ANKARA (AA) - Böbreklerin hormonal iÅŸlevlerindeki bozuklukların, baÅŸta kalp damar hastalıkları, anemi ve kemiklerde kırılma gibi birçok saÄŸlık problemlerine yol açabildiÄŸi belirtildi.
SaÄŸlık Bilimleri Üniversitesi ÖÄŸretim Üyesi ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Hadim AkoÄŸlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, böbreklerin, artık ürün ve toksinlerin vücuttan atılımı, vücuttaki su ve tuz miktarının düzenlenmesi dışında daha az bilinen ama oldukça önemli görevleri bulunduÄŸunu söyledi.
Böbreklerin tıpkı endokrin bez gibi vücut için son derece önemli hormonların üretiminden de sorumlu olduÄŸunu vurgulayan AkoÄŸlu, "Böbrekler, salgıladıkları bu hormonlar aracılığıyla kemik iliÄŸinde kan yapımını saÄŸlar, kemiklerin saÄŸlıklı yapısını koruyarak kırılmasını önler ve kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur." bilgisini verdi.
AkoÄŸlu, böbreklerin hormonal iÅŸlevlerindeki bozuklukların, vücudun hemen tüm sistemlerini etkilediÄŸine iÅŸaret ederek, "BaÅŸta kalp damar hastalıkları, anemi ve kemiklerde kırılma gibi birçok ilerleyici, geç kalındığında tedavisi oldukça zor olan saÄŸlık problemlerine yol açmaktadır. Bu nedenle, saÄŸlıklı bir yaÅŸam için böbreklerimizi korumalı, onlara zarar verebilecek davranış ve alışkanlıklardan uzak durmalıyız." uyarısında bulundu.
"Böbrekler tarafından salgılanan bir diÄŸer önemli hormon aktif D vitamini""Eritropoeitin" adıyla bilinen hormonun, kemik iliÄŸinde kan yapımını uyaran ve bu sayede anemi diye isimlendirilen kansızlığı engelleyen bir hormon olduÄŸunu anlatan AkoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:
"Bu hormonun yüzde 90'ı böbreklerde üretildiÄŸi için kalıcı ve ilerleyici böbrek hastalıklarında anemi geliÅŸmesi kaçınılmazdır. Anemi ise solukluk, halsizlik, iÅŸtahsızlık, çarpıntı ve çabuk yorulma gibi ÅŸikayetlere neden olmaktadır ve tedavi edilmediÄŸinde uzun dönemde ciddi kalp hastalıklarına davetiye çıkartmaktadır. Bu hastalarda anemiyi tedavi etmek için bu hormonu sentetik olarak içeren ilaçlar kullanılmaktadır."
Böbrekler tarafından salgılanan bir diÄŸer önemli hormonun ise aktif D vitamini olduÄŸunun altını çizen AkoÄŸlu, vücuda gıda yoluyla giren ya da güneÅŸ ışığı etkisiyle ciltte oluÅŸan D vitamini öncüllerinin, önce karaciÄŸer sonra da böbrek hücrelerinde bazı iÅŸlemlerden geçerek aktif D vitamini formuna dönüÅŸtüÄŸünü söyledi.
AkoÄŸlu, "kalsitriol" adı verilen aktif D vitamininin bağırsaklardan kalsiyum ve fosfor emilimini arttırdığını anlatarak, kemik hücrelerinin de uyarılarak kemiklerin uygun ÅŸekilde büyüme ve geliÅŸmesinin saÄŸlandığını ifade etti.
"Kemik hastalıklarına baÄŸlı kırılmalara oldukça sık rastlanmakta"Kalıcı ve ilerleyici böbrek hastalıklarında, vitamin D yapımı ve salınımı azalacağından saÄŸlıklı bir kemik geliÅŸimi saÄŸlanamadığı için kemik erimesi ve kemiklerde kırılmalara yatkınlığın arttığına dikkati çeken AkoÄŸlu, sözlerine ÅŸöyle devam etti:
"Bu nedenle, uygun ÅŸekilde tedavi edilmeyen büyüme çağındaki böbrek hastalarında büyüme ve geliÅŸme geriliÄŸi, eriÅŸkin yaÅŸtaki hastalarda ise kemik hastalıklarına baÄŸlı kırılmalara oldukça sık rastlanmaktadır.
Bunlara ek olarak, böbrek yetersizliÄŸine baÄŸlı mineral kemik hastalıkları uzun dönemde kalp ve damar hastalıkları geliÅŸimi ile de yakından iliÅŸkilidir. Günümüzde bu hastalarda, hem kemik hastalıklarının tedavisine hem de kalp ve damar hastalıkları geliÅŸimini önlemeye yönelik ilaçlar kullanılmaktadır."
Prof. Dr. AkoÄŸlu, böbrekler tarafından salgılanan bir diÄŸer hormonun da "renin" olduÄŸunu belirterek, bunun normal kan basıncının devamını saÄŸlamakta etkili olduÄŸunu kaydetti.