Siyaset

'Bütün yetki de sorumluluk da cumhurbaşkanında olacak'

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş,"Bu millet seçim akşamı kimi cumhurbaşkanı seçti ise bütün yetki de bütün sorumluluk da cumhurbaşkanında olacak." dedi. - Anadolu Ajansı

'Bütün yetki de sorumluluk da cumhurbaşkanında olacak'
17-03-2017 01:17

ELAZIĞ

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Gençler soruyor, Başbakan Yardımcısı cevaplıyor" konferansında üniversite öğrencileriyle bir araya geldi.

16 Nisan'da yapılacak halk oylamasının kendilerinden daha çok gençleri ilgilendirdiğini belirten Kurtulmuş, "Türkiye'nin geleceği sizsiniz, sizden sonraki nesillerdir. Türkiye bu yol ayrımında ümit ediyoruz ki 16 Nisan akşamı 'Evet, evet, evet 'diyerek,Türkiye'nin yolunu bu aziz millet açacaktır." diye konuştu.

İki soru ile konuşmasını özetlemeye çalışacağını ifade eden Kurtulmuş, bunlardan birincisinin, birinci bölümünün niye böyle bir anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğu yönünde olduğunu bildirdi.

"Türkiye'de mevcut sistem çatışmacı ve vesayetçi bir sistemdir"

Türkiye'de ne için bir sistem değişikliğine ihtiyaç olduğunu 4 ana başlıkta topladığını kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Birincisi Türkiye'de mevcut sistem çatışmacı ve vesayetçi bir sistemdir. Türkiye'de siyasi aktörler arasında kurumlar arasındaki çatışma zaman zaman da bu çatışmanın topluma sirayet etmesi, Türkiye'nin yakın tarihinde karşılaştığı bir durumdur. Türkiye 1950'den 2017'ye kadar 67 yıllık sürede tecrübe ettiği çok partili siyasi hayatında maalesef sistemin çatışmacı yönünden çok ağır şekilde çekmiş. Çok ağır bedeller ödemiştir. Bu 67 yılda sistemin çatışmacı özellikleri dolayısıyla 5 kez darbe olmuş."

67 yıllık çok partili siyasi hayatlarında 68 siyasi partinin kapatıldığını ve çok sayıda siyasinin yasaklı hale geldiğini anımsatan Kurtulmuş, sistemin bir avuç elitin yönettiği çatışmacı bir sistem olduğunu belirtti.

Bu sistemden ve bu çatışmalardan, kurum ve kuruluşlar arasındaki kavgalardan artık kurtulmaları gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, "Bunun için bu vesayetçi sisteme 'Hayır' diyor, Türkiye'de millet egemenliğine 'Evet diyoruz, evet diyoruz, evet diyoruz." dedi.

Sistemin çift başlı olması

İkinci nedenin bu sistemin doğası "Çift başlılık" diyen Kurtulmuş, bu çift başlılığın önlenmesi için "Evet" dediklerini aktardı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Çatal çomak toprağa saplanmaz" diye Anadolu'da güzel bir söz olduğuna değinerek, "Yani çift başlı bir sopa toprağa giremez." ifadesini kullandı.

Türkiye'de 1961 ve mevcut 1982 Anayasası'nın da yönetimde çift başlılığı öngördüğünü vurgulayan Kurtulmuş, bir kısım yetkilerin cumhurbaşkanına, bir kısmının başbakana verildiğini, bundan dolayı çok partili siyasi hayatlarında nice cumhurbaşkanları ile başbakanların kavgasının yaşandığını anlattı.

