ANKARA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de kabul edilen anayasa değişikliğine ilişkin, "Bir CHP'li de başkan olsa, biz ona da karşı çıkarız. Bu sistem, doğru bir sistem değil. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Aynı zamanda kendisi partinin genel başkanı olacak, gelecek Parlamentoya diyecek ki 'Ben tarafsız davranacağıma dair namusun ve şerefim üzerine yemin ediyorum.' Bir partinin genel başkanı tarafsız olabilir mi? Bu milletin aklıyla alay etmek demektir." dedi.
Kılıçdaroğlu, Habertürk'te katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Anayasa değişikliğine niye karşısınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğine karşı olmadıklarını, güçlü parlamenter sistemi ve Türk hukukunun darbe hukukundan arındırılmasını istediklerini söyledi.
Başkanlık sistemine karşı olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 140 yıllık bir parlamento geleneğinin olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını, milletin vekilini milletin seçmesini, hak ve özgürlüklerin daha da güçlendirilmesini, anayasadaki boşlukların giderilmesini istediklerini vurguladı.
"Başkanlık sisteminden, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil herkes vazgeçmişken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 'Bu böyle yürümez, fiili durumu hukuki durum haline getirelim' çağrısında bulundu. Bahçeli'nin daha önceki söylemleri farklıydı. Bahçeli'nin bu tavır değişikliğinin nedenini kendisiyle yaptığınız görüşmede öğrenebildiniz mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır, bunu sormadım da zaten. Doğru da değildi. Ben Sayın Bahçeli ile yaptığım görüşmede anayasa değişikliğinin Türkiye için hangi felaketlere yol açacağını, bütün endişelerimi dile getirerek ifade ettim." yanıtını verdi.
"Bizde tutarsızlık yok"
"MHP, 'Keşke CHP'de görüşmelere katılsaydı, o zaman elimiz daha güçlü olurdu, daha iyi bir anayasa yapabilirdik. CHP, işin içinde olmayınca bu anayasa daha çok AK Parti'nin istediği şekilde çıktı.' diye CHP'yi suçluyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ilk Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplandığında 60 madde üzerinde uzlaştıklarını hatırlattı.
Bu görüşmelerde MHP'nin de içinde bulunduğu üç siyasi partinin parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesi gerektiğini söylediğini, buna AK Parti'nin karşı çıktığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
"MHP'nin de görüşü öyleydi o da demokratik parlamenter sistemi istiyordu. Bahçeli'nin defalarca seçim meydanlarında, diğer alanlarda yaptığı konuşmalar var. Biz Meclis Başkanına da yazı yazdık, 'Parlamenter sistemi güçlendirecekseniz biz her türlü katkıyı veririz.' Zaten 60 madde üzerinde bir uzlaşma var, gerekirse onu biraz daha genişletebiliriz ama 'Başkanlık sistemini getirelim, anayasayı buna uyduralım' dediğiniz andan itibaren kimse kusura bakmasın ama biz o kadar kıvrak değiliz. Bizim bir düşüncemiz var, net, açık söylüyoruz. Hangi gerekçeyle bunu savunduğumuzu da söylüyoruz. Biz, tutarlı bir partiyiz, bizde tutarsızlık yok."
Kılıçdaroğlu, toplumsal uzlaşma belgesi olan anayasanın bir partinin mutfağında hazırlanamayacağını söyledi.
"Fesih yetkisi Atatürk'e verilmedi"
Kanun yapma yetkisinin, rejim ne olursa olsun bütün dünyada parlamentoların tekelinde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, değişiklikle bu tekelin ve Meclisi feshetme yetkisinin cumhurbaşkanına verildiğini savundu. Kılıçdaroğlu, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk en güçlü dönemindedir. Parlamentoya gelir anayasal düzenleme, 'TBMM'yi fesih yetkisini verelim' derler. İki genç milletvekili çıkar, 'Hayır, sizi çok seviyoruz, bu ülkenin kurtarıcısısınız ama kimse milli iradeyi feshedemez' der ve Atatürk'e o yetki verilmez. Şimdi biz o yetkiyi bu anayasa değişikliyle veriyoruz. Yüzde 51 ile seçilen bir cumhurbaşkanı, yüzde 100'lük bir milli iradeyi feshedebiliyor." diye konuştu.
"Anayasa teklifine göre iki seçim aynı anda yapılıyor. İlk turda seçilemezse cumhurbaşkanı, bu arada Parlamento seçilmiş oluyor. Halkın şöyle bir kozu olmayacak mı, diyelim ki CHP'ye Parlamentoyu, başkanlığı da AK Parti'nin genel başkanına verdi veya tam tersini yaptı. Bu sistem bir pozitif özellik değil mi?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Hayır. Sistemin kendisi sakat. Bir CHP'li de başkan olsa, biz ona da karşı çıkarız. Bu sistem, doğru bir sistem değil. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Aynı zamanda kendisi partinin genel başkanı olacak, gelecek Parlamentoya diyecek ki 'Ben tarafsız davranacağıma dair namusun ve şerefim üzerine yemin ediyorum.' Bir partinin genel başkanı tarafsız olabilir mi? Peki nasıl yemin edecek? Bu milletin aklıyla alay etmek demektir. Yazık, günahtır."
Kılıçdaroğlu, değişikliğe göre bir partinin genel başkanının Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinin 12'sini atayabileceğine dikkati çekerek, "Diyelim ki başkan bir suçtan ötürü yargılanacak. Benim tayin ettiğim hakimler beni yargılayacaklar bu olur mu?" dedi.
