İSTANBUL
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Güngören Trabzonlular Derneğinin Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nde düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok kritik bir karar arifesinde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin pek çok sıkıntıdan geçtiğini anlatan Soylu, "Bazen bu milletin kıyafetiyle uğraştılar, bazen bu milletin mezhebiyle uğraştılar, bazen bu ülkenin etnik kökeniyle uğraştılar, bazen bu ülkeyi faize mahkum edip ekonomisiyle uğraştılar, bazen bu ülkenin liderlerine, seçtikleri insanlara, başbakanlarına hakaret ettiler. Onların aileleriyle uğraştılar. Bazen geleneklerimizle bazen göreneklerimizle bazen ananelerimizle, değerlerimizle ve inançlarımızla uğraştılar. Bazı gün geldi son 50 yılda, 60 yılda ezanımızı kıstılar. Bazı gün geldi, bu ülkede 'siz çocuğunuza Kur'an-ı Kerim öğretemezsiniz' dediler. Meslek liselerimizi kısıtladılar. Bazı gün geldi, bu ülkede bizi terörizmin payandası haline getirmeye çalıştılar. Bazı gün geldi, anarşizmle bizi terbiye etmeye çalıştılar. Bazı gün geldi, enflasyonla terbiye etmeye çalıştılar. Biz büyük bir milletiz. Biz asil bir milletiz ve biz Batılı ülkelere, onların milletlerine benzemeyiz. Biz hesabımızı para üzerinden, bugüne kadar yapmadık. Biz hesabımızı, kelle üzerinden yapmadık." diye konuştu.
Soylu, Türkiye'nin büyük bir medeniyetin mirasçısı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bizim oturduğumuz tahtta, Yavuz Sultan Selim var, Fatih Sultan Mehmet var, Kanuni Sultan Süleyman var, Ertuğrul Gazi var, Osman Gazi var, Orhan Gazi var. Biz büyük bir medeniyetin insanlarıyız ve bu büyük medeniyette Mevlana var, Yunus var, Hacı Bektaş var, bu büyük medeniyette Karacaoğlan var, Selahaddin Eyyubi var. İhtişamını tekrar gördüğümüz ve o Selimiye ile bize sadece bir mimari değil bir ruhu, bir anlayışı, bir inancı ve bütün dünyaya anlam ve manayı anlatabilecek Mimar Sinan var. Bir taraftan Piri Reis var, bir taraftan İbni Sina var. Biz büyük bir medeniyetin tahtında oturuyoruz. Bizi istedikleri gibi savurup, istedikleri gibi terbiye edip, istedikleri gibi bizim üzerimizde oyun kurma hakkına, kimse sahip değildir ama yıllarca bunu yaptılar. Daha bugün, daha dün 15 Temmuz'da hiçbirimiz saat 21.30'da böyle bir darbe olabileceğini düşünmeden başımıza bunu getirdiler. Anneler evlatlarına hasret gitti. Evlatlar çıplak elleriyle beraber 'siz bu ülkeye musallat olamazsınız' dediler. Bunu hep birlikte hep beraber yaşadık. '21. asrın 16. yılında acaba böyle bir şey olur mu?' diye düşündük. 56 yıl sonra yeniden bir Başbakan'a, bir Cumhurbaşkanı'na musallat olan hain ve meczup bir kitle gördük. Hep beraber yaşadık bunları. Demek ki sistemde bir problem var. Bir açık var."
"Aciz bir devlet, aciz bir millet değiliz"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki ziyaretlerini anlatan Soylu, "Geçen hafta Tunceli'deydim. 100 tane veya 200 tane, 300 tane genç karşıma çıkmıştı. Onların yüzde 90'ı bir tek şey istiyordu, iş. 'Bize iş bulun' diyordu. Biz bu ülkeyi yönetiyoruz. Bizim görevimiz onları devletiyle, milletiyle bütün hale getirebilmektir. Onları PKK'nın, onları terör örgütlerinin, onları Türkiye üzerinde oyun kuranların insafına bırakabilecek kadar biz aciz bir ülke, aciz bir devlet, aciz bir millet değiliz. Hiç de öyle olmadık. Yapmamız gereken açık ve nettir. 12 yaşında, 13 yaşında, 14 yaşında kızlarını alıp, dağlara götürenler... O annenin elini koynunda bırakanlar. Ben bunu her zaman söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Eğer bu ülkede, eğer bu kızlar alıp dağlara götürülür, onlar anne sevgisiyle karşılaşmak yerine orada terör makinesi haline döndürülürse Allah bana İçişleri Bakanlığımı haram etsin." ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, kimsenin bu ülke üzerinde "ameliyat" yapmaması gerektiğini belirterek, "Bizim evlatlarımız şu anda dağlardalar. Mağaralarında kıstırdılar. 6 tane terörist etkisiz hale geldi. 2 şehidimiz var. Neredelerse sıçan gibi kaçtıkları yerlerin her noktasında onları buluyor ve gereğini yerine getiriyoruz. Gereğini yerine getirmeye de devam edeceğiz. Bu ülkenin huzurunu bozamayacaklar." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde parlamentonun güçsüz olacağı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Soylu, "Neymiş 'parlamento güçsüz olacakmış.' Yok böyle bir şey. 'Yalanın dik alası' derler ya bizim orada. Yalanın dik alası." diye konuştu.
Geçmişteki milletvekilleri pazarlıklarını, milletin iradesinin hiçe sayıldığı günleri anımsatan Soylu, "Medyanın üzerinde tahakküm kurduğunu, partilere sipariş verdiğini 'şunu milletvekili yapacaksın, şunu milletvekili yapacaksın' diye, ben hatırlamıyor muyum? Eğer o gazete patronları utanmayacaksa tek tek sayarım, hangi partiden kimleri milletvekilleri yaptıklarını, hangi kontenjandan aldıklarını. Siyaseti istedikleri gibi maniple etmeye çalışıyorlar, 'patron biziz' diyorlardı. Şimdi ağırlarına gidiyor, biz 'patron millettir, patron millettir' dedikçe bunların ağırlarına gidiyor. Ben sizin evladınızım. Biz bu meseleleri Tayyip Erdoğan'sız, Cumhurbaşkanımızsız aşamayız." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Etem Geylan
dikGAZETE.com