Kurtulmuş, Türkiye'de sistem içindeki çift başlılığın getirdiği kavgaların, adamlar kötü olduğu için ortaya çıkmadığını belirterek, "Bu isimler geçimsiz, bu isimler kavgacı oldukları için değil, sistem kavga, çatışma üzerine kurulu olduğu ve yönetimde çift başlılığı öngördüğü için böyle." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Turgut Özal, Yıldırım Akbulut. Yıldırım Akbulut'u kolundan tutup oraya getiren kim? Turgut Özal, Tansu Çiller Süleyman Demirel, Tansu Hanım'ı kolundan tutup oraya getiren kim? Süleyman Demirel. Ahmet Necdet Sezer'i kim tanırdı? Kolundan tutup oraya getiren Bülent Ecevit. Her birisi kendisine medyunuşükran oldukları kişilere karşı birtakım ayrılıkların içerisine girmişler. Kötü oldukları için bu çatışmalar olmamış, sistem böyle olduğu için olmuştur. Şimdi diyoruz ki artık davul birisinin boynunda tokmak öbürünün boynunda sistem olmayacak. Bu millet seçim akşamı kimi cumhurbaşkanı seçti ise bütün yetki de bütün sorumluluk da cumhurbaşkanında olacak. Cumhurbaşkanında yetki var, sorumluluk yok şimdi. Hükümette, başbakanda yetki var sorumluluk da çok. Şimdi ikisini tek elde topluyoruz ve böylece çatışmacı bir sistemin ortada durmasına mani oluyoruz inşallah."

Siyasi istikrarsızlıkların önüne geçmek

Üçüncü nedenin siyasi istikrarsızlığın önüne geçmek olduğunu açıklayan Kurtulmuş, Türkiye'de 94 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca 65 hükümet kurulduğunu ifade etti.

Ortalama 17 ayda bir hükümet değiştiğini kaydeden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Allah aşkına 17 ayda köşebaşına bir market açsanız o marketi işletebilir misiniz, o bile sorulabilecek bir şeydir. Her 17 ayda bir hükümet gelmiş, sonra öteki gelmiş, sonra öteki. Öyle ki seçimlerden sonra aylarca hükümet kurulamadığı zamanlar olmuş. Hükümetin birinci partiye değil, ikinci partiye değil, üçüncü partinin başkanına verildiği zamanlar olmuş, Mesut Yılmaz'ın başbakan yapılması. Türkiye'de bu sistemde tek bir adama bile başbakanlık verildiği olmuş, Yalım Erez. Bunların hepsinin kurtarılması Türkiye'nin bu vakit kayıplarından kurtulması için inşallah yönetimde çift başlılığı ortadan kaldırıyor ve seçim akşamı hangi hükümetin kurulacağına doğrudan doğruya millet tarafından inşallah karar veriyoruz."

Ekonomik krizlerin önlenmesi

Dördüncü nedenin ekonomik krizlerin önlenmesi olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bu ekonomik krizlerin Türkiye'ye çok büyük faturasının çıkarıldığını ifade etti.

Kurtulmuş, "Türkiye'de tek parti dönemlerinde ekonomik büyüme yüzde 5,6, koalisyon dönemlerinde yüzde 4, darbe dönemlerinde isi yüzde 3.4, ayan beyan ortadadır. Türkiye koalisyon dönemlerinde maalesef ekonomik olarak da geri gitmiş, kalkınma hızı ortadan kalkmıştır. Bu dört nedenden dolayı hani diyorlar ya 'niye istiyorsunuz, niye değişiklik lazım' diye, Türkiye'de vesayetin geride bırakılması, çift başlı yönetimin sona erdirilmesi, siyasi istikrarsızlıkların yani 17 ayda hükümetlerin kurulmasından kurtulmak yeni bir anayasaya, ekonomik istikrarsızlıkların önlenmesi için yeni bir sistem değişikliğine ihtiyaç var. Bu dört temel nedenden dolayı Türkiye halkının talep ve beklentileri doğrultusunda Milliyetçi Hareket Partisi ile AK Parti TBMM'de müştereken milletvekillerinin oylarıyla 339 kişi bu anayasa paketine evet dedi. Şimdi söz de karar da milletindir. İnşallah milletimiz çok yüksek oranda evet diyerek bu teklifin önünü açacak, Türkiye'de en yüksek evet çıkan illerden birisi de Allah'ın izniyle Elazığ olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Muhabir: Ramazan Kaya,Suat Öztürk,İsmail Şen

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER