Kültür Sanat

'Bütün Türkiye'nin seyredeceği bir mizah formatı üretiyoruz'

TRT1 ekranlarında seyirciyle buluşan "Yalaza" dizisinin yapımcı ve yönetmeni Osman Sınav, "Bir yerel kavramdan, ulusal, milli bir format çıkartmaya çalışıyoruz. Bütün Türkiye'nin seyredeceği bir mizah formatı üretiyoruz." dedi.

'Bütün Türkiye'nin seyredeceği bir mizah formatı üretiyoruz'
20-09-2017 17:07

İSTANBUL - AİŞE HÜMEYRA BULOVAL

İlk bölümüyle cumartesi günü TRT1 ekranlarında seyirciyle buluşan "Yalaza" adlı dizi, ele aldığı hikayeyle diziseverlerin dikkatini çekti.

Alışıldık Anadolu yapımlarından farklı olarak, Sakarya Taraklı'ya özgü bir anlatım sanatı olan "Yalaza" kültürünün kendine has esprili anlatım tarzına yer veren dizinin yapımcı ve yönetmeni Osman Sınav, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dizi fikrinin 10 yıl önce ortaya çıktığını söyledi.

Sınav, yalaza kültürünün daha önce farklı formatlarda ele alındığını belirterek, "En son bir Beypazarı projesi olarak geliştirdik. Sonra Taraklı İstanbul'a daha yakın diyerek, Taraklı'da geliştirmeye çalıştık." dedi.

"Yalaza" kavramının anlamına değinen Sınav, şöyle devam etti:

"Çok yerel, sadece Taraklı'ya has bir şaka, mizah kavramı. İnsanlar hayatlarını biraz daha rahatlatmak, ferahlatmak hatta problemlerini çözmek için yalazayla renklendiriyorlar. Biz bu yerel kavramdan, ulusal, milli bir format çıkartmaya çalışıyoruz. Bütün Türkiye'nin seyredeceği bir mizah formatı üretiyoruz. İnşallah iyi olur. Seyircileri (Yalaza dizisiyle) çok sıcak aile ilişkileri, 'Ekmek Teknesi' gibi sıcaklık bekliyor. O tatta bir komedi. Hatta diyebilirim ki ondan daha komik daha sıcak, tempolu ve canlı."

"Yalaza kaba ve manasız bir şaka kültürü değil"

Dizinin konsept danışmanı ve senaristlerinden Hasan Kaçan da yaklaşık 17 ay önce dizi hazırlıklarına başladıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yalaza bir şaka kültürü ve bu kültür kaba şakalara benzemiyor. Burada uzun yıllardan beri var olan bir kültür. Dediğim gibi kaba bir şaka değil, manasız bir şaka değil. İnsanlara kelimelerle bir şekilde anlatılması icap eden ama karşı tarafın belki de almadığı şeyi hal ile duruş ile şakayla anlatmak. Yani karşı tarafı kırmadan, dökmeden bir taraftan tebessüm ettirerek ama sonunda o şeyden alınacak dersi de vererek gerçekleştirilen bir şaka. Biz bu şakanın içerisinde tabii ki aileyi, geleneklerimizi, bizi biz yapan değerlerimizi de muhafaza ederek bir dizi haline getirdik."

"Duygu tonları zengin bir iş"

Dizide "Santral" karakterini oynayan Kadir Çöpdemir ise çekimlerin eğlenceli geçtiğini dile getirerek, "İşin içinde komedi de var ama sadece komedi ile sınırlamak yanlış olur. Duygu tonları da çok zengin bir iş ama böyle insanın gözüne sokan mesajları içermeyen, satır aralarında tatlı tatlı naif naif veren bir iş olduğu için, bence keyifli bir iş." dedi.

"Ruhumuzu okşayan bir espri anlayışı var hikayenin"

Dizinin başrol oyuncularından Sinan Albayrak da, "Marangoz İbrahim" karakterini canlandırdığını belirterek, "Bir sevdiğim bir de sevilenim var. Bu dizide bir aile babası, aynı zamanda dengeleri sağlayan kişiyim. Mahallenin İbrahim abisiyim. Güzel bir komedi içerisinde esprileri ile basitliğe gömülmeyen, gerçekten akıl dolu, değerlerimize, aile yapımıza hitap eden ve ruhumuzu okşayan anlayışı ve yazılımı var hikayenin." ifadelerini kullandı.

Albayrak, Taraklı'ya proje sayesinde ilk kez geldiğini ve Taraklı halkının çok samimi ve yardımsever olduğunu da sözlerine ekleyerek, "Böyle bir yerin varlığından bihaberdim. Açıkçası bundan da utandım. İpek yolu üzerinde böylesine güzel Osmanlı kasabaları olduğunu bilmiyordum ve yeni öğrendim." diye konuştu.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER