Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Can Dündar’a yönelik silahlı saldırıya ilişkin, “İstanbul’un göbeğinde, Adliye önünde bir gazeteci kurşunlandı. Yargılanan iki gazeteci mahkemeye gidip savunmalarını yapıyorlar, karar çıkmadan önlerine birileri çıkıyor ve onları kurşunluyor. Bu adalet sarayının önünde oluyor. Bunu kabul etmek mümkün değil” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Yerel Yönetimler Birimi tarafından düzenlenen Belediye Başkanları Toplantısı’nın açılış konuşmasını yaptı. Genel Merkez’de Belediye Başkanları ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, Can Dündar’a yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“İstanbul’un göbeğinde, Adliye önünde bir gazeteci kurşunlandı” diyen Kılıçdaroğlu, “Yargılanan iki gazeteci mahkemeye gidip savunmalarını yapıyorlar, karar çıkmadan önlerine birileri çıkıyor ve onları kurşunluyor. Bu adalet sarayının önünde oluyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Soru şu Türkiye’yi bu hale kim getirdi ve Türkiye’yi kimler yönetiyor? Saldırıya uğrayan gazeteci arkadaşımız, ‘kim olduğunu bilmiyoruz ama kimlerin cesaretlendirdiğini biliyoruz’ diyor. Biz de kimlerin azmettirdiğini iyi biliyoruz. Devletin tepesinde kin söylemleri olmaz. Eğer devletin tepesinde kin söylemi olursa o ülkenin kurtuluşu başka şekillerde olur. Böyle bir tabloyu 21. yy Türkiye’si hak etmiyor. Bu olaydan daha birkaç ay önce bir mafya lideri çıktı Rize’de miting düzenledi. ‘Oluk gibi kan akacak’ dedi. Tutuklandı mı hayır? Gözaltına alındı mı hayır? El üstünde tutuldu mu evet. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?” diye konuştu.
“VATAN HAİNİ DOĞRU HABER YAPMAK DEĞİLDİR”
Can Dündar ve Erdem Gül’ün doğru haber yaptığı için tutuklandığını savunan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Anayasa Mahkemesi kararıyla serbest bırakıldılar. Bir kişi çıktı, ‘bunlardan intikam alacam’ dedi. ‘Bunlar vatan hainidir’ dedi. Bu kadar açık bu kadar net intikam söylemi yaptı. Vatan haini doğru haber yapmak değildir. Vatan haini; Müslüman’ı Müslüman’dan kırdırmak için oraya silah gönderendir. Vatan haini; silahlı devlet örgütlerine yardım ve yataklık yapanlardır. Bunlar terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyorlar. Valilere seslenip sakın onlara dokunmayın diyen vatan haini değil midir? Polis, asker müdahale etmek istiyor ama Vali, ‘hayır müdahale etmeyin Ankara’dan talimat geldi’ diyor.”
“23 MİLYONUN İRADESİ KAPININ ÖNÜNE KONULDU”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun istifasına yönelik değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Meşru bir hükümetimiz vardı. Halkoyuna gidilmiş Adalet ve Kalkınma Partisi ve onun Genel Başkanı Sayın Davutoğlu en fazla oyu alarak Ankara’ya geldi. Anayasaya uygun, yasaya uygun olarak geldi başbakanlık koltuğuna oturdu. Ne oldu da 4 Mayıs’ta Sayın Davutoğlu kapının önüne koyuldu? Hangi anayasal ölçülerine göre yapıldı. Bunlar daha düne kadar, ‘milli irade’ demiyorlar mıydı? 23 milyonun iradesi kapının önüne koyuldu. Kim yaptı bunu bir kişi” ifadelerini kullandı.
AK Parti’ye oy verenlere seslendiğini belirten Kılıçdardoğlu, “Ben o 23 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Senin oylarının bir kişinin gözünde değeri sadece kocaman bir sıfırdır. Sen inanarak sandığa gittin, kendi Genel Başkanı’nı seçtin, onun başbakan olmasını istedin. Ama bir kişi çıktı senin iradeni sıfırladı ve senin seçtiğin Başbakanı kapının önüne koydu” eleştirisinde bulundu.
