Soma davasında müşteki avukatlarının sorularını cevaplayan Soma Kömürleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, geçmişte zarara uğrasa bile tehlikeli gördükleri madenleri kapattıklarını hatırlatarak, “Canın hesabı olmaz. 35 milyonluk zarar bir candan daha mı kıymetli?” dedi.
Soma davasının çapraz sorgu aşamasında bir kısım müşteki avukatı ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Soma Kömürleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a sorularını yöneltti. Gürkan da, tehlike arz eden madenlerde bir işçinin yaralanmaması için dahi üretimi durduracaklarını, geçmişte riskli madenlerde çalışan ocakta zarara rağmen üretimi durdurduklarını hatırlattı. Gürkan, madencilikte kendilerine olan güvenin halen devam ettiğini belirterek, “Canın hesabı olmaz. 2013 yılında Merzifon’da saha aldık. Çalışan bir sahaydı. Kapatma kararı aldık, çünkü tehlikeliydi. Çalışan ocakta üretimi durdurma kararı alırken hiç zorlanmadım. 35 milyonluk zarar bir candan daha mı kıymetli?” diye konuştu.
“RİSKLİ OLDUĞU SÖYLENSEYDİ ANINDA DURDURURDUM”
Kozağaçlı’nın “Eğer şirketin genel müdürü Ramazan Doğru ‘madende risk var’ derse kapatma kararı alır mıydınız?” sorusuna Gürkan şu cevabı verdi: “Eğer risk olduğu söylense anında durdururdum. Süleyman Sarı verdiği ifadesinde ‘Alp Gürkan ve Can Gürkan bırakın bir kişinin ölmesini, bir kişinin yaralanacağını bilse madeni kapatırdı’ demiştir. Savunma yapan herkes tehlikeli bir durumda üretimi durduracaklarını söyledi. O parayı zaten güvenlik tedbirinin alınması için veriyoruz.”
“KATLİAM” DENİLMESİNE TEPKİ
Kozağaçlı’nın 301 işçinin can verdiği olayı hatırlarken “katliam” kelimesini kullanmasına itiraz eden Gürkan, “Katliam kelimesi burada bilinçli yapılıyor. Buna bir kaza ya da facia demek ayrı ama katliam deniyor” ifadelerini kullandı.
Gürkan, Kozağaçlı’nın çeşitli örneklerle Soma Kömürleri A.Ş.’nin kurumsal bir şirket olmadığını söylemesi üzerine de şirketin kurumsal olduğunu ifade etti.
“MADENCİLİKTE GÜVENİMİZ DEVAM EDİYOR”
Can Gürkan, yaşananlara rağmen madencilikte kendilerine olan güvenin hâla devam ettiğini belirtti.
Gürkan, Kozağaçlı’nın “Hâla olayın nasıl olduğunu bilmediğinizi söylüyorsunuz. Nasıl güvenebiliyorsunuz?” sorusu üzerine, şunları söyledi: “Olay yerine giden müfettişler, Meclis Araştırma Komisyonu sınırsız araştırma yaparken kimse olayın sebebini bulamamış. Biz tutukluyken, inceleme yapmadan bulamayız. Ben genç bir insanım. Bütün paramızı bu işe yatırdık. Bize araştırma hakkı verilmedi. Bilirkişiye delil toplamaları için baskı yaptık. Bilirkişi olay yerinden bir parça dahi delil almadı. Olay yerine bile gitmeden en büyük dava çözülmeye çalışılıyor. Sizin ‘yok’ dediğiniz her şey var. Savcılığa bunları zaten sunduk.”
“HAVA PARASI VERMEDİK”
Gürkan, madeni Park Teknik’ten devralırken hava parası vermediklerini, bedel karşılığında madeni devraldıklarını söyledi.
Gürkan, Kozağaçlı’nın “Park Teknik’e ‘madeni neden devretmek istiyorsunuz?’ diye sormadınız mı?” sorusuna şöyle karşılık verdi: “Evini satmak isteyen birine ‘evini neden satıyorsun?’ diye sorulmuyor. Satmak istiyorlardı, aldık.”
Kozağaçlı’nın “Madenlerde zarar yapılmasına rağmen 500 milyonluk bir yatırım nasıl yapabildiniz? Ya gelir var ama vergi vermiyorsunuz, ya da başka bir yerden para alıyorsunuz” demesi üzerine Gürkan, şirketteki her şeyin kayıtlı olduğunu, inşaat sektöründen gelen paralarla madene yatırım yaptıklarını belirtti.
Gürkan’ın Kozağaçlı’nın sorularını cevaplamasının ardından müşteki avukatlarından Can Atalay, çapraz sorguya geçti.
(İHA)