğü ve demokrasi gibi konularda bir standardın olmamasından kaynaklandığını söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"İsviçre'de yaşananlara baktığımızda bir çifte standartın olduğunu net bir şekilde söylemek isterim. Biz de ifade özgürlüğüne önem veriyoruz gerçekten.
Demokrasiyle iş başına gelmiş hükümetleri yıkmak için Gezi olayları ve 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra biz yeniden reformcu kimliğimize döndük ve ifade özgürlüğünün alanlarının genişletilmesi de bu reform kapsamı içindedir.
İsviçre'de 'Öcalan'a özgürlük' posterleriyle PKK'ya destek için her yerde gösteriler yapılıyor ve İsviçre makamları buna izin veriyor. Tam tersi, Öcalan'ın bir terörist olduğunu söylemek isteyen Türkler ve buna karşı barışçıl gösteri yapmak isteyen Türkler engelleniyor."
Çavuşoğlu, gösteri ve ifade özgürlüğü konusunda son zamanlarda İsviçre'de ciddi bir çifte standart olduğunu vurgulayarak, "İlişkilerimizin biraz gerilmesine sebep olan odur. Onun dışında İsviçre'yle herhangi bir siyasi sorunumuz yoktur. İsviçre karşıtlığımız da yoktur." dedi.
"Türkiye her zaman Kıbrıs'ta kalıcı çözümden yana"
Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs konusundaki müzakerelere İsviçre'nin her zaman ev sahipliği yaptığını belirterek, misafirperverlikleri için teşekkür etti.
Uzun yıllardır Rum tarafını ve bu kapsamda AB ve BM'yi de uyarmalarına rağmen Türk halkının haklarını ve paylaşımı garanti altına almadan sondaj çalışmalarını ısrarla sürdürdüğüne dikkati çeken Çavuşoğlu, bu uyarıların bir faydası olmayınca garantör ülke olarak, Türkiye'nin kıta sahanlığında ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) verdiği ruhsat alanlarında sondaj faaliyetlerine başladıklarını söyledi.
Çavuşoğlu, "Biz aynı noktadayız. Burada AB ve BM'nin Kıbrıs Türk halkının ve KKTC'nin yaptığı öneriler çerçevesinde bir komisyon, bir mekanizma aracılığıyla Kıbrıs Türk halkının haklarını garanti altına alması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Bu sürede İsviçre'nin olumlu katkısını hoş karşılayacaklarını belirten Çavuşoğlu, "Türkiye her zaman Kıbrıs'ta kalıcı bir barıştan ve kalıcı bir çözümden yanadır." diye konuştu.
"Kıbrıs'taki faaliyetlerimizi daha da artırız"
Çavuşoğlu, AB ile Geri Kabul anlaşması ve Vize Serbestisi anlaşmalarının aynı anda yürülüğe girmesini istediklerini dile getirerek, "AB'nin saçma sapan bu dayanışma anlayışıyla yanlışların arkasında durmaması gerekiyor." dedi.
Kıbrıs Türk halkının haklarının garanti altına alınması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "(AB'nin) Bize yönelik atacağı adımların herhangi bir faydası olmaz, ters teper. Oraya ilave adımlar da atarız. Buna da kimse engel olamaz." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, AB'nin Rum kesimini tatmin etmek için sırf dayanışma adına Türkiye'ye yönelik bir adım olursa bunun karşılığını vereceklerine vurgu yaparak, "Kıbrıs'taki faaliyetlerimizi daha da artırız. Hiç bu konuda tereddüt etmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC'nin haklarını korumak, kollamak için ne gerekiyorsa onu yaparız." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin göçmenler konusunda ne kadar büyük rol oynadığını biliyoruz"
İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis, "Türkiye'nin göçmenler konusunda ne kadar büyük rol oynadığını, Orta Doğu'dan ve Suriye'den gelen göçmenlere kapılarını açtığını ve onları misafirperver şekilde karşıladığını çok iyi biliyoruz." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İsviçreli mevkidaşı Cassis, ortak basın toplantısında, iki ülke arasındaki ilişkilerin yaklaşık 100 yıllık köklü geçmişe sahip olduğunu belirterek, ilişkileri geliştirmek ve yapıcı yönde ilerletmek istediklerini söyledi.
