NEW YORK
Londra'da yaşayan ve birçok insan hakları kuruluşunda yöneticilik yapan Arakanlı Müslüman Tun Khin, "Bugün Arakanlı Müslümanlara yapılanları açıklayacak tek kelime, soykırım. Ortada bizi yıllardır topraklarımızdan atmaya çalışan bir ordu ve hükümet var. Asıl amaçları da soykırım." açıklamasında bulundu.
New York'ta düzenlenen "Myanmar'da Koruma ve Sorumluluk Uluslararası Konferansı"na katılan Arakanlı Müslüman aktivistler, Arakan'da yaşadıklarını ve son olayları dinleyicilerle paylaştı.
Khin konferansta yaptığı konuşmada, dedesinin Myanmar'da siyasi danışmanlık ve hakimlik yapmasına rağmen kendisinin vatandaş olarak tanınmadığını anlattı.
Arakan'daki "soykırım" hakkında yıllardır uyarılarda bulunduklarını kaydeden Khin, "Bugün Arakanlı Müslümanlara yapılanları açıklayacak tek kelime, soykırım. Ortada bizi yıllardır topraklarımızdan atmaya çalışan bir ordu ve hükümet var. Asıl amaçları da soykırım." diye konuştu.
"Suu Çii, soykırıma ortak"Arakanlı Müslümanların her zaman Myanmar lideri Aung San Suu Çii'yi desteklediğine dikkati çeken Khin, "Ben de Suu Çii'nin ev hapsinden çıkarılması için New York, Washington ve Avrupa'daki çeşitli ülkelerde kampanyalar yürüttüm. Suu Çii ile görüştüm ve bana, Myanmar'a demokrasi geldiğinde haklarımızın bize geri verileceğini söyledi. Bugün, Suu Çii toplumumuza karşı soykırımda suç ortağı. Eğer bize yardım etmek istiyorsa Arakan'ı insani yardımlara açabilir. Ya da ordunun zulümünü gözler önüne seren tutuklu yazarlar, gazetecileri serbest bırakabilir ama hiçbir şey yapmamayı seçti. " değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve BM Kalkınma Programının Arakanlı Müslümanların geri dönüşü konusunda imzaladığı mutabakat zaptında Arakanlılara danışılmadığına işaret eden Khin, "Tarih bize, Arakanlı Müslümanların Myanmar'ın merhametine bırakılmayacağını öğretti. Kendi geleceğimizi belirlemek için anlaşma masalarında bize de yer verilmeli." değerlendirmesinde bulundu.
"Tecavüz, silah olarak kullanıldı"Arakanlı Müslümanlara yönelik tecavüz vakaları üzerine kitap yazan Arakanlı Müslüman avukat ve aktivist Razia Sultana, panelde yaptığı konuşmada, Myanmar ordusunun tecavüzü silah olarak kullandığına dikkati çekti.
Arakan'da 25 Ağustos 2017'de başlayan şiddet olayları nedeniyle 700 binden fazla Müslüman'ın komşu ülke Bangladeş'e sığınmak zorunda kaldığına işaret eden Sultana, "Myanmar ordusunun Arakan'daki operasyonlarının önceden planlı olduğuna ve soykırım işlediğine dair güçlü kanıtlar var. Birleşmiş Milletlerin (BM) kurduğu Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu, Arakanlı Müslümanlara karşı işlenen suçlar arasında Myanmar ordusunun kadınlara tecavüzleri de olduğunu duyurdu." ifadelerini kullandı.
Tecavüzler konusunda kapsamlı bir rapor ve kitap yazdığını belirten Sultana, "Raporumda, Myanmar ordusunun, tecavüzü nasıl bir silah olarak sistematik olarak kullandığını belirttim. Bu rapor, Arakan'daki köylerce yüzlerce askerin birçok kadına tecavüz ettiğini gözler önüne seriyor." bilgisini paylaştı.
Uluslararası toplumun Myanmar'daki şiddetin sorumlularından hesap sorulması için güçlü bir adım atmamasının kendisini hayal kırıklığına uğrattığını belirten Sultana, "BM Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonunun, Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım yapıldığına dair güçlü raporuna rağmen, BM Güvenlik Konseyi hala bir adım atmadı. Bunun nedeni de Rusya ve Çin'in kendi çıkarları için Myanmar'ı desteklemesi ve BM'nin adımlarını engellemesi." değerlendirmesinde bulundu.
Myanmar'a karşı ekonomik boykot yapılması gerektiğini vurgulayan Sultana, "Tüm dünyadaki kız kardeşlerimi, Myanmar ile iş yapan şirketlere karşı kampanya başlatmaya davet ediyorum," çağrısında bulundu.
"Korku ve yılgınlık bizim kimliğimizin bir parçası oldu"Arakan'da doğan ve ailesiyle Tayland'a göç ettikten sonra Kanada'da "Rohingya İnsan Hakları Ağı" adlı örgütün kuruluşunda yer alan Yasmin Ullah da panelde konuştu.
Ullah buradaki konuşmasında, baskıcı bir rejimden kaçmanın kurtuluş olarak düşünülebileceğini belirterek, "Korku ve yılgınlık Arakan'da hayatınızın her yerindeyse, bu duygular sizi gittiğiniz her yerde takip eder. Arakanlı Müslümanlar olarak, korku ve yılgınlık bizim kimliğimizin bir parçası oldu." dedi.
Arakan eyaletindeki ormanların yok edildiğini belirten Ullah, "Arakan, Bangladeş'e kalas kaçakçılığı yolu olarak da kullanılıyor. Boru hatları, keresteler ve Arakan'daki diğer kaynaklar, ne kadar hayatın yitip gittiğine bakılmadan birkaç kapitalist ülkenin kazancı için ticarileştirildi." değerlendirmesini yaptı.
Ullah, Facebook hakkında da Arakanlı Müslümanların seslerini duyurmasına izin vermediği iddiaları bulunduğuna, ancak bu konuda bugüne kadar herhangi bir adım atılmadığına dikkati çekerek, Myanmar hükümetiyle çalışan tüm şirketlerin boykot edilmesi çağrısında bulundu.
Muhabir: Dildar Baykan
Kaynak: AA
dikGAZETE.com