Mukopolisakkaridoz rahatsızlığı sebebiyle boyu diğer insanlara oranla daha kısa olan 32 yaşındaki Şeyma Esra Telli'nin anne ve babası, kızlarının hayatını kolaylaştırmak için evin dört bir yanını küçük eşyalarla yeniden dekore etti.
Görülme sıklığı 200 binde bir olan ve morquio sendromu olarak da bilinen rahatsızlığı sebebiyle boyu uzamayan 26 kilogram ağırlığında, 92 santimetre boyundaki Şeyma Telli, 5 kardeşin en küçüğü olarak dünyaya geldi.
Tarih öğretmeni babasının mesleği dolayısıyla Anadolu'nun dört bir yanını gezen, uzun yıllardır da Ankara'da yaşayan Telli'nin iki ağabeyi, o daha dünyaya gelmeden trafik kazasında hayatını kaybetti.
Kendisiyle aynı kaderi paylaşan ve hukuk fakültesi son sınıfta okuyan ortanca ağabeyi Seyit Alparslan da aynı rahatsızlık nedeniyle felç geçirerek 24 yaşında hayata veda etti.
Kötü hatıralar ve acı tecrübelerin ardından Şeyma'ya sıkı sıkı sarılan Hacer ve Ergül Telli çifti, evlatlarının hayattan keyif alabilmesi için ellerinden geleni yapmaya çalışıyor.
Evi kızları için özel olarak dekore eden anne-baba, koltuk, masa, lavabo, makyaj aynası gibi büyük objelerin yanına bir de küçük eşyaları yerleştirerek evlatlarının hayatını kolaylaştırmaya gayret ediyor.
"Kendimi engelsiz hissediyorum"Şeyma Esra Telli, yaşamını ve anne babasıyla olan ilişkisini AA muhabirine anlattı.
Sevginin insanın içindeki en büyük mücevher olduğunu söyleyen Telli, anne ve babası arkasındayken hiçbir şeyden endişe duymadığını söyledi.
Şeyma Telli, engel tanımadığını ve evdeki tüm eşyaların boyuna uygun olduğunu aktararak, "Kapı dürbünleri, evdeki lambaların düğmeleri, her şey boyuma uygun. Her odada taburem var, makyaj köşem, kahve köşem var. Her şey elimin altında. Mevla'm olmayanlara da nasip etsin. Kendimi engelsiz hissediyorum. Allah annemden de babamdan da razı olsun, hayatımı son derece kolaylaştırdılar. Normal bir insan gibi yaşıyorum." diye konuştu.
Hayattan kopmadığını, Engelsiz Aile Yaşam Merkezi'nde çeşitli hobi kurslarına katıldığını belirten Telli, bu yolla Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel başta olmak üzere birçok farklı kişiyle tanıştığını söyledi.
Telli, geleceğe dönük planı olmadığını belirterek hayatın sürprizlerle dolu olduğunu dile getirdi.
"Şeyma yaşamamızın gayesi"70 yaşındaki Baba Ergül Telli de Şeyma'yla aynı rahatsızlığa sahip olan ağabeyinin tahsiline önem verdiklerini, onun eğitimine devam edebilmesi için okula yakın yerlere, hatta farklı şehirlere taşındıklarını anlattı.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazanan oğlunun, stajını bitirerek avukatlığa adım attığı gün hayatını kaybettiğini söyleyen baba Telli, bu hikayenin sonu acı bitince Şeyma'nın tahsil görmesinden ziyade hayattan keyif almasını sağlamaya gayret ettiklerini belirtti.
Ergül Telli, "Eğitimin, eğitim görecek kişiye uyarlanması gerektiğini mesleğim gereği bildiğim için ev ortamını onların hayatına uygun şekilde ayarladık. Masası, sandalyesi, lavabosu her şeyini ayarladık. Şeyma, biz evde bir hafta olmasak tek başına kalabiliyor." diye konuştu.
Şeyma'nın psikolojisinin çok güçlü olduğunu vurgulayan baba Telli, "Ben, hayatta çok fazla şeyi Şeyma'dan öğrendim. Baştaki düşüncemiz, 'Biz ölmeden ölse de ele kalmasa.' idi. Şimdi artık öyle düşünmüyoruz. İyi ki var diyoruz. Şeyma bizim hayatımızın, yaşamamızın gayesi. Biz Şeyma'ya çocuğumuz, torunumuz, evladımız; artık her şeyimiz diye bakıyoruz." dedi.
Etimesgut Belediyesinin son 3 yılda çok desteği olduğunu ve kızının Engelsiz Yaşam Merkezi'ndeki kurslara katıldığını ifade eden Ergül Telli, Etimesgut Belediyesi çalışanları ile Belediye Başkanı Enver Demirel'e teşekkür etti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com