Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün avukatları, İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe sunarak, müvekkillerinin tensiple birlikte tahliyelerine karar verilmesini talep ettiler.
MİT TIR’larına ilişkin görüntüleri yayınladıkları gerekçesiyle başlatılan soruşturmada tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Büro Temsilcisi Erdem Gül, avukatları aracılığıyla haklarında hazırlanan iddianamenin gönderildiği mahkemeye başvurarak tensip kararıyla birlikte tahliyelerini talep ettiler.
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, Can Dündar’a yöneltilen suçlamaların, kendisinin yazdığı 1 haber, 2 röportaj ve 54 köşe yazısından ibaret olduğu belirtildi. Dilekçede, “Başka bir deyişle suç teşkil eden eylem sadece yayın eylemiymiş. İddianamede başkaca bir eylem iddiası yoktur” denildi.
Erdem Gül’e yöneltilen suçlamaların dayanağının ise yazdığı 2 haber ile yine onun yazdığı sanılan bir başlığı olduğu ifade edilen dilekçede, 473 sayfalık iddianamenin sadece 3 sayfasında Gül ve Dündar’a yöneltilen suçlama ve eylemlere değinildiği kaydedildi.
“BU TUTUKLULUK ULUSLARARASI ALANDA SICAK BİR GÜNDEM VE ELEŞTİRİ NEDENİDİR”
İddianamenin bazı bölümlerine de vurgu yapılan dilekçenin son bölümünde Can Dündar ve Erdem Gül’ün 2 ayı aşkın süredir tutuklu olduğu belirtilerek, “Sayın başkan, sayın üyeler. Müvekkillerimiz, esasen hiçbir hukuki temeli ve yasal dayanağı olmaksızın 2 ayı aşkın süredir tutukludur. Müvekkillerin tutukluluğuna neden olan gazetecilik faaliyeti nedeniyle sadece ülkemizde değil, uluslararası alanda da bu tutukluluk sıcak bir gündem ve eleştiri nedenidir” denildi.
“TUTUKLAMANIN YARATTIĞI TAHRİBAT DAHA FAZLA BÜYÜMEDEN…”
Dilekçede, “Kendilerinin ve gazetecilik mesleğinin, basın özgürlüğünün daha fazla mağdur edilmemesi bakımından yapılacak tensiple birlikte tutukluluğun kaldırılarak müvekkillerin tahliyesine de karar vermeniz adalet ve hakkaniyet duygusuna katkı sunacak, gerek ulusal gerek uluslararası toplum vicdanında da kabul görmeyen bu tutuklamanın yarattığı tahribat daha fazla büyümeden sona erecektir. Bu acil tahliye talebimizi takdirinize sunarız” ifadeleri kullanıldı.
2 MÜEBBET VE 30 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Dündar ve Gül hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’ndan sorumlu Başsavcı vekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan 473 sayfalık iddianame hazırlanmıştı. Dündar ve Gül’ün “Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme, Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Kalması Gereken Bilgileri Casusluk Maksadıyla Açıklama, Cebir Ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni Ortadan Kaldırmaya Veya Görevlerini Yapmasını Kısmen Yada Tamamen Engellemeye Teşebbüs Etmek, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmaksızın Bilerek İsteyerek Yardım Etme” suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet ve 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istenmişti.
SELAM TEVHİD DOSYASIYLA BİRLEŞTİRİLMESİ TALEP EDİLMİŞTİ
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamenin aynı mahkemedeki, kamuoyunda ’’Selam Tevhid’’ olarak bilinen ’’Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü’ adlı soruşturmada usulsüzlük yapıldığına ilişkin açılan dava ile birleştirilmesi talep edilmişti.
İDDİANAMENİN İNCELENMESİ DEVAM EDİYOR
Soruşturma kapsamında devlet yetkililerinin ulusal ve uluslararası görüşme kayıtlarının dosyada bulunması, Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait yardım TIR’larının durdurulması eylemi sebebiyle Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde yargılaması yapılan şüpheliler hakkındaki duruşmaların gizli yapılmasına karar verilmesi de göz önünde bulundurularak yargılamanın tamamının kapalı oturumda yapılması istenmişti. Mahkemenin, iddianamenin kabulü veya reddine ilişkin kararını önümüzdeki günlerde açıklaması bekleniyor.