Mevkidaşı Çavuşoğlu ile geçen eylül Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kapsamında New York'ta yaptığı görüşmelerde ikili ve bölgesel konuları ele aldıklarını hatırlatan Cassis, Türkiye'nin bölgesel konuları görüşmek için çok önemli bir ülke olduğunu ifade etti.
Konuk Bakan, İsviçre'de 130 bine yakın Türk diasporasının bulunduğunu ve bunların bir kısmının Türk, bir kısmının da Kürt kökenli olduğunu vurgulayarak, bu diasporanın ikili ilişkilerde köprü görevi üstlendiğini vurguladı.
İsviçre ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin iki ülkeyi onurlandırdığını dile getiren Cassis, "Türkiye'de 600'den fazla İsviçre şirketi var ve buralarda 15 bin kişiye istihdam sağlanıyor." diye konuştu.
Cassis, İsviçre Parlamentosu tarafından birkaç gün önce Serbest Dolaşım Anlaşması'nın kabul edildiğini anımsatarak, "Sayın Çavuşoğlu da görüşmeler esnasında, aynı Serbest Dolaşım Anlaşması'nın Türkiye'nin gündeminde olduğunu ifade etti." dedi.
"Ziyaretin amacı Kıbrıs meselesini tekrar ele alınması"
Bakan Cassis, mevkidaşı Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmelerde insan hakları, ifade özgürlüğü ve örgütlenme konularının da gündeme geldiğine işaret etti.
İkili ilişkilerde birtakım pürüzlerin de olduğunu söyleyen Cassis, Çavuşoğlu'na, İsviçre'nin özellikle insan hakları konusuna önem verdiğini söylediğini aktardı.
Konuşmasında göçmenler konusuna da değinen Cassis, "Bu konuda, Türkiye'nin ne kadar büyük rol oynadığını, Orta Doğu'dan ve Suriye'den gelen göçmenlere kapılarını açtığını ve onları misafirperver şekilde karşıladığını çok iyi biliyoruz. Bu noktada İsviçre, Türkiye'ye yardım etmeye devam edecek." şeklinde konuştu.
Cassis, uluslararası platformlarda yasa dışı göçün çok önemli bir konu olduğunu vurgulayarak, "Türkiye bu konuda çok sağlam bir duruş sergiliyor ve 4 milyondan fazla mülteciyi kendi topraklarında misafir ederek ne kadar büyük bir rol oynadığını biliyoruz, farkındayız." ifadelerini kullandı.
Lefkoşa ve Atina'nın ardından Türkiye'ye geldiğini dile getiren Cassis, bu ziyaretlerin amacının Kıbrıs meselesinin tekrar ele alınması olduğunun altını çizdi. Cassis, şunları kaydetti:
"(Ziyaretin amacı) Kıbrıs meselesini çözüm yönünde nasıl canlandırabiliriz, bunu farklı taraflarla görüşmekti. Kıbrıs meselesinde barış yönündeki görüşmeler için Crans Montana'da olduğu İsviçre'nin farklı şehirlerinde gerçekleşti. Şimdi bu aşamadan sonra bu barış sürecini tekrar canlandırabilir miyiz gibi konuları mevkidaşımla görüştük."
Cassis, İsviçre'nin Kıbrıs meselesi ya da Yunanistan ile görüşmeler konusunda hizmetlerini sunduğunu belirterek, "Çünkü taraflar birbirlerini tanımadıklarında ya da birbirleriyle konuşmadıklarında herhangi bir diyalog ya da sorunlara çözüm bulunması mümkün değildir." dedi.
İsviçreli Bakan Cassis, Doğu Akdeniz'deki sorunların temeldeki sorunların başka şekilde ifadesi olduğuna değinerek, "İsviçre, temel sorunun çözümü için gereken ortamı hazırlamaya hazır." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com