Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Türkiye’nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden doğan haklarıyla Boğazları Rusya’ya kapatma ihtimali ile ilgili "Montrö’nün nasıl değişebileceğine ilişkin maddeler açık şekilde Montrö Sözleşmesi’nin içinde mevcut. Bizim yaptığımız hazırlık yok. Bugüne kadar Montrö’yü saydam bir şekilde, titizlikle uyguladık" değerlendirmesini yaptı.
Sözcü Bilgiç, bakanlıkta yaptığı haftalık değerlendirme toplantısında, Avrupa Birliği Zirvesi’nde önemli kararlar alındığını vurgulayarak Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandırılmasının, düzenli zirvelerin yapılmasının, siyasi diyaloğun düzenli hale getirilmesinin kararı alındığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a refakatle Paris İklim Zirve toplantısına katıldığını kaydeden Bilgiç, Çevre ve Şehircilik Bakanı Sarı’nın Paris’te İklim Zirvesi’nde bulunduğunu da ifade etti.
Montrö Sözleşmesi’nin maddelerine göre Rusya Federasyonu’na yaptırımlarda Boğaz’ların kapatılması ihtimalinin sorulması üzerine "Konunun dün Bakanlar Kurulu’nda detaylı bir tartışmanın yaşandığını biliyoruz. Hükümet Sözcü’müz konuya ilişkin olarak ’Alınacak tedbirler bu aşamada bizde kalsın’ dedi" diyen Bilgiç, "Montrö’nün nasıl değişebileceğine ilişkin maddeler açık şekilde Montrö Sözleşmesi’nin içinde mevcut. Bizim yaptığımız hazırlık yok. Bugüne kadar Montrö’yü saydam bir şekilde, titizlikle uyguladık" ifadelerini kullandı.
Bilgiç, Türkiye’nin DEAŞ ile mücadelenin koalisyonunun bir parçası olduğunu hatırlatarak, "DEAŞ’i uluslararası güvenlik tehdidi olarak görüyoruz. Türk hava sahası uluslararası koalisyona açık. Irak toprakları DEAŞ’ın işgali altında. Biz Irak’ın DEAŞ ile mücadele noktasında her türlü desteği veriyoruz. Bu çerçevede, hem Peşmerge unsurları hem de ulusal eğitim ve malzeme desteği veriyoruz. Peşmerge’ye yönelik desteğimiz devam ediyor. Bugüne kadar 2 bin 308 Peşmerge’ye eğitim verildi. Ayrıca yine IKB yönetimine de öldürücü olmayan askeri malzeme yardımında bulunduk. Bugüne kadar 2 bin 441 personel yine eğitilmişti. Irak hükümetinin ve uluslararası koalisyonun bilgisi dahilinde yapılan faaliyetlerdir. 27 Eylül 2014 tarihinden itibaren bunlar devam ediyor. Başika kampında eğitimler Mart 2015’ten beri devam ediyor. İntikal basına ve kamuoyuna abartılı yansıtıldı" şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Irak Dışişleri Bakanı ile görüştüğünü belirterek, faaliyetlerin IŞİD ile mücadele kapsamında yapıldığını ve intikallerin durdurulduğunu kaydettiğini belirtti.
Bilgiç Avrupa Birliği ile ilişkilerinde geri kabul anlaşmasının kime yönelik olduğu sorusuna ise "Geri kabul anlaşmasını Türkiye üzerinden AB ülkelerine geçmiş yasadışı göçmenlerin geri kabûlüne anlaşma başladıktan üç yıl sonra yürürlüğe girmesi beklenmekteydi. Bu anlaşma Haziran 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesine yönelik çalışma yapılıyor. Göçmenin Türkiye üzerinden SB ülkesine giriş yaptığının kanıtlanması, kabul edilmesi gerekiyor. Bütün Avrupa’daki göçmenlerin ülkemize önerileceğiz yönündeki husus doğru değil" diye cevap verdi.