(İHA)
MİT TIR’larına ilişkin görüntüleri yayınladıkları gerekçesiyle başlatılan soruşturmada tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Büro Temsilcisi Erdem Gül, avukatları aracılığıyla haklarında hazırlanan iddianamenin gönderildiği mahkemeye başvurarak tensip kararıyla birlikte tahliyelerini talep ettiler.
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, Can Dündar’a yöneltilen suçlamaların, kendisinin yazdığı 1 haber, 2 röportaj ve 54 köşe yazısından ibaret olduğu belirtildi. Dilekçede, “Başka bir deyişle suç teşkil eden eylem sadece yayın eylemiymiş. İddianamede başkaca bir eylem iddiası yoktur” denildi.
Erdem Gül’e yöneltilen suçlamaların dayanağının ise yazdığı 2 haber ile yine onun yazdığı sanılan bir başlığı olduğu ifade edilen dilekçede, 473 sayfalık iddianamenin sadece 3 sayfasında Gül ve Dündar’a yöneltilen suçlama ve eylemlere değinildiği kaydedildi.
“BU TUTUKLULUK ULUSLARARASI ALANDA SICAK BİR GÜNDEM VE ELEŞTİRİ NEDENİDİR”
İddianamenin bazı bölümlerine de vurgu yapılan dilekçenin son bölümünde Can Dündar ve Erdem Gül’ün 2 ayı aşkın süredir tutuklu olduğu belirtilerek, “Sayın başkan, sayın üyeler. Müvekkillerimiz, esasen hiçbir hukuki temeli ve yasal dayanağı olmaksızın 2 ayı aşkın süredir tutukludur. Müvekkillerin tutukluluğuna neden olan gazetecilik faaliyeti nedeniyle sadece ülkemizde değil, uluslararası alanda da bu tutukluluk sıcak bir gündem ve eleştiri nedenidir” denildi.
“TUTUKLAMANIN YARATTIĞI TAHRİBAT DAHA FAZLA BÜYÜMEDEN…”
Dilekçede, “Kendilerinin ve gazetecilik mesleğinin, basın özgürlüğünün daha fazla mağdur edilmemesi bakımından yapılacak tensiple birlikte tutukluluğun kaldırılarak müvekkillerin tahliyesine de karar vermeniz adalet ve hakkaniyet duygusuna katkı sunacak, gerek ulusal gerek uluslararası toplum vicdanında da kabul görmeyen bu tutuklamanın yarattığı tahribat daha fazla büyümeden sona erecektir. Bu acil tahliye talebimizi takdirinize sunarız” ifadeleri kullanıldı.
2 MÜEBBET VE 30 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Dündar ve Gül hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’ndan sorumlu Başsavcı vekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan 473 sayfalık iddianame hazırlanmıştı. Dündar ve Gül’ün “Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme, Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Kalması Gereken Bilgileri Casusluk Maksadıyla Açıklama, Cebir Ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni Ortadan Kaldırmaya Veya Görevlerini Yapmasını Kısmen Yada Tamamen Engellemeye Teşebbüs Etmek, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmaksızın Bilerek İsteyerek Yardım Etme” suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet ve 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istenmişti.
SELAM TEVHİD DOSYASIYLA BİRLEŞTİRİLMESİ TALEP EDİLMİŞTİ
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamenin aynı mahkemedeki, kamuoyunda ’’Selam Tevhid’’ olarak bilinen ’’Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü’ adlı soruşturmada usulsüzlük yapıldığına ilişkin açılan dava ile birleştirilmesi talep edilmişti.
İDDİANAMENİN İNCELENMESİ DEVAM EDİYOR
Soruşturma kapsamında devlet yetkililerinin ulusal ve uluslararası görüşme kayıtlarının dosyada bulunması, Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait yardım TIR’larının durdurulması eylemi sebebiyle Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde yargılaması yapılan şüpheliler hakkındaki duruşmaların gizli yapılmasına karar verilmesi de göz önünde bulundurularak yargılamanın tamamının kapalı oturumda yapılması istenmişti. Mahkemenin, iddianamenin kabulü veya reddine ilişkin kararını önümüzdeki günlerde açıklaması bekleniyor.
(İHA)