Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Yargının içerisinde çok net bir şekilde Pensilvanya ile irtibatlı olan bazı kişiler var. Oranın irtibatına göre hareket etmeyi kendilerini cennete gönderecek gibi, büyük ibadet gibi görüyorlar” dedi.
Adalet Bakanı Bozdağ, Adalet Komisyonu’nda Danıştay Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşmelerine katıldı. Bozdağ, yargıdaki paralel yapılanmasına ilişkin olarak, hakim ve savcıların anayasa ve kanunlara uygun olarak vicdani kanaatlerini kullanmalarının önemine dikkat çekti. Bozdağ, “Anayasa’nın 37. maddesi esasında yargı görevi yapan herkesin anayasa, hukuk ve kanun dışında hiçbir yerle vicdani bir bağ içerisinde olmasına izin vermiyor. Ama geldiğimiz noktada herkes açık açık söylemese de, söylese de, gerçeğimiz var. Yargının içerisinde çok net bir şekilde Pensilvanya ile irtibatlı olan bazı kişiler var. Oranın irtibatına göre hareket etmeyi kendilerini cennete gönderecek gibi büyük ibadet gibi görüyorlar. Anayasayı çiğnemek onun için, yasaya aykırı hareket etmek onun için önemli değil. Herkes bu gerçeği görüyor. HSYK, hukukçular, akademisyenler, hükümet görüyorsa, o zaman biz yargının içinde tarafsızlığını yitirmiş, anayasaya sadakatini yitirmiş bu yapıya geleceğe taşımak bu ülkede de, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına en büyük zararı verir” dedi.
Bakan Bozdağ, kanun tasarısının anayasaya aykırı olduğuna yönelik eleştirileriyle ilgili, “Anayasamızın 154. ve 155. Maddeleri hem Yargıtay’ı düzenleme yetkisini hem de Danıştay’ı düzenleyen maddelerimiz. Bu konuda düzenleme yetkisini yasa koyucuya veriyor. ‘Sayılmayan konuları yasa koyucunun takdirine bırakmadı’ demek yanlış olur. Sayılananlar için yapabilirsiniz diyor. Sayılmayanlar ise negatif bir şey koymuş olsaydı, o zaman yasama yasağı olurdu. Burada negatif bir düzenleme koymadığına göre, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev süreleri ilişkin düzenleme yapmak yasa koyucunun asli görevidir. Bu konuda düzenleme yapmak yasa koyucunun takdirine bağı bir şeydir” ifadelerini kullandı.
Bozdağ, Anayasa’nın 139 ve 140. maddelerini hatırlatarak, “Hakimlik ve savcılığın teminatıdır. Yargıtay ve Danıştay üyeliğini düzenleyen maddelere baktığımızda, ‘Yargıtay ve Danıştay üyeliği’ diye ifade geçiyor. Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin teminatına ilişkin bir düzenleme içermiyor. Bizim teminata ilişkin tek düzenlememiz Anayasa’nın 139. maddesinde var. Hem Yargıtay üyeleri hem Danıştay üyeleri için teminat değildir. Hakimlik ve savcılık teminatıdır. Bu düzenleme hakimlik ve savcılık teminatına ilişkin Anayasa’nın 139. maddesinin ortaya koyduğu bütün kriterlere dikkat ederek uygulanmıştır ve bütün kriterlere bu düzenleme uygundur” şeklinde konuştu.
(İHA)
Adalet Bakanı Bozdağ, Adalet Komisyonu’nda Danıştay Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşmelerine katıldı. Bozdağ, yargıdaki paralel yapılanmasına ilişkin olarak, hakim ve savcıların anayasa ve kanunlara uygun olarak vicdani kanaatlerini kullanmalarının önemine dikkat çekti. Bozdağ, “Anayasa’nın 37. maddesi esasında yargı görevi yapan herkesin anayasa, hukuk ve kanun dışında hiçbir yerle vicdani bir bağ içerisinde olmasına izin vermiyor. Ama geldiğimiz noktada herkes açık açık söylemese de, söylese de, gerçeğimiz var. Yargının içerisinde çok net bir şekilde Pensilvanya ile irtibatlı olan bazı kişiler var. Oranın irtibatına göre hareket etmeyi kendilerini cennete gönderecek gibi büyük ibadet gibi görüyorlar. Anayasayı çiğnemek onun için, yasaya aykırı hareket etmek onun için önemli değil. Herkes bu gerçeği görüyor. HSYK, hukukçular, akademisyenler, hükümet görüyorsa, o zaman biz yargının içinde tarafsızlığını yitirmiş, anayasaya sadakatini yitirmiş bu yapıya geleceğe taşımak bu ülkede de, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına en büyük zararı verir” dedi.
Bakan Bozdağ, kanun tasarısının anayasaya aykırı olduğuna yönelik eleştirileriyle ilgili, “Anayasamızın 154. ve 155. Maddeleri hem Yargıtay’ı düzenleme yetkisini hem de Danıştay’ı düzenleyen maddelerimiz. Bu konuda düzenleme yetkisini yasa koyucuya veriyor. ‘Sayılmayan konuları yasa koyucunun takdirine bırakmadı’ demek yanlış olur. Sayılananlar için yapabilirsiniz diyor. Sayılmayanlar ise negatif bir şey koymuş olsaydı, o zaman yasama yasağı olurdu. Burada negatif bir düzenleme koymadığına göre, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev süreleri ilişkin düzenleme yapmak yasa koyucunun asli görevidir. Bu konuda düzenleme yapmak yasa koyucunun takdirine bağı bir şeydir” ifadelerini kullandı.
Bozdağ, Anayasa’nın 139 ve 140. maddelerini hatırlatarak, “Hakimlik ve savcılığın teminatıdır. Yargıtay ve Danıştay üyeliğini düzenleyen maddelere baktığımızda, ‘Yargıtay ve Danıştay üyeliği’ diye ifade geçiyor. Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin teminatına ilişkin bir düzenleme içermiyor. Bizim teminata ilişkin tek düzenlememiz Anayasa’nın 139. maddesinde var. Hem Yargıtay üyeleri hem Danıştay üyeleri için teminat değildir. Hakimlik ve savcılık teminatıdır. Bu düzenleme hakimlik ve savcılık teminatına ilişkin Anayasa’nın 139. maddesinin ortaya koyduğu bütün kriterlere dikkat ederek uygulanmıştır ve bütün kriterlere bu düzenleme uygundur” şeklinde konuştu.
(İHA)
