Sanatı koşulsuz sevenlerin adresi 1559 yılında Babüssaade ağalarından Cafer Ağa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan Caferağa Medresesi, Klasik Türk Sanatlarının en önemli merkezlerinden biri olarak uzun yıllardır hizmet veriyor.
Çini, ebru, hat, minyatür, ney ve daha pek çok sanat dalının güzide sanatçıları, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nın Caferağa Medresesi’nde düzenlediği atölyelerde yediden yetmişe çok sayıda öğrenciye eğitimler veriyor.
Geleneksel sanatları Ramazan ayınında icra etmenin önemine değinen çini sanatçısı Emel Gemici, oruç tutan bir kişi nasıl nefsine hakim olma çabası içerisindeyse, geleneksel sanatlarla meşgul olan kişinin de aynı şekilde sabır ve sebat içinde olması gerektiğini söyledi. Medresede çini atölyesi düzenleyen Gemici, bir insanın çini sanatını kullanarak kendi yaptığı bir tabağı günlük hayatında kullanmasının, misafirlerine bu tabakla ikramda bulunmasının çok büyük bir ayrıcalık olduğunu vurguladı.
Ebru sanatına kazandırdığı çiçeklerle bilinen sanatçı Tüzin Tiryaki, ebru sanatının aynı bir annenin çocuğunu büyütmesi gibi şartsız ve koşulsuz sevmeyi ve gönülden bağlanmayı gerektirdiğini açıklayıp, bu sanata talip olan kişinin onu koşulsuz sevmediği taktirdiği çoğu zaman eli boş kalacağını ifade etti.
Minyatürün kitap sanatlarından kaynaklandığı söyleyen minyatür sanatçısı Eda Erzurumluoğlu Tülek, minyatürün kökeninde padişahların çıktıkları seferler için yapılan tasvirlerin bulunduğunu belirtti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com