Ä°stanbul
AA'nın küresel ısınmanın etkisiyle Arktik’te eriyen buzulların bölgeyi küresel deniz taşımacılığında yeni bir rota haline getirmesi ve bunun çevresel etkilerine iliÅŸkin hazırladığı dosya haberin ilk bölümünde bölgedeki deniz trafiÄŸi ve madencilik faaliyetlerinde yaÅŸanan artış ele alındı.
Hiçbir ülkeye ait olmayan Antarktika'dan farklı olarak Arktik bölgesi Kanada, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, İsviçre, ABD ve Rusya olmak üzere 8 ülke tarafından paylaşılıyor.
Amerika, Avrupa ve Asya kıtalarının kuzey bölgeleri, Arktik Okyanusu ile Atlantik ve Pasifik okyanuslarının bir bölümünü içine alan Arktik bölgesi, yaklaşık 14,5 milyon kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Bu alanın bir kısmı Alaska'daki gibi tundralarla kaplıyken bir bölümünü de çoğunluğu Grönland'da olan buz tabakaları oluşturuyor.
Dünyanın farklı bölgelerini farklı şekillerde etkileyen iklim değişikliğinin Artktik'teki etkisi, kendisini eriyen buzullarda gösteriyor.
Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) ocak ayında yayımladığı araştırma, Grönland'ın saatte ortalama 30 milyon ton buz kaybettiğini ve bunun, tahmin edilenden yüzde 20 daha fazla bir orana karşılık geldiğini ortaya koydu.
Avrupa Birliği'nin (AB) Copernicus uydu izleme sistemi verilerine göre ise Arktik deniz buzul miktarı, eylül ayında 4,8 milyon kilometrekare ile 1991-2020 ortalamasının 1,1 milyon kilometrekare altında ölçüldü ve uzun yıllar ortalamasının yüzde 19 altında kaldı. Bu oran, en düşük 6'ıncı eylül ayı verisi olarak kayıtlara geçti.
Birçok ülke, buzulların erimesiyle birlikte deniz trafiği için oluşan yeni koşulları fırsat olarak değerlendirirken bu durum bölgedeki deniz trafiğinin artmasına yol açıyor.
Arktik'teki 4 farklı deniz trafiği
8 ülkenin oluÅŸturduÄŸu Arktik Konseyi'ne baÄŸlı Arktik Deniz Çevresinin Korunması Çalışma Grubunca (PAME) yayımlanan ve 2013-2023 arasındaki deniz trafiÄŸi verilerinin paylaşıldığı "Arktik Gemileri Statüsü" baÅŸlıklı rapora göre, bölgede 4 çeÅŸit deniz trafiÄŸi mevcut. Bunlar; gemilerin belirli bir aktivite için Arktik’e giriÅŸ yaptığı ve amaçlarını gerçekleÅŸtirdikten sonra bölgeden ayrıldığı "hedefsel ulaşım", bölgedeki devletler arasında gerçekleÅŸtirilen "Arktikarası ulaşım", Pasifik ve Atlas okyanusları boyunca yapılan "transarktik ulaşım" ve Arktik devletlerinin limanları arasında yapılan deniz taşımacılığını ifade eden "kabotaj ulaşımı" ÅŸeklinde sıralanıyor.
Rapora göre 2013 yılında 1298 gemi kayda geçerken bu sayı 2023 yılında 1782’ye yükseldi ve bölgedeki trafik 10 yılda yüzde 37 arttı.
Bölgede en fazla balıkçı gemileri faaliyet sürdürürken onları sırasıyla genel kargo gemileri, çekiciler, dökme yük taşıyan gemiler, kruvaziyerler, frigorifik kargo gemileri, araştırma gemileri, kimyasal tankerler, petrol tankerleri ve gaz tankerleri takip etti.
Balıkçı gemilerinin sayısı on yıl içinde 553'ten 723'e yükselirken genel kargo gemileri 134'ten 181'e, çekiciler 75'ten 121'e, dökme yük taşıyan gemiler 71'den 119'a, kruvaziyerler 58'den 96'ya, frigorifik kargo gemileri 71'den 90'a, kimyasal tankerler 41'den 53'e çıktı. En büyük artış, 2013'te sayısı 1'ken 2023'te 31 olan gaz tankerlerinde yaşandı.