Bunun bir Saray darbesi olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu eleştirinin dozajını arttırarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Darbeyi hazırlayan bellidir, darbeye koşulsuz uyanda bellidir. Davutoğlu buna direnmeliydi, demokrasi adına, kendisine oy verenler adına direnmeliydi. Beni sen değil 23 milyon seçmeliydi demeliydi. Böyle bir şeyi asla kabul etmiyoruz. Bu arada Konyalılara da sesleniyorum. Siz Davutoğlu’nu seçmek için gece gündüz çalıştınız, Başbakan olduğunda sevindiniz. Darbe sonrası Davutoğlu Konya’ya geldi onu kucakladınız. Şu soruyu Sayın Davutoğlu’na sorun lütfen ‘gecemizi gündüzüme kattık, seni Başbakan yaptık. Neden bir kişinin iradesine teslim oldun’ diye sorun lütfen. Bunu sorduğunuz andan itibaren demokrasinin kapısını açmış olursunuz. Bu olay bir partinin iç meselesi değildir. Bu bir demokrasi ve anayasa meselesidir. Eğer siz bunu bir partinin iç meselesi olarak yorumlarsanız bu doğru bir olay değildir. Seçimle gelen bir Başbakana sarayda oturan bir kişi darbe yapacak. Darbelerden bıkmadı mı bu millet? 14 yıldır ülkeyi yöneten parti bir kişinin iki dudağına hapseden parti, sen mi bu ülkeye demokrasi getireceksin.”
“DAVUTOĞLU ÇIKTI BÜTÜN BAŞARILARINI ANLATTI. BU KADAR BAŞARILIYSA NEDEN KAPININ ÖNÜNE KOYDUN”
Kılıçdaroğlu, “Bütün bunlar niçin yapılıyor? Bir diktatöre yasal zemin hazırlamak için yapılıyor. ‘Ben Anayasaya ve ettiğim yemine uymuyorum’ diyor. Önce hükümeti halletti. Böyle bir tabloyu böyle bir yapıyı, askeri darbeler döneminde bile görmedik. Yol arkadaşım dediği kişiler tarafından arkadan hançerleniyor Davutoğlu. Arkadan hançerleme bunların geleneğinde var. Rahmetli Erbakan’ı da, Kardeşim dediği Esat’ı da arkadan hançerlediler. Arkadan hançerlemek soysuzluğun belirtisidir. Ne isteniyor? Halkın hizmetinde olan bir Başbakan mı istiyorlar? Hayır. Davutoğlu çıktı bütün başarılarını anlattı. Bu kadar başarılıysa neden kapının önüne koydun. Halkın hizmetin de başbakan değil sarayın hizmetinde bir uşak arıyorlar. Stratejinin birinci ayağı 64. Hükümete darbe yapmaktı. Şimdi sıra geldi TBMM’ye onun için de hazırlık yapıyor. Daha dün konuşuyor, ‘işte genel mecliste olanları görüyorsunuz değil mi? Başkanlık sisteminin olduğu yerlerde bunları göremezsiniz’ diyor. Buradan açıkça ifade edeyim. O kavgayı çıkaranlar Recep Tayyip Erdoğan’ın yandaşlarıdır. Talimat almışlar” dedi.
(İHA)
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Yerel Yönetimler Birimi tarafından düzenlenen Belediye Başkanları Toplantısı’nın açılış konuşmasını yaptı. Genel Merkez’de Belediye Başkanları ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, Can Dündar’a yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“İstanbul’un göbeğinde, Adliye önünde bir gazeteci kurşunlandı” diyen Kılıçdaroğlu, “Yargılanan iki gazeteci mahkemeye gidip savunmalarını yapıyorlar, karar çıkmadan önlerine birileri çıkıyor ve onları kurşunluyor. Bu adalet sarayının önünde oluyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Soru şu Türkiye’yi bu hale kim getirdi ve Türkiye’yi kimler yönetiyor? Saldırıya uğrayan gazeteci arkadaşımız, ‘kim olduğunu bilmiyoruz ama kimlerin cesaretlendirdiğini biliyoruz’ diyor. Biz de kimlerin azmettirdiğini iyi biliyoruz. Devletin tepesinde kin söylemleri olmaz. Eğer devletin tepesinde kin söylemi olursa o ülkenin kurtuluşu başka şekillerde olur. Böyle bir tabloyu 21. yy Türkiye’si hak etmiyor. Bu olaydan daha birkaç ay önce bir mafya lideri çıktı Rize’de miting düzenledi. ‘Oluk gibi kan akacak’ dedi. Tutuklandı mı hayır? Gözaltına alındı mı hayır? El üstünde tutuldu mu evet. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?” diye konuştu.
“VATAN HAİNİ DOĞRU HABER YAPMAK DEĞİLDİR”
Can Dündar ve Erdem Gül’ün doğru haber yaptığı için tutuklandığını savunan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Anayasa Mahkemesi kararıyla serbest bırakıldılar. Bir kişi çıktı, ‘bunlardan intikam alacam’ dedi. ‘Bunlar vatan hainidir’ dedi. Bu kadar açık bu kadar net intikam söylemi yaptı. Vatan haini doğru haber yapmak değildir. Vatan haini; Müslüman’ı Müslüman’dan kırdırmak için oraya silah gönderendir. Vatan haini; silahlı devlet örgütlerine yardım ve yataklık yapanlardır. Bunlar terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyorlar. Valilere seslenip sakın onlara dokunmayın diyen vatan haini değil midir? Polis, asker müdahale etmek istiyor ama Vali, ‘hayır müdahale etmeyin Ankara’dan talimat geldi’ diyor.”