Bilgiç, Hollandalı aşırı sağcı lider Wilders’in açıklamalarına yönelik olarak, ifadelerini kınadıklarını belirtti.
(İHA)
Sözcü Bilgiç, bakanlıkta yaptığı haftalık değerlendirme toplantısında, Avrupa Birliği Zirvesi’nde önemli kararlar alındığını vurgulayarak Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandırılmasının, düzenli zirvelerin yapılmasının, siyasi diyaloğun düzenli hale getirilmesinin kararı alındığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a refakatle Paris İklim Zirve toplantısına katıldığını kaydeden Bilgiç, Çevre ve Şehircilik Bakanı Sarı’nın Paris’te İklim Zirvesi’nde bulunduğunu da ifade etti.
Montrö Sözleşmesi’nin maddelerine göre Rusya Federasyonu’na yaptırımlarda Boğaz’ların kapatılması ihtimalinin sorulması üzerine "Konunun dün Bakanlar Kurulu’nda detaylı bir tartışmanın yaşandığını biliyoruz. Hükümet Sözcü’müz konuya ilişkin olarak ’Alınacak tedbirler bu aşamada bizde kalsın’ dedi" diyen Bilgiç, "Montrö’nün nasıl değişebileceğine ilişkin maddeler açık şekilde Montrö Sözleşmesi’nin içinde mevcut. Bizim yaptığımız hazırlık yok. Bugüne kadar Montrö’yü saydam bir şekilde, titizlikle uyguladık" ifadelerini kullandı.
Bilgiç, Türkiye’nin DEAŞ ile mücadelenin koalisyonunun bir parçası olduğunu hatırlatarak, "DEAŞ’i uluslararası güvenlik tehdidi olarak görüyoruz. Türk hava sahası uluslararası koalisyona açık. Irak toprakları DEAŞ’ın işgali altında. Biz Irak’ın DEAŞ ile mücadele noktasında her türlü desteği veriyoruz. Bu çerçevede, hem Peşmerge unsurları hem de ulusal eğitim ve malzeme desteği veriyoruz. Peşmerge’ye yönelik desteğimiz devam ediyor. Bugüne kadar 2 bin 308 Peşmerge’ye eğitim verildi. Ayrıca yine IKB yönetimine de öldürücü olmayan askeri malzeme yardımında bulunduk. Bugüne kadar 2 bin 441 personel yine eğitilmişti. Irak hükümetinin ve uluslararası koalisyonun bilgisi dahilinde yapılan faaliyetlerdir. 27 Eylül 2014 tarihinden itibaren bunlar devam ediyor. Başika kampında eğitimler Mart 2015’ten beri devam ediyor. İntikal basına ve kamuoyuna abartılı yansıtıldı" şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Irak Dışişleri Bakanı ile görüştüğünü belirterek, faaliyetlerin IŞİD ile mücadele kapsamında yapıldığını ve intikallerin durdurulduğunu kaydettiğini belirtti.
Bilgiç Avrupa Birliği ile ilişkilerinde geri kabul anlaşmasının kime yönelik olduğu sorusuna ise "Geri kabul anlaşmasını Türkiye üzerinden AB ülkelerine geçmiş yasadışı göçmenlerin geri kabûlüne anlaşma başladıktan üç yıl sonra yürürlüğe girmesi beklenmekteydi. Bu anlaşma Haziran 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesine yönelik çalışma yapılıyor. Göçmenin Türkiye üzerinden SB ülkesine giriş yaptığının kanıtlanması, kabul edilmesi gerekiyor. Bütün Avrupa’daki göçmenlerin ülkemize önerileceğiz yönündeki husus doğru değil" diye cevap verdi.
Bilgiç, Hollandalı aşırı sağcı lider Wilders’in açıklamalarına yönelik olarak, ifadelerini kınadıklarını belirtti.
(İHA)