Araştırma gemilerinin sayısı 61'den 54'e, petrol tankerlerinin sayısı ise 61'den 51'e geriledi.
Gemilerin belirli bir süre içinde belirli bir alanda kat ettiği toplam deniz mili ise 6,1 milyondan 12,9 milyona ulaşarak son 10 yılda yüzde 110 arttı.
Madencilik faaliyetlerindeki artış, özellikle de 2014'te Kanada'daki Mary River maden sahasının açılması bölgedeki gemi trafiğinin sıklaşmasındaki en büyük nedenlerden biri olarak gösteriliyor.
Dünyanın en zengin demir depolarına sahip olan madenden, deniz sularının kullanılabildiği sezonlarda ortalama 3,5 milyon ton demir taşınıyor.
En yaygın kullanılan rota Rusya'nın münhasır ekonomik bölgesinden geçiyor
AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan PAME Proje Müdürü Hjalti Hreinsson, Arktik deniz taşımacılığındaki artışın deniz buzullarının azalmasıyla doğrudan ilintili olduğunu söyledi.
Yüksek Arktik olarak da kabul edilen Arktik liman bölgesinde son 10 yılda faaliyet gösteren gemi sayısındaki artışın yüzde 40'a yaklaştığını belirten Hreinsson, bu durumun bölgede gemicilik faaliyetlerine yönelik yoğun ilginin göstergesi olduğunu kaydetti.
Gemilerin faaliyet türlerine göre çeÅŸitlilik gösteren rotalar arasında en yaygın kullanılan rotanın Rusya’nın münhasır ekonomik bölgesinden geçen ve büyük gemilerce tercih edilen kuzey deniz yolu olduÄŸunu anlatan Hreinsson, diÄŸer deniz yollarının genellikle küçük kargo gemileri ya da kruvaziyerler tarafından kullanıldığını aktardı.
Hreinsson "Bölgede çok sayıda ve çok çeÅŸitli gemi var. ÖrneÄŸin Rusya’nın Yamal Yarım Adası’ndan Çin’e gaz taşıyan çok fazla gemi bulunuyor. Bu ise deniz buzu üzerinde Arktik koÅŸullarında çalışabilecek ÅŸekilde inÅŸa edilmiÅŸ birçok gemi olduÄŸunu gösteriyor." dedi.
Rus bandıralı gemilerin çoğunlukta olduğu bilgisini paylaşan Hreinsson, bunun yanı sıra Marshall Adaları, Panama, Bahamalar ve Liberya gibi farklı ülkelerin gemilerine rastlanabildiğini bildirdi.
Maden ve gaz projeleri trafikteki artışın temel nedenleri
Gemi sayısındaki artışın yanı sıra gemilerin kat ettiÄŸi mesafenin de arttığının altını çizen Hreinsson, Kanada’nın Nunavut bölgesindeki Marry River madeninde yürütülen demir cevheri çıkarma çalışmalarının ve Rusya’nın Yamal Yarımadası'nda yürütülen mega gaz projesi gibi faaliyetlerin son on yılda deniz trafiÄŸindeki artışın temel nedenleri olduÄŸunu ifade etti.
Bölgedeki keşif gemilerinin geçmişinin yüzyıllar öncesine dayanmasına karşın ticari gemilerin yakın zamanda kullanılmaya başlandığına dikkati çeken Hreinsson, sözlerini şöyle tamamladı:
"GeçtiÄŸimiz son 30 yılda baÅŸta Rusya'nın faaliyetleri olmak üzere çok fazla deÄŸiÅŸim oldu. Bir süredir Rusya kendisine ait bölgede çalışıyordu ve burada yakın zamana kadar bu kadar bir hareketlilik yoktu. Ancak ÅŸirketler ÅŸimdi bu rotayı operasyonlarında uygulanabilir bir seçenek olarak görüyor. Dünya çapındaki operasyonlarda, özellikle Avrupa’dan Asya'ya yapılan taşımacılıkta bu rotayı kullanmak giderek daha iyi bir seçenek olmaya baÅŸlıyor. Öte yandan bölgedeki hava koÅŸulları ve buzul durumu nedeniyle burayı bir fırsat olarak görmeyen birçok ÅŸirket bile ÅŸu anda bu rotayı gaz ve maden faaliyeti ve bunların taşımacılığı gibi operasyonlarda kullanabiliyor."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com