“23 MİLYONUN İRADESİ KAPININ ÖNÜNE KONULDU”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun istifasına yönelik değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Meşru bir hükümetimiz vardı. Halkoyuna gidilmiş Adalet ve Kalkınma Partisi ve onun Genel Başkanı Sayın Davutoğlu en fazla oyu alarak Ankara’ya geldi. Anayasaya uygun, yasaya uygun olarak geldi başbakanlık koltuğuna oturdu. Ne oldu da 4 Mayıs’ta Sayın Davutoğlu kapının önüne koyuldu? Hangi anayasal ölçülerine göre yapıldı. Bunlar daha düne kadar, ‘milli irade’ demiyorlar mıydı? 23 milyonun iradesi kapının önüne koyuldu. Kim yaptı bunu bir kişi” ifadelerini kullandı.
AK Parti’ye oy verenlere seslendiğini belirten Kılıçdardoğlu, “Ben o 23 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Senin oylarının bir kişinin gözünde değeri sadece kocaman bir sıfırdır. Sen inanarak sandığa gittin, kendi Genel Başkanı’nı seçtin, onun başbakan olmasını istedin. Ama bir kişi çıktı senin iradeni sıfırladı ve senin seçtiğin Başbakanı kapının önüne koydu” eleştirisinde bulundu.
Bunun bir Saray darbesi olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu eleştirinin dozajını arttırarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Darbeyi hazırlayan bellidir, darbeye koşulsuz uyanda bellidir. Davutoğlu buna direnmeliydi, demokrasi adına, kendisine oy verenler adına direnmeliydi. Beni sen değil 23 milyon seçmeliydi demeliydi. Böyle bir şeyi asla kabul etmiyoruz. Bu arada Konyalılara da sesleniyorum. Siz Davutoğlu’nu seçmek için gece gündüz çalıştınız, Başbakan olduğunda sevindiniz. Darbe sonrası Davutoğlu Konya’ya geldi onu kucakladınız. Şu soruyu Sayın Davutoğlu’na sorun lütfen ‘gecemizi gündüzüme kattık, seni Başbakan yaptık. Neden bir kişinin iradesine teslim oldun’ diye sorun lütfen. Bunu sorduğunuz andan itibaren demokrasinin kapısını açmış olursunuz. Bu olay bir partinin iç meselesi değildir. Bu bir demokrasi ve anayasa meselesidir. Eğer siz bunu bir partinin iç meselesi olarak yorumlarsanız bu doğru bir olay değildir. Seçimle gelen bir Başbakana sarayda oturan bir kişi darbe yapacak. Darbelerden bıkmadı mı bu millet? 14 yıldır ülkeyi yöneten parti bir kişinin iki dudağına hapseden parti, sen mi bu ülkeye demokrasi getireceksin.”
“DAVUTOĞLU ÇIKTI BÜTÜN BAŞARILARINI ANLATTI. BU KADAR BAŞARILIYSA NEDEN KAPININ ÖNÜNE KOYDUN”
Kılıçdaroğlu, “Bütün bunlar niçin yapılıyor? Bir diktatöre yasal zemin hazırlamak için yapılıyor. ‘Ben Anayasaya ve ettiğim yemine uymuyorum’ diyor. Önce hükümeti halletti. Böyle bir tabloyu böyle bir yapıyı, askeri darbeler döneminde bile görmedik. Yol arkadaşım dediği kişiler tarafından arkadan hançerleniyor Davutoğlu. Arkadan hançerleme bunların geleneğinde var. Rahmetli Erbakan’ı da, Kardeşim dediği Esat’ı da arkadan hançerlediler. Arkadan hançerlemek soysuzluğun belirtisidir. Ne isteniyor? Halkın hizmetinde olan bir Başbakan mı istiyorlar? Hayır. Davutoğlu çıktı bütün başarılarını anlattı. Bu kadar başarılıysa neden kapının önüne koydun. Halkın hizmetin de başbakan değil sarayın hizmetinde bir uşak arıyorlar. Stratejinin birinci ayağı 64. Hükümete darbe yapmaktı. Şimdi sıra geldi TBMM’ye onun için de hazırlık yapıyor. Daha dün konuşuyor, ‘işte genel mecliste olanları görüyorsunuz değil mi? Başkanlık sisteminin olduğu yerlerde bunları göremezsiniz’ diyor. Buradan açıkça ifade edeyim. O kavgayı çıkaranlar Recep Tayyip Erdoğan’ın yandaşlarıdır. Talimat almışlar” dedi.
(İHA)