"Sandığa düşünerek gitmeliyiz"
Kılıçdaroğlu, medyanın yüzde 90'ının hükümetin kontrolünde olması nedeniyle geniş kitlelere seslerini duyurmakta zorlandıklarını kaydetti.
Anayasa değişikliğinin bir adım olduğunu, bunun devamının olacağını savunan Kılıçdaroğlu, bir AK Parti Anayasa Komisyonu üyesinin Meclis'te "Asıl hedefimiz anayasanın ilk dört maddesini değiştirmek" dediğini aktardı.
Cumhurbaşkanı danışmanlarının da benzer açıklamalar yaptığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Bu referandumda benim vatandaşlarımdan istediğim ister sağcı, ister solcu olsun, ister dindar, ister milliyetçi, ülkücü olsun düşünerek sandığa gitmemiz lazım. Ülkemizin, çocuklarımızın geleceği açısından." dedi.
"Türkiye ayrışabilir"
Referandum sürecinde nasıl bir kampanya izleneceğinin ve hedeflerinin "MHP tabanı" olup olmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Hedefimiz şu, ülkesini seven, demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü savunan, hangi görüşten olursa olsun bütün insanları bu anayasa değişikliğine 'hayır' demeye davet ediyoruz. Bizim kültürümüzde de tarihimizde de böyle bir düzenleme yok. Osmanlı öncesinde de Metahan'dan bu yana gelen süreçte de böyle bir düzenleme yok. Bu düzenleme bir kişiye özgü olarak getirilen ve kalıcı hale getirilmek istenen bir düzenleme. Bu düzenleme sonunda Türkiye ayrışabilir, bölünebilir, iç çatışma çıkabilir. Yazık, günahtır."
Referandumdan "hayır" çıkması ihtimali
Referandumdan "hayır" çıkması sonucunda olacaklara ilişkin değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, "Değişen bir şey olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Parlamento yerinde kalır, herkes yetkilerine sahip olur. Geçmişte nasıl gidiyorsa benzer şekilde yolumuza devam ederiz." dedi.
"Referandumdan "hayır" çıkması sonucunda terör biter mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi:
"Terör konusunda ciddi bir mücadele olursa devletin güvenlik güçlerinin önündeki engeller kaldırılırsa siyasi engeller kaldırılırsa akılcı bir politikayla izlenirse terör bitirilebilir. Kalıcı olmaktan çıkarılabilir ama bunun için dediğim gibi akılcı politikalar üretmek lazım. Muhalefet olarak desteği vermeye hazırız. Burada Ortadoğu'da, özellikle IŞİD konusunda, El Nusra konusunda, terör örgütleriyle Türkiye'nin arasına çok açık ve net bir mesafe koyması lazım. İçeride de bu konuda mücadele yapması lazım."
"Demokrasi yoksa siyasi partiler de yok"
"MHP seçmeni AK Parti'den neden rahatsız olsun ya da AK Parti'yi neden kabullenmesin?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu seçim normal bir parti seçimi değil ki bir iktidar seçimi değil ki. Bu seçim bir rejimin, demokrasinin oylanmasıdır. Demokrasi benim için nasıl bir ihtiyaçsa benim siyasette rakibim olan kişiler için de o kadar ihtiyaçtır. Bu seçimi demokrasinin oylanma seçimi olarak görmemiz lazım. Burada siyasi kimliklerden tamamen arınmış, hepimizin ortak paydası olan demokrasiyi yaşatacak mıyız, yaşatmayacak mıyız? Asıl sorun budur. Ben milletin sağ duyusuna güveniyorum. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokrasi yoksa siyasi partiler de yok."
Zırhlı araç konusu
Başbakanlık tarafından suikast iddiaları üzerine kendisine tahsis edilen zırhlı aracın sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Zırhlı araca binmiyorum. Biz siyasetçiyiz. Sürekli arabanın içinde değiliz ki. Bazen otobüsün üzerindeyiz, bazen kahvehanedeyiz... Suikast yapacak adam istediği zaman yapar. Otobüsün üzerinde konuşurken ben önünde kurşun geçirmez camların arkasında mı konuşayım? Garajda duruyor. Binmiyorum. Gün olur harman olur... Koşullar zorunlu kılar binersiniz ama şu anda öyle bir koşul ben görmüyorum."
"Oyunuz niye artmıyor?"
"Çizdiğiniz tablo felaket bir ülke tablosu. Böyle bir tabloda muhalefet oy kazanır. Niye oyunuz artmıyor?" sorusuna "AKP şu anda bir erime sürecine girmiştir." yanıtını veren Kılıçdaroğlu, bunun açıkça sokakta görülebileceğini savundu.
Vatandaşın işsizlikten şikayet ettiğini ve "artık yeter" dediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Yeter diyor vatandaş, bıktık diyor, geldiğimiz nokta bu. Oy alma konusunda eğer bir eksik varsa o eksiklik bizde. Yeteri kadar gitmedik o zaman. Siz eğer samimiyseniz bütün ön yargıları kırabilirsiniz. İnsanların bilmemesi bizim kabahatimiz." değerlendirmesini yaptı.
Hiç oy almadıkları bir köye gittiğini ve seçimlerde 2 oy aldıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şimdi ise o köyde 8 üyeleri olduğunu ifade etti.
dikGAZETE